Akademska digitalna zbirka SLovenije - logo
E-viri
Recenzirano Odprti dostop
  • İslâm Eğitim Geleneğinde Bi...
    Fatih İpek

    Marife Dini Araştırmalar Dergisi, 12/2021, Letnik: 21, Številka: 2
    Journal Article

    İslâm eğitimi, temelde İslâm dininin ana kaynaklarının ilke ve öğretileri etrafında oluşmuş ve Müslümanların tarihi tecrübeleriyle harmanlanarak devam edegelen bir geleneğe sahiptir. Her gelenek gibi hem statik hem de dinamik bir yapısı olan İslâm eğitim geleneği çekirdek kısmı değişmeden kabuk kısmı sürekli yenilenen bir gelenek olarak çok geniş boyutlardaki dinsel, düşünsel ve kültürel birikimlerden süzülerek oluşmuştur. Böylece İslâm eğitim geleneği farklı epistemolojik ve pedagojik teorileri kendine özgü bir biçimde barındıran bir gelenek olarak geleceğe yolculuğunu sürdürmüştür. İslâm eğitiminin bu zengin birikiminden faydalanmak adına bu birikimin eğitimsel açıdan detaylı bir biçimde ele alınması gerekmektedir. Kuşkusuz “bilgi”ye ait konular bu incelemelerde başı çeken konulardan olmalıdır.Bu çalışmanın konusu İslâm eğitim geleneğinin bilgi üretim, paylaşım (öğrenme-öğretme) ve dolaşım kültürünü niteliksel açıdan tartışmaktır. Çalışmanın cevap aradığı temel soru: “İslâm eğitim geleneğinde bilginin üretimi, paylaşımı ve dolaşımı açısından nasıl bir kültürün hâkim olduğu” sorusudur. Doküman taraması yöntemiyle tespit edilen örneklerle İslâm eğitim geleneğinin bilgi/bilgilenme kültürünün bazı açılardan eğitimsel değerinin tartışılması amaçlanmıştır. Bu amaç gerçekleştirilirken aynı zamanda İslâm eğitim geleneği için dile getirilen bazı olumsuz iddialar da ele alınmıştır. Bahsi geçen iddialar; İslâm eğitiminin dogmatik, tek tipleştirici, ezberci ve harici otorite merkezli olduğu iddialarıdır.Her ne kadar bu iddialara cevap verilirken daha çok İslâm eğitimin beslendiği teorik çerçeveden hareket edilmiş olsa da İslâm eğitiminde teoriler ve uygulamalar arasında önemli farklılıkların ortaya çıktığı gerçeği göz ardı edilmemiştir. Farklı bir çalışmanın konusu olacağı fikrinden hareketle bu çalışmada İslâm eğitim geleneğinin beslendiği ana kaynaklardan (Kur’an ve sünnet) referans verme yoluna gidilmemiştir. Çalışmanın ana referans çerçevesi İslâm eğitiminin geleneksel yapısı ve uygulamaları üzerine olan literatür ile sınırlandırılmıştır.Çalışmanın sonucunda literatürdeki verilere göre İslâm eğitim geleneğinde hâkim olan bilgi/bilgilenme kültürünün katı bir dogmatizmle ve tektiplilik ile uyumlu olmadığı, sadece bilginin aktarımına dayanmadığı görülmüştür. Bilgiyi tartışarak değerlendirmenin ve bilgiye eleştirel olarak yaklaşmanın bu kültürde belirgin bir biçimde teşvik edildiği tespit edilmiştir. Coğrafyaya, zamana ve diğer şartlara göre farklı müfredatın ve farklı kaynak metinlerin tercih edilmesine bağlı olarak dolaşımda olan bilgi birikiminin de yer yer farklılıklar arz ettiği görülmektedir. Hem İslâm dünyasının farklı coğrafyalarında hem de aynı Müslüman toplum içerisinde eğitimin yapısal ve davranışsal boyutlarının değişmesi, İslâmi eğitim geleneği için “tektiplilik” ya da “tektipleştirici” iddiasının doğru olamayacağına işaret etmektedir. İslâm eğitiminde “ezberleme” önemli bir yer kaplasa da hiçbir zaman anlama eyleminden koparılmamış, sadece bilginin nakline dayanan mekanik bir öğrenme şekli olarak görülmemiştir. Ezberleme etkinliğinin öncelenmesi, bu geleneğin ezberci eğitim anlayışına sahip olduğunu göstermemektedir. Bunun yanı sıra bu geleneğe özgü olarak “çok disiplinli uzmanlaşmanın” oldukça yaygın olduğu görülmektedir. Ana disiplin uzmanlığından önce farklı disiplinlerde uzman olmak, müslüman bilginlerini, önemli bir oranda, sadece tek bir disiplinin kuralları çerçevesinde bilgi üretme zorunluluğundan kurtarmıştır. Ayrıca araştırmanın bulgularına göre İslâm eğitim geleneğinde “ilmi saygınlık” ve “akademik özgürlük” kavramları etrafında oluşan bilgilenme kültürünün siyasal ve epistemik otoritelerin bilgi üretimine ve dolaşımına gelişigüzel müdahalelerini engellediği söylenebilir.İslâm eğitim geleneğinin bilgi/bilgilenme kültürü bugünkü eğitim anlayışımıza ve uygulamalarımıza katkı sunacak önemli veriler barındırmaktadır. Bu veriler Müslümanların eğitimle ilgili bazı problemlerini çözmeye ışık tutabilir. Müslümanların çağdaş eğitim karşısında yaşadığı uyumsuzlukların ve krizlerin aşılması için İslâm eğitim geleneğini farklı bakış açılarıyla ve farklı boyutlarıyla değerlendiren çalışmalar yapılmalıdır.