Amaç: Çalışmamızda, Çukurova bölgesinde, postmenopozal osteoporozlu hastalarda ve sağlıklı kadınlarda osteoporoz ile ilişkili aday genlerden VDR ve COL1A1 gen polimorfizmlerinin genotip ve allel ...sıklıkları ile biyokimyasal ve anatomik değişkenler arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır.Yöntem: Seksen dört postmenopozal osteoporotik hasta ve kırk beş kontrol bilgilendirilmiş onam alındıktan sonra çalışıldı. VDR geni için dört polimorfik restriksiyon alanı (ApaI, TaqI, BsmI ve FokI) ve COL1A1 geni için iki polimorfık restriksiyon alanı (Sp1 ve -1997 G / T) incelendi. Tüm çalışma grubu polimeraz zincir reaksiyonu-restriksiyon fragman uzunluğu polimorfizmi (PCR-RFLP) kullanılarak genotiplendirildi.Bulgular: Hastalar ve kontroller arasında VDR ve COL1A1 polimorfizm genotipleri, allel ve haplotip sıklıkları istatistiksel olarak anlamlı değildi. VDR geni için BsmI, ApaI ve TaqI polimorfizmleri ve COL1A1 geni için -1997G/T ve Sp1 polimorfizmleri arasında güçlü bir bağlantı vardır. VDR geninde en yaygın haplotipler, hastalar için “BAt” ve kontroller için “baT”, COL1A1 geni için “TG” haplotipi (aynı zamanda “TS”) her iki grupta da görülmüştür.Sonuç: VDR ve COL1A1 gen polimorfizmleri postmenopozal kadınlarda osteoporoza yatkınlık ve BMD'de anahtar rol oynar. Bulgularımız, VDR ve COL1A1 genlerinin polimorfizmlerinin postmenopozal Türk kadınlarında düşük BMD veya kırıklarla ilişkili olmadığını düşündürmektedir.
Este texto apresenta e reflete sobre a desmontagem “Se eu fosse eu”. Nesse exercício cênico o público é convidado a construir a ordem das cenas a partir da escolha de pedras envoltas em textos que ...desvelam aspectos da criação de “Lapidação - ou quando gritam as pedras” que, inspirada na canção “Geni e o Zepelim”, contesta LGBTfobias. Em similitude ao exercício, os autores sugerem uma leitura não linear, de modo a desmontar o próprio texto.
GENI, the Global Environment for Networking Innovation, is a distributed virtual laboratory for transformative, at-scale experiments in network science, services, and security. Designed in response ...to concerns over Internet ossification, GENI is enabling a wide variety of experiments in a range of areas, including clean-slate networking, protocol design and evaluation, distributed service offerings, social network integration, content management, and in-network service deployment. Recently, GENI has been leading an effort to explore the potential of its underlying technologies, SDN and GENI racks, in support of university campus network management and applications. With the concurrent deployment of these technologies on regional and national R&E backbones, this will result in a revolutionary new national-scale distributed architecture, bringing to the entire network the shared, deeply programmable environment that the cloud has brought to the datacenter. This deeply programmable environment will support the GENI research mission and as well as enabling research in a wide variety of application areas.
Full text
Available for:
GEOZS, IJS, IMTLJ, KILJ, KISLJ, NUK, OILJ, PNG, SAZU, SBCE, SBJE, UL, UM, UPCLJ, UPUK
Recently, several large-scale software defined networking (SDN) testbeds have been designed and developed. These SDN testbeds have spurred numerous network researchers to run their prototypes and ...experiments, as well as to set up novel architectures for the future Internet. Based on these efforts, SDN testbeds are actively contributing to future network research, bringing forth the attention of both academia and industry. In addition, researchers envisage these large-scale SDN testbeds to be the future Internet. In this paper, we present a comprehensive survey and research challenges for large-scale SDN testbeds. We first introduce the related work and background knowledge. Then, an overview of SDN testbeds is presented. In addition, five typical implementations of large-scale SDN testbeds around the world are described in detail, including design objectives, key technologies, deployment, and experiments. Moreover, an in-depth comparison of SDN testbeds is given. Finally, challenges and future works of SDN testbeds are discussed.
Software-defined Networking (SDN) has emerged as a new paradigm of networking that enables network operators, owners, vendors, and even third parties to innovate and create new capabilities at a ...faster pace. The SDN paradigm shows potential for all domains of use, including data centers, cellular providers, service providers, enterprises, and homes. Over a three-year period, we deployed SDN technology at our campus and at several other campuses nation-wide with the help of partners. These deployments included the first-ever SDN prototype in a lab for a (small) global deployment. The four-phased deployments and demonstration of new networking capabilities enabled by SDN played an important role in maturing SDN and its ecosystem. We share our experiences and lessons learned that have to do with demonstration of SDN’s potential; its influence on successive versions of OpenFlow specification; evolution of SDN architecture; performance of SDN and various components; and growing the ecosystem.
