Kocaeli gerek coğrafi konumu, gerekse toplumsal, ekonomik ve kültürel yaşantıları ile öne çıkan bir ildir. Kocaeli’nin yerli yerleşik halkı manavlardan derlenen yeni derlenen türküleri ortaya koyan ...bu çalışma, Kocaeli’nin müzik kültürü açısından oldukça önemlidir. Buna yönelik olarak Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Kocaeli Üniversitesi paydaşlığında “Kocaeli Türkülerini Derleme Çalışması”; Dr. Öğretim Üyesi Gülşen Erdal başkanlığında ve koordinatörlüğünde gerçekleştirildi. Bu çalışma sonucunda yöreye ait derlenen türkülerden notasyon işlemleri bitenler 29.11.2017 tarihi 382910 sayılı başvuru ile TRT kurumuna incelenmesi ve kayıt altına alınması için teslim edildi. Bu çalışma kapsamında 2017 yılı içinde Kocaeli ilinin çeşitli ilçelerinden yeni derlenen 12 türküye yer verildi. Yapılan derleme çalışmasında Kocaeli’nin çeşitli ilçelerinde daha önce derlenmeyen türkülerle beraber, Türkiye’nin farklı illerinde seslendirilen türkülerin sözleri farklı olmakla beraber ezgi benzerliği ya da söz benzerliğine rağmen ezgi farklılığına sahip olan varyantlarına da rastlandı. Derlenen türkülerin söz dizilerinde yöredeki sosyo- kültürel ve ekonomik değerlere ilişkin göndermeler, yöre coğrafyasının belirlediği meslekler ve ekonomik koşullarla ilgili anlatımlar yer almaktadır. Çalışmada, daha çok Kocaeli’nin yerli halkının gündelik yaşantılarına ilişkin sözlerin yer aldığı, “kadın ağızlı türküler” derlendi. Ezgilerin ritmik yapıları TRT repertuvarında yer alan mevcut Kocaeli türküleriyle benzerlikler taşımakla beraber, farklı ritmik yapılara da sahip oldukları görüldü. Kadınların çalgı olarak türkülere genelde vurmalı çalgı olarak kullandıkları darbuka ile eşlik ettikleri, melodik yapıları ritim ile güçlendirerek ezgileri seslendirdikleri belirlendi. Bu minvalde derlenip kayıt altına alınan ve geçmişten geleceğe kültürel bir köprü niteliği taşıyan bu yeni türküler, Kocaeli’nin kültürel mirasına ve TRT repertuvarına kazandırıldı. Bu amaca yönelik olarak, Kocaeli türküleri müzikal açıdan analiz edilerek, türkülerin müzik biçimsel yapıları ortaya konarak, müzikal analizler yapıldı.
Sahne performansının olduğu her alanda heyecan, gerek izleyici gerekse icracı kişi veya topluluk için performans anının olmazsa olmaz bir bileşenidir. İyi ve etkili bir performans için olması ...gerektiği ve hatta heyecansız bir performansın yeterince verimli olmayacağı düşünülmekle beraber bu durum istenmeyecek düzeyde belirdiğinde sanatçının performansını olumsuz şekilde etkileyebilmektedir. Bu çalışmada, müzik icra eden bireylerin performans kaygı düzeyleri ile kaygıyla başa çıkmada kullandıkları bilişsel stratejiler arasındaki ilişkilere yer verilmiştir. Araştırmaya Türkiye'nin birçok ilinden yüz yüze ya da çevrimiçi olanaklarla ulaşılan sanatçı, akademisyen, öğretmen ve öğrenci olmak üzere 346 müzisyen gönüllü olarak katılmıştır. Veri analizinde yapılan korelasyon, bağımsız gruplar T-testi ve tek yönlü Varyans Analizi (ANOVA) sonuçlarına göre müzisyenlerin başa çıkma stratejileri ile kaygı düzeyleri arasında ilişki bulunduğu ve ayrıca kullanılan stratejilerin bazı değişkenlere göre farklılık gösterdiği saptanmıştır.
