Bu çalışmanın amacı Amerikan Dow Jones indeksi emtia piyasasında yer alan Emtia Fiyatları kullanılarak, Amerikan emtia piyasasında spekülatif balonlarının var olup olmadığı, varsa toplam balon ...süreleri ve incelenen dönemde kaç kez spekülatif balon oluştuğunun belirlenmesidir. Çalışmada Amerikan Dow Jones indeksi emtia piyasasında yer alan 23 adet gerçek zamanlı Emtia fiyatları kullanılmış, 01.01.2012 tarihinden 01.08.2022 tarihine kadar 10 yıllık dönemde, aylık veriler üzerinden Phillips, Shi ve Yu (2015) tarafından literatüre kazandırılan genelleştirilmiş Dickey Fuller (GSADF) testi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda incelenen zaman aralığında ve emtiaların tamamında fiyat balonu veya balonlarının çeşitli defa ve sürelerde oluştuğu belirlenmiştir. Emtia piyasasında bir balonun varlığı ulusal ve uluslararası ekonomi üzerinde yıkıcı etkiler yaratabilir. GSADF testlerinin gerçek zamanlı bir kabarcık detektörü olarak kullanılabileceği göz önüne alındığında bu yaklaşımın uygulanması ve politika yapıcılar tarafından yapılan zamanla değişen nedensellik testleri, dışsal veya dış kaynaklı risklerin değerlendirilmesi ve ölçülmesi açısından önemli faydalar sağlayabilir.
The aim of this study is to determine whether there are speculative bubbles in the American commodity market, if so, their duration and how many speculative bubbles occur in the analyzed period by using the commodity prices in the American Dow Jones index commodity market. In the study, 23 real-time commodity prices in the American Dow Jones index commodity market were used and the generalized Dickey Fuller (GSADF) test, which was brought to the literature by Phillips, Shi, and Yu (2015) over the monthly data in a 10-year period from 01.01.2012 to 01.08.2022. used. As a result of the study, it was determined that price bubble or bubbles occurred in various times and periods in the examined time period and in all of the commodities. The existence of a bubble in the commodity market can have devastating effects on the national and international economy. Considering that GSADF tests can be used as a real-time bubble detector, the application of this approach and time-varying causality tests by policy makers can provide significant benefits for the assessment and measurement of exogenous or exogenous risks.
Amaç: Çalışmanın amacı, şirketlerin değer yaratma esasına dayalı önemli finansal performans göstergeleri olan Serbest Nakit Akımı (FCF), Firma Değeri (EV), Firma Değeri/Faiz, Vergi ve Amortisman ...Öncesi Kar (EV/EBITDA) ve Fiyat/Kazanç (P/E) aralarındaki ilişkilerin belirlenmesi ve yorumlanmasıdır.Yöntem: Çalışmada BİST 30 şirketlerinin 2015-2021 yıllarında FCF ile EV, P/E ve EV/EBITDA yıllık değerleri arasındaki ilişki panel veri analiz yöntemi ile incelenmiştir.Bulgular: Yapılan analizler sonucunda FCF ile EV ve P/E aralarında aynı yönlü; FCF ile EV/EBITDA arasında ters yönlü ilişki olduğu belirlenmiştir. Elde edilen bulguların literatürdeki çalışmalarla kısmen uyumlu olduğu belirlenmiştir.Özgünlük: Çalışmanın BIST-30 endeksindeki kapsamındaki şirketler için değer maksimizasyonunu esas alan şirket performans ölçüm göstergeleri belirlenerek bu göstergeler arasındaki ilişkiler ortaya konulması ve yorumlanması açısından özgün olduğu değerlendirilmektedir. Daha önce literatürde incelenen örneklem ve zaman aralığında herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.
