Bu çalışmada, sternum morfometrisinin, sternal ossifikasyon merkezlerinin cinsiyet ve yaşa göre değerlendirilmesi ve sternal varyasyonların tespit edilmesi amaçlandı. Kesitsel olarak planlanan ...çalışmada, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı’nda kayıtlı 0-30 yaş aralığındaki 320 (165 erkek – 155 kadın) bireye ait sternum görüntüsü yaş gruplarına (0-5, 6-10, 11- 15, 16-20, 21-30) ayrılarak MDBT ile retrospektif olarak incelendi. Sternum ve bölümlerine ait morfometrik veriler (uzunluk, genişlik, kalınlık, alan, açı) cinsiyet ve yaş gruplarına göre analiz edildi. Ayrıca füzyon değerlendirmeleri, ossifikasyon tiplendirmeleri yapıldı ve varyasyonları incelendi. Çalışmanın istatistiksel analizleri SPSS 20.0 (IBM Inc., Chicago, IL, USA) programı ile gerçekleştirildi. Tanımlayıcı ölçüler kategorik değişkenler için frekans (yüzde oranı), sayısal değişkenler için ortalama±SS şeklinde sunuldu.Morfometrik verilerin büyük bir kısmında erkeklerde kadınlara göre daha yüksek değerler tespit edildi. Yaş gruplarına göre tüm ölçümlerde anlamlı düzeyde farklılık gözlendi (p<0,001). Angulus sterni değeri ise 0-5 yaş grubunda 169,15º iken, yaş arttıkça 21-30 yaş grubunda 164,86º ye kadar azalma gösterdi. Kadınlarda yaş ile yapılan ölçümler arasındaki korelasyon değerlerinin tümü anlamlı bulunurken, erkeklerde bu korelasyon değerleri kadınlara göre daha yüksek bulundu. Angulus sterni ile yaş arasında düşük düzeyde anlamlı, ancak negatif yönlü korelasyon saptandı. Manubrium sterni ve corpus sterni segmentleri için füzyon varyasyonları var ve yok şeklinde gruplandırıldı. Her bir gruba göre yaş için ROC analizi uygulandı. Kız ve erkeklerde ayrı ayrı yaş değerleri belirlenerek diagnostik oranlar hesaplandı. Kızlarda manubrium sterni bölümünde yaş değeri 18,50 için duyarlık oranı %69,12 ve özgüllük oranı %88,51 olarak hesaplandı. Corpus sterni segmentleri içerisinde en iyi ayırıcı tanı bilgisi veren 2. segment oldu. Ayrıca, sternum’un bölümlerinde lokalize sternal foramen, psödoforamen, sternal bant, sternal kleft, proc. xiphoideus’un künt, hançer veya oblik uçlu, çift uçlu, üç uçlu sonlanması gibi morfolojik görünümler kaydedildi.Toplumlara özgü morfometrik verilerle iskelete ait çeşitli kemiklerden cinsiyet tayini anatomistler, antropologlar ve adli tıp uzmanları için son derece önemlidir. Özellikle sternum vücuttaki lokalizasyonu açısından cinsiyet ve yaş tayininin rahatlıkla yapılabildiği kemiklerden birisidir. Sternum varyasyonları ise radyolojik görüntülerde tesadüfi tespit edilen durumlar olup, klinisyenler için kimi zaman önem arz etmektedir. Bu nedenle, çalışma sonuçlarımızın hem temel hem de klinik branşlara faydalı olabileceği kanaatindeyiz.
