Bu çalışmada, PV enerji ve lithium (Li)/ ion (Io) batarya ile beslenen, vektör kontrol tabanlı sabit mıknatıslı senkron motorun (PMSM) hız kontrolü, nötrosofik bulanık mantık kontrol yöntemi ile ...gerçekleştirilmiştir. PV enerji, PMSM ve Li/Io bataryaya, P&O algoritmasına sahip, düşürücü-yükseltici dönüştürücü tabanlı maksimum güç noktası takip edici (MPPT) üzerinden aktarılmıştır. Bununla birlikte, şarj olurken hem akım hem de gerilim PI kontrol yapısı, deşarj olurken gerilim PI kontrol yapısı içeren iki yönlü batarya şarj edici üzerinden, Li/Ion batarya şarj veya deşarj edilmiştir. Ek olarak, iki yönlü batarya şarj edicinin çalışması, bataryanın şarj durumu (SOC) ve güneş enerjisi aydınlanma şiddetine bağlı olan lojik denetleyici üzerinden gerçekleştirilmiştir. Simülasyonlar sayesinde, referans ve yük değişimi altında PMSM’nin hızı, aydınlanma şiddeti ve ortam sıcaklığı değişimi altında PV ve batarya gücü, ölçülmüş ve gösterilmiştir. Sonuç olarak, sistemin tamamı mükemmel şekilde çalışmaktadır. Su pompalama, elektrikli ve deniz araçları uygulamaları için iyi bir alternatif oluşturmaktadır.
Son zamanlarda oldukça popülerleşen kalıcı makyaj uygulamaları gerek sosyal medya fenomenleri gerekse yapılan reklamlar sonucunda yaygınlaşmaya başlamıştır. Hatta günümüzde en ücra mahallelerde ...bulunan güzellik salonları ve kuaförler bile müşterilerine bu hizmeti vermektedir. Deri altına bir iğne vasıtası ile boya enjekte edilmesi şeklinde yapılan bu işlem uzun süre rengini ve boyasını muhafaza edebilmesiyle dikkatleri üzerine çekmiştir. Birkaç farklı seçeneği olan kalıcı makyajın en sık rastlanan çeşitleri; dudağı kalıcı olarak renklendirip ruj görünümü vermek, kaş üzerine sahte kıllar çizerek kaşı şekillendirmek ve göz kapağı üzerinde yapılan işlemlerdir. Kalıcı dövme türlerinden birisi sayılan kalıcı makyajın fıkhî perspektiften değerlendirilmesini konu edinen bu çalışma, İslam fıkhının bu türden uygulamalara izin verip vermediğini, şayet izin veriyorsa ne gibi sınırlar belirlediğini açıklamayı hedeflemektedir. Bu bağlamda çalışmada ilk olarak kalıcı makyaj uygulamalarının ne olduğu hakkında bilgi verilip söz konusu uygulamanın vücuda dövme yaptırmak ile ne gibi benzerlikler taşıdığı incelenecektir. Bu karşılaştırma yapılırken ise İslâm hukukunun aslî delilleri arasında sayılan kıyas yönteminden faydalanılacaktır. Akabinde ise bu türden yaratılışı değiştiren ve doğal görünümü perdeleyen uygulamaların İslam hukuku açısından sakıncalı olup olmadığına değinilerek İslâmiyet’in süslenme ve bakım konusunda insanlara ne gibi sınırlar çizdiği dile getirilecektir. Ayrıca Hz. Peygamberin bakım ve güzelleşme ile alakalı hadis-i şeriflerine de yer verilip sahabe hanımlarının ve peygamber eşlerinin bu konuda nasıl bir yol izlediğinin de genel bir çerçevesi çizilecektir.
