Bu çalışmada bölgemizde sık karşılaşılan alt solunum yolu enfeksiyonu etkeni bakterilerin incelenmesi ve bunların antibiyotik duyarlılık oranlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda ...1999'un ilk altı ayı içinde hastanede yatan ve polikliniklere başvuran olgulardan 365 balgam ve bronş aspirasyonu örneği toplanmıştır. Toplanan örnekler Gram boyama ve bakteriyolojik kültür yöntemleriyle çalışılmıştır. Antibiyogramlar NCCLS'e uygun olarak Kirby Bauer disk difüzyon yöntemi ile yapılmıştır. Elli yedi Haemophilus influenzae (%16), 43 Moraxella catarrhalis (%12), 25 Streptococcus pneumoniae (%7) izole edilmiştir. Haemophilus türü bakterilerin 19'unun H. influenzae tip b olduğu saptanmıştır. Bütün Haemophilus izolatlarının %46'sının ampisiline dirençli, %48'inin eritromisine dirençli olduğu görülmüştür. En düşük direnç ampisilin-sulbaktam ve seftriaksonda izlenmiştir. Moraxella suşları en yüksek direnci %87 ile trimetoprim-sülfametoksazole karşı göstermiştir. Ampisilin direnci %58, ampisilin-sulbaktam direnci %7 olarak ölçülmüştür. Seftriaksona hiç direnç saptanmamıştır. İzole edilen S. pneumoniae suşlarının %16'sı penisiline dirençli bulunmuştur.
Examination of the lower respiratory tract infection agents frequently seen in our region and determination of their antibiotic susceptibility rates were aimed in this study. For this purpose, during the first six months of 1999 at İzmir Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi, 365 sputum and bronchial aspiration samples were collected from hospitalised and outpatient cases. Collected samples were studied by gram stain and bacteriological culture methods. Antibiograms were performed according to NCCLS standards by Kirby Bauer disc diffusion method. Fifty-seven H. influenzae (%16), 43 M. catarrhalis (%12), 25 S. pneumoniae (%7) strains were isolated. Nineteen out of 57 Haemophilus strains were serotype b. Resistance to ampicillin and erythromycin among the Haemophilus strains were %46 and %48, respectively. The lowest resistance rates were detected on ampicillin-sulbactam and ceftriaxon. Moraxella stains showed highest resistance rates to trimetoprim-sulfametoxazol as %87. Incidence .
ELISA tekniği güvenilir, basit ve tekrarlanabilir tanı yöntemi olarak serolojide yerini almıştır. Bu tekniğin tüberkülozun serolojik tanısında ne oranda etkili olabileceğini kendi laboratuvar ...koşullarımızda hazırladığımız kitler ile 3 ayrı antijen (BCG,PPD, Sonikat) kullanarak saptamaya çalıştık. Çalışmada deney grubu olarak akciğer tüberkülozu tanısı konmuş 68 hastadan elde edilen serum örnekleri kullanıldı. Kontrol olarak 20'si gönüllülerden 10'u kordon kanından olmak üzere PPD(+) ve PPD(-) 2 grup deneye alınmıştır. Hasta ve kontrol gruplarının IgG düzeylerinin ortalama absorbans değerleri arasında anlamlı fark tespit edildi. ELISA testlerimizin ortalama duyarlılığı %65, özgüllüğü ise %95 olarak saptandı. Her üç antijenle de olgular arasında, antikor yanıtı açısından korelasyon gözlense de ayırım çizgisinin üstünde kalan olgularda kullanılan antijene göre farklılıklar gözlenmektedir. Oranlar arasındaki farkın istatistiksel açıdan anlamlı ölçüde olduğu saptandı (P<0.05). Sonuçlar ELISA'nın duyarlılığı, özgüllüğü, basitliği ve hızı nedeni ile tüberkülozun tanısında yardımcı olarak kullanılabileceğini, ayrıca kullandığımız üç antijenin ortak dominant epitoplar içerdiğini düşündürmektedir. Çalışmada kullandığımız tüberküloz antijenlerinin ortak yapısının açıklaması ise ileri çalışmaları gerektirmektedir
ELISA has become an important technique in serology since its simple, reliable and reproducible method. We tried to detect the efficiency of ELISA in the diagnosis of tuberculosis and applied the kits which were prepared in our laboratory by using 3 different tuberculosis antigens (BCG, PPD, Sonicate). We used the sera of 68 pulmoner tuberculosis patients. We had two control group as PPD(+) and PPD (-) with 20 volunteer participants and 10 cord blood sera. There was significant difference between mean absorbance values of IgG levels of the patient and control groups. The correlation between cases was seen, but the number of case above cut-off levels varied with different kinds of antigens. The average sensitivity of the tests were found between 65%, the specifivity as 95%. The difference between these rates were statistically significant (P<0.05) Our results indicate ELISA can be used in diagnosis of tuberculosis as a supplementary tool because of its sensitivity, specificity, simplicity and rapidity and that all three antigens share dominant epitopes which need further investigation and evaluation.