Bu çalışmanın amacı bitkisel ve süt bazlı protein kaynakları kullanılarak peynir benzeri ürünlerin geliştirilmesidir. Bu amaçla, rennet kazein ve nohut unu kullanılarak üretilen peynirlerin bazı ...fizikokimyasal, mikrobiyolojik, aroma ve duyusal özelliklerinde meydana gelen değişimler 60 gün depolama süresince incelenmiştir. Peynir örneklerinin uçucu bileşenleri gaz kromatogrofisi-kütle spektrometresi ile saptanmıştır. Peynirlerin duyusal özellikleri ise duyusal spectrum analizi metodu ile belirlenmiştir. Sonuç olarak, depolama süresince tüm peynir örneklerine ait L, Hue ve Chroma değerlerinde önemli bir değişim belirlenmezken, depolama süresine bağlı olarak sertlik, kırılganlık, sakızımsılık ve çiğnenebilirlik değerlerinde önemli düzeyde bir düşüşün meydana geldiği gözlenmiştir. Ayrıca, peynirlerin suda çözünür azot, toplam serbest yağ asitliği değerleri, toplam mezofilik aerobik bakteri ve maya-küf sayılarında ise önemli bir artışın meydana geldiği tespit edilmiştir. Süt bazlı protein kaynağı kullanılarak üretilen peynirlerde hekzanal, 2-heptanon, 2-etil hekzanol ve oktanoik asit; bitkisel protein bazlı peynirlerde ise asetik asit, p-simen, γ-terpinen, linalool ve timol yüksek konsantrasyonda belirlenen aroma maddeleridir. Süt proteini bazlı peynir benzeri üründe tatlı, tuzlu ve ekşi tatlar ile birlikte kremamsı ve kazein aromalarının yüksek yoğunlukta olduğu belirlenirken bitkisel protein bazlı peynir benzeri üründe ise tuzlu tat ile baharat ve hububat aromalarının yüksek yoğunlukta olduğu tespit edilmiştir. Her iki peynir benzeri ürünün duyusal nitelikler açısından kabul edilebilir olduğu saptanmıştır.
Abstract
Background
Universal demand for cheese keeps the search for appropriate enzymes from plants mimicking animal rennet action in scientific focus.
Objective
To associate distribution of milk ...clotting potential and profile of whole/κ-casein hydrolysis by
Calotropis gigantea
stem, leaf and respective calli crude enzymes (CE).
Materials and methods
Milk clotting activity and index were assayed for CE. Caseinolytic activity (CA) was evaluated spectrophotometrically. 0.5 CA units of CE and Enzeco
®
were used for studying whole/κ-casein hydrolysis pattern by Tricine SDS-PAGE. Inhibition studies were performed for enzyme characterisation.
Results
Traditionally propagated (TP) stem and its callus CE exhibited high specific milk clotting activity (1297.30±0.2 U/mg of protein and 926.74±44.13 U/mg of protein, respectively) and milk clotting index (103.562±1.162 and 79.365±4.93, respectively). Comparison of whole casein hydrolytic pattern by 0.5 CA units of CE revealed closer resemblance between leaf callus and Enzeco
®
. However, κ-casein specificity analysis revealed TP leaf to be closely mimicking the performance by Enzeco
®
.
Conclusion
Study suggests CE from TP leaf to be a potential vegetable coagulant to work as an effective and low-cost milk clotting mediator in cheese industry.
Svrha: Željela se procijeniti moguća inhibicija rasta bakterije S. mutans na karioznom modelu koristeći se stakloionomernim cementom (GIC) pomiješanim s kazein fosfopeptidom/amorfnim kalcijevim ...fosfatom (CPP/ACP) te lizozimom, laktoferinom i laktoperoksidazom (LLL). Materijali i metode: Odabrano je osamdeset trajnih trećih kutnjaka (molara). Dentin tih zuba ogoljen je i zaglađen.