Full text
Available for:
DOBA, IZUM, KILJ, NUK, PILJ, PNG, SAZU, UILJ, UKNU, UL, UM, UPUK
İnşaat mühendisliğinde zeminlerin kalıcı dayanım parametrelerinin belirlenmesi önemli bir yere sahiptir. Özellikle daha önce kayma hareketinin meydana geldiği şevler ile fisürlü ve sert kil zeminleri ...içeren şevlerin stabilite tahkiklerinde önem arz etmektedir. Kalıcı kayma dayanımına ulaşabilmek için çok büyük yer değiştirmeler gerekebilmektedir, bu yüzden kayma yüzeyleri var olan istinatların ve şevlerin stabiliteleri sadece kalıcı kayma dayanımları ile kontrol edilebilir. Bu çalışmada İstanbul, Çanakkale ve Eskişehir illerinden alınan örselenmiş numuneler üzerinde farklı hızlarda ve farklı su muhtevalarında halka kesme deneyleri yapılmıştır. Çalışmada kesme hızı ile su muhtevasının, zeminin kayma dayanım parametreleri üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla numuneler yavaş, orta ve yüksek hızlarda farklı normal gerilmeler altında kesilmiş, aynı işlemler yüksek ve düşük su muhtevası olmak üzere iki ayrı su içeriğinde gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde kesme hızının kalıcı içsel sürtünme açısı üzerinde çok fazla etkisinin olmadığı, başlangıç su muhtevası arttıkça kalıcı içsel sürtünme açısının arttığı ve likit limit, plastik limit, plastisite indisi ve kil yüzdesi arttıkça kalıcı içsel sürtünme açısının azaldığı gözlemlenmiştir.
Amaç: Kronik Hepatit C tedavisinde ülkemizde Haziran 2016’dan beri kullanıma giren direkt etkili antiviral ajanların tedavi yanıtlarının gerçek yaşam verilerini sunarak, bu tedavilerin etkinliğini ...araştırmayı amaçladık. Materyal ve Method: Hastanemizde Temmuz 2017 ile Eylül 2018 tarihleri arasında Kronik Hepatit C nedeniyle direkt etkili antiviral ajanlarla tedavi olmuş hastalar retrospektif olarak tedavi yanıtları incelendi. Hastaların klinik, demografik özellikleri, tedavi sırasındaki yan etkiler, 4.,12. ve 24. Hafta HCV RNA seviyeleri hastane veri tabanından kaydedildi. Bulgular: Araştırma popülasyonu (Ombitasvir+Paritaprevir+Ritonavir)+Dasabuvir kullanan 7 hasta (%36,8) ve (Ombitasvir+Paritaprevir+Ritonavir)+Dasabuvir + Ribavirin kullanan 12 hasta (%63,2) olmak üzere toplam 19 Kronik Hepatit C hastasından oluştu. Hastaların yaş aralığı 20-69 yıl olup ortalaması 43,8±13,6 yıl ve %57,9’u (n:11) erkek idi. Hastaların %42,1’inde (n:8) genotip 1a, %36,8’inde (n:7) genotip 1b ve %21,1’inde (n:4) genotip 4 idi. OPrD kullanan hastalarda 4.haftada RNA düzeyi 0 olan hasta oranı %28,6 ve lt;12 IU/ml’nin altında olan hasta oranı %42,9 idi, 12. ve 24.haftada hastaların tamamında RNA düzeyi 0 idi (p lt;0,001). OPrD+rib kullanan hastalarda 4.haftada RNA düzeyi 0 olan hasta oranı %58,3 ve lt;12’nin altında olan hasta oranı %33,3 idi, 12. ve 24.haftada hastaların tamamında RNA düzeyi 0 idi (p lt;0,001). Sonuç: Kronik Hepatit C tedavisinde direkt etkili antiviral ajanların kalıcı viral yanıt oranı gerçek yaşamverilerimizde %100 olup, iyi tolere edilebilen ilaçlardır.
Amaç: Kanser tanısı alan hastalarda port kateter takılması hasta konforu ve tedavinin uygun verilmesi açısından çok önemlidir. Bu çalışmanın amacı subkutan kalıcı port kateteri takılan hastaların ...kanser tiplerine göre port açık kalma ve gelişen komplikasyon açısından karşılaştırılmasıdır.Gereç ve Yöntemler: Kliniğimizde Ocak 2011 ve Aralık 2017 arasında kemoterapi amacıyla port kateter takılan 530 hasta çalışmaya alındı. Olguların 234 (%44,1)’ü kadın ve 296 (%55.9)’sı erkek, ortalama yaş 57,90±10,18 idi. Port kataterler vasküler ultrasonografi altında subkutan olarak takıldı ve perioperatif skopi ile katater yeri ve katater kırılması açısından kontrol edildi. Hastalara fizik muayene yapılarak kanama ve hematom açısından, akciğer grafi çekilerek pnömotoraks ve hemotoraks açısından kontrol edildi. Hastalar postoperatif 10. ve 30. günde yara yeri enfeksiyonu ve port trombozu açısından kontrole çağrıldı.Bulgular: Port takılan hastaların büyük çoğunluğu gastrointestinal kanser tipleri sebebiyle takip ediliyordu. Olguların 224 (%42,2)’üne kolon ca, 68 (%12,8)’ine meme ca ve 111 (%20,9) hastaya rektum ca sebebiyle port katater takıldı. Katater trombozu sıklığı kolon ve meme kanseri olan olgularda istatistiksel olarak daha yüksekti. Yara yeri enfeksiyonu ise hematolojik malignensilerde daha sık gözlendi.Sonuç: Port takılmasından sonra meme ve kolon kanseri olgularında uzun süreli port kullanımı için profilaktik antikoagülan kullanımının, hematolojik kanser olgularında ise sık görülen patojenlere etkili ampirik antibiyotik tedavisinin devam edilmesi ile bu komplikasyonların azaltılabileceği kanaatindeyiz.
Full text
Available for:
IZUM, KILJ, NUK, PILJ, PNG, SAZU, UL, UM, UPUK
Bu çalışmada, araç motor termostatlarında kullanılan farklı malzeme özellikleri ile üretilen contaların kalıcı şekil değişimlerinin araştırılması ve incelenen malzemeler arasında en iyi olanın ortaya ...çıkarılması amaçlanmıştır. İncelenen problem, üretilen contaların kalıcı deformasyon oranının yüksek olmasıdır. Bu durum kullanılan EPDM kauçuğun uygun üretim parametrelere göre üretilmediğini göstermiştir. Uygun parametreyi bulmak için ASTM D395 testi uygulanmasına karar verilmiştir. Numune olarak X,A,B,C grubu olarak tanımlanmış dört tane kauçuk grubu kullanılmıştır. Bu gruplardan X sülfür diğerleri peroksit vulkanizasyonu ile üretilmiştir. Hazırlanan numuneler teste tabi tutulduğunda peroksitle vulkanize edilmiş numunelerin, sülfürle vulkanize edilmiş numunelere göre daha dayanıklı olduğu görülmüştür. Test sonucuna göre kauçuğun üretiminde vulkanizasyon sistemi değiştirilerek peroksitli vulkanize kauçuk türü kullanılmaya başlanmıştır.
Bulanık mantık, model belirsizliğine sahip, zamanla değişen ve doğrusal olmayan sistemlerin kontrolünde kullanılan bir yapay zekâ kontrol yöntemidir. Alternatif akım motorlarının yapılarında ...matematiksel modeli tam olarak belirlenemeyen ve doğrusal olmayan sistem dinamikleri bulunmaktadır. Bundan dolayı, bu motorlarının kontrolünde bulanık mantık denetleyiciler yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, alternatif akım motorlarından birisi olan kalıcı mıknatıslı senkron motorun bulanık mantık ile hız denetimi yapılmıştır. Tasarlanan bulanık mantık denetleyicilerin giriş ve çıkış üyelik fonksiyonları, kural tabanlı çıkarım mekanizmaları ve durulaştırma işlemleri dahil tüm aşamaları yazılımsal olarak gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmalarda, Mamdani, Larsen ve Tsukamoto çıkarım yöntemlerinin kullanıldığı bulanık mantık denetleyicilerin farklı çalışma koşulları altındaki performansları karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde, Larsen ve Tsukamoto çıkarım yöntemlerinin daha iyi performans sergilediği görülmüştür.
