Ayna, insanoğlunun kadim tarihi boyunca ona eşlik etmiş en önemli nesnelerden biridir. Bu nedenle sıradan bir nesneden farklı olarak aynanın da derin bir tarihi bulunmaktadır.Antik kalıntılarda ...yapılan arkeolojik kazılar, aynanın bazı medeniyetlerde bir süs eşyası olarak bazılarında ise yeniden dünyaya gelebilmek için kullanılacak bir nesne olarak mezarlarda ölünün yanına bırakıldığını göstermiştir. Aynaya yüklenen bu simgesel anlam nedeniyle de ayna; tarih, kültür, mitler ve edebiyat için zengin bir kaynak oluşturmaktadır. Tarih boyunca medeniyetler arasında gerçekleşen karşılıklı etkileşimlerde aynanın bu simgesel anlamları farklı medeniyetlerde de kendini göstermiştir. Bu bağlamda ayna mit, tarih, kültür ve edebiyatta benzer özellikler göstererek kendine yer edinmiştir. Bu çalışmada tarihsel ve sosyolojik bakış açısının ışığıyla ayna değerlendirilmiştir. Aynanın yalnızca görüntüyü yansıtarak insanı görünür kılan özelliği dışında, aynaya tarih boyunca yüklenen anlamları değerlendirmek amaçlanmıştır. Bu doğrultuda aynanın farklı alanlardaki görünümleri irdelenmeye çalışılmıştır.
Bu çalışmada amaç, yüksek çözünürlüklü uydu verisinde iki farklı yöntem kullanılarak yağ gülü (Rosa damascena) dikili alanların parsel bazında belirlenebilirliğini araştırmaktır. Çalışma, Türkiye’de ...yağ gülü üretiminin yoğun olarak yapıldığı Isparta ili Güneykent Belediyesi sınırları içerisinde yürütülmüştür. Çalışmada temel kartografik olarak Quickbird-2 uydu verisi, uydu verilerinin sınıflandırmasında ERDAS ve e-Cognition yazılımları kullanılmıştır. Bu amaçla öncelikle uydu verisinde geometrik düzeltme (rectify), görüntü keskinleştirme (pan-sharp) ve görüntü zenginleştirme (histogram equalization) işlemleri yapılmış, arazide kullanılmak üzere parsellerin yer aldığı 1/5000 ölçekli altlık veriler oluşturulmuştur. Bu veriler araziye oryantasyon amacıyla kullanılmış ve arazi çalışmaları yürütülmüştür. Arazi çalışmalarında parsel bazında Arazi Kullanım Türleri (AKT) belirlenmiş, ArcGIS yazılımı ile sayısal AKT haritası hazırlanmıştır. Daha sonra Quickbird-2 uydu verisinin 4, 3 ve 2 bant kombinasyonunda piksel ve obje tabanlı sınıflama metotları kullanılarak gül parselleri belirlenmiş ve en uygun sınıflandırma metodu seçilmiştir. Kontrollü sınıflandırma yöntemi maksimum olabilirlik karar kuralı algoritması ile yapılan sınıflandırmada oluşturulan tematik haritada gül parsellerinin üretici doğruluğu % 48.72, kullanıcı doğruluğu % 18.63, kappa değeri 0.1539 olarak bulunmuştur. Obje tabanlı sınıflandırmada ölçek: 100, bütünlük: 0.5, biçim: 0.1 parametreleri kullanılarak gül parsel sınırlarının en iyi belirlendiği, bu yöntem ile oluşturulan tematik haritada gül parsellerinin % 60.78 doğrulukta ayırt edilebildiği belirlenmiştir. Ayrıca obje tabanlı sınıflandırmada ölçek: 25, bütünlük: 0.5, biçim: 0.1 parametreleri kullanılarak yapılan sınıflamada gül sıralarının ayırt edilebildiği görülmüştür. Yüksek çözünürlüklü uydu verileri kullanılarak yapılan piksel tabanlı sınıflandırmada gül parsellerinin diğer parsellerle karıştığı, bu sınıflama yöntemlerinin gül parsellerinin belirlenmesinde iyi sonuç vermediği, bunun yerine gül parsellerinin daha iyi ayırt edilebildiği obje tabanlı sınıflandırmanın kullanılabileceği tespit edilmiştir.
Anadolu'da Antik dönemden itibaren camın varlığı bilinmektedir. Roma ve Bizans devri camları üzerine birçok yayın bulunmasına karşılık; Selçuklu camcılığı hakkındaki bilgilerimiz son derece ...sınırlıdır. XII.-XIII. yüzyıllara ait Selçuknâmeler, minyatürlü yazmalar ve vakfiyeler gibi tarihî kaynaklarda doğrudan cam üretimine yönelik bilgiler yoktur. Bu kaynaklarda geçen camcılıkla ilgili meslek isimleri ve cam kapların kullanıldığını gösteren dolaylı bilgiler; Anadolu Selçuklu döneminde de camcılığın varlığına işaret etmektedir. Bu açıdan İbn Bibi'nin Selçuknâmesi, Sahip Ata'nın Sivas Gök Medrese vakfiyesi ve Konya İmaret vakfiyesi ilginç ipuçları vermektedir. Ayrıca Kubad-Abad Sarayı kazılarında ele geçen cam tabak üzerindeki kitabede II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in adının geçmesi, Selçuklu sarayı için cam kapların üretildiğini ortaya koyar. Anadolu'da resimlendikleri anlaşılan bazı yazmalardaki minyatürlerde cam kapların yer alması da Selçuklu devrinde bu tür eşyaların üretildiği görüşünü desteklemektedir.
25 Ağustos 1981 tarihinde, İzmir ili, Ödemiş ilçesi Birgi bucağına bağlı ve Birgi'nin 5 km. kuzeydoğusunda bulunan Hacı Hasanlar Köyü'nde Mustafa Girgin'in arazisinden çıkarıldıktan sonra Ödemiş ...Jandarma Kumandanlığı tarafından müsadere edilmiş 3 adet seramik ve 5 adet cam eser bugün Tire Müzesi'nde korunmaktadır. Bu sekiz adet eser için çoğu kesin tarihli olan paralel örnekler yardımıyla önerilen tarihler M.Ö.3.yüzyıl sonuyla M.S.4. yüzyıl arasındaki zaman dilimi içine yayılmaktadır.Eserlerin tam olması mezar buluntusu oldukları ihtimalini kuvvetlendirir. Dolayısıyla bu eserlerin çıkarıldığı, Ödemiş ilçesi Birgi bucağı Hacı Hasan Köyü'ndeki bu nekropolde ,eldeki verilerle bugün için, M.Ö.3.yüzyıl sonundan M.S.4.yüzyıla kadar kullanım olduğunu söyleyebiliriz. Yakınında da ilişkili bir yerleşim yeri aramak gerekir. Hacı Hasanlar Köyünün güney batısında Dioshieron, güney doğusunda Koloe Kiraz , Daredda Elbi yakınında ve Tarigya/Targya Akpınar Köyü yakındaki Çavuşdağı mevkii , Diginda Kayacık Asar ve Euadsa Dioshieron ile Koloe arasında antik yerleşimlerinin varlığı bilinmektedir. Hacı Hasanlar Köyü ve/veya yakın çevresiyle ilişkilendirilmiş antik yerleşimden bahseden yazılı kaynak yoktur. Fakat bu zengin buluntular bir nekropol alanının ve/veya yerleşimin varlığını göstererek bölgenin arkeolojik açıdan önem ve zenginliğini vurgular.
Günümüzde üretici ve tüketici arasında oldukça büyük bir mesafe vardır. Bu mesafeyi kapatma görevini ise reklamlar üstlenmektedir. Reklamlarda pek çok obje kullanılmaktadır. Örneğin kadınlar, ...erkekler, çocuklar, çizgi kahramanlar vs. Reklamcılar üretici firmaların ürettikleri mal veya hizmeti tüketiciye ulaştırmada akıldan çok duygulara hitap etmek için reklamlarda kadın ve erkek objeler kullanırlar. Biz de bu çalışmamızda ürün satışınıarttırmak amacıyla yapılan reklamlarda, kullanılan kadın ve erkek objelerin önemini ortaya koymaya çalıştık.
Son yıllarda, Marmaris Müzesi tarafından, yerel bir satıcıdan üç adet uzun cam unguentarium satın alınmıştır. Bunların buluntu yeri bilinmemekle birlikte, çok benzer ölçülere, form ve cam ...özelliklerine sahip olmaları bakımından aynı mezar konteksti içinde, bir arada ele geçmiş olmaları gerekmektedir. Unguentarium, (özellikle tüp biçimli ve şamdan biçimli tipler) cam üflemeciliğinin yaklaşık olarak İ.Ö. 25 yılında icat edilmesinden sonra Roma camcılığında en yaygın görülen form haline gelmiştir. Roma günlük yaşamında sıkça kullanılan kokulu yağların, parfümlerin, merhemlerin yani, "unguent"lerin saklanmasına yaradığı için bu isimle tanınmaktadır.