Osim koronalnoga dijela dentina, ostatak zuba hermetički je zabrtvljen, steriliziran i izvrgnut karijesnom utjecaju S. mutans. Karijesne lezije zatvorene su kako slijedi: grupa 1 (n = 20): GIC bez dodataka; grupa 2 (n = 20): GIC + CPP/ACP; grupa 3 ( n= 20): GIC + LLL; grupa 4 (n = 20): GIC + CPP/ACP + LLL. Broj bakterija S. mutans određivao se prije nego što su karijesni zubi zatvoreni (n = 5), nakon 24 sata (n = 5), nakon mjesec dana (n = 5) i nakon šest mjeseci (n = 5). Rezultati su analizirani opisnom statističkom analizom i Kruskal-Wallisovim testom (Student-Newman-Keulsov test). Rezultati: Mjesec dana nakon zatvaranja kombinacija GIC + LLL uzrokovala je značajnu redukciju rasta S. mutans (p < 0,01), no unatoč tomu zabilježen je značajan rast S. mutans šest mjeseci nakon zatvaranja. Uzorci GIC-a, GIC + CPP/ACP i GIC + CPP/ACP + LLL imali su značajnu redukciju S. mutans nakon 24 sata (p < 0,05), ali i porast broja bakterija nakon mjesec dana i šest mjeseci. Zaključak: Dodavanje LLL-a u GIC snažnije antimikrobno djeluje na S. mutans. To rezultira jednomjesečnom kontrolom bakterijskoga biofilma, što na kraju zaustavlja karijesnu leziju.
Amaç: Bu çalışmanın amacı: Etawah cinsi (PE) keçiye ait yoğurdun, çift kültür ile fermente edilmesi sonucu besin kompozisyonunun ve protein değerlerinin belirlenmesidir. Materyal ve Metod: Bu ...çalışmayı gerçekleştirmek için keçi ve büyükbaş hayvanların sütünü kullanılarak 5 farklı grup oluşturuldu: (1) taze inek sütü (2) keçi sütü (3) L. acidophilus and S. thermophilus (LA + ST) ile fermente edilmiş süt (4) L. bulgaricus and S. thermophilus (LB+ ST) ile fermente edilmiş süt (5) ticari süt . Etawah cinsi keçi sütü, 45 oC"de pH: 4.5-6.6"da %2.5"luk bakteri konsantrasyonu bulunan bakteri kültürü ile fermente edildi. Daha sonra besin konsantrasyonları proximate analizi ile belirlendi. Ayırma gücü %15 ve staking jeli %3"lük olan SDS PAGE ile yürütüldü. Protein bantaların yoğunluğunu ölçmek için QuantityOne yazılımı kullanıldı. Bulgular: Çalışma LA+ST ve LB+ST ile muamele edilmiş kültürlerin kontrol grubuna gore daha yüksek lipid içerdiğini göstermiştir. Protein seviyeleriyse kontrol grubunda daha yüksek bulundu. Organoleptik test sonucunda da çalışma grubu ile kontrol grubu arasında renk, tat, koku, içerik ve yoğunluk gibi özellikler açısında önemli farklılıklar olduğu tesbit edildi. LB + ST ve ticari kültürün içerdiği proteinin molaküler ağırlığı 36kDa iken, LA + ST kültürde bu protein tesbit edilemedi. Moleküler ağırlığa dayalı bu karşılaştırmada yeralan bu protein muhtemelen alfa kasein grubundandır. Sonuç:protein kompozisyonu fermente edilen keçi sütü ve inek sütünde aynı fakat keçi sütünde bulunan 36kDa ağırlındaki protein LB+ST ve ticari sütte bulunmuyor.
The effect of plant growth regulators (PGRs) and carbohydrate sources on callus induction, callus growth, and plant regeneration in foxglove was examined. Explants were transferred onto MS medium ...with various levels of PGRs and carbohydrates to determine the optimum explant and effective combinations of PGR treatment. For callus induction 6.0 mg L-1 of a-naphthalene acetic acid (NAA) and 3.0 mg L-1 of benzyl-aminopurine (BA) were very responsive. Addition of cytokinins (BA and kinetin) at 0.5-3.0 mg L-1 to media containing NAA enhanced callus growth. Shoot regeneration was best achieved in MS + 6.0 mg L-1 of BA. Adenine sulphate (Ade) and casein hydrolysate (Ch) were added to the medium as a nitrogen source to improve plant growth and maximum growth was obtained on medium supplemented with 1.5 mg L-1 of kinetin + 0.5 mg L-1 of IAA + 500 mg L-1 of Ch. Carbohydrates also influenced callus production and shoot regeneration potentiality. Among all the tested carbohydrates (sucrose, maltose, fructose, and glucose) and concentrations (3.0-6.0 g L-1), the optimum carbohydrate concentration was 3.0 g L-1 and was applied to all carbohydrate cases.
Celotno besedilo
Dostopno za:
DOBA, IZUM, KILJ, NUK, PILJ, PNG, SAZU, UILJ, UKNU, UL, UM, UPUK
6.
Allelic frequency of Kappa-Casein and Beta-Lactoglobulin in Indian crossbred (Bos taurus × Bos indicus) dairy bulls Patel, R.K., R&D Biotechnology, National Dairy Development Board, Anand (India); Chauhan, J.B., R&D Biotechnology, National Dairy Development Board, Anand (India); Singh, K.M., R&D Biotechnology, National Dairy Development Board, Anand (India) ...
