Osmanlı Devleti’nde reaya genel adıyla bilinen halkın, devlete karşı birtakım mükellefiyetleri vardı. Bu mükellefiyetler içerisinde, tarım ve hayvancılık faaliyetlerinden kaynaklı, ödenmesi gereken ...vergiler mevcuttu. Çünkü ekilebilir arazinin kullanım hakkı devlete aitti. Devlet, o bölgede görev yapan asker ve memurlarına, maaşlarına karşılık olarak, bu vergi toplama işini verirdi. Tımar adıyla bilinen bu sistem, devletin idarî, askerî ve iktisadî denetimini sağlıyordu. Bu çalışmada Gazze ve Kudüs bölgelerinde, tımarın uygulanış biçimi incelenecektir.
People generally known as reaya in Ottoman State had some responsibilities to state. Among these responsibilities there were tax figures to be paid about agricultural and husbandry facilities. Because In the Ottoman Empire, the property rights of the fertilizable lands were belonged to state. State gave their soldiers and civil servants in those regions the duty of collecting these taxes as their salaries. This system, known as grooming and state was provided administrative, military and economic control. In this study, Gaza and Quds areas, will be examined embodiment of tımar.
Celotno besedilo
Dostopno za:
DOBA, IZUM, KILJ, NUK, PILJ, PNG, SAZU, UILJ, UKNU, UL, UM, UPUK
A fractured permanent tooth may induce some functional disturbances and in patients especially in younger patıents, it seems to be a major problem comprising esthetic appearance. Fiber reinforced ...composites are favourable for many applications with characteristic properties as mechanical strength, aesthetics properties, adaptability in different shapes and simplicity of application. Splinting the mobilized teeth, restoring the missing teeth and preparing endodontic post-core are a few applications of its usage area. Dental splinting is frequently needed following traumatic injuries to stabilize subluxated, luxated, avulsed and root fractured teeth. A 11 year old men child with a fractured maxillar incisor was refered to Faculty of Dentistry. Complicated crown fracture of the upper left central incisor and upper right central incisor was found that the lateral luxation and was treated. The fiber-resin composite post-core and direct composite resin restorations may be a cost effective treatment alternative to restore the esthetics of teeth and may prove particularly useful in growing patients before more definitive restorations can be considered.
Travmaya uğramış daimi dişler özellikle genç bireylerde fonksiyonel bozuklukların yanısıra estetik problemlere de neden olabilir. Fiberle güçlendirilmiş kompozitler, mekanik dayanımı, estetik özellikleri, değişik şekillere kolayca adapte olabilmesi ve uygulama kolaylığı gibi özellikleri sayesinde birçok uygulamada tercih edilirler. Mobil dişlerin splintlenmesi, kayıp dişlerin restorasyonu ve endodontik post yapımı gibi intraoral tedaviler bu materyaller kullanılarak yapılabilen işlemlerden birkaçıdır. Dental splint sıklıkla, sublüksasyon, lüksasyon, avülse ve kök kırığı gözlenen dişlerdeki travmatik yaralanma sonrası uygulanır. 11 yasındaki erkek çocuk, üst kesici dişlerinde meydana gelen kırık nedeniyle dişhekimliği fakültesine başvurdu. Üst sol santral dişinde komplike kuron kırığı ve üst sağ santral dişinde lateral lüksasyon olduğu tespit edildi ve tedavisi yapıldı. Bireylerde radikal tedavi yöntemlerini uygulamadan önce fiber kompozit post-kor ve direk kompozit rezin uygulamaları estetiğin sağlanması için uygun maliyetli etkili bir alternatif tedavi olabilir.
In this study, we aimed to analyze the demographic features of the victims of workplace accidents admitted to a teaching and research hospital. The life-threatening content of the forensic reports, ...the use of simple medical interventions and outcomes in the emergency department were evaluated. This study retrospectively evaluated patients admitted to the emergency department who had been in a workplace accident from January 1, 2009 to December 31, 2010. All workplace accidents were included in this study. Categorical measurements obtained were summarized as a number and numerical measurements were summarized as the mean and standard deviation. Data were statistically analyzed using SPSS version 16.0. Of the 406 patients, 96.55% were male and 3.45% were female. The mean age of the patients was 32.80 years. Most of the workplace accidents occurred in December 2010. The most frequent injuries were limb injuries (62%). 73.65% of patients were discharged after evaluation in the emergency department. The forensic reports indicated that 14.53% of patients had life-threatening injuries and 28.57% were not resolved with simple medical intervention. Work-related accidents occur mostly in younger men. Most frequently, patients were discharged from the emergency department after evaluation. Clinicians often decide abolishing with simple medical intervention according to staying in hospital. Cases of injury to more than one organ system were often life-threatening.
Amaç: Çocukluk çağı akut hepatit A enfeksiyonundahastalık kliniği ile serum IgE düzeyleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlandı. Yöntem: Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Çocuk ...Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı polikliniğine başvuran, akut hepatit A enfeksiyonu geçiren ve alerji ve parazit öyküsü olmayan çocuk hastalar çalışmaya dâhil edildi. Hastaların tanı anında viral serolojik incelemesi, dışkıda parazit incelemesi, serum transaminaz düzeyleri ile serum IgE düzeyleri araştırıldı. Hastalar serum SGPT, SGOT ve toplam bilirübin düzeylerine göre serum IgE düzeyleri karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmaya yaşları 5-14 yıl arasında değişen (ortanca, 8 yıl) 24 akut hepatit A'lı çocuk hasta dâhil edildi. Erkek/kız oranı 1/1 idi. Hastaların 10'unda serum IgE düzeyi yüksek bulundu. Hastaların serum IgE düzeyleri 17,7-1120 IU/L arasında değişiyordu (ortanca, 69 IU/L). Hastaların serum IgE düzeyleri ile serum SGOT, SGPT ve toplam bilirübin düzeyleri arasında istatistiksel bir ilişki saptanmadı. Sonuç: Literatürde çocuklarda akut hepatit A enfeksiyonunda serum IgE düzeyleri artmış olarak rapor edilmiştir. Bununla birlikte belki de çalışma grubumuzdaki az sayıdaki olgu nedeniyle karaciğer fonksiyonları ile bu yüksekliğin korelasyonunu gözlemedik. Akut hepatit A enfeksiyonunun klinik seyri ve serum IgE düzeyleri arasındaki ilişkiyi doğrulamak için daha ileri çalışmalar gereklidir.
