Bu çalışma, yeniden çekim kavramı çerçevesinde Hollywood'un yeniden çekime ilgisini ve bunu gerçekleştirme nedenleri ile neden Uzakdoğu ekseninde özellikle Japon korku filmlerini tercih etme nedenini ...incelemektedir.Uzakdoğu ögelerinin kullanımı, günümüzde Hollywood filmlerinde artış göstermektedir. Çalışmada Hollywood yapımı Ring ile bu filmin orijinali Japon yapımı Ringu filmleri karşılaştırılarak, sinemada yeniden çekim kavramı incelenmektedir. Hollywood sinemasının senaryo sıkıntısı çektiği her an uyarlama türlerine başvurması ve bu uyarlama türlerinden biri olan yeniden çekimi kullanması, beraberinde farklı kültüre ait olan değerleri Amerikanlaştırıp izleyicisine o şekilde sunmayı getirmektedir. Kaynak seçilen film, farklı bir kültüre ait olsa bile, Hollywood gişe kaygısı ile her türlü sanat filmini kendi yapısına uygun hale getirerek izleyicisine yepyeni bir ürün olarak sunmaktadır.
Bu çalışma, yeniden çekim kavramı çerçevesinde Hollywood'un yeniden çekime ilgisini ve bunu gerçekleştirme nedenleri ile neden Uzakdoğu ekseninde özellikle Japon korku filmlerini tercih etme nedenini ...incelemektedir.Uzakdoğu ögelerinin kullanımı, günümüzde Hollywood filmlerinde artış göstermektedir. Çalışmada Hollywood yapımı Ring ile bu filmin orijinali Japon yapımı Ringu filmleri karşılaştırılarak, sinemada yeniden çekim kavramı incelenmektedir. Hollywood sinemasının senaryo sıkıntısı çektiği her an uyarlama türlerine başvurması ve bu uyarlama türlerinden biri olan yeniden çekimi kullanması, beraberinde farklı kültüre ait olan değerleri Amerikanlaştırıp izleyicisine o şekilde sunmayı getirmektedir. Kaynak seçilen film, farklı bir kültüre ait olsa bile, Hollywood gişe kaygısı ile her türlü sanat filmini kendi yapısına uygun hale getirerek izleyicisine yepyeni bir ürün olarak sunmaktadır.
Amaç: Travma veya tümöre bağlı olmayan izole parsiyel çekum nekrozu yaşlılarda nadir görülen bir tablodur. Apandisit gibi sağ alt kadrana lökalize ağrı ile karekterizedir ve genellikle ameliyat ...esnasında tanı konur. Parsiyel çekum rezeksiyonu veya sağ hemikolektomi ile tedavi edilir. Erken teşhis ve tedavi edilirse morbidite ve mortalitesi düşüktür. Olgu sunumu: 55 yaşında erkek ve 67 yaşında bayan hastaya akut apandisit ön tanısıyla laparatomi yapıldı ve çekum nekrozu tespit edildi. Erkek hastaya sağ hemikolektomi diğer hastaya ise çekum rezeksiyonu ve tüp çekostomi yapıldı. İki hastada da herhangi bir komplikasyon olmadı. Sonuç: Akut apandisit kliniği ile gelen yaşlı hastalarda parsiyel çekum nekrozu da düşünülmelidir
Son yıllardaki yeni nano üretim ve karakterizasyon tekniklerindeki gelişmeler mevcut birçok malzemenin nano boyutta üretilmesine imkân sağlamış ve üretilen nanomalzemelerin cihazlarda kullanımıyla ...cihazların verimliliklerinde artışlara imkân sağlamıştır. İstenen birden fazla özelliğin eldesi ise nano hetero yapıların üretilmesiyle mümkündür. Yapılan bu çalışmamızda elektro çekim yöntemiyle kobalt klorür/poliakrilonitril (CoCl2/PAN) kompozit nanolifler üretilmiş ve üretilen liflerin hidrojen sülfüre (H2S) karşı olan tepkisi araştırılmıştır. CoCl2/PAN nanoliflerin H2S ile muamelesinde kobalt tuzunun yapısındaki kobalt iyonları çökelerek nanolifler içerisinde altıgen şekilde kobalt bileşenli nanoplakaların oluştuğu gözlemlenmiştir. Üretilen kompozit nanoliflerin morfolojik özellikleri taramalı elektron mikroskobuyla (SEM) ile elementel analizleri ise X-ray fotoelektron spektra (XPS) tekniğiyle incelenmiştir. Elde edilen bulgularla CoCl2/PAN nanoliflerle toksik bir kimyasal olan H2S in tespiti ve uzaklaştırılmasının mümkün olmasının yanı sıra nanolif içerisinde fonksiyonel başka bir nano yapının üretilebileceği sonucuna varılmıştır
