Akademska digitalna zbirka SLovenije - logo
E-viri
Celotno besedilo
Recenzirano
  • Şer‘iyye Sicillerinin Serle...
    YILDIZ, Esra

    İtobiad, 09/2023, Letnik: 12, Številka: 3
    Journal Article

    Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan Tanzimat’a kadarki süreçte en etkili hukuki icrâ mercii şer‘iyye mahkemeleridir. Bu mahkemelerde her açıdan kamuyu ilgilendiren cezâî davalar, şahıslar ve kurumlar arasındaki hukukî davalar, ordu mensuplarıyla ilgili askerî davalar, vergi, harç vb. mali yükümlülüklerle ilgili malî davalar görülmüştür. Bundan dolayıdır ki bu tarihe kadarki şer‘iyye sicilleri, muhteva açısından oldukça zengindir. Osmanlı hukuk sisteminin işleyişi ve geçirdiği değişimin incelenmesinde birinci el kaynak niteliğindeki bu sicillerle ilgili zamanla standart formlar oluşmuştur. Sicillerin başında genelde Arapça olan dibâce yani bir giriş kısmı yer almaktadır. Bu kısımda, şer‘i kanunları koyan Allah’a ve bu hükümleri tebliğ eden Hz. Peygamber’e saygı arz edilerek sicile başlanmıştır. Sicillerin serlevhalarında ilk olarak Esmâ-i hüsnâ, hamdele ve besmele yazılmıştır. İstanbul Kadı Sicillerinde Tanzimat öncesinde ve sonrasında, sicillerin kapağında sicil defterini tutan kadı’nın adı, görev tarihi, defterin ihtiva ettiği tarihler ve muhtevasına ait özlü bilgiler yer almaktadır. Bu bilgiler genelde katı‘ adı verilen sanatla kesilen kâğıtların üzerine yazılarak, sicil kapağına yapıştırılmıştır. Şer‘iyye sicillerinde deri, cilt ve ebru sanatlarının uygulanmasının yanında katı‘ sanatının da bulunması, onların sanatsal kıymetini artırmıştır. Şer‘iyye Sicillerinin serlevhalarında Esmâ-i hüsnâ ve Besmele, farklı ifade kalıplarıyla yazılmıştır. Tanzimat öncesinde özellikle sicilin başında Allah’ın adaleti, ilmi, affediciliği, zenginliği, her şeyi işitmesi, duyması ve bilmesi, bağışlayıcılığı, izzet ve şerefli oluşu, karşılıksız ihsan ediciliği, cömertliği, benzersiz yaratıcılığı, eşi ve denginin olmayışını ifade eden Esmâ-i hüsnâsı zikredilmiştir. Tanzimat’tan sonra ise sadece Allah’ın birliğine vurgu yapan isimleri tercih edilmiştir. Bu bağlamda İstanbul Kadılığı’nın payitaht kadılığı olması hasebiyle İstanbul Kadılığı Sicillerinin muhtevâları kadar serlevhalarının diplomatik özellikleri de oldukça önemlidir. Çalışmamızda Şer‘iyye Sicilleri Arşivi’ndeki İstanbul Kadılığı sicillerinin serlevhaları ve başlangıç formları yıllara göre muhtevâ, diplomatika ve sanatsal açıdan tahlil edilmiştir. From the foundation of the Ottoman State to the Tanzimat period, the most effective legal execution authority was the sharia (Islamic law) courts. All kinds of criminal, legal, military, judicial and financial cases were executed in these courts. Thus the sharia registers up to that date were very rich considering content. Over time, standard forms have emerged regarding these registers, which are primary sources of study for examining the functioning of the Ottoman Judicial system and the changes it has undergone. At the beginning of the registers (Sijill), an introductory part is typically written in Arabic named dibâce. This section begins by respecting Allah, who established the Sharia laws, and the Prophet, who conveyed these provisions. Sarlavhas (the headlines) of the registers include Asma-ul-Husna, hamdalah, and Basmala. Before and after the Tanzimat Reforms, the name of the qadi responsible for maintaining the registry book, the date of duty, the dates covered in the book, and concise information about its contents are included in the Istanbul Qadi Registries. This information is written on specially cut and artfully designed papers known as 'solid' and affixed to the cover of the registry. In addition to applying leather, bookbinding, and marbling arts in the Shariyyah registers, including the 'solid' art, has enhanced their artistic value. Asma-ul-Husna and Basmala were written in different expression patterns in the headlines of the Shariyyah Registers. Among the Asma-ul-Husna "Fattah, Razzak, Kareem, Aleem, Baqi, Ghaffar, Hakeem, Ghafoor, Muqsit, Rahmaan, Ghaniyy, Mughni, Samee', Lateef, Hameed, Samad, Wadud, Hafeedh, Majeed, Mu'iiz, Mutaali, Malik, Haleem, and Wahhaab" were recorded as sarlavha. In addition to these, "Hannaan, Mannaan, Sattar, Fayyaz, Jawaad, Ahad, Hallaq, Naseer, Moeen and Fard" are among the most frequently mentioned names in the Istanbul Qadı Shariyyah Registers. The diplomatic features of the sarlawhas (registers) as well as their contents are important for the study of the Istanbul Qadi Registers. In this study, the sharia registers of the Istanbul Qadi in the Archive of Sharia Registries emerged between the years 1021-1342/1612-1923 were analyzed in terms of content, diplomatic and artistic aspects. Thus, the significance of the Istanbul Qadi Registers in terms of Ottoman diplomacy has been brought to light through the presented data.