Objective: The aim of this study is to determine the relationship between clinical features of hepatitis A infection and serum levels of immunoglobulin E in childhood. Methods: The patients diagnosed as acute hepatitis A infection at outpatient clinic of Department of Pediatrics, Selcuk University, Meram Faculty of Medicine without any evidence of allergic and parasitic disease were enrolled into this study. Viral serological tests, testing of stool samples for parasites, serum levels of transaminases and IgE were investigated at study population. Serum levels of IgE were compared with the serum levels of SGOT, SGOT, total bilirubin. Results: Twenty four patients were enrolled into this study. The patients' ages varied from 5 years to 14 years (median age 8 years). Male/female ratio was 1/1. Serum levels of IgE were increased in 10 patients. Serum levels of IgE were found between 17.7 IU/L to 1120 IU/L (median 69 IU/L). Serum levels of IgE of patients were not related with serum levels of SGOT, SGPT, bilirubin. Conclusion: In the literature, serum levels of IgE had been reported to be increased in acute hepatitis A in children. However we did not observe this correlation with liver functions perhaps because of the relatively small number of cases in our study. Further studies are necessary to confirm the relationship between serum IgE levels and the clinical course of acute hepatitis A Infection.
Amaç: Çalışmamızın amacı; 0-6 yaş grubu çocuklarında erken çocukluk çağı diş çürüklerinin görülme sıklığının ve çürük oluşumuna neden olan faktörleri belirlenmesi ve 0-6 yaş grubundaki çocukların ...annelerin ağız ve diş sağlığı bilgi düzeylerinin, tutumlarının ve uygulamalarının çocuklardaki çürük gelişimi üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Materyal-Metot: Çalışmamıza, 0-6 yaş aralığında çocuğu bulunan 200 gönüllü anne dahil edilmiştir. Gönüllülere, sosyodemografik özellikleri, oral hijyen alışkanlıkları ve çocuğun beslenme alışkanlıkları konulu toplam 35 soru içeren anketler yönlendirilmiştir. Çocuklardaki mevcut diş çürükleri, araştırmacı hekimler tarafından tespit edilmiştir. Bulgular: Annelerin eğitim düzeylerinin çocuklarda görülen erken çocukluk çağı diş çürükleri ile ilişkili olduğu bulunmuştur (p<0.01). Ailelerin yerleşim yerleri ile erken çocukluk çağı çürükleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0.05). Ailede bulunan çocuk sayısı ile diş çürüğü görülme sıklığı arasında anlamlı ilişki bulunmuştur (p<0.01). Ailenin diş fırçalama alışkanlığı ile erken çocukluk çağı çürükleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0.05). Düzenli diş hekimi kontrolleri ile erken çocukluk çağı çürükleri arasında pozitif bir ilişki olduğu sonucuna varılmıştır (p<0.05). Sonuç : Erken çocukluk çağı çürükleri önemli bir halk sağlığı sorunudur. Çalışmamızda, 0-6 yaş grubundaki çocukların annelerinin ağız sağlığına ilişkin bilgi düzeylerinin, ağız sağlığı tutumlarının ve çocuklarının beslenme alışkanlıklarının erken çocukluk çağı çürüğü oluşumunda etkili olabileceği bulunmuştur.
Uluyayla which is located in western side of Kure Mountains in Western Black Sea, in southeastern border of Bartin province and Northwestern border of Karabuk province is one of the important ...transhumance fields. In the past, the transhumance in Uluyayla completely depended on grazing but today it was affected by the change that was experienced by the other transhumance fields in our country. While the transhumance that depends on grazing in Uluyayla has been gradually decreasing, recreational transhumance and transhumance tourism have gained importance. However, because of the change in man-nature interaction in favour of man, some problems occurred. This paper includes the present condition of Uluyayla, its potential, problems and planning suggestions.
Batı Karadeniz’de Küre Dağları’nın batı uzantıları üzerinde, Bartın ili idari sınırlarının güneydoğu kesimi ile Karabük ili idari sınırlarının kuzeybatı kesiminde yer alan Uluyayla, önemli yaylacılık sahalarından biridir. Uluyayla, geçmişte tamamen hayvan otlatmaya dayalı geleneksel yaylacılığın hâkim olduğu bir mekânken, günümüzde ülke genelindeki yaylaların yaşadığı değişimden etkilenmiştir. Uluyayla’da hayvancılığa dayalı geleneksel yaylacılık giderek azalırken, rekreasyonel yaylacılık ve yayla turizmi önem kazanmaya başlamıştır. Bununla beraber insan çevre etkileşiminin insan lehine değişmesi yaylada bir takım baskılar ve sorunları da beraberinde getirmeye başlamıştır. Bu çalışmada Uluyayla’nın mevcut durumu, potansiyeli, sorunları ve yaylaya yönelik planlama önerileri üzerinde durulmuştur.
Celotno besedilo
Dostopno za:
DOBA, IZUM, KILJ, NUK, PILJ, PNG, SAZU, UILJ, UKNU, UL, UM, UPUK