Hattat Mehmed Şefik Bey (1230/1815- 1297/1880) Osmanlı Hat Sanatı’nın önemli isimlerinden biridir. XIX. yüzyılın ekol olmuş isimlerinden Kadıasker Mustafa İzzet Efendi’nin talebesidir. Hattat Mehmed ...Şefik Bey, Celî Sülüs hattını Kadıasker Mustafa İzzet Efendi yolunda en üst mertebeye taşımıştır. Daha açık bir ifadeyle, hocası Kadıasker Mustafa İzzet Efendi yolunu, talebesi Hattat Mehmed Şefik Bey geliştirmiştir. Hattat Mehmed Şefik Bey’in levha türü eserleri dışında mimarî yapılarda da, önemli ve sanat değeri yüksek yazıları bulunmaktadır. İstanbul Üniversitesi kapısındaki kitâbeler, Kubbetu’s-Sahrâ’yı dışından çevreleyen çini üzerinde bulunan kuşak yazısı ve Bursa Ulucami yazıları, mimarîdeki yazılarına örnektir. Hattat Mehmed Şefik Bey, farklı istif denemeleri yaparak sanatında ne kadar yeniliğe açık, cesur ve başarılı bir sanatkâr olduğunu göstermiştir. Yazıda farklı bir bakış açısı olan Mehmed Şefik Bey’in, ağaç formunda tertiplediği bir istifi ve yine ağaç formundaki farklı imzası buna en güzel örnektir. Hattat Mehmed Şefik Bey, eserleri kadar yetiştirdiği talebelerle de hat sanatına hizmet etmiş ve yazı sanatında köprü olmuştur. Bu çalışmamızda, Hattat Mehmed Şefik Bey'in hayatının yanısıra, sanat hayatı ve eserlerinin toplu bir kataloğunu ortaya koymuş bulunmaktayız.
The aim of this study was trying to identify net etiquette behaviors of preservice teachers. Survey model was used for the study. Participants of the study were 113 male, and 202 female in total 315 ...Faculty of Educational Sciences students at Ankara University. Participating preservice teachers' ages were between 18 and 50 years old and mean was 24.5. There were 37 Likert scale items. To identify the preservice teachers' net etiquette behaviors while using internet and social networks independent group t-Test, linear regression and Variance Analysis were used. Based on the findings male participants were spending more time online than female. According to internet usage, male participants sow themselves at expert level while female sow themselves moderately. As age increases, the number of people who consider themselves experts decreases. While the net-ethical behaviors of the teacher candidates do not show any meaningful difference according to sex, they show significant differences according to age, department and class levels. The netiquette behavior of female teacher candidates was higher than that of male. Netiquette behaviors of teacher candidates registered to foreign language program according to department variable; were higher than candidates enrolled in Physics, BÖTE and Turkish Language and Literature programs respectively. The netiquette behavior scores also increased as the grade level of the teacher candidates increased. On the other hand, it seems that teacher candidates have a significant predictor of their net-ethical behavior, whereas the average number of years spent using the internet and using the internet does not seem to have any significant effect.
Kültürle ilgili tanımlamaların, ağırlıklı olarak, bir kültürü bir başka kültürden ayırmaya yarayan
ölçütleri vurgulamaya yardımcı olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra bireyin kişisel ve toplumsal
...kimliğinin oluşmasında belirleyici olan pek çok toplumsal grup (cinsel, ekonomik, ırksal, etnik, dinî,
siyasal vb.) söz konusudur. Bireyin tercihleri ve aidiyetiyle farklılaşan kültürel kimlikler, konuyla ilgili
