Giriş: Bu çalışmanın amacı, sağlık kuramlarında çalışan kadın yöneticilerde kariyer engelleri ve cam tavan sendromu arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Literatürde yer alan çalışmalarda, kadın ...yöneticilerin kariyerlerinde ilerleyememe nedenleri olarak kadınların çoklu rol üstlenmesi, kadınların kişisel tercih ve algıları, örgüt kültürü, örgüt politikaları, mentor eksikliği, enformel iletişim ağlarına katılamama ve mesleki ayrım yapılması konuları ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Bu konular cam tavan olgusu boyutları olarak kabul edilip, bunların ışığında bir anket çalışması gerçekleştirilmiştir.
Materyal, Metot: Çalışmada ankete katılanların cinsiyeti, yaşı, medeni durumu, eğitim durumu, statüsü ve mesleki deneyim süreleri analiz edilmiştir. Elde edilen verilerin değerlendirilmesi SPSS İstatistik Paket Programı (Sürüm 17.0) ile yapılmıştır. İstatistik analiz tekniği olarak frekans dağılımları kullanılmıştır. Sonuçlar %95’lik güven aralığında, anlamlılık p<0,05 düzeyinde değerlendirilmiştir. Araştırmamızın hipotezlerini test etmek için bağımsız örneklemler T-testi (Independent Samples Test) ve tek yönlü Varyans Analizi (One-Way Anova) kullanılmıştır.
Bulgular: Araştırmaya 161 Radyoloji çalışanı katılmıştır. Katılımcıların %61,5’i ön lisans mezunudur. Araştırmaya katılanların %32,9’u 0-5 yıl arası yöneticilik deneyimine sahiptir. Katılımcıların %53,4’ü bekâr, %32,3’ü 24-28 yaş aralığındadır.
Sonuç: Sağlık kuruluşlarının radyoloji ünitelerinde çalışan kadınların, cinsiyete ve eğitim durumlarına göre, örgüt kültürü ve politikaları arasında anlamlı farklılık görülmektedir. Cinsiyete ve eğitim durumuna göre, mentorluk açısından da anlamlı fark görülmektedir. Radyoloji ünitelerinde yöneticilik görevini üstlenen kadınların kariyerlerinde ilerleyememelerinde “Cam Tavan Sendromu” kavramının etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu araştırmanın amacı, üniversitelerin Spor Bilimleri Fakültesinde okuyan öğrencilerin iletişim aracı olarak sosyal medya kullanımlarının
bazı değişkenlere göre incelenmesidir. Araştırmanın çalışma ...grubunu Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde
eğitimlerine devam eden 145’i kadın, 190’ı erkek toplam 335 öğrenci oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak; Altunbaş ve Kul
(2015) tarafından geliştirilen “Sosyal Medya Kullanım Ölçeği (SMKÖ)” ve araştırmacı tarafından oluşturulan, katılımcıların demografik
özelliklerini belirlemek üzere hazırlanan “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde; katılımcıların sosyo-demografik
özelliklerini belirlemek için frekans ve yüzde analizi, Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin iletişim aracı olarak sosyal medyayı
tercih etme amaçlarını öğrenmek amacıyla t-testi ve tekyönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Tek yönlü varyans analizi
(ANOVA) sonucunda ortaya çıkan istatistiksel farkın hangi gruplardan kaynakladığını belirlemek amacıyla Tukey HSD çoklu karşılaştırma
testi uygulanmıştır. Verilerin istatistiksel analizinde ve yorumlarda, p<0,05 anlamlılık düzeyi dikkate alınmıştır. Araştırmanın sonucunda;
SBF öğrencilerinin cinsiyet, yaş, bölüm, sosyal medyada günlük harcanan zaman, üniversitenin resmi sosyal medya hesaplarını
takip etme ve sosyal medyada sahte hesap kullanma değişkenlerine göre SMKÖ alt boyutlarında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar
tespit edilmiştir.
Çalışmanın amacı, ACSM eşitliği doğrultusunda uyarlanmış tempolarda yapılan step-aerobik egzersizlerinin farklı yaş grubundaki
kadınların kardiyorespiratuvar (maksVO2) ve beden kompozisyonu ...özellikleri üzerine etkisini incelemekti. 8 hafta (haftada 3 gün) devam
eden çalışmaya 30-41 (Grup 1) yaşları arasında 13 ve 21-26 (Grup 2) yaşları arasında 11 olmak üzere toplam 24 kişi katıldı. Egzersiz
temposu yoğunluğunun belirlenmesi için maksVO2 değerleri Bruce test protokolü ile ölçüldü ve ACSM’NİN step için önerdiği metabolik
eşitlik ile hesaplandı. Egzersiz programı sonrasında aerobik kapasitedeki değişikliklerin ağırlık, beden kütle indeksi (BKİ) ve beden yağ
yüzdesi (%yağ) üzerine etkileri incelendi. Sekiz haftalık step-aerobik egzersiz programının her iki yaş grubu için ağırlık, BKİ ve % yağ
üzerinde etkili olduğu ancak bu etkinin egzersiz yoğunluğu ve süresi bakımından istatistiksel olarak anlamlı olmadığı (p>0,05), 2. grup
için maksVO2 değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı fark ortaya çıkardığı (p<0,05) belirlendi.