Purpose: The aim of the study is to determine and to interpret the relationship between Free Cash Flow (FCF), Firm Value (EV), Firm Value/Earnings Before Interest, Taxes and Depreciation (EV/EBITDA) and Price/Earnings (P/E) which are important financial performance indicators of companies based on value creation.Methodology: In the study, the relationship between the annual values of FCF and EV, P/E and EV/EBITDA of BIST 30 companies was examined by panel data analysis method in the years 2015-2021.Findings: As a result of the analysis; it has been determined that EV and P/E are in the same direction with FCF and there is an inverse relationship between FCF and EV/EBITDA. It was determined that the findings are partially consistent with the studies in the literature.Originality: The study is original in terms of revealing and interpreting the relationships between performance measurement indicators based on value maximization for the companies within the scope of the BIST-30 index. There is no study using same sample and time period previously in the literature.
The healthy function of the vestibular system (VS) is of vital importance for individuals to carry out their daily activities independently and safely. This study carries out Tsallis entropy ...(TE)-based analysis on insole force sensor data in order to extract features to differentiate between healthy and VS-diseased individuals. Using a specifically developed algorithm, we detrend the acquired data to examine the fluctuation around the trend curve in order to consider the individual’s walking habit and thus increase the accuracy in diagnosis. It is observed that the TE value increases for diseased people as an indicator of the problem of maintaining balance. As one of the main contributions of this study, in contrast to studies in the literature that focus on gait dynamics requiring extensive walking time, we directly process the instantaneous pressure values, enabling a significant reduction in the data acquisition period. The extracted feature set is then inputted into fundamental classification algorithms, with support vector machine (SVM) demonstrating the highest performance, achieving an average accuracy of 95%. This study constitutes a significant step in a larger project aiming to identify the specific VS disease together with its stage. The performance achieved in this study provides a strong motivation to further explore this topic.
The purpose of the book is to provide an understanding of how trade conflicts and the inequalities that come with them are created in the global economy. The authors' arguments are that trade wars ...are class wars between elites and workers within countries, which create increasing inequalities between classes in countries, disrupting the global economy and threatening international peace.
Kitabın amacı, ticaret çatışmalarının ve beraberinde gelen eşitsizliklerin küresel ekonomide nasıl yaratıldığına dair bir anlayış sağlamaktır. Yazarların argümanları, ticaret savaşlarının, ülkelerdeki sınıflar arasında artan eşitsizlikler yaratan, küresel ekonomiyi bozan ve uluslararası barışı tehdit eden, ülkelerdeki seçkinler ve işçiler arasındaki sınıf savaşları olduğu yönündedir.
Türk Sivil Havacılık Sektöründe yer alan iki önemli havayolu şirketi olan THY A.O ve Pegasus Hava Taşımacılığı
A.Ş stratejileri farklı da olsa, bu şirketler rekabet gücünü koruyabilmek için ...gelirlerini artırma, maliyetlerini
en aza indirme çabasındadırlar. Bu çalışmanın ilk aşamasında Türk Sivil Havayolu sektöründe yer alan
Türk Hava Yolları A.Ş.ve Pegasus A.Ş.’nin 2014 ile 2019 yılları arasında 6 yıllık verileri şirketlerin ilgili yıllarda
faaliyet rapor ve faaliyet tablo verileri kullanılarak, çalışmada konu edilen oranlar analiz edilerek hesaplanmış ve