bir başka kavram olarak çokkültürlülük veya kültürel çeşitlilik kavramını ortaya çıkarmaktadır. Bu
çalışmada esas alınan tanımlamayla, yalnızca ırksal, etnik ve inanca dayalı çeşitlilikten ziyade çokkültürlülük,
ırk, etnik köken, dil, cinsel eğilim, cinsiyet, yaş, engellilik, sınıfsal statü, eğitim, dinî/manevi
eğilim ve diğer kültürel boyutların geniş kapsamını kabul eder. Bunlar bireylerin ırksal, etnik, kişisel
vb. kimliklerinin hassas yönlerini oluştururken; her bir kültürel boyut kendine has sorunlar, ön yargılar,
dinamikler taşır ve çokkültürlü alanlarda çalışanların bu kültürel dinamiklere ve sorunlarına dair
yeterli duyarlılığa sahip olması gerekir. Dil öğretimi sınıfları da öğrenici gruplarının ve kültürlerinin
homojenlik gösterip göstermemesine bağlı olarak tekkültürlü veya çokkültürlü olabilirken; kültürlerin
karşılaşma/temas alanı olarak dil öğretimi sınıflarının ve süreçlerinin, kültür merkezli çalışmaların
kavramlarıyla ele alınabilecek pek çok dikkat çekici konuyu ve sorunu içerdiği görülmektedir. Mikro
saldırganlık (microaggression), cinsiyetçi tutum ve davranış araştırmaları bağlamında erkek merkezlilik,
Avrupalı beyaz ölü veya yaşayan erkek fenomeni dil öğretimi süreçlerindeki ilişkileri çerçevesinde
dikkat çekilen kavramlardandır. Bunların içerisinde, Amerika’da sosyal hayat ve eğitim ortamlarında
ırkçı tutum ve eylemleri ele alan alanyazının içerisinde 1970’lerde ortaya çıkan ve özellikle psikolojik
danışmanlık alanyazını tarafından geliştirilerek yaygınlaştırılan bir kavram olarak mikro saldırganlık
kavramı, dil öğretimi bağlamında ayrıntılı olarak ele alınmaktadır. Mikro saldırganlık, hedef dilin
temsilci de olabilen öğretici ve ders materyalleri ile öğreniciler arasında veya öğrenicilerin kendi aralarında
açıktan veya örtük biçimde ortaya çıkabilmektedir. Kültür temelli söz konusu önyargı ve çatışmalara
yönelik dil öğreticilerde, materyal geliştiricilerde ve eğitim-öğretim yönetimlerinde farkındalık
oluşturmak, bu süreçlerin nasıl yönetilebileceğine dair danışmanlık sunabilmek için konunun çeşitli
yönleriyle araştırılması yararlı olacaktır. Bu bağlamda yazıda, hem kültürel olarak belirli özel veya
göreceli yapıların hem de evrensel kültürel fenomenlerin etkisinde ortaya çıkan düşünme biçimleri,
tutum ve eylemler üzerinde durulmaktadır. Kültürlerin bu türden temas alanlarında, klişeleşmiş düşünme
biçimleri (stereotypes) ve önyargılar iletişimde belirleyici olmaktadır. Dil öğretiminde kültürel
konulara, sorunlara yaklaşımda, öğrenicilerin düşüncelerini, değerlerini tek tipleştirmeyi işaret eden
“eritme potası” yerine mevcut düşünceleri, değerleri saygılı, anlayışlı ve empatik ilkelerle koruyarak
bir arada bulundurabilmeyi de işaret eden “türlü güveci” eğretilemesinin bugün hemen her yerde yaygın
bir kabul olduğu söylenebilir. Konunun araştırılmayı bekleyen pek çok yönünün işaret edildiği yazı,
çeşitli yönleriyle kültür çalışmaları uzmanlarının dikkatini, hedef dilin ve öğrenicilerin kültürlerinin
yanı sıra evrensel kültüre dair kabullerin etkisinde, bir yandan kültürel çatışma öte yandan kültürlerarası
empatik yaklaşımlarla biçimlenen dil öğretimi sınıfları ve süreçlerine çekmeyi amaçlamaktadır.
Dolayısıyla dil öğretimi ve öğrenimi ortamları, bu yazıda kültürel kabuller, tutumlar ve davranışların
analiz edilebileceği bir araştırma kaynağı ve alanı olarak işaret edilmektedir.
