Bu çalışmada, Covid-19 sürecinde Türkiye iç pazarının turizme yönelik talepleri ve turizm işletmeleri yöneticilerinin Covid-19 süreci ve sonrasına ilişkin iç pazara ve turizme yönelik bakış açıları ...tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın verileri 15 Mart-01 Mayıs 2020 tarihleri arasında 650 yerli katılımcıdan ve Antalya ve Bodrum’da yer alan 20 turizm işletmesi yöneticisinden çevrimiçi olarak toplanmıştır. Araştırmanın öne çıkan bulgularına bakıldığında “Tüm seyahat kısıtlamalarının 15 Haziran’da kaldırıldığını varsayarsak ne kadar kısa sürede uçuş içeren bir yurt içi seyahate çıkardınız?” sorusuna 650 katılımcının %31,5 oranındaki kayda değer bir bölümünün “hemen” tatile çıkmaya hazır olduğu görülmüştür. Bu kapsamda çalışmada, iç pazarın turizm talebi göz önüne alınarak turizm yöneticilerinin iç pazara gereken önemi vermesi ve fiyatların iç pazarın yararlanabileceği şekilde revize edilmesi gerektiği önerilmiştir. Öte yandan turizm işletmeleri yöneticilerinin kriz ortamı geçince de otel fiyatlarının hemen arttırılmasının doğru olmadığını ve iç pazara gereken değerin verilmesi gerektiğini belirttikleri görülmüştür. Elde edilen sonuçların, 2020 yılı itibariyle önümüzdeki birkaç sezonunu Covid-19 gölgesinde geçireceği öngörülen turizm sektörü için Türkiye’deki turizm uygulayıcılarına yol göstereceği düşünülmektedir. * Bu çalışma, 15-17 Ekim 2020 tarihlerinde Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin iş birliğiyle çevrimiçi (online) olarak düzenlenen IV. Uluslararası Batı Asya Turizm Araştırmaları Kongresi (IV. International West Asia Congress of Tourism Research)-IWACT’da sunulan bildirinin geliştirilmiş halidir.
Koronavirüs salgını sürecinde bireylerin sosyal mesafeye ve hijyen kurallarına uymalarının yanında dengeli beslenmeleri sağlıklarını koruma açısından hayati bir önem kazanmıştır. Bu bağlamda ...koronavirüs günlerinde Türkiye’de bireylerin yeme tutumlarını incelemek bu çalışmanın temel amacını oluşturmuştur. Ayrıca bireylerin yeme tutumlarının demografik özelliklere göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek araştırmanın bir diğer amacıdır. Çalışmanın evrenini Türkiye’de ikamet eden bireyler oluşturmaktadır. Bireylerin iş yoğunluğu, zaman kısıtı ve benzeri nedenlerden dolayı örneklem alma yoluna gidilmiştir. Çalışmada kolayda örnekleme yöntemi seçilmiş olup, online anket hazırlanarak Türkiye’nin farklı illerine ulaşma noktasında kolaylık sağlanmıştır. Bu kapsamda 2020 yılının temmuz ve ağustos ayları arasında 546 geçerli ankete ulaşılmıştır. Ayrıca bu çalışmada demografik bulgular, kullanılan ölçek ile ilgili tanımlayıcı bulgular, ölçeğin doğrulayıcı faktör analizi ile farklılık analizleri için IBM SPSS versiyon 23 kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, koronavirüs günlerinde araştırmaya katılan bireylerin çoğunluğunun yeme tutumlarının duygusal yeme eğiliminde olduğu belirlenmiş ve yaşanılan yalnızlık, stres ve moral bozukluğu gibi olumsuz duygulardan dolayı aşırı yemek yeme eğilimi gösterdikleri saptanmıştır. Ayrıca koronavirüs salgını sürecinde bireylerin cinsiyetlerinin, medeni durumlarının, yaşlarının, gelir düzeylerinin ve mesleklerinin yeme tutumları üzerinde etkisi olduğu belirlenirken, eğitim durumlarının yeme tutumları üzerinde bir etkisinin olmadığı saptanmıştır.
