Onemogućavanje održavanja krizme u Tinjanu, neredi i prekid obreda krizme u Buzetu, te zločin u Lanišću, u kojem je ubijen svećenik Porečko-pulske biskupije Miroslav Bulešić, a teško ranjen biskupov ...delegat Jakob Ukmar, u službenoj verziji predstavljali su «incidente» izazvane spontanim nezadovoljstvom naroda zbog ponašanja biskupa Santina i nekih svećenika, poslušnika njegove fašističke političke orijentacije. Na temelju povijesnih vrela, te relevantne literature u radu se želi pokazati kako se nije radilo ni o kakvoj spontanoj akciji nego o dobro smišljenom planu koji je trebao pokazati da istarski komunisti u svom radikalnom obračunu s Crkvom i njezinim službenicima ne zaostaju za svojim partijskim istomišljenicima iz drugih dijelova Hrvatske i Jugoslavije. Indoktrinirani seljački slojevi postaju izvršiocima jednog od najstrašnijih zločina u istarskom poraću. Kad se posloži povijesni mozaik i pozadina zbivanja, postaje jasno da se ubojstvo u Lanišću dogodilo kao posljedica mržnje prema vjeri (in odium fidei) koja je izrasla na tlu ideološke isključivosti. Žrtva nije slučajno odabrana. Bulešić je sveprisutnoj UDBI bio poznat kao svećenik koji se kritički postavljao prema nekim potezima nove, «narodne», vlasti.Onemogućavanje održavanja krizme u Tinjanu, neredi i prekid obreda krizme u Buzetu, te zločin u Lanišću, u kojem je ubijen svećenik Porečko-pulske biskupije Miroslav Bulešić, a teško ranjen biskupov delegat Jakob Ukmar, u službenoj verziji predstavljali su «incidente» izazvane spontanim nezadovoljstvom naroda zbog ponašanja biskupa Santina i nekih svećenika, poslušnika njegove fašističke političke orijentacije. Na temelju povijesnih vrela, te relevantne literature u radu se želi pokazati kako se nije radilo ni o kakvoj spontanoj akciji nego o dobro smišljenom planu koji je trebao pokazati da istarski komunisti u svom radikalnom obračunu s Crkvom i njezinim službenicima ne zaostaju za svojim partijskim istomišljenicima iz drugih dijelova Hrvatske i Jugoslavije. Indoktrinirani seljački slojevi postaju izvršiocima jednog od najstrašnijih zločina u istarskom poraću. Kad se posloži povijesni mozaik i pozadina zbivanja, postaje jasno da se ubojstvo u Lanišću dogodilo kao posljedica mržnje prema vjeri (in odium fidei) koja je izrasla na tlu ideološke isključivosti. Žrtva nije slučajno odabrana. Bulešić je sveprisutnoj UDBI bio poznat kao svećenik koji se kritički postavljao prema nekim potezima nove, «narodne», vlasti.
Aspect-oriented software design will need to support languages with first-class and higher-order procedures, such as Ruby, Perl, ML and Scheme. These language features present both challenges and ...benefits for aspects. On the one hand, they force the designer to carefully address issues of scope that do not arise in first-order languages. On the other hand, these distinctions of scope make it possible to define a much richer variety of policies than first-order aspect languages permit.
In this paper, we describe the subtleties of pointcuts and advice for higher-order languages, particularly Scheme. We then resolve these subtleties by alluding to traditional notions of scope. In particular, programmers can now define both dynamic aspects traditional to
aop and static aspects that can capture common security-control paradigms. We provide an operational semantics, based on an extended
ceks machine, that gives a formal account of dynamic and static aspects. We implement the language as an extension to Scheme. By exploiting two novel features of our Scheme system—continuation marks and language-defining macros—the implementation is lightweight and integrates well into the programmer’s toolkit.
Amaç:
Çalışmamız premolar diş çekimli ve diş çekimsiz ortodontik tedavilerin mandibular üçüncü molarlar için oluşturduğu sürme boşluğu miktarı ve üçüncü molar eğimlerindeki değişiklikleri ...karşılaştırmayı amaçlamaktadır.