It's very common that a usually undefined tension that felt before the performance in all areas of performing arts. This "useful excitement" -which is often considered as it must be exist and even believed that the performance will not be good enough if it doesn't occur"- may sometimes be in high levels and may disrupt the performance of the artists. In this study, findings featured about correlations between the cognitive strategies used by musicians and their level of perfomance anxiety. 346 volunteers from various cities of Turkey participated in this research. Participant group includes amateur or professional musicians, students, teachers and academicians that could be interviewed by face-to-face and online facilities. "Personal Information Form", "Kenny Musical Performance Anxiety Inventory" and "Musical Performance Anxiety Cognitive Coping Inventory" are used as materials in this study. Correlations, İndependent Samples T-Test and One-Way ANOVA technics were used to analyze the data that collected in the study. As the results of the analyzes the findings demonstrate that there's significant correlations between the musicians' anxiety levels and coping strategies. Also significant differences were found in coping strategies according to some variables.
Bu çalışmada Fransız piyanist ve besteci Henri Jerome Bertini’nin, piyano eğitiminde kullanılan, “25 Etudes Elementaires Op.137” adlı etüt kitabı incelenmiştir. Nitel bir çalışma olan bu araştırmada ...betimsel araştırma modeli kullanılmış ve literatür, döküman inceleme yoluyla taranmıştır. Yapılan incelemede, mesleki müzik eğitimi kurumlarının piyano eğitimi müfredatlarında da yer verilen Bertini’nin piyano etütlerine ilişkin herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu veriler ışığında, Henri Jerome Bertini’nin etüt kitabının analizine karar verilmiştir. “25 Etudes Elementaires, Op.137” etüt kitabında yer alan tüm etütler, içerdikleri teknikler, müzikal ifadeler ve bu doğrultudaki kazanımlar açısından incelenmiştir. Kitaptaki her etüdün, çalıştırmayı hedeflediği davranışlara ve kazanımlara yönelik birer alıştırma ve giriş bölümü taşıdığı saptanmıştır. Bu durumun, etütleri çalışacak öğrencileri, etütte edinecekleri kazanım ve donanımlara önceden hazırlaması açısından önemli olduğu düşünülmüştür. Elde edilen bulgular doğrultusunda etütlerin en çok, legato, staccato, çift ses, akor, arpej, gam çalışması, oktav, parmak geçişi, aynı notada parmak değişimi gibi temel teknikler içerdiği, tempo açısından etütlerde daha çok ağır tempoların tercih edildiği, nüans bakımından çok zengin olmayan etütlerin, ton açısından belli bir sıra izlediği ve yine etütlerde farklı bazı yapısal özelliklere yer verildiği sonuçlarına ulaşılmıştır. İncelenen etüt kitabının, piyano eğitiminde hem temel tekniklerin ve müzikal ifadelerin kazanımı hem de farklı yapısal özelliklerin tanınması ve öğrenilmesi açısından yararlı bir kaynak olduğu düşünülmektedir.
