Amaç: Araştırma Sars-Coronavirus-2 salgınında bireylerde nomofobi ve psikolojik sağlamlığın bazı değişkenlere göre incelenebilmesi amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte ...yapılan araştırma, Ağustos- Eylül 2020 tarihleri arasında, kartopu örnekleme yöntemi ile ulaşılabilen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 1047 kişi ile yürütülmüştür. Veriler “Sosyodemografik Bilgi Formu”, “Nomofobi Ölçeği” ve “Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Verilerin istatistiksel analizi SPSS-25 paket programında yapılmıştır. Bulgular: Sars-Coronavirus-2 salgınında katılımcıların %69.5’inin telefon kullanımının önceye oranla artığı tespit edilmiştir (p<0.05). Cinsiyet, aile tipi, ekonomik durum, vücut ağırlığı, telefon kullanım süresi değişkenlerinin psikolojik sağlamlıkla; yaş, telefon kullanım süresi, vücut ağırlığı değişkenlerinin ise nomofobi ile ilişkili olduğu belirlenmiştir. Nomofobi ile psikolojik sağlamlık arasında düşük düzeyde negatif yönde bir ilişki olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Sonuç ve Öneriler: Katılımcıların Covid-19 salgınında telefon kullanma sürelerinin değiştiği, nomofobinin düşük düzeyde arttığı, bu durumun psikolojik sağlamlığı etkilediği saptanmıştır. Bireylerin psikolojik sağlamlıklarını korumak için teknoloji kullanımına ilişkin farkındalık eğitimlerinin verilmesi önerilmektedir.
Bu çalışmanın amacı, akademisyenlerin koronavirüs kaygı düzeyinin mesleklerine yabancılaşmaya olan etkisini belirlemektir. Araştırmanın örneklemini, Harran Üniversitesinde farklı unvanlarda görev ...yapan, 224 akademisyen oluşturmaktadır. Araştırma için ihtiyaç duyulan veriler, yüz yüze ve online anket tekniği ve kolayda örnekleme yöntemi ile toplanmış olup elde edilen veriler, SPSS paket programı ile analiz edilmiştir. Araştırmanın amacı doğrultusunda, Pearson korelasyon analizi, hata terimleri arasında otokorelasyon olup olmadığını belirlemek amacıyla, Durbin Watson testi analizi ve öne sürülen hipotezleri test etmek için regresyon analizi yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda koronavirüs kaygı düzeyinin, akademisyenliğe yabancılaşma alt boyutlarından bilimsel araştırmaya yabancılaşma, yalıtılmışlık ve güçsüzlük üzerinde pozitif ve anlamlı bir etkiye sahip olduğu tespit edilirken kendine yabancılaşma ve öğretime yabancılaşma üzerinde ise herhangi bir anlamlı etkisi bulunamamıştır. Elde edilen sonuçlar, literatür çerçevesinde tartışılmış ve bu doğrultuda öneriler sunulmuştur.
The disease caused by the new coronavirus (COVID-19) is characterized by fever and cough, in addition to affecting the lower respiratory tract and being associated with age, comorbidities and a ...weakened immune system. Lymphopenias occur in severe cases and an excessive production of inflammatory cytokines, which would explain the role of the hyperinflammatory response in the pathogenesis of COVID-19. In the absence of treatment for this virus, there is an urgent need to find alternative methods to control the spread of the disease, so we have conducted an online search for all treatment options related to coronavirus infections, as well as some infections due to viruses, general treatments, specific coronavirus treatments and antiviral treatments should be useful in the fight against COVID-19, the therapeutic agents evaluated included chloroquine/hydroxychloroquine, lopinavir/ritonavir, tocilizumab, ribavirin, interferons, nelfinavir, ivermectin, monoclonal antibodies and convalescent plasma.
Yeni koronavirüsün (COVID-19) neden olduğu hastalık, alt solunum yolunu etkilemesine ve yaş, komorbiditeler ve zayıflamış bağışıklık sistemi ile ilişkili olmasının yanı sıra ateş ve öksürük ile karakterizedir. Lenfopeniler şiddetli vakalarda ortaya çıkar ve aşırı inflamatuar sitokin üretimi, COVID-19’un patogenezinde hiperinflamatuar yanıtın rolünü açıklar. Bu virüs için tedavi olmadığında, hastalığın yayılmasını kontrol etmek için alternatif yöntemler bulmaya acil ihtiyaç vardır, bu nedenle koronavirüs enfeksiyonlarıyla ilgili tüm tedavi seçenekleri ve virüslere bağlı bazı enfeksiyonlar için çevrimiçi bir araştırma yaptık. COVID-19 ile mücadelede genel tedaviler, spesifik koronavirüs tedavileri ve antiviral tedaviler yararlı olmalıdır; değerlendirilen terapötik ajanlar arasında klorokin / hidroksiklorokin, lopinavir/ritonavir, tocilizumab, rivabirin, interferonlar, nelfinavir, ivermektin, monoklonal antikorlar ve iyileşen plazma yer almaktadır.
Koronavirüsün pek çok sahada olduğu gibi dinî sahada da etkileri ve sonuçları olmuştur. Bunlardan biri ise Hinduizm ve Hristiyanlık özelinde görülebilecek yeni tanrıçaların doğuşu ve eski bir azize ...ile kültünün güncellenerek yeniden işlev kazandırılmasıdır. Salgının patlak vermesinden çok kısa bir süre sonra, Hindistan’da Corona Devi ve Corona Mata gibi yeni tanrıçalar ortaya çıkmaya başlamıştır. Tanrıçaları var edenler, bu tanrıçaların, koronavirüs ve salgınla ilgili bazı nesne ve tasvirleri yansıttıkları putlarını dikmeyi, adlarına tapınaklar inşa etmeyi ve hatta bu tapınaklara rahipler tayin etmeyi de ihmal etmemişlerdir. Tarih boyunca çiçek, suçiçeği, veba ve kolera gibi çeşitli salgınlar karşısında korunmak için sürdürüle gelen bu Hinduist gelenek, koronavirüs salgınında da kendine mahsus şekilde ortaya çıkmıştır. Bahsi geçen tanrıçalara tapınan Hindulara göre koronavirüsün cisimleştirilmesinden ibaret olan bu putlara perestişin amacı, virüsün etkilerini hafifletmekti. Dolayısıyla bir tanrıça olarak şekillendirilen bu heykeller, virüsün kendisini temsil eden birer puttan başka bir şey değildi. Ona tapınanlar ise, bizzat kendi ifadelerine göre, onun yani virüsün şerrinden yine ona, yani virüsü temsil eden mezkûr tanrıçalara sığınıyorlardı. Hindistan’da, salgının renkli bir dinî gelenek üzerindeki etkileri arasında belki baş sırada sayılabilecek bu ilginç hadiseler yaşanırken, aynı anda, bambaşka bir coğrafya ve dinî bir iklimde de benzer bir gelişme görülmekteydi. Dünyanın, Hinduizm gibi çok tanrılı bir dine sahip bu doğu köşesindeki yeni doğan söz konusu tanrıçalara mukabil; teslisçi tanrı anlayışının bir sonucu olsa gerek muğlak bir tek tanrı inancına sahip Hristiyan dininin hâkim olduğu Batı köşesinde ise yeni tanrıçalar zuhur etmese de, dinin kendi teolojik yapısına uygun olarak ilahi güçler atfedilen eski bir azize yeniden hatırlanıyordu. Bu gelişme, aslında ilgili dindeki kökleri çok eskilere dayanan azizler kültünün modern bir yansımasını gösteren, güncel bir fