Lösin aminopeptidaz (LAP) aktif bölgesinde çinko atomuna sahiptir ve gebelikte önemli rolleri bulunmaktadır.
Bu çalışmada Tuj ırkı koyunlara gebelikleri süresince dışardan ilave olarak verilen ...çinkonun,
gebeliğin serum LAP aktivitesindeki değişimlere etkisi araştırmak amaçlanmıştır. Çalışmada materyal olarak 3
yaşlı 20 adet Tuj ırkı koyun kullanıldı. Hayvanlar kontrol (n=10) ve deneme (n=10) olmak üzere iki gruba
ayrıldı. Deneme grubundaki hayvanlara kontrol grubuna ek olarak 30 mg/kg çinko verildi. Gebelik boyunca ve
gebelikten sonra hayvanlardan kan numuneleri alınarak, 15 dakika 3000 rpm' de santrifügasyona tabii tutuldu.
Gebelik (5 ay süresince) ve doğumdan sonra alınan serum numunelerinde LAP aktivitesi ölçüldü. Çalışmada
deneme grubundan elde edilen LAP değerleri kontrol grubu ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak bir fark
bulunamadı. Aylara göre LAP aktivitesinde ise en yüksek değerler gebeliğin son üç ayında tespit edildi.
Her iki grupta da gebeliğin üçüncü ayından doğuma kadar istatistiksel olarak p<0.001 düzeyinde artışların
olduğu, ayrıca gebelik süresince artan LAP aktivitesinin doğumdan sonra tekrar azalmaya başladığı gözlendi.
Sonuç olarak gebelik süresince ilave olarak verilen çinkonun LAP aktivitesinde herhangi bir değişikliğe neden
olmadığı görüldü.
Leucine aminopeptidase (LAP) has a zinc atom in its active site and this enzyme has important roles in the
pregnancy. This study was aimed to investigate alterations on the activity of serum leucine aminopeptidase and
the effect of zinc supplementation on the activity of leucine aminopeptidase in Tuj breed ewes during
pregnancy. Twenty Tuj breed ewes at 3 years of age were used as animal material. The animals were divided
into 2 equal groups including control (n=10) and the group receiving 30 mg/kg of zinc daily for average of 150
days (n=10). The blood samples from the groups were monthly collected and were centrifuged at 3000 rpm for
15 minutes. The activity of LAP in the serum samples were measured during the pregnancy (for five months)
and after lambing. In this study, LAP activity between control and zinc-received groups was not significant.
The LAP activity of both groups were found to be increased in the last third month of pregnancy.
The activity of LAP increased during the last third month of pregnancy in both groups. In addition, the
observed increase in LAP activity during the last 3 months of pregnancy declined again following the lambing.
The results of this study showed that oral administration of zinc did not change the activity leucine
aminopeptidase during the pregnancy compared to control.
Bu araştırma, Tuj ve Morkaraman ırkı koyunların meme özellikleri ve süt verim özelliklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Ayrıca meme özellikleri ile süt verimi arasındaki ilişki de incelenmiştir. ...Bu amaç için Kafkas Üniversitesi Çiftliği'nde bulunan 3 yaşındaki 57 baş Tuj ve 27 baş Morkaraman koyun kullanılmıştır. Koyunların laktasyon süresi, laktasyon süt verimi, günlük ortalama süt verimi, meme çevresi, meme başı uzunlukları, meme yükseklikleri belirlenmiş ve bu özelliklerle süt verimi arasındaki ilişkiler ortaya konulmuştur. Meme lobu çevresi bakımından iki ırk arasında (Tuj: 40.28 cm, Morkaraman: 43.11 cm) önemli bir fark belirlenmiştir (P<0.05). Tuj ve Morkaraman koyunlarının laktasyon süreleri ve laktasyon süt verimleri sırası ile 131.7-137.0 gün ve 51.5-88.3 1 olarak bulunmuştur (P<0.01). Sonuçlar, Morkaraman koyunlarının Tuj koyunlarına göre daha büyük meme ölçülerine ve daha fazla süt verimine sahip olduğunu göstermiştir.
This study was conducted to define the udder traits and milk production in Tuj and Morkaraman ewes. Relationship between the udder measurements and milk production has also be searched. For these aims, 57 Tuj and 27 Morkaraman ewes which in 3 years old were used. All the ewes were obtained from the Farm of Kafkas University. Lactation length, lactation milk yield, daily milk yield, udder lobe circumference, nipple lengths, udder heights and the relationship between these measurements and milk yield have been determined. In terms of the udder circumference (Tuj: 40.28 cm, Morkaraman: 43.11 cm) there was a statistical differences between the two breeds (P< 0.05). Lactation length and lactation milk yield of Tuj and Morkaraman ewes were 131.7-137.0 day and 51.5-88.3 1 respectively (P<0.01). The results showed that Morkaraman ewes have larger udder measurements and more milk yield than Tuj ewes.