Bir müzikal sembolün anlamı, ancak tarihi birikim yoluyla, kültürel yorum sistemleri (edebiyat, felsefe, mimari, beden dili, görsel medya) ile etkileşiminde, özel kültürel çevre ve bağlı olduğu ...kültürel-sanatsal sembollerle ilişkili olması durumunda elde edilebilmektedir. Müzikal semboller, yüzeysel olarak, kültürel yorum sistemlerindeki sembollerden farklı ve bağımsız algılanabilirler. Örneğin anlamsal olmayan bir örnek (kavramsal olmayan), anlamsal bir sembolden bağımsız gibi görünebilir. Ya da temsili olmayan bir sembol ifadesi, temsili olan örnekten bağımsız gibi algılanabilir. Bununla birlikte insan, kültürel sembol sisteminin bir parçası olarak, müzikal sembollerin anlamsal olmayan ifadeleri için hiçbir zaman semantik ve simgesel gibi içsel ve açıklayıcı ilişkisinden ayrılmamıştır. Sembolik anlam, kültürel yorum sistemlerinde ve kültürel-sanatsal sembollerle doğrudan ve dolaylı ilişkisinde kendini göstermektedir.Yapılan araştırmada, müzikal sembollerin mutlak anlamları ile referans anlamlarına değinilmiş, kültürel-sanatsal sembollerle etkileşimleri ve yorumları incelenmiştir. İnceleme, kültürel yorum sistemlerindeki sembollerin önem ve çağrışımlarının, müzikal sembollerle karşılaştırılmasını hedef alarak birbirleriyle etkileşim ve entegrasyonunu araştırmaktadır. Konu kapsamı, müzikal sembollerle edebi sembollerin (müzik tonu ve dil tonu), beden dili sembollerinin (müzik performansındaki beden duruşu), görsel medya sembollerinin (müzikal imgelem ve medya), felsefi sembollerin (diyalektik ve armoni) ve mimari sembollerin (müzik formu ve tasarım formu) karşılıklı yorumlanması başlıklarıyla genişletilmiştir. Araştırma, müzik disiplini araştırması (müzikoloji) sınırlarında kalmayıp diğer disiplinlerin literatürlerinden de faydalanarak kültürel-sanatsal sembollerin yorumlanmasına müzik disiplini üzerinden yaklaşmayı amaçlamıştır.Çalışmanın, müzik kültürü kapsamında olması, diğer kültürlerle ilişkisi ve müzikal sembollerin işlevsellik ve niteliğinin bu ortamlarda yorumlanarak değerlendirilme amacından dolayı yöntem olarak nitel araştırma yöntemi, model olarak betimsel araştırma modeli kullanılmıştır. Bulguların sınıflandırılması ve belirlenen hedeflere ulaşabilmesi için literatür taraması yapılarak konu kapsamına en yakın kaynaklar belirlenerek derlenmiştir. Araştırmanın sonunda, müzikal sembollerin, edebiyat, felsefe, mimari, medya, vücut dili ve görsel sembollerle, nitelik ve nicelik korelasyonunda anlamsal bağlantıları olduğu gözlenmiştir.
The meaning of a musical symbol can only be obtained through historical accumulation, in its interaction with cultural interpretation systems (literature, philosophy, architecture, body language, visual media), and if it is associated with the specific cultural environment and the cultural-artistic symbols it is attached to. Musical symbols can be perceived superficially differently and independently from symbols in systems of cultural interpretation. For example, a non-semantic example (non-conceptual) might appear independent of a semantic symbol. Or, a non-representative symbol expression can be perceived as independent of the representative instance. However, as part of the cultural symbol system, man has never been separated from the intrinsic and explanatory relationship of musical symbols such as semantic and symbolic for non-semantic expressions. Symbolic meaning manifests itself in cultural interpretation systems and in its direct and indirect relationship with cultural-artistic symbols.In the study, the absolute meanings of musical symbols and their reference meanings were mentioned, and their interactions and interpretations with cultural-artistic symbols were examined. The study explores the importance and connotations of symbols in cultural interpretation systems, and their interaction and integration with each other, aiming to compare them with musical symbols. The subject scope includes musical symbols and literary symbols (musical tone and tone of language), body language symbols (body posture in musical performance), visual media symbols (musical imagination and media), philosophical symbols (dialectic and harmony) and architectural symbols (musical form and design form) has been expanded under the titles of mutual interpretation. The study aimed to approach the interpretation of cultural-artistic symbols through the discipline of music by making use of the literature of other disciplines, not within the boundaries of the research of music discipline (musicology).The qualitative research method was used as a method, and a descriptive research model was used as a model, because the study was within the scope of music culture, its relationship with other cultures, and the purpose of interpreting and evaluating the functionality and quality of musical symbols in these environments. In order to classify the findings and achieve the determined goals, the closest sources to the subject scope were determined and compiled by making a literature review. At the end of the study, it was observed that musical symbols have semantic connections in quality and quantity correlation with literature, philosophy, architecture, media, body language and visual symbols.
