Bu çalışma kapsamında ekolojik sistem kuramının kavramları ve sunduğu fikirler bağlamında System Crasher (Nora Fingschdeith, 2019) filminin başkahramanı olan 9 yaşındaki Benni isimli koruyucu bakım ...hizmetinden yararlanan çocuğun gelişim sürecine etki eden çevresel faktörlerin detaylı bir şekilde ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Buna ek olarak System Crasher filminin ekolojik sistem kuramı bağlamında değerlendirilmesinin sosyal hizmet eğitiminde kuramsal bilginin öğretilmesinde nasıl kullanılabileceği sorusuna da cevap aranmıştır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılarak film incelenmiş ve içerik analizi uygulanmıştır. Filmdeki sahnelerin canlandırılmasına yardımcı olacak veriler betimsel anlatım yolu ile aktarılmıştır. Ekolojik sistem kuramı Benni’nin gelişim sürecini, yaşadığı problemlerin kaynaklarını ve bu doğrultuda yapılacak müdahalelerin neler olabileceğini daha geniş bir perspektiften anlama imkânı sunmuştur. Benni özelinde yapılan bu araştırma; ekolojik sistem kuramının sunduğu bilgi zemininden yararlanarak korunma ihtiyacı olan çocuklara yönelik biyopsikososyal değerlendirme ve müdahalelerin gerekli olduğu temel argümanını ortaya koymaktadır. Aynı zamanda System Crasher filmi örneğinde yapılan bu değerlendirme, sosyal hizmet eğitiminde kuramsal bilginin öğretilmesinde filmlerin kullanımının nasıl olacağına dair fikir vermektedir.
Full text
Available for:
IZUM, KILJ, NUK, ODKLJ, PILJ, PNG, SAZU, UL, UM, UPUK
Bu çalışmada, trafik kazası geçirerek ağır yaralanan kardeşinin bakımını üstlenen M.D’ nin, travma ile nasıl baş ettiği, travmanın M.D.’nin hayatında ne gibi değişikliklere yol açtığı sorularına ...cevap bulmak amaçlanmaktadır. Çalışmanın amacı doğrultusunda M.D. ile iki görüşme gerçekleştirilmiştir. İlk görüşme, kazadan 115 gün sonra gerçekleştirilmiştir. İlk görüşmede, kaza haberini aldığı günden, kardeşinin fizik tedavi görmeye başladığı günlere kadar olan süreç hakkında bilgi alınmıştır. İkinci görüşme ise kazanın üzerinden 263 gün geçtikten sonra gerçekleştirilmiştir. İkinci görüşmede ise daha çok M.D.’nin baş etme stratejileri ve kazadan sonraki yaşamı ile ilgili bilgiler alınmıştır. M.D. travma sonrası büyümenin alt boyutları olan kişisel güç, yeni fırsatlar, başkalarıyla ilişki ve manevi gelişim konularında gelişim göstermiştir. Aynı zamanda yaşadığı olayı anlamlandırdığı ifadelerinden anlaşılmaktadır. Sonuç olarak travma, kişilerin yaşamlarına sadece olumsuz yönde etki etmemekte, kişilere travma öncesine göre gelişme ve yeni anlamlar keşfetme fırsatı da sunmaktadır.
The aim of this study is to investigate how M.D., whose sibling had severe injury via a car accident, coped with trauma and what changes trauma caused in M.D.’s life. For the purpose of the study, two interviews were conducted with the M.D. The first interview was conducted 115 days after the accident. At the first interview, information about the process from the day of the accident to the time that her sibling started to receive physical therapy was obtained. The second interview was carried out after 263 days after the accident. In the second interview, information on coping strategies and on life after the accident was obtained. M.D. has shown development in terms of personal strength, new opportunities, relationships with others and spiritual development, which are sub-dimensions of post-traumatic growth. At the same time, it is understood from her statements that she interprets the event. As a result, trauma does not solely affect people's lives in a negative way, but it can also offer people the opportunity to develop new meanings in comparison with pre-trauma.
Bu çalışmada, trafik kazası geçirerek ağır yaralanan kardeşinin bakımını üstlenen M.D’ nin, travma ile nasıl baş ettiği, travmanın M.D.’nin hayatında ne gibi değişikliklere yol açtığı sorularına ...cevap bulmak amaçlanmaktadır. Çalışmanın amacı doğrultusunda M.D. ile iki görüşme gerçekleştirilmiştir. İlk görüşme, kazadan 115 gün sonra gerçekleştirilmiştir. İlk görüşmede, kaza haberini aldığı günden, kardeşinin fizik tedavi görmeye başladığı günlere kadar olan süreç hakkında bilgi alınmıştır. İkinci görüşme ise kazanın üzerinden 263 gün geçtikten sonra gerçekleştirilmiştir. İkinci görüşmede ise daha çok M.D.’nin baş etme stratejileri ve kazadan sonraki yaşamı ile ilgili bilgiler alınmıştır. M.D. travma sonrası büyümenin alt boyutları olan kişisel güç, yeni fırsatlar, başkalarıyla ilişki ve manevi gelişim konularında gelişim göstermiştir. Aynı zamanda yaşadığı olayı anlamlandırdığı ifadelerinden anlaşılmaktadır. Sonuç olarak travma, kişilerin yaşamlarına sadece olumsuz yönde etki etmemekte, kişilere travma öncesine göre gelişme ve yeni anlamlar keşfetme fırsatı da sunmaktadır.