Bu çalışma, Tuj ırkı koyunların derilerinin histolojik yapısı ve histometrik değerlerinin belirlenmesi amacıyla yapıldı. Erişkin Tuj ırkı koyunların (5 erkek, 5 dişi) boyun, omuz, sırt, karın ve ...kuyruk bölgelerinden alınan deri örneklerinden rutin preparatlar hazırlanarak boyama yapılıp incelendi. Histometrik olarak, epidermis, dermiş ve katmanları (stratum papillare, stratum retikulare), total deri kalınlıkları ölçüldü ve kıl follikülü sayıları belirlendi. Histometrik değerler açısından, epidermis kalınlığının total deri içindeki oranının diğer yerli ırklarda bildirilen oranlardan yüksek olduğu ve özellikle sırt bölgesinde en ince deri katmanının bulunduğu gözlemlendi. Epidermis kalınlığı dışında diğer katman kalınlıkları ve total deri kalınlığı itibarıyla Tuj koyunlarının özellikleri Dağlıç ırkına benzer bulundu. Kıl follikülü sayılan Kıvırcık ve Merinos ırklarında saptanan değerlere yakın bulundu.
The purpose of the current study was to determine the histological and histometrical structure of Tuj breed sheep skin. Tissue samples obtained from neck,, shoulder, thoracic, abdominal and tail regions of mature Tuj breed sheep (5 male, 5 female) skins were stained for general observations. The thicknesses of epidermis, dermiş and its sublayers (stratum papillare, stratum retikulare), overall skin were measured and the number hair follicules were determined. In terms of the histometrical findings, the thicknesses of epidermis were found to be very high in the overall skin compared to other domestic sheep breeds and also thoracic part of the skin was found to be the thinnest part of Tuj breed sheep among the parts from which we have taken samples in the present study. Dağlıç breed sheep was found to closely relate to Tuj breed sheep in terms of the thickness of skin layers with the exception of epidermis layer. The number
Bu çalışmada, Tuj ırkı koyunlarda kuru ve kolostrum dönemlerinde serum, laktasyon döneminde serum ve sütte sialik asit düzeylerinin belirlenmesi amaçlandı.
Araştırmada hayvan materyalini, KAÜ ...Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliğinde bulunan, aynı bakım ve besleme koşullarına sahip, 2-3 yaşında, sağlıklı, 20 baş Tuj ırkı koyun oluşturdu.
Serum Total Sialik Asit (TSA) düzeyinde, dönemlere göre istatistiksel anlamda önemli bir fark saptanamadı. Serum Lipid Bağlı Sialik Asit (LSA) düzeyleri ise kuru döneminde, kolostrum ve laktasyon dönemine; kolostrum döneminde de, laktasyon dönemine göre p<0.001 düzeyinde yüksek bulundu. Serum Protein Bağlı Sialik Asit (PSA) düzeyleri laktasyon döneminde; kolostrum ve kuru dönemine; kolostrum döneminde de, kuru dönemine göre p<0.001 düzeyinde yüksek bulundu. Süt TSA düzeyleri kolostrum döneminde laktasyon dönemine göre istatistik olarak yüksek bulundu (p<0.001).
Sonuç olarak, bu çalışma ile Kars ve yöresinde yetiştirilen Tuj ırkı koyunların kuru, kolostrum ve laktasyon dönemlerinde serum TSA, LSA, PSA ve süt TSA düzeyleri ilk kez tespit edilmiştir.
The aim of this study was to determine a) the serum sialic acid levels of Tuj sheep during in dry and colostrum period and b) the serum and milk sialic acid levels during lactation period. Twenty healthy Tuj Ewes in the age group between 2 and 3 years, kept in similar breeding and feeding conditions were the subjects for this study. Ewes were obtained from Kafkas University, Veterinary Faculty Research and Practice Farm.
There was no statisticaly significance in total sialic acid (TSA) levels between study periods. Dry period serum lipid bound sialic acid (LSA) levels was the highest in all groups and colostrum period sialic acid level was higher than lactation period (p<0.001). Lactation period serum protein bound sialic acid (PSA) levels was higher than both lactation and dry period (p<0.001). Colostrum period PSA levels were also statistically higher than dry period (p<0.001). Colostrum period milk TSA levels were statistically higher than that of the lactation period milk TSA (p<0.001).
As a result, present study first time reports the changes in serum TSA, LSA, PSA and milk TSA levels of Tuj sheep that commonly bred in Kars region.
Bu çalışmada Morkaraman ve Tuj kuzularının 90 günlük büyüme özellikleri incelenmiştir. Morkaraman ve Tuj kuzularında doğum, 30, 45, 60,'75, ve 90. gün ağırlıklarına ait en küçük kareler ortalamaları ...sırasıyla 3.769±0.185, 3.333+0.218; 6.326+0.503, 6.36610.615; 8.726±0.598, 8.024±0.730; 11.266±0.740, 10.66311.005; 12.85310.758, 12.17510.926 ve 15.006+0.825, 14.51111.008 kg olarak belirlenmiştir. Doğum ağırlığına ırkın etkisi çok önemli (P<0.01); cinsiyet, ana yaşı ve ananın canlı ağırlığının linear etkisi ise önemsiz bulunmuştur. 30, 45 ve 60. gün ağırlıklarına doğum ağırlığının linear etkisi çok önemli (P<0.01); ırk, ana yaşı ve ananın canlı ağırlığının linear etkisi ise önemsiz bulunmuştur. 75. gün ağırlığına doğum ağırlığının linear etkisi çok önemli (P<0.01), cinsiyetin etkisi önemli (P<0.05), 90.,gün ağırlığına ise cinsiyet çok önemli (P<0.01), doğum ağırlığının linear etkisinin önemli (P<0.05) olduğu tespit edilmiştir. Büyüme periyotlarına ırkın etkisinir. önemsiz olduğu saptanmıştır.