PVA (polivinilalkol) polimerlerinden farklı konsantrasyon ve vizkozitelerde çözeltiler hazırlanarak elektro çekim yöntemiyle nanolif üretimi gerçekleştirildi. Nanoliflerin SEM mikroskopu ile ...görüntüleri alınarak morfolojileri üzerinde vizkozite, yüksek voltaj değeri, pipet ucu ile toplama yüzeyi arasındaki mesafenin etkileri araştırıldı. Sonuçlar artan vizkozite, azalan pipet ucu ile toplayıcı arasındaki mesafenin lif çaplarını arttırdığı, artan voltaj değeri ve azalan pipet ucu arasındaki mesafenin lif çap değişkenliğini arttırdığını göstermektedir. Pipet ucu ile toplayıcı arasındaki mesafe azaldıkça çözücünün uçması için gerekli süre azaldığından lifler toplayıcı üzerine kurumadan düşmekte ve henüz ivmelenmesi tamamlanmadığından daha ince liflere ayrılması engellenmektedir. Yapılan ölçümler sonucunda en ince lif çapı 85 nm ve en kalın lif çapı 453 nm olarak bulunmuştur. AFM görüntüleri liflerin dairesel kesite sahip olduğunu göstermektedir.
PVA (poly-vinyl-alcohol) solutions in different concentrations and viscosities were prepared and electrospinned to produce nanofibers. SEM images of nanofibers were taken and effect of process parameters (viscosity, voltage and tip to collector distance) were observed. Results showed that increasing viscosity, decreasing tip to collector distance caused thicker nanofiber diameters. Besides, increasing voltage and decreasing tip to collector distance had impact on fiber uniformity causing higher deviations. Decreasing tip to collector distance shortened flying time of the polymer solution, so evaporation of solvent. As a result nanofibers could not dried and branched to produce thinner fiber diameters. The minimum nanofiber diameter 85 nm and the maximum nanofiber diameter 453 nm were measured. AFM images showed that fibers have cylindirical shape
PVA (polivinilalkol) polimerlerinden farklı konsantrasyon ve vizkozitelerde çözeltiler hazırlanarak elektro çekim yöntemiyle nanolif üretimi gerçekleştirildi. Nanoliflerin SEM mikroskopu ile ...görüntüleri alınarak morfolojileri üzerinde vizkozite, yüksek voltaj değeri, pipet ucu ile toplama yüzeyi arasındaki mesafenin etkileri araştırıldı. Sonuçlar artan vizkozite, azalan pipet ucu ile toplayıcı arasındaki mesafenin lif çaplarını arttırdığı, artan voltaj değeri ve azalan pipet ucu arasındaki mesafenin lif çap değişkenliğini arttırdığını göstermektedir. Pipet ucu ile toplayıcı arasındaki mesafe azaldıkça çözücünün uçması için gerekli süre azaldığından lifler toplayıcı üzerine kurumadan düşmekte ve henüz ivmelenmesi tamamlanmadığından daha ince liflere ayrılması engellenmektedir. Yapılan ölçümler sonucunda en ince lif çapı 85 nm ve en kalın lif çapı 453 nm olarak bulunmuştur. AFM görüntüleri liflerin dairesel kesite sahip olduğunu göstermektedir.