Full text
Available for:
IZUM, KILJ, NUK, PILJ, PNG, SAZU, UL, UM, UPUK
Bu çalışma yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde kullanılan ders kitaplarının eleştirel söylem çözümlemesinin yapılması amacıyla hazırlanmıştır. Bu amaçla İstanbul Üniversitesi tarafından hazırlanan ...İstanbul Yabancılar İçin Türkçe Ders Kitabı C1/+, Yunus Emre Enstitüsü tarafından hazırlanan Yedi İklim Türkçe C1 Ders Kitabı ve Dokuz Eylül Dil Eğitimi ve Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan İzmir Yabancılar için Türkçe C1 Ders Kitabı Fairclough’ın (1989) “Eytişimsel-İlişkisel Yaklaşım”ı ile incelenmiştir. Fairclough’ın yaklaşımından seçilen sorular, ilgili kitaplarda her üniteden seçilmiş okuma metinlerine uygulanmıştır. 3 kitapta en çok bilgilendirici/açıklayıcı sınıflandırma şeması kullanılmıştır. 26 okuma metninin 13’ü bilgilendirici/açıklayıcı sınıflandırma şemasına aittir. Metinlerdeki sözcük tekrarları incelendiğinde, sözcük tekrarlarının büyük ölçüde erkeklere yönelik olduğu anlaşılmıştır. Eş anlamlı sözcükler incelendiğinde metinlerde Türk kültürüne ilişkin eş anlamlı sözcüklerin kullanıldığı belirlenmiştir ancak cinsiyetlere ve milletlere ilişkin kullanımlar bulunmamıştır. Metinlerdeki zıt anlamlı sözcükler incelendiğinde herhangi bir cinsiyete, millete ve kültüre ilişkin ideolojik kullanıma rastlanmamıştır. Sözcükler incelendiğinde, toplamda 77 alt anlamlılık ilişkili sözcük bulunmuştur. Bu sözcüklerin 656 alt anlama sahip olduğu saptanmıştır. Bu sözcüklerin 67 anlamla en çok Türk kültürüne ilişkin olduğu, 3’ünün kadınlara yönelik olduğu, 22’sinin erkeklere yönelik olduğu belirlenmiştir. Metinlerdeki alt anlamlı sözcükler incelendiğinde Yunan, Türk, İranlı, İbrani ve Arap milletlerine yönelik ifadeler bulunmuştur. Okuma metinlerindeki ifadeler cinsiyetlere, milletlere ve kültürlere bağlı olarak çözümlenmiştir. Çalışmanın sonucunda erkeklere yönelik ifadelerin kadınlarınkinden daha çok olduğuna karar verilmiştir. Türk kültürüne yönelik ifadelerin metinlerde daha sık yer almasına karşılık diğer kültürlere yönelik ifadelerin de metinlerde geçtiği belirlenmiştir. Türk kültürüne yönelik ifadelerin pozitif olmasına rağmen, diğer kültürlere yönelik olumlu, olumsuz ve nötr olabilecek çağrışımlara rastlanmıştır. Türk milletine yönelik ifadelere metinlerde daha sık rastlanmıştır ancak başka milletlere yönelik ifadelerin de metinlerde sık sık yer aldığı ve bu ifadelerin olumsuz çağrışıma sahip olmadığı tespit edilmiştir.