In this study, the growth characteristics of Morkaraman and Tushin lambs were investigated. The least-squares means of morkaraman and Tushin lambs traits such as birth weight, 30, 45 , 60, 75 and 90th days weights were 3.76910.185, 3.333+0.218; 6.32610.503, 6.36610.615; 8.72610.598, 8.02410.730; 11.26610.740, 10.66311.005; 12.85310.758, 12.17510.926 and 15.006+0.825, 14.51111.008 kg respectively. The effect of breed on the birth weight was highly significant (P<0.01) while sex and the age of dam were insignificant. Also, the linear effect of the birth weight on 30th, 45th and 60th days weights were highly significant (P<0.01) while sex, breed, the age of dam and the linear effects of ewe's weight on the same property were not significant. The influence of the linear effect of the birth weight on 75th days weight was highly significant (F<0.01) as well as the sex was significant (P<0.05). The sex effect on 90th days weight was highly significant (P<0.01).as well as the linear effect of the birth weight was significant (P<0.05). The effect .of genotype throughout the growth period was insignificant.
Bu çalışmada deneysel kronik florozis oluşturulmuş Tuj ırkı koyunlarda eritrosit süperoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT) ve glutatyon peroksidaz (GSH-Px) aktivitelerinin araştırılması amaçlanmıştır. ...Araştırmanın hayvan materyalini ortalama 1 yaşında ve canlı ağırlığı ortalama 31 ±2 kg olan 20 adet sağlıklı Tuj ırkı koyun oluşturdu. Deneme grubundaki koyunların içme suyuna 4 ppm NaF ilave edildi. Çalışma süresince kuru ot ve içme suyu ad libitum olarak verildi. Kronik florozis oluşum sürecinin saptanması amacıyla günlük olarak idrar flor konsantrasyonu ve idrar pH'sı ölçüldü. 38 haftalık çalışma sonucunda idrar flor konsantrasyonu ortalama 16 ppm düzeyine ulaştıktan sonra uygulama sonlandırıldı. Kontrol grubu koyunların eritrosit SOD, CAT ve GSH-Px aktiviteleri sırasıyla 3234.5+27.9 U/gHb, 24.26+0.86 k/Hb, 83.1+2.8 U/gHb; deneme grubu koyunların ise sırasıyla 1365.9+27.7 U/gHb, 29.31+0.72 k/Hb, 118.2+10.4 U/gHb olarak bulunmuştur. Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında deneme grubu SOD aktivitesinde azalma (p<0,001), CAT ve GSH-Px aktivitelerinde artış (p<0,001) saptanmıştır. Horun hid¬roksil 0OH), süperoksit ('Of), hidrojen peroksit (H2O2) radikallerini artırması sebebi ile eritrosit SOD aktivitesinin inhibe olabi¬leceği, artan radikallerin ortamdan uzaklaştırılması amacıyla GSH-Px ve CAT aktivitelerinin artırmış olabileceği sonucuna varıldı.
Aim of this study was to investigate the superoxide dismutase (SOD), catalase (CAT) and glutathione peroksidase (GSH-Px) activities of erythrocytes of Tuj sheep that were placed under chronical experimental fluorosis.
For that purpose, one-year-old 20 healthy Tuj sheep, with a mean body weight of 31+2 kg, were used. Experimental sheep received 4 ppm NaF in daily prepared drinking water. Water and hay were provided ad libitum throughout the study period. For the observation of progress of chronic fluorosis, daily measurements were carried out in urine samples for the determination of level of fluor and pH. Addition of NaF into the drinking water was terminated when urine fluorine concentration reached up to mean 16 ppm after a study period of 38 weeks.
For the control group, SOD, CAT and GSH-Px activities of erythrocytes were 3234.5+27.9 U/gHb, 24.26+0.86 k/Hb, 83.1+2.8 U/gHb and for the experimental group they were 1365.9+27.7 U/gHb, 29.31+0.72 k/Hb and 118.2 + 10.4 U/gHb, respectively. Mean SOD activites in the experimental group, comparing with those of control group, were found to be lower (p<0,001); however, mean CAT and GSH-Px activites were significantly higher (p<0,001).
In conclusion, as it is known that fluor increases hydroxyl ("OH), superoxide ('O2), hydrogen peroxide (H2O2) radicals in the cells, all of these radicals, especially H2O2, might inhibit SOD activity of erythrocytes. Additionally, increased GSH-Px and CAT activites might be due to an attempt to scavange increased H2O2.