ulaşılan bulgular yorumlanarak değerlendirilmiştir. Çalışmanın ikinci aşamasında elde edilen bu veriler TOPSİS
(Tecnique for Order Preference by Similarity to Ideal Solution) yöntemiyle analiz edilmiş ve belirtilen iki havayolu
taşımacılık şirketinin finansal performansı analiz edilmiş, değerlendirilerek yorumlanmıştır. Sadece geleneksel
finansal oran analizi yerine, günümüzde Havayolu Taşımacılık Sektöründe yapılan analizlerde olduğu
gibi, özel finansal oranlar yolu ile Havayolu şirketlerin analiz edilmesi çalışmayı literatürde yer alan diğer çalışmalardan
ayırmakta ve önemini artırmaktadır. Çalışmada yapılan analizin ilk bölümünde, araştırmaya konu
olan havayolu şirketlerinin özel finansal oranları 2014-2019 yılları periyodunda, oluşturulan tablolar ve grafikler
yardımıyla ortaya konulmuştur. Yapılan analizde 2014-2019 yılları arasında THY A.O. ve Pegasus Hava Taşımacılığı
A.Ş.’nin performans verileri hesaplanarak analiz edilmiştir. THY A.O.’nın spesifik finansal oranlar
olarak adlandırılan temel olarak CASK ve RASK değerleri incelen yıllarda, Pegasus Hava Taşımacılığı A.Ş.’nin
değerlerinden daha yüksek seyrettiği belirlenmiştir. Çalışmada yapılan analizin ikinci bölümünde, yine aynı zaman
periyodunda incelenen iki havayolu şirketinin tespit edilmiş öne çıkan 7 adet özel finansal oranı kullanılarak
TOPSİS yöntemi yoluyla şirketlerin analizi yapılmıştır. TOPSİS yöntemine göre kullanılan veriler esas alınarak
THY A.O. çalışmanın birinci aşamasına benzer şekilde Pegasus Hava Taşımacılığı A.Ş.’ye göre finansal
açıdan daha başarılı olarak belirlenmiştir.
Zihinsel muhasebe, bireyin finansal faaliyetlerini değerlendirmede kullandığı bilişsel ve duyuşsal işlemleri-dir. Zihinsel muhasebe de insanlar tamamen zihinlerinde yaratmış olduğu farklı ...kategorilere göre finansal karar verme eğiliminde olmaktadır. Verilen kararlar birey tarafından rasyonel olarak gözükse de bazı karar-ların zihinde yaratılan farklı kategorilere yerleştirilmesi sebebiyle yanıltıcı durumların doğmasına sebep ola-bilmektedir. Zihinsel muhasebenin farkında olunmaz ise verilecek finansal kararlarda farkında olmadan hata yapılması ve zarar görülmesi gibi olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalınabilecektir. Çalışmanın amacını in-sanların finansal karar verirken maruz kaldıkları zihinsel önyargıları ortaya koymak ve bilişsel hataların karar alma süreçlerine etkisini incelemektir. Bu amaçla 55 kişiye zihinsel muhasebe ile ilgili kararların bazılarını ölçebilmek için18 sorudan oluşan bir senaryo uygulanmıştır. Sonuçta bireylerin finansal olayları değerlendi-rirken olayların sonuçlarına göre değil iki temel mental hesap üzerinden kararlarını aldıkları, bireysel yatı-rımcıların kazanç durumunda riskten kaçan, kayıp durumunda ise riski seven bir tutum içinde oldukları tespit edilmiştir.
Bu çalışmada 6 Şubat’taki Türkiye Kahramanmaraş merkezli depremler ile BIST-30’da yer alan şirketlerin hisse senetlerinin fiyatları ve getirileri arasında bir ilişkinin olup olmadığının belirlenmesi ...için olay veya vaka çalışması (Event Study) yöntemi uygulanmıştır. Vaka çalışmasında, olaydan (depremden) önceki 10 günün, olay gününün ve olayın ertesi gününden olaydan sonraki 10’uncu güne kadar hisse senedi fiyatları ve getirileri kullanılmıştır. Çalışmada söz konusu depremlerin hisse senedi piyasası üzerine etkisi olay incelemesi yöntemiyle analiz edilmiş, depremden sonraki 10 gün içerisinde oluşan anormal getiriler ve 10. gün sonundaki kümülatif anormal getiriler hesaplanmıştır. Deprem gününden sonraki birinci günde 20 şirkette, ikinci günde ise tüm şirketlerde negatif anormal kayıplar olduğu belirlenmiştir. Depremden sonra dördüncü günden itibaren şirketlerin anormal kazançlarının ortalama seviyelere döndüğü gözlenmiştir.