Caffeine has been shown to increase aerobic and anaerobic performance especially in elite level athletes. Recently, caffeine
mouth rinsing without ingestion has had same ergogenic potential with ...ingestion in some performance parameters. The purpose of this
study was to investigate serial rinsing of caffeine during the warm-up period before wingate anaerobic test (Want) performance. Ten
physically active male completed the following 10-s mouth rinsing protocols; a-) %2 w/v caffeine solution (Caf) b-) water (Pla) c-) no
rinse as a control (Con) with a randomised, double-blind, crossover and counterbalanced research design. Serial mouth rinse protocol was
implemented (8x25 ml solutions at 30-s intervals during 5 minutes warm up). Following to last rinse, participants were asked to cycle 30-
s maximal sprint on a cycle ergometer. Peak and Mean power output were calculated via cycle ergometer software, also at rest and
immediately after Want, heart rate (HR) and rating of perceived exertion (Rpe) were assessed. In comparison with Pla and Con, Caf trial
had no significant effect on peak (p>0.05) and mean (p>0.05) power output, there were also no significant effects on heart rate and ratings
of perceived exertion (p>0.05).
2008 yılının başlarından itibaren ülkemizin kalkınma anlayışında önemli değişimler meydana gelmiştir. Ülkelerin sahip oldukları
spor potansiyeli ve dinamikleri rekabet avantajları, yerel ve bölgesel ...kalkınmaları açısından oldukça önemlidir.
Bu araştırmada Kalkınma Bakanlığına bağlı SODES projeleri bölgesel dengesizlikleri ortadan kaldırmak ya da minimum seviyeye indirmek
maksadıyla Kalkınma Bakanlığına bağlı kurulan Sosyal Destek Programı (SODES) kültür, sanat ve spor projeleri incelenmiştir. Bu
çalışmanın genel problem alanını oluşturmaktadır. Yoksullukla mücadele ve üretim faktörlerinin daha etkin şekilde kullanılması olarak
tanımlanan ulusal kalkınma anlayışının yanında bölge sorunlarını tespit edip, bu sorunları bölge ve ilin potansiyelini kullanarak çözmeye
çalışan bölgesel kalkınma anlayışı kabul görmeye başlamıştır. Bingöl iline ait 2010-2013 yılları arasında kültür, sanat ve spor projelerinin
finansman desteğinin, ilin ve bölgesel kalkınma konusunda ekonomiye sağladığı katkılarının inceleme amacını oluşturmaktadır. Kalkınma
Bakanlığı tarafından finanse edilen ve yerelde Valilikler koordinasyonunda yürütülen Sosyal Destek Programı Bingöl ilinde 2010-
2013 yılları arasında 227 proje ile toplam 25.195.308 TL destek sağlamıştır. Bu veriler Kalkınma Bakanlığına bağlı Bingöl Valiliği
Avrupa Birliği proje Koordinasyon Merkezi biriminden dokümantasyon metoduyla kavramsallaştırılarak elde edilmiştir. Bu kalkınma
planları içerisinde spor ve sportif organizasyonları, bu kalkınma hamlelerinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.
İncelenen verilere göre, Kalkınma Bakanlığına bağlı Sosyal Destek Programı kültür, sanat ve spor projelerinin Bingöl ilinin ve bölgesel
kalkınma konusunda ekonomiye olumlu katkılar sağladığı düşünülmektedir.
Bu araştırmanın amacı; ortaokul öğrencilerinin “geleneksel ve dijital” oyunlara yönelik algılarının metaforlar (mecazlar) aracılığıyla
incelenmesidir. Bu çalışmada araştırma modellerinden nitel ...araştırma modeli benimsenmiştir. Araştırma deseni olarak karşılaştırmalı
metafor (mecazlar yoluyla veri toplama) deseni kullanılmış, örneklem seçiminde amaçlı örnekleme yöntemi benimsenmiştir. Bu doğrultuda
araştırmanın çalışma grubunu Uşak İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı olan Nihat Dülgeroğlu Ortaokulunda 2016-2017 eğitim öğretim
döneminde öğrenim gören 150 (5., 6., 7. ve 8. sınıf) öğrenci oluşturmaktadır. Çalışma grubunda yer alan öğrencilerden geleneksel
oyun ve dijital oyunlarla ilgili metaforlar yazmaları istenerek devamında bunları açıklamalarını yazmaları istenmiştir. Elde edilen veriler
içerik analizi yöntemine göre analiz edilmiştir. Yapılan analiz sonucuna göre hem geleneksel hem de dijital oyunlara yönelik oluşturulan
benzer temalar; Duyuşsal imgeler, Olumsuz imgeler, Mücadele imgeleri, Birey imgeleri, Sağlık imgeleri, Motivasyon imgeleri, Doğa
imgeleri, Zaman imgeleri, Değer yükleme imgeleri ve Soyut imgeler olmak üzere on tema oluşturmuştur. Farklılaşan temalar ise geleneksel
oyunlarda; Milli imgeler, Eğitim imgeleri olarak görülürken, dijital oyunlarda; Şiddet imgeleri, Bağımlılık imgeleri, Doğaüstü güç
imgeleri ve Teknoloji imgeleri olarak belirlenmiştir. Katılımcıların, dijital oyunları birçok olumsuz ifade ile özdeşleştirmiş olması, dijital
oyunlar ile geleneksel oyunlar arasındaki en önemli farklılaşma noktası olarak karşımıza çıkmaktadır. Geleneksel oyunların yararları
yönünde daha çok metafor kullanılırken, dijital oyunların zararlı sonuçlarına yönelik metaforların daha çok kullanılması ve bu metaforların
bilimsel araştırma sonuçları ile paralellik göstermesi bu problemlerin çözümüne yönelik yapılacak araştırmalara yol gösterici bir
nitelik taşımaktadır.