Koronavirüs salgını sürecinde bireylerin sosyal mesafeye ve hijyen kurallarına uymalarının yanında dengeli beslenmeleri sağlıklarını koruma açısından hayati bir önem kazanmıştır. Bu bağlamda ...koronavirüs günlerinde Türkiye’de bireylerin yeme tutumlarını incelemek bu çalışmanın temel amacını oluşturmuştur. Ayrıca bireylerin yeme tutumlarının demografik özelliklere göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek araştırmanın bir diğer amacıdır. Çalışmanın evrenini Türkiye’de ikamet eden bireyler oluşturmaktadır. Bireylerin iş yoğunluğu, zaman kısıtı ve benzeri nedenlerden dolayı örneklem alma yoluna gidilmiştir. Çalışmada kolayda örnekleme yöntemi seçilmiş olup, online anket hazırlanarak Türkiye’nin farklı illerine ulaşma noktasında kolaylık sağlanmıştır. Bu kapsamda 2020 yılının temmuz ve ağustos ayları arasında 546 geçerli ankete ulaşılmıştır. Ayrıca bu çalışmada demografik bulgular, kullanılan ölçek ile ilgili tanımlayıcı bulgular, ölçeğin doğrulayıcı faktör analizi ile farklılık analizleri için IBM SPSS versiyon 23 kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, koronavirüs günlerinde araştırmaya katılan bireylerin çoğunluğunun yeme tutumlarının duygusal yeme eğiliminde olduğu belirlenmiş ve yaşanılan yalnızlık, stres ve moral bozukluğu gibi olumsuz duygulardan dolayı aşırı yemek yeme eğilimi gösterdikleri saptanmıştır. Ayrıca koronavirüs salgını sürecinde bireylerin cinsiyetlerinin, medeni durumlarının, yaşlarının, gelir düzeylerinin ve mesleklerinin yeme tutumları üzerinde etkisi olduğu belirlenirken, eğitim durumlarının yeme tutumları üzerinde bir etkisinin olmadığı saptanmıştır.
Bu çalışmada, Covid-19 sürecinde Türkiye iç pazarının turizme yönelik talepleri ve turizm işletmeleri yöneticilerinin Covid-19 süreci ve sonrasına ilişkin iç pazara ve turizme yönelik bakış açıları ...tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın verileri 15 Mart-01 Mayıs 2020 tarihleri arasında 650 yerli katılımcıdan ve Antalya ve Bodrum’da yer alan 20 turizm işletmesi yöneticisinden çevrimiçi olarak toplanmıştır. Araştırmanın öne çıkan bulgularına bakıldığında “Tüm seyahat kısıtlamalarının 15 Haziran’da kaldırıldığını varsayarsak ne kadar kısa sürede uçuş içeren bir yurt içi seyahate çıkardınız?” sorusuna 650 katılımcının %31,5 oranındaki kayda değer bir bölümünün “hemen” tatile çıkmaya hazır olduğu görülmüştür. Bu kapsamda çalışmada, iç pazarın turizm talebi göz önüne alınarak turizm yöneticilerinin iç pazara gereken önemi vermesi ve fiyatların iç pazarın yararlanabileceği şekilde revize edilmesi gerektiği önerilmiştir. Öte yandan turizm işletmeleri yöneticilerinin kriz ortamı geçince de otel fiyatlarının hemen arttırılmasının doğru olmadığını ve iç pazara gereken değerin verilmesi gerektiğini belirttikleri görülmüştür. Elde edilen sonuçların, 2020 yılı itibariyle önümüzdeki birkaç sezonunu Covid-19 gölgesinde geçireceği öngörülen turizm sektörü için Türkiye’deki turizm uygulayıcılarına yol göstereceği düşünülmektedir. * Bu çalışma, 15-17 Ekim 2020 tarihlerinde Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin iş birliğiyle çevrimiçi (online) olarak düzenlenen IV. Uluslararası Batı Asya Turizm Araştırmaları Kongresi (IV. International West Asia Congress of Tourism Research)-IWACT’da sunulan bildirinin geliştirilmiş halidir.