Bu çalışmada, alt gömük yirmi yaş dişlerinin çekimini takiben görülen erken dönem komplikasyonların değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma, Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde alt ...gömük yirmi yaş dişine çekim endikasyonu koyulmuş ve cerrahisi gerçekleştirilmiş olan 68 hasta üzerinde yapılmıştır. Araştırmada ameliyat sonrası dönemde görülen ağrı, ödem, trismus, alveolit, dudak ve dilde his kaybı, kanama, yara yerinde açıklık ve yutkunma zorluğu gibi parametreler değerlendirilmiştir. İstatistiksel değerlendirmeler için veriler SPSS Statistical Package for Social Sciences 11,5 programında bilgisayara aktarılmış ve yüzde dağılımları elde edilmiştir. Araştırmaya 36 erkek ve 32 kadın hasta dâhil edilmiştir. 34 sağ ve 34 sol olmak üzere toplam 68 alt gömük yirmi yaş dişinin çekim sonrası 3. güne kadar meydana gelen komplikasyonları değerlendirilmiş ve %35’inde ağrı, %69’unda ödem, %75’inde trismus, %4’ünde dudakta his kaybı, %1’inde dilde his kaybı, %18’inde yutkunma zorluğu, %1’inde ikincil kanama ve % 6’sında alveolit görülmüştür. Sonuç olarak alt gömük yirmi yaş dişlerinin çekimi sonrasında oluşabilecek komplikasyonların fazla olması nedeniyle hekimin bu konuyla ilgili hangi komplikasyonun hangi durumda olabileceği konusunda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olması gerekmektedir
PVA (polivinilalkol) polimerlerinden farklı konsantrasyon ve vizkozitelerde çözeltiler hazırlanarak elektro çekim yöntemiyle nanolif üretimi gerçekleştirildi. Nanoliflerin SEM mikroskopu ile ...görüntüleri alınarak morfolojileri üzerinde vizkozite, yüksek voltaj değeri, pipet ucu ile toplama yüzeyi arasındaki mesafenin etkileri araştırıldı. Sonuçlar artan vizkozite, azalan pipet ucu ile toplayıcı arasındaki mesafenin lif çaplarını arttırdığı, artan voltaj değeri ve azalan pipet ucu arasındaki mesafenin lif çap değişkenliğini arttırdığını göstermektedir. Pipet ucu ile toplayıcı arasındaki mesafe azaldıkça çözücünün uçması için gerekli süre azaldığından lifler toplayıcı üzerine kurumadan düşmekte ve henüz iv- melenmesi tamamlanmadığından daha ince liflere ayrılması engellenmektedir. Yapılan ölçümler sonucunda en ince lif çapı 85 nm ve en kalın lif çapı 453 nm olarak bulunmuştur. AFM görüntüleri liflerin dairesel kesite sahip olduğunu göstermektedir.
Bu yazının amacı yantümcelerde bulunan çekim eklerinin alışılagelmiş sınıflandırmasının dışına çıkarak kanımca daha tutarlı görünen bir alternatif önermek. Başlangıç noktası bildiğim kadarıyla ...Underhill (1976)'ya dek uzanan bu sınıflandırma aşağıdaki gibidir.
Binek araçlarındaki, karavan ve römork gibi barınmaya ve yük taşımaya yönelik motorsuz araçlan çekmeye yarayan ve genellikle sonradan monte edilen elemanlara çeki kancası denir. Daha çok binek ...otomobillerine takılan çeki kancası; karavan, açık veya kapalı yük römorklarını güvenli olarak hareket ettirmek ve dolayısıyla aracın taşıma kapasitesini artırmak amacıyla kullanılır. Çeki kancasında, her araç için, şasi veya monokok gövdenin alt bölümü ile stepnenin durumuna göre farklı konstrüksiyonlar gerektiğinden, seri üretimden ziyade siparişe göre üretim yapılmaktadır. Bu çalışmada, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde yaygın olarak üretimi ve montajı yapılan üç farklı konstrüksiyonun modellemesi ve yapısal analizi gerçekleştirilmiş olup, sonuçları mukavemet açısından karşılaştırılarak irdelenmiştir.