Aim of the present study was to practically investigate sex in L. vulgaris using choromotophore stripes in both side of the mantle. For this purpose the landings sold in the local fish market (Iskele ...Harbour, Izmir, Turkey) and L. vulgaris caught by jigging were used (totally 350 squids, 150 males and 200 females; November 2011-June 2012). For sex distinction hectocotylized on the distal third of the left ventral arm in male squids and buccal mass under the mouth of the female were used. Finally, this study showed that female and male of L. vulgaris were distinguishable easily based on body pattern. PUBLICATION ABSTRACT
Özet Amaç: Araştırmanın amacı ilk defa halk sağlığı stajına çıkacak olan erkek öğrenci hemşirelerin alanda yaşadığı endişe ve deneyimleri tanımlamaktır. Yöntem: Harran Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu ...Halk Sağlığı stajı alan 27 erkek öğrenci hemşire ile yürütülen tanımlayıcı bir çalışmadır. Veriler yarı yapılandırılmış bir görüşme formuyla toplanmıştır. Bulgular: Erkek öğrencilerin tümü ev ziyaretlerine kız arkadaşlarıyla birlikte gitmişlerdir. Ev ziyaretlerinde doğrudan iletişim kuramadıklarını, stajın bu haliyle çok verimli olmadığını ifade etmişlerdir. Sonuç: Halk sağlığı uygulamalarında erkek öğrenciler dirençle karşılaşmış ve bu yüzden hem topluma hem da kendisine faydalı olmadığı ve öğrenmenin azaldığı, değişimin yavaş olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Erkek hemşire, hemşirelik, halk sağlığı.Abstract Objective: To determine the experiences and related concerns of male nursing students participating in a Public Health clerkship for the first time. Methods: Data were collected using semi - structured interviews with from 27 nursing students. Results: All male students said that they went on house visits with female student partners. They had difficulty getting direct communication with people during those visits and reported that the experience was neither useful nor satisfying. Conclusions: Male nursing students experienced a resistance from society during their public health field practice. They indicated this as a problem that affects their learning. Key Words: Male nurse, field study, public health.
Bu çalışmanın amacı, 8. sınıf öğrencilerine yazımı karıştırılan 54 kelimenin materyalle öğretimi ile ilköğretim Türkçe kılavuz kitaplarındaki etkinliklerle öğretimi arasındaki öğrenme ve kalıcılık ...düzeyini karşılaştırarak tespit etmek, bu ve diğer kelimelerde etkili ve kalıcı öğrenmenin gerçekleştirilmesini sağlamaktır. Bu araştırmanın çalışma grubunu Isparta’nın Yalvaç ilçesi Kaymakam Abdurrahman Bey Ortaokulu 8/A ve 8/C sınıfından yirmi beşer olmak üzere toplam 50 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmaya başlamadan önce bu sınıflara öntest amaçlı bir metin yazdırılmış ve sonuçlar arasında anlamlı bir farkın olmadığı tespit edilmiştir. Bu iki sınıftan 8/A sınıfı deney grubu, 8/C sınıfı da kontrol grubu olarak yansız atama (rastgele/ random) ile belirlenmiştir. Deney grubuna materyal kullanılarak kontrol grubuna ise kılavuz kitaptaki etkinlikler denkliğinde hazırlanan farklı etkinlikler uygulanarak 5 hafta ders işlenmiştir. Bu 5 haftanın sonunda her iki sınıfa da sontest uygulanarak öğrenme düzeyleri karşılaştırılmıştır. 6 hafta geçtikten sonra her iki gruba da kalıcılık testi uygulanarak öğrenilenlerin hatırlanma düzeyleri belirlenmiştir. Çalışma sonunda elde edilen veriler Excell ve SPSS 16.0 paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Değerlendirilme neticesinde gruplara işlenen dersler sonrasında yöntemlerin etkililiğini ve öğrenmeye etkisini ölçmek amacıyla uygulanan sontestten elde edilen aritmetik ortalama düzeylerinde ve öğrenilenlerin hatırlama düzeylerini ölçmek amaçlı yapılan kalıcılık testinde deney grubu lehine anlamlı bir fark ortaya çıktığı tespit edilmiştir