Bu araştırmada, Tahtacı Türkmen topluluklarının semahlarındaki müzikal yapının incelenmesine ve
makamsal analizine yer verilmiştir. Tahtacılar; ritüelleri, kurumları, inanç ve ibadetleri bakımından
...diğer Alevi topluluklara göre daha özgün bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla inanç ve ibadet ekseninde
gelişen dini müzikler (semah, nefes) ve din dışı (mengi, ağıt, vb.) müzikler de diğer pratikler
gibi karakteristik bir yapıdadır. Çalışmanın konusunu oluşturan Tahtacı topluluklara ait semah
ezgilerinin makamsal yapısının ve yöresel ezgi karakterlerinin analiz edilmesi, bu toplulukların
sahip oldukları müzikal birikimi ve yaşam-inanç-kültür çerçevesinde şekillenen müzikal kimliklerini
ortaya çıkarması bakımından önem taşımaktadır. Araştırmada betimsel yöntem kullanılmış
olup, verilerin toplanmasında belge ve kaynak tarama yönteminden yararlanılmıştır. Elde edilen
verilerin analizinde, doküman analizi, içerik analizi ve Markov zincirleri gibi nicel ve nitel veri
analizi tekniklerinden yararlanılmıştır. Aynı zamanda araştırmada kullanılan yenilikçi veri analizi
yaklaşımları, araştırmayı diğer araştırmalardan ayıran en temel hususlardan biridir. Araştırmanın
örneklemini, TRT repertuvarında tespit edilen ve kişisel arşivlerden elde edilen 24 semah ezgisi
oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda Tahtacı semahlarının; yaklaşık iki oktavlık alan içerisinde
ezgisel yapılanma özelliği gösterdiği, çoğunlukla farklı makamsal ezgi çekirdeklerini içerisinde
barındıran karma türdeki makamsal yapılardan meydana geldiği, Türk Halk Müziği’nde kullanılan
17’li perde sistemini tamamen yansıttığı, geçkilerin perdeler arasında meydana gelen genişleme ve
daralma şeklinde olduğu, kullanılan ezgisel kalıpların çoğunlukla ağırlama/giriş bölgesi ve yeldirme
bölümlerinin karar perdeleri ekseninde gelişim gösterdiği sonucuna varılmıştır.
Çağdaş Türk Müziği bestecisi Muammer Sun’un Solfej kitabı, ses ve notaların öğretilmesinden aralık öğretimine, tek sesli okuma parçalarından çok sesli okuma parçalarına kadar geniş bir yelpazeyi ...barındırır. Bu kitaptaki çoksesli parça ve alıştırmaların müzikal analizlerinin yapılması, çoksesli müzik eğitiminin temellerini oluşturan öğelerin daha kapsamlı tanınması açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Bu çalışma, Sun’un Solfej kitabındaki çok sesli alıştırma ve okuma parçalarında kullandığı çok seslendirme tekniklerinin belirlenmesini ve çok sesli müzik eğitimi konusunda müzik eğitimcilerine katkı sağlanmasını amaçlamaktadır. Çalışmada ilk olarak, Muammer Sun’un Solfej Kitabındaki çoksesli alıştırma ve okuma parçalarının genel özelliklerine yer verilmiştir. Daha sonra Motif-Ezgi, Dizi-Ton-Mod/Makam ve Çokseslilik boyutları olmak üzere üç ana başlıkta müzikal analizler yapılmıştır. Çoksesli alıştırma ve okuma parçalarında yapılan analizler sonucunda; motif yapılarında, esas motifin başka sesten tekrarlanması, yatay ters çevrilmesi, ses sürelerinin küçültülmesi gibi değişikliklere gidilerek, ezgiler meydana getirildiği, dizi, ton ve mod/makam yönlerinden çeşitlilik gösterdiği, temel bir iki seslilik yaratarak yatay ve dikey çokseslilik yöntemleri kullanıldığı değerlendirilmiştir.