Full text
Available for:
GEOZS, IJS, IMTLJ, KILJ, KISLJ, NUK, OILJ, PNG, SAZU, SBCE, SBJE, UL, UM, UPCLJ, UPUK
Projekt ljudskoga genoma završen je 2003. godine, a njegovi su rezultati otkrili dotada nepoznate detalje o našem genomu: skupinu informacija o tome kako ljudska bića izgledaju, kako djeluju, ...osjećaju, misle i razvijaju se. Uskoro su ostvarene i druge međunarodne suradnje poput projekta HapMap i Projekta 1000 genoma. Unatoč tomu što su primarno bili usmjereni na istraživanje varijabilnosti u ljudskoj populaciji, kao i moguće povezanosti različitih varijacija s različitim stanjima i bolestima, ti su projekti također znatno utjecali na razumijevanje utjecaja gena na sportski uspjeh. Usporedno su razvijene poboljšane metode genske analize i genskoga preinačavanja na temelju kojih je postalo moguće utvrditi kandidatske gene odgovorne za različite fenotipe uspješnosti u sportu te razviti protokole slične genskim terapijama za poboljšanje sportskih natjecateljskih performansi sportaša. Ovaj rad daje pregled razvoja u genetici, pregled kandidatskih gena povezanih sa sportskim natjecateljskim performansama te etičke dvojbe vezane uz preinačavanje genoma radi poboljšavanja sportskih natjecateljskih performansi.
Amaç: Bu çalışmada Henoch Shönlein purpurası (HSP) tanılı çocuklarda C2 gen polimorfizmlerinin semptomlar ve hastalık şiddeti üzerine etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu ...kesitsel çalışmaya kliniğimizde Temmuz 2016 ve Mart 2018 tarihleri arasında HSP tanısı almış ve en az 6 ay takip edilmiş olan 49 çocuk hasta dahil edilmiştir. Kompleman C2 gen polimorfizmlerini değerlendirmek amacı ile Sanger sekanslama tekniği kullanılmıştır. Hastalar C2 gen polimorfizm varlığına gruplara ayrılarak klinik ve laboratuvar verileri karşılaştırılmıştır. Bulgular: Çalışmamızda sadece 6 (%12,2) hastada C2 gen polimorfizmleri saptanmıştır. Bunlar; rs9332739 (n=3), rs36221133 (n=2), rs146054348 (n=1) olarak sıralanabilir. C2 gen polimorfizmleri varlığına göre hasta grupları arasında yaş, gastrointestinal ve eklem tutulumları, serum kompleman düzeyleri, böbrek tutulumu, sistemik steroid gereksinimi ve hastalık relaps oranları benzer bulunmuştur. C2 gen polimorfizmi olan hastalarda, olmayanlara göre istatistiksel anlamlı olarak daha yüksek serum IgM düzeyi ve daha düşük lökosit sayısı saptanmıştır. Sonuç: Konusunda ilk olan çalışmamızda her ne kadar C2 gen polimorfizmlerinin HSP’li hastalarda klinik bulgular ve hastalık seyri üzerine etkisi gösterilememiş olsa da, HSP tanılı hastalarda yüksek serum IgM düzeyi C2 gen polimorfizmi ile ilişkili olabilir.
O texto analisa a letra da canção Geni e o zepelim, de Chico Buarque, a fim de refletir sobre sua potência político-crítica, que atribuímos à forma como seu autor-criador, enquanto posição axiológica ...recortada pelo autor-pessoa, reordena discursos e experiências históricas conforme certas intencionalidades estéticas. Sobre a representação da personagem Geni, destacamos uma posição de resistência frente à opressão capitalista-colonial por meio da experiência de práticas sexuais não apenas moralmente transgressoras, mas sobretudo economicamente improdutivas.
Amaç: Huntington Hastalığı (HD), sinir sistemini etkileyen otozomal dominant bir hastalıktır. Huntingtin genindeki CAG trinükleotit tekrarı (TNR) artışı hastalığa neden olur. Normal bireylerde 10-35 ...TNR bulunurken HD'de bu sayı 36-37'yi aşmaktadır. Bu çalışmada, HD tanılı ailede TNR sayılarının araştırılması ve anormal alleli olan bireyler için genetik danışmanlık yapılması amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Örnekler, HD nedeniyle 60 yaşında ölen bir erkeğin aile üyelerinden oluşmaktadır. Rastgele seçilen 57 sağlıklı birey de kontrol için analiz edilmiştir. TNR sayıları fragman analizi ile belirlenmiştir.Bulgular: Aile bireylerinin TNR sayıları 17, 21, 23, 25, 33, 36 ve 39 olarak belirlendi. Rastgele seçilmiş sağlıklı kişilerin TNR sayıları 26'nın altında bulundu. 33 ve 36 TNR'li bireyler risk grubu olarak kabul edildi. 39 TNR'li bireyler HD’ye sahip olarak kabul edildi.Sonuç: Bazı deneklerin 39 TNR'si olduğundan, bu kişilerin hekim kontrolünde olması gerektiği vurgulanmıştır. Çocuk sahibi olmayı planlayanlara prenatal tanı önerilmektedir. Ek olarak, 33 ve 36 CAG trinükleotid tekrarı olan deneklerin, HD ile ilgili yeni nesilleri bilgilendirmeleri ve gelecekte kendilerinin de etkilenebilecekleri bildirilmektedir.
PDF