Amaç: COVID-19 hastalarında çeşitli enflamatuvar biyobelirteçlerin artmış seviyeleri bulunmuştur ve “sitokin fırtınası” olarak adlandırılan şiddetli hastalık riski ile ilişkilendirilmiştir. Bu ...çalışmada iyileşen ve ölen hastalar arasında lenfosit sayısı, CRP, sedimantasyon, ferritin gibi inflamatuar belirteçler ile cinsiyet ve yaş açısından anlamlı farklılık olup olmadığının araştırılması amaçlanmıştır.
Materyal ve metod: Çalışmamızda 03.04.2020-31.12.2020 tarihleri arasında hastalardan teşhis ve tedavi amaçlı istenen rutin laboratuvar sonuçlarını kullandık. Bunlardan CRP, sedimantasyon, fibrinojen, ferritin, troponin-I, D-dimer ve hemogram parametreleri geriye dönük olarak baktık. Başvuru sırasında ilk istenen kandaki paramet-reler temel alınarak istatiksel anlamlılık araştırdık.
Bulgular: COVID-19 PCR testi pozitif 213 hastanın olduğu retrospektif çalışmamızda; 83’ü COVID-19’a bağlı nedenlerden hayatını kaybederken, diğerleri iyileşerek taburcu oldu. Trombosit sayısı hariç diğerlerinde istatis-tiksel olarak anlamlı fark tespit ettik. Bu testler ölen hastalarda ilk başvuru anında daha yüksekti. ROC eğrisi sağkalımı tahminlemede; Troponin-I, CRP, Ferritin, Nötrofil ve D-dimer en iyi biyobelirteçlerdi. Cinsiyete göre ölüm oranlarında erkekler lehine anlamlı fark bulduk. Hastaların yaşları incelendiğinde yaşla birlikte mortalite-nin arttığı tespit ettik.
Sonuç: COVID-19 pandemisi, yüksek komplikasyon, ölüm oranı ve ekonomik etki ile küresel bir felaket oldu. Bu süreçte teşhisi hızlandırmak ve hastalık şiddetini değerlendirmek için düşük maliyetli, uygun göstergelere ihtiyaç duyuldu. Bugüne kadar yapılan çalışmalar, biyobelirteçlerin COVID-19 hastalık ciddiyetine göre nasıl değişebileceğine dair kanıtlar bulunduğunu göstermektedir. Bu sonuçlar, klinik uygulamada tedaviyi belirlemek, yoğun bakım ünitesine kabulü yönlendirmek ve kliniği tahmin edebilmek için yardımcı olarak kullanılabilir. Troponin-I, CRP, D-dimer, LDH ve COVID-19 ile kabul edilen hastaların kısa vadeli risk sınıflandırması için kullanı-labilecek biyobelirteçlerdir. Güvenilirliği ve tekrarlanabilirliği artırmak için bunların prognoza etkileri üzerine daha fazla araştırma yapılmalıdır.
Background: Various inflammatory biomarkers have been associated with increased risk of severe disease, termed “cytokine storm,” in COVID-19 patients. In this study, it was aimed to investigate whether there is signi-ficant difference in terms of inflammatory markers suchas lymphocyte count, CRP, sedimentation, ferritin, gender and age between the patients who recovered and died.
Materials and Methods: In our study, we used routine laboratory test results from patients in diagnosis and treatment process between 03.04.2020-31.12.2020. We investigated CRP, sedimentation, fibrinogen, ferritin, troponin-I, D-dimer and hemogram parameters retrospectively. We searched for statistical significance based on the parameters in the first admission blood.
Results: Which included 213 patients with positive PCR test, 83 died from COVID-19-related causes, while the others were discharged. Except for the platelet counts, we found a statistically significant difference in the others. These tests were higher in patients who died at the time of first presentation. The biomarkers with the best performance in predicting ROC curve survival were Troponin-I, CRP, Ferritin, Neutrophil, and D-dimer. There was a significant difference in favor of males in mortality rates by gender. When the patients are exami-ned, it can be said that mortality increases with age.
Conclusions: The COVID-19 pandemic has been a global disaster with high complication, mortality and more economic impact. In this process, cost-effective and appropriate indicators were needed to simplify the diag-nostic process and assess disease severity. Recent studies showed how biomarkers could change with COVID-19 severity. These results can be used as an aid in clinical practice to determine treatment, guide ICU admis-sion, and predict clinical course. Troponin-I, CRP, D-dimer, LDH and are interesting biomarkers that can be used for short-term risk stratification of patients admitted with COVID-19. More research on the prognostic value of biomarkers is needed to increase reliability and reproducibility.
Full text
Available for:
IZUM, KILJ, NUK, PILJ, PNG, SAZU, UL, UM, UPUK