Bu çalışmada; Arapça öğretiminde öncelikle öğrencilerin Arapça dersine olan
ilgi ve sevgilerini artırma amacıyla, Howard Gardner’ın çoklu zekâ kuramlarından
biri olan müzikal-ritmik zekâ türüne ...yönelik etkinliklerin kullanılması ele alınmıştır.
Bu kapsamda dil ve müzik arasındaki ilişki üzerinde durulmuş ve eğitimde
müziğin kullanılmasına dair görüş ve araştırmalara değinilmiştir. Çalışma; yabancı
dil öğrenmede dört temel beceriden biri olan ve çoğunlukla göz ardı edilen dinleme
becerisini geliştirmeye yönelik keyifli bir alternatif olma vasfını taşımaktadır.
Çalışmanın sonunda Arapça öğretiminde kullanılmak üzere müzikal-ritmik zekâ
türüne yönelik etkinlik önerilerine yer verilmiştir. Günümüzde; globalleşen dünyaya
ayak uydurabilmek ve dini, sosyal ve kültürel manada birçok bağımız bulunan
Arap ülkeleri ile ilişkilerimizi güçlendirmek için Arapçaya ihtiyacımız bulunmaktadır.
Devletlerin birbirleriyle olan siyasi, ekonomik ve toplumsal ilişkilerinin sürekliliğini
sağlayabilmek için de yirmiden fazla ülkenin ana dili olarak konuştuğu
Arapçayı öğrenme ve öğretme önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı; Arapça
öğretiminde dört temel beceriden olan dinleme becerisini temele alarak, konuşma
ve yazma becerilerinin gelişimine katkıda bulunacak etkinlik örneklerine yer vererek
öğrencilerin Arapçayı severek öğrenmelerini sağlamaktır.
Âşıkların yetiştikleri kültür ortamı kadar, bulundukları icrâ ortamları da müzikal kimliklerinin oluşumunda büyük bir rol oynamakta, hatta onlara yeni bir kimlik kazandırmaktadır. Bu çalışmada kadın ...âşıkların yetiştikleri kültür ortamları ve bulundukları icâ ortamları, müzik kimliklerini belirleyen önemli bir ölçüt olarak görülmüştür. Kadın âşıkların ele aldıkları konular, kadın dillerine özgü müzikal aktarımlar, kadınlara özgü müzikal kimliği sorgulamaya zemin hazırlamıştır. Kadın âşıkların müzikle kurdukları ilişki, yetiştikleri sosyo-müzikal ortam içerisinde konumlanmaları, müzikal kimliklerini oluşturmaları açısından önem arz etmiştir. Amaç, kadın âşıkların icrâ ortamlarının icrâlarına etkilerini ve icrâ örneklerindeki kadına özgü ifadeleri belirlemek ve bu veriler üzerinden kadın âşıkların müzikal kimliğini tanımlamaktır.
Tuning, Timbre, Spectrum, Scale focuses on perceptions of consonance and dissonance, and how these are dependent on timbre. This also relates to musical scale: certain timbres sound more consonant in ...some scales than others. Sensory consonance and the ability to measure it have important implications for the design of audio devices and for musical theory and analysis. Applications include methods of adapting sounds for arbitrary scales, ways to specify scales for nonharmonic sounds, and techniques of sound manipulation based on maximizing (or minimizing) consonance. Special consideration is given here to a new method of adaptive tuning that can automatically adjust the tuning of a piece based its timbral character so as to minimize dissonance. Audio examples illustrating the ideas presented are provided on an accompanying CD. This unique analysis of sound and scale will be of interest to physicists and engineers working in acoustics, as well as to musicians and psychologists.