İç Anadolu platosuyla Ege kıyı şeridi arasında uzanan Batı Anadolu Bölgesi, sıra dağları ve geniş ovaların oluşturduğu coğrafi yapısıyla genel olarak Akdeniz iklim kuşağının hakim olduğu bir ...konumdadır (Harita 1)(1). Batı Anadolu'da Küçük Menderes vadisinin (Cayster) güneyi, farklı jeomorfolojik yapıları bir arada sergileyen ve Ege'nin tüm karakteristik özelliklerini yansıtan bir bölge olarak dikkati çekmektedir(2). Küçük Menderes'in güneyinde doğu-batı doğrultusunda uzanan Aydın dağları (Messogis), bölgenin en yüksek dağ sıralarından biridir(3). Aydın dağlarının batısı Samsun dağlarıyla takip edilerek Ege kıyı şeridine uzanmakta doğusu, İç Anadolu Bölgesi'nin yüksek platosuyla birleşmekte güneyi ise, Anadolu'nun en önemli nehirlerinden biri olma özelliği taşıyan Büyük Menderes'in (Maeander) oluşturduğu ovaya bağlanmaktadır(4).
Bu yazının amacı, Kalınkaya Erken Tunç Çağı nekropolisinden ele geçen iki küçük boğa heykeli ve bir soyut törensel standartı tartışmaktır. Çorum bölgesinde yer alan, Alacahöyük'ün hemen yakınında ...bulunan mezarlık, yanındaki yerleşmesiyle beraber; kaçak kazıları engellemek amacıyla, 1971 ve 1973'te iki kısa kazı sezonuyla kısmen kazılmıştır. Hayvan şeklindeki heykellerin kalitesi tamamen farklıdır: biri çok kaba yapılmıştır ve iyi tamamlanmamıştır, fakat daha ustaca yapılmış olan diğerinin gözlerinde arsenik ya da gümüş kaplama olduğuna dair deliller vardır, bu da daha usta bir metal işçiliğine sahip olduğunu gösterir. Soyut "güneş standardı" iki değişik grup özelliklerini içerir: Alacahöyük'ten kısa H şeklinde fiş ve kafes motifliler ve iddialara göre "Horoztepe" ya da "Nallıhan"dan gelen kısa tutacaklı birkaç sistra. Böyle törensel malzemelerin büyük bir kısmı yalnızca müzelerden ya da sanat piyasasından bilindiği ve bu yüzden de hiçbir arkeolojik konteksti olmadığı için, Kalınkaya buluntuları M.Ö. 3. bin yılın sonları böyle "Hatti" parçalarına güvenilir bir buluntu noktası daha katmamızı sağlar.
1980 yılından bugüne Çanakkale ili, Ayvacık ilçesi, Gülpınar Beldesi sınırları içerisinde yer alan Apollon Smintheus kutsal alanında sürdürülmekte olan kazılarda iki ayrı alandan küçük bir grup ...oluşturacak sayı da pişmiş toprak heykelcik ele geçmiştir. Eserlerin bir bölümü 1986 yılı kazı sezonunda Apollon Tapınağı'nın güneydoğusunda yer alan bir alanda sürdürülen çalışmalar sırasında ortaya çıkarılmıştır. Gülpınar Beldesi sakinlerinden Hilmi Özak'a ait tarlada yürütülen çalışmalar sırasında geç Roma veya erken Bizans dönemine tarihlendirilebilecek bir yapı kalıntısına rastlanılmıştır.
Değerli meslekdaşımız Prof.Dr. Uğur Silistreli'nin vefatı üzerine ara verilen Köşk Höyük kazılarına, Niğde Müzesi adına 1995 yılında tekrar başlanmıştır. Dr. Silistreli tarafından açığa çıkarılan ...mimari ve küçük eserler, onun anısına ekibimiz tarafından hazırlanmakta olan Köşk Höyük I adlı kitapta yayımlanacaktır. Bu makalenin konusu ise 1995 - 1996 yıllarında açığa çıkarılmış, I. kata ait iki evreli bir ev ve buluntularıdır.