Bu çalışmada, Covid-19 sürecinde Türkiye iç pazarının turizme yönelik talepleri ve turizm işletmeleri yöneticilerinin Covid-19 süreci ve sonrasına ilişkin iç pazara ve turizme yönelik bakış açıları ...tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın verileri 15 Mart-01 Mayıs 2020 tarihleri arasında 650 yerli katılımcıdan ve Antalya ve Bodrum’da yer alan 20 turizm işletmesi yöneticisinden çevrimiçi olarak toplanmıştır. Araştırmanın öne çıkan bulgularına bakıldığında “Tüm seyahat kısıtlamalarının 15 Haziran’da kaldırıldığını varsayarsak ne kadar kısa sürede uçuş içeren bir yurt içi seyahate çıkardınız?” sorusuna 650 katılımcının %31,5 oranındaki kayda değer bir bölümünün “hemen” tatile çıkmaya hazır olduğu görülmüştür. Bu kapsamda çalışmada, iç pazarın turizm talebi göz önüne alınarak turizm yöneticilerinin iç pazara gereken önemi vermesi ve fiyatların iç pazarın yararlanabileceği şekilde revize edilmesi gerektiği önerilmiştir. Öte yandan turizm işletmeleri yöneticilerinin kriz ortamı geçince de otel fiyatlarının hemen arttırılmasının doğru olmadığını ve iç pazara gereken değerin verilmesi gerektiğini belirttikleri görülmüştür. Elde edilen sonuçların, 2020 yılı itibariyle önümüzdeki birkaç sezonunu Covid-19 gölgesinde geçireceği öngörülen turizm sektörü için Türkiye’deki turizm uygulayıcılarına yol göstereceği düşünülmektedir.
COVID-19 ve Ruh Sağlığı Mustafa Arı; Taşkın Duman
Duzce medical journal,
11/2020, Volume:
22, Issue:
S1
Journal Article
Peer reviewed
Open access
Salgın doğaları nedeniyle; koronavirüs hastalığı 2019 (coronavirus disease 2019, COVID-19) pandemisi gibi enfeksiyonlar, bilinen diğer enfeksiyonlardan önemli ölçüde farklı olan nöropsikolojik ve ...sosyal sorunlara neden olur. COVID-19 pandemisi ile ilgili birçok çalışma, özellikle hastalarda ve risk grubunda yer alan bireylerde anksiyete, depresyon, panik bozukluğu ve obsesif kompulsif bozukluk gibi zihinsel problemlerin daha yüksek seviyelerde olduğunu göstermiştir. İnsanın biyopsikososyal özelliklere sahip olmasından dolayı; enfeksiyonlar, özellikle salgın enfeksiyonlar, kişinin biyoloji, psikoloji ve sosyal yaşam kalitesi olmak üzere, bu üç yapıyı da sarsıcı derecede etkileyerek yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürmektedir. Çok sayıda çalışmanın gösterdiği gibi, insan doğal ve adaptif bağışıklık sisteminin bütünü ve bir bireyin psikolojik ve zihinsel durumu doğrudan bağlantı içindedir. Karantina ve sosyal kısıtlamaların anksiyete, takıntı ve anhedoni gibi depresif belirtileri tetikleyebileceği birçok çalışmada bildirilmiştir. Bazı araştırmacılar, sosyal medyadan elde edilen kaynağı belirsiz bilgilerin obsesyon, kaygı ve ölüm korkusunun psikolojik ve psikososyal belirtilerini artırdığını iddia etmişlerdir. Sonuç olarak, koronavirüs pandemisinin tedavisinde ve önlenmesinde multidisipliner çalışma gereklidir.
Koronavirüs hastalığı 2019 (coronavirüs disease 2019, COVID-19) salgını, dünyanın dört bir yanında, toplumlarda sağlık sistemini nerdeyse çökertmiştir. Vaka sayısının çok hızlı bir şekilde artışı bu ...virüsü gündemin en üstüne taşımış ve virüsün bulaş şekli, ne kadar süre canlı kaldığı, nasıl korunulması gerektiği gibi birçok konu son bir yılın en çok araştırılan konuları olmuştur. Özellikle kronik hastalıkları olan ve ileri yaştaki hastalarda mortalitenin yüksek olduğu gözlenmektedir. Kronik hastalıklardan biri olan diyabetes mellitusta da COVID-19 nedeni ile morbidite ve mortalite riski yüksektir. Olgu sunumumuz, COVID-19 enfeksiyonu nedeni ile hastaneye yatırılan diyabetes mellitus tanılı hastaların takiplerinde kan şekeri regülasyonunda bozulmalar olduğunu ve bunlarla baş edilmesi gerektiğini ve COVID-19 enfeksiyonunun kötü prognozla gidişatını göstermektedir.
Various crises occur from time to time on the world and the tourism industry is highly affected by these crises. Finally, the current COVID-19 outbreak has had a serious impact that can change and/or ...transform people's attitudes and behaviors towards tourism. In this context, the aim of the present study is to determine the effects of COVID-19 on potential local tourists' attitudes and behaviors and travel trends. In the study, data were collected from 731 people by utilized the survey technique, which is one of the quantitative research methods. As a result of the study, it was determined that the majority of people reduced and/or postponed their travel plans, the touristic products preferred by individuals began to differentiate and their hygiene sensitivity increased to a large extent.