Materyal & Metot
Bu retrospektif klinik çalışmada tedavi edilmiş 53 bireyin (24 erkek,29 kadın) standart panoramik radyografileri kullanılmıştır. Grup 1, 18 (8 erkek,10 kadın) birinci premoları çekilen, 2. Grup 17 (7 erkek,10 kadın) ikinci premoları çekilen, 3. Grup ise diş çekimi yapılmayan 18 (9 erkek,9 kadın) benzer yaş grubundaki bireylerden oluşmaktadır. Referans düzlemiyle diş tomurcuğunun uzun ekseni arasında, sağ ve sol Z noktalarının ikinci molarların en distal noktası arasındaki mesafe aynı araştırmacı tarafından başlangıç ve bitim radyografiler üzerinde ölçümler yapılmıştır. Üçüncü molarların referans düzlemiyle yaptığı eğimlerindeki ve sürme boşluğundaki değişiklikler tek yönlü ANOVA ve Tukey Post-Hoc testleriyle karşılaştırılmıştır. Bütün testler için önem seviyesi p
Amaç: Üst birinci premolar çekiminin maksiller ve mandibular posterior boşluğa olan etkisinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın materyalini, dişsel Sınıf II maloklüzyona sahip, üst ...iki birinci premolar çekimi ile sabit apareylerle tedavi edilmiş 20 bireyin tedavi öncesi (T1), sonrası (T2) ve pekiştirme sonrası (T3) lateral sefalometrik radyografileri oluşturdu. Lateral sefalometrik radyografiler üzerinde, yedi boyutsal ve dört açısal ölçüm aynı yazar tarafından yapıldı. İstatistiksel analizde, sürekli sayısal değişkenlerin dağılımının normale yakın dağılıp dağılmadığı Shapiro-Wilk testiyle incelendi. Ölçüm ortalamalarında istatistiksel olarak anlamlı değişim olup olmadığı parametrik verilerde Wilks’in Lambda testi, nonparametrik verilerde ise Friedman testiyle incelenerek; Bonferroni düzeltmeli çoklu karşılaştırma ya da Dunn-Bonferroni post-hoc testler uygulandı. p<0.05 değeri anlamlı olarak kabul edildi. Bulgular: SNB açısı T3’te T1’e göre anlamlı düzeyde arttığı bulundu (p<0.05). ANB açısı T3’te T1’e göre anlamlı düzeyde azaldığı bulundu (p<0.05). T1’e göre hem T2 hem de T3’te U1-NA mesafesinin anlamlı düzeyde azaldığı bulundu (p<0.001). T1’e göre hem T2 hem de T3’te ve T2’ye göre T3’te U6-PTV mesafesinin anlamlı düzeyde arttığı bulundu (p<0.001). T1’e göre hem T2 (p<0.01) hem de T3’te (p<0.001) ve T2’ye göre T3’te CLMD (p<0.05) mesafesinin anlamlı düzeyde arttığı bulundu. T1’e göre hem T2 hem de T3’te ve T2’ye göre T3’te DC mesafesinin anlamlı düzeyde arttığı bulundu (p<0.001). CL1 mesafesi T3’te T1’e göre anlamlı düzeyde artmış bulundu (p<0.05). Sonuç: Maksiller posterior boşlukta premolar çekimine bağlı olarak artış izlenmiştir. Mandibular posterior boşlukta izlenen artışın maksiller posterior boşluktan daha az olduğu görülmüştür. Maksiller kesici dişlerde retraksiyon ve maksiller molarlarda meziyalizasyon hareketi izlenmiştir.
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızlanan küreselleşme ile birlikte uluslararası ticaretin hacminde büyük bir artış gerçekleşmiş ve beraberinde kompozisyonunda da değişim gözlemlenmiştir. ...Bununla birlikte tüm dünyada aynı dönemde politik riskin yükseldiği bilinmektedir. Önemi giderek artan bir risk türü olan politik risk, uluslararası ticaretin yönü ve bileşimi üzerinde güçlü etkilere sahiptir. Buna rağmen literatür politik risk ile doğrudan yabancı yatırımlar arasındaki ilişkiyi yoğun biçimde incelerken uluslararası ticaret ile politik risk ilişkisini test eden çalışmalar ise son derece az sayıdadır. Türkiye’nin 45 ticaret ortağının yer aldığı bu çalışmada politik riskin Türkiye’nin dış ticareti üzerindeki etkisi 2003-2017 dönemi için panel çekim modeli çerçevesinde analiz edilmiştir. Genelleştirilmiş momentler yönteminin kullanıldığı mevcut analizin sonuçlarına göre partner ülkelerin kişi başına düşen reel gayri safi yurt içi hasılası ile risk faktör endeksinin Türkiye’nin dış ticaretinde önemli belirleyiciler oldukları tespit edilmiştir. Ayrıca risk bileşenlerinden yalnızca yolsuzluk, sosyoekonomik koşullar, iç çatışma ve kanun ile düzen risklerinin uluslararası ticaret üzerinde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
With globalization accelerating since the second half of the 20th century, there has been a great increase in the volume of international trade and a change in its composition has also been observed. However, it is known that political risk has increased in the same period all over the world. Political risk, an increasingly important type of risk, has strong effects on the direction and composition of international trade. Nevertheless, while the literature intensively examines the relationship between political risk and FDI, there are very few studies that test the relationship between international trade and political risk. This study, which includes 45 trading partners of Türkiye, analyzes the impact of political risk on Türkiye's foreign trade within the framework of the panel gravity model for the period 2003-2017. According to the results of the present analysis using the generalized method of moments, the real gross domestic product per capita of partner countries and the risk factor index are found to be important determinants of Türkiye's foreign trade. Moreover, it is concluded that only corruption, socioeconomic conditions, internal conflict, and law and order risks have an impact on international trade.
Bu çalışmada protein esaslı nanolifler, özellikleri ve uygulama alanları araştırılmış ve yumurta akı proteininden nanolifli yüzey üretimi gerçekleştirilmiştir. Proteinler, bitkisel ve hayvansal olmak ...üzere iki ana gruba ayrılırlar. Biyolojik yapıdaki bu proteinler, medikal alan başta olmak üzere gıda endüstrisinde ve kozmetik sanayiinde çeşitli kullanım alanlarına sahiptir. Bu araştırmada, protein esaslı polimerler alt sınıflara ayrılmış, her birinin özellikleri verilmiş, nanolif üretimlerinden bahsedilmiş ve protein esaslı nanoliflerin kullanım alanlarına değinilmiştir. Ayrıca yumurta akı proteini kullanılarak elektro lif çekim teknolojisi ile nanolifli yüzeyler elde edilmiştir. Protein esaslı nanoliflerin biyomedikal alanda genel olarak, ilaç salım sistemleri ve doku mühendisliğinde yapı iskelesi, yara örtüsü, doku jenerasyonu gibi alanlarda kullanımı söz konusudur. Medikal alan dışında ise biyolojik yapısından kaynaklı gıda endüstrisinde de paketleme malzemesi olarak kullanımı söz konusudur. Ayrıca, protein esaslı nanoliflerin filtre malzemesi, biyosensör, katalizör, deri protezleri, ameliyat iplikleri, yumuşak kontakt lensler gibi çok çeşitli kullanım alanları da mevcuttur.