17. yüzyılda Balıkesir'de doğan Râsih Ahmed Bey, Balıkesir'in önemli ailelerinden birine mensup olması dolayısıyla Ahmed Bey adıyla, dönemin eserlerinde ise Râsih adıyla anılmıştır. Eserinde verdiği ...sarayın teşkilat yapılanmasına dair bilgilerden şairin sarayda bulunduğu ve devlet hizmetinde görev aldığı anlaşılmaktadır. Ölüm yeri ile ilgili kimi kaynaklarda tezkirelere dayanarak Tekirdağ denmektedir; ancak mezarı Balıkesir'de Zağanos Paşa aile mezarlığındadır.Tezkirelerde Sofyalı Râsih'le sık sık karıştırılan Râsih, üstine redifli gazeliyle meşhur olmuş, bu ünü günümüze kadar ulaşmıştır. Çalışmamızın konusunu oluşturan Bülgatü'l-Ahbâb, mensur ve yer yer manzum tarzda yazılmış, çok çeşitli konulardan bahseden telif bir eserdir. 18. yüzyılın ilk yarısında yazıldığını tahmin ettiğimiz eser saray teşkilatı, Osmanlı tebaası, adabımuaşeret, yeme-içme adabı, konuşma adabı, halk hikâyeleri, halk inanışları, efsaneler, korku hikâyeleri (cin, cadı, Karakoncolos, Çarşamba Karısı, vampir vs.), dini ayinler, şarap yapımı, tütün, Anadolu ağızlarından örnekler, ev eğlenceleri gibi çok çeşitli konuların anlatıldığı bir eserdir. Metinde geçen gerek Râsih'e ait gerekse başka şairlere ait beyitler, bu esere aynı zamanda bir mecmua özelliği de kazandırmaktadır.Bülgatü'l-Ahbâb‟ın mevcut nüshaları arasında müstensih hataları bakımından en okunabilir nüsha olması dolayısıyla İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi TY01491 numarada kayıtlı olan eser seçilmiştir. Kimi yerlerde yanlışlıkları gidermek için IUNEK TY3284 nüshasına başvurulmuştur. Metnin çeviri yazısı yapıldıktan sonra dil özellikleri verilmiş, sözlük-dizini ve özel adlar dizini oluşturulmuştur.
XV. asrın ortalarından XX. asrın ortalarına kadar en az beş asır boyunca Osmanlı coğrafyası ve Türk dünyasında yaşayan Müslüman halkın İslam algısını, ahlak yapısını ve manevi varlığını oluşturan, ...geliştiren en önemli kaynaklar arasında, Kur’ân-ı Kerîm ve sahih hadis kitaplarından sonra isimleri ilk sırada sayılabilecek, en çok okunan yahut okuma meclislerinde dinlenen eserler; Yazıcıoğlu Mehmed ve Yazıcıoğlu Ahmed Bîcân kardeşler tarafından kaleme alınmış olan Envârü’l- Âşıkîn ve Muhammediye isimli eserlerdir. Telif tarihleri İstanbul’un fethinin hemen öncesi olan bu eserleri Yazıcıoğlu Mehmed 1449 yılında, Yazıcıoğlu Ahmed Bîcân ise 1451 yılında olmak üzere, ikisi de Gelibolu’da tamamlamışlardır. Bu tarihlerden günümüze kadar, özellikle XX. yüzyılın ilk yarısına kadar yoğunlukla olmak üzere bu eserlerin, Anadolu’nun her köşesinden Rumeli’ye, Kafkaslar’dan Kuzey Afrika’ya, Balkanlar’dan Orta Asya’ya kadar olabildiğince geniş bir coğrafyada ve sayısız insan tarafından okunmuş ya da dinlenmiş olması, söz konusu eserleri oldukça dikkat çekici duruma getirmiştir. Adı geçen eserler araştırıldığında ve incelendiğinde bu eserlerin mahiyet ve muhteviyatına dair elde edilen en önemli sonuç; bu eserlerin, halka, İslam düşüncesine ve ehlisünnet inancına uygun olarak itikadi, amelî ve ahlaki bilgiler sunarak onlara manevi eğitim vermek üzere kaleme alındığının tespit edilmesi olmuştur. Elinizdeki bu çalışma da mezkûr kitaplara ve müelliflerine dair bilgiler vermeyi hedeflemekle birlikte bu kitaplarda sunulan bütün duygu ve düşüncelerden elde edilen sonucu ve örneklemlerini manevi eğitim başlığı altında tespit ederek önce kendimize sonra günümüz insanına yol göstermeyi ve eğitim sistemine ışık tutmayı amaçlamaktadır.