Full text
Available for:
IZUM, KILJ, NUK, PILJ, PNG, SAZU, UL, UM, UPUK
Bulanık mantık, model belirsizliğine sahip, zamanla değişen ve doğrusal olmayan sistemlerin kontrolünde kullanılan bir yapay zekâ kontrol yöntemidir. Alternatif akım motorlarının yapılarında ...matematiksel modeli tam olarak belirlenemeyen ve doğrusal olmayan sistem dinamikleri bulunmaktadır. Bundan dolayı, bu motorlarının kontrolünde bulanık mantık denetleyiciler yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, alternatif akım motorlarından birisi olan kalıcı mıknatıslı senkron motorun bulanık mantık ile hız denetimi yapılmıştır. Tasarlanan bulanık mantık denetleyicilerin giriş ve çıkış üyelik fonksiyonları, kural tabanlı çıkarım mekanizmaları ve durulaştırma işlemleri dahil tüm aşamaları yazılımsal olarak gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmalarda, Mamdani, Larsen ve Tsukamoto çıkarım yöntemlerinin kullanıldığı bulanık mantık denetleyicilerin farklı çalışma koşulları altındaki performansları karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde, Larsen ve Tsukamoto çıkarım yöntemlerinin daha iyi performans sergilediği görülmüştür.
Full text
Available for:
IZUM, KILJ, NUK, PILJ, PNG, SAZU, UL, UM, UPUK
Bulanık mantık, model belirsizliğine sahip, zamanla değişen ve doğrusal olmayan sistemlerin kontrolünde kullanılan bir yapay zekâ kontrol yöntemidir. Alternatif akım motorlarının yapılarında ...matematiksel modeli tam olarak belirlenemeyen ve doğrusal olmayan sistem dinamikleri bulunmaktadır. Bundan dolayı, bu motorlarının kontrolünde bulanık mantık denetleyiciler yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, alternatif akım motorlarından birisi olan kalıcı mıknatıslı senkron motorun bulanık mantık ile hız denetimi yapılmıştır. Tasarlanan bulanık mantık denetleyicilerin giriş ve çıkış üyelik fonksiyonları, kural tabanlı çıkarım mekanizmaları ve durulaştırma işlemleri dahil tüm aşamaları yazılımsal olarak gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmalarda, Mamdani, Larsen ve Tsukamoto çıkarım yöntemlerinin kullanıldığı bulanık mantık denetleyicilerin farklı çalışma koşulları altındaki performansları karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde, Larsen ve Tsukamoto çıkarım yöntemlerinin daha iyi performans sergilediği görülmüştür.
Full text
Available for:
IZUM, KILJ, NUK, PILJ, PNG, SAZU, UL, UM, UPUK
Amaç: Bu çalışmada son dönem böbrek yetmezliği hastalarına takılan tünelli kalıcı hemodiyaliz kateterlerinin uzun dönem etkinliğinin ve kateter disfonksiyonuna yol açan komplikasyonların ...değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Son dönem böbrek yetmezliği tanılı 40 hastaya iki yıllık çalışma süresinde ultrasonografi ve floroskopi eşliğinde toplam 68 adet kalıcı hemodiyaliz kateteri takıldı. Erken ve geç dönemde ortaya çıkan komplikasyonlar retrospektif olarak değerlendirildi. Ortalama primer, sekonder ve total kateter ömürleri hesaplandı.
Bulgular: Yaşları 20 ile 80 arasında (ortalama 58,2) değişen 40 hastanın 28'i kadın (%70), 12'si erkekti (%30). Uzun dönem komplikasyonlar toplam 58 kez saptandı (1000 kateter gününde 5.2 kez). Kateter trombozu, 10 hastada toplam 28 kez (2.5/1000 kateter günü), kateter bağımlı sepsis 14 hastada toplam 14 kez (1.25/1000 kateter günü), kateterin spontan yerinden çıkması 3 hastada toplam 3 kez (0.27/1000 kateter günü), kateter giriş yerinden kanama 6 hastada toplam 7 kez (0.63/1000 kateter günü), yetersiz kan akımı 3 hastada toplam 3 kez (0.27/1000 kateter günü) saptandı. Buna göre ortalama primer kateter ömrü 186 gün, sekonder kateter ömrü 133 gün ve genel kateter ömrü 164 gün olarak hesaplandı.
Sonuç: Kronik hemodiyalizde nativ arteriovenöz (AV) fistül günümüzde en ideal vasküler girişim yoludur. Çeşitli nedenlerle AV fistül kullanamayan hastalarda tünelli kalıcı hemodiyaliz kateterleri iyi bir alternatiftir.