Turkish journal of veterinary & animal sciences,
01/2007, Letnik:
31, Številka:
6
Journal Article
Recenzirano
Odprti dostop
A polymerase chain reaction-restriction fragment length polymorphism test was performed on DNA samples extracted from blood samples of 256 Holstein Friesian crossbred and 112 from Jersey crossbred ...bulls/bull calves to detect allelic frequency of the bovine kappa-casein and beta-lactoglobulin gene responsible for milk production traits. A 350 bp fragment of kappa-casein and a 247 bp fragment of beta-lactoglobulin were amplified and digested with Hinf I and Hae III restriction enzymes, respectively. In the study, 2 types of alleles A and B and 3 types of genotypes AA, BB, and AB for kappa-casein and beta-lactoglobulin were observed. The results indicated that allelic frequency of kappa-casein for A-allele (0.66) was higher compared to B-allele (0.34). Similarly, B-allele frequency (0.72) of beta-lactoglobulin was much higher compared to A-allele (0.27) in crossbred dairy bulls. Kappa-casein and beta-lactoglobulin are useful markers for milk production traits on which bulls can be evaluated and selected for future breeding programmes.
Celotno besedilo
Dostopno za:
DOBA, IZUM, KILJ, NUK, PILJ, PNG, SAZU, UILJ, UKNU, UL, UM, UPUK
Polimorfizmi genov, ki kodirajo proteine mleka imajo pogosto pomemben vpliv na tehnološke lastnosti mleka. Čeprav so podatki o vplivu alelnih variant laktoproteinskih genov na tehnološke lastnosti ...mleka pogosto kontradiktorni, v selekcijske programe vse pogosteje vključujejo tudi informacije o genotipu na laktoproteinskih lokusih, da bi v populacijah povečali frekvenco alel z ugodnim učinkom na tehnološke lastnosti mleka. Glavni proizvod paške ovce je mleko, ki ga večinoma predelajo v paški sir. Izboljšanje tehnoloških lastnosti mleka te pasme bi bistveno pripomoglo k večji ekonomičnosti reje te pasme. Z namenom, da bi ugotovili frekvenco alelov laktoproteinskih genov, ki pomembno vplivajo na predelovalne lastnosti ovčjega mleka, smo v tej raziskavi tipizirali gena za β-laktoglobulin in as1-kazein štiridesetih živali. Genotipizacijo smo izvedli s pomnoževanjem delov obeh genov z verižno reakcijo s polimerazo in estrikcijo amplifikatov z ustreznimi endonukleazami. Na lokusu za β-laktoglobulina smo našli alela A in B (0,5375; 0,4625), na lokusu za as1-kazein pa smo določali aleli A in D (0,0875; 0,1340). Glede na podatke v literaturi lahko rečemo, da frekvence alel za β-laktoglobulin in as1‑kazein v populaciji paške ovce niso najugodnejše in da bi z uporabo molekularnih metod frekvenco alel z ugodnimi tehnološkimi lastnostmi lahko sorazmerno hitro povečali. To bi vodilo k izboljšanju ekonomičnosti reje te pasme, katere edini tržno uveljavljeni produkt je paški sir.
An efficient reproducible protocol for the in vitro multiplication of cucumber (Cucumis sativus L.), an important vegetable crop, was developed from nodal explants. Addition of casein hydrolysate to ...the shoot induction medium (MS + BA) significantly enhanced the number of multiple shoots or growth of the regenerants. Optimum shoot regeneration was observed on Murashige and Skoog (MS) medium containing 1.0 $\mu$ M 6-benzyladenine (BA) and (200 mg/1) casein hydrolysate. Rooting of isolated in vitro raised microshoots was readily achieved with (1.0 $\mu$ M) $\alpha$ -naphthalene-acetic acid (NAA) in V2 MS. The piantlets thus obtained were successfully established in a greenhouse.
Celotno besedilo
Dostopno za:
DOBA, IZUM, KILJ, NUK, PILJ, PNG, SAZU, UILJ, UKNU, UL, UM, UPUK
Kazein, glavni protein u mlijeku, održiv je izvor prirodnih emulgatora koji se često koriste u prehrambenim emulzijama. U ovom su istraživanju korištene metode rentgenske difrakcije (XRD), rentgenske ...fotoelektronske spektroskopije (XPS) i skenirajuće elektronske mikroskopije (SEM) u svrhu analize i karakterizacije kazeina u prahu dobivenog kiselinskom odnosno enzimskom koagulacijom devinog mlijeka. Spomenute instrumentalne metode rezultirale su opsežnim informacijama o kristalnoj strukturi, površinskom sastavu, odnosno sekundarnoj mikrostrukturi kazeina devinog mlijeka. Iz toga su proizišle su nove spoznaje o morfologiji i sastavu površine, a koje su potrebne za bolje razumijevanje funkcionalnih karakteristika poput sposobnosti emulgiranja i stabilnosti emulzije tijekom vremena i veličini kapljica ulja. Uzimajući u obzir mjerenja pomoću rentgenske difrakcije (XPS), udjeli atoma kisika i ugljika na površini kazeina koaguliranog djelovanjem kiseline bili su veći u usporedbi s kazeinom koji je dobiven enzimskom koagulacijom, dok je udio atoma dušika bio niži. Omjeri kisika i ugljika (O/C) na površini kazeina iz devinog mlijeka dobivenog na dva različita načina koagulacije bili su usporedivi. Međutim, metoda enzimske koagulacije rezultirala je visokim omjerom dušika i ugljika(N/C). Dobiveni rezultati impliciraju da bi enzimska koagulacija mogla utjecati na omjer ugljika, kisika i dušika na površini kazeina devinog mlijeka. Nadalje, rezultati dobiveni SEM i XRD analizom ukazuju da koagulacija kiselinom utječe na morfologiju micele kazeina, što rezultira s više β-nabranih ploča i glatkih struktura. S druge strane, enzimski koagulirani kazein devinog mlijeka pokazuje porozniju koloidnu površinu. Također je utvrđena i korelacija između sastava površine kazeina i sposobnosti emulgiranja kazeinskih prahova, dok su veličina kapljica i stabilnost emulzija značajno poboljšane enzimskom metodom koagulacije.
Development of qualitative and quantitative ELISA models for Bovine Brucellosis diagnosis Genç, O., Ondokuz Mayıs Univ., Faculty of Veterinary Medicine, Samsun (Turkey). Div. of Microbiology; Büyüktanır, Ö., Ondokuz Mayıs Univ., Faculty of Veterinary Medicine, Samsun (Turkey). Div. of Microbiology; Yurdusev, N., Ondokuz Mayıs Univ., Faculty of Veterinary Medicine, Samsun (Turkey). Div. of Microbiology
Veteriner fakultesi dergisi,
(2010), 2010, Letnik:
16, Številka:
2
Journal Article
Recenzirano
Odprti dostop
In this study, a qualitative and a quantitative ELISA models (iELISA and qELISA, respectively) have been developed for screening and quantifying IgG isotype anti-Brucella abortus LPS antibody. For ...developing high sensitive and specific ELISA models, the nature and concentration of blocking-diluting reagents have been found very critical since milk components such as casein and particularly β-lactoglobulin, but not alpha-lactalbumin, strongly inhibited the anti-LPS antibody detection by an unknown mechanism. The iELISA as well as qELISA models have been developed and validated by OIE reference sera and well-known field sera evaluated with RBT, CFT and cELISA. The results demonstrated that both ELISA models, iELISA in large-scale screening and qELISA in standard determination of anti-LPS antibody concentration, developed in this study can be included as valuable and effective immunodiagnostic tools in brucellosis monitoring-eradication and vaccination surveillance programs in endemic countries.
Bu çalışmada, IgG izotipi anti-Brucella abortus LPS antikorlarının taranması ve nicelendirilmesi için kalitatif ve kantitatif ELISA modelleri (iELISA ve qELISA) geliştirildi. Yüksek düzey duyarlılık ve özgünlüğe sahip ELISA modellerinin geliştirilmesinde doyurma-dilüsyon reaktiflerinin tabiatı ve konsantrasyonları çok kritik bulunmuştur. Bu çerçevede, süt bileşenlerinden alfa laktalbuminin inhibitör etkisi bulunmadığı ve tanımlanmamış bir mekanizmadan dolayı kazein ve özellikle β-laktoglobulinin anti- LPS antikor tespitini güçlü olarak inhibe ettiği belirlenmiştir. iELISA ve qELISA modelleri OIE referans serumlarının yanı sıra RBT, CFT ve kompetitif ELISA ile değerlendirilerek belirlenmiş saha serumları yardımıyla geliştirilerek valide edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, bu çalışmada geliştirilen her iki ELISA modelinden iELISA'nın geniş ölçek taramalara ve qELISA'nın ise anti-LPS antikor konsantrasyonunun standart bir şekilde belirlenmesine yönelik olarak, endemik ülkelerde brusellozis tarama eradikasyon ve aşı izleme programlarında etkin ve geçerli immunodiyagnostik araçlar olarak kullanılabileceğini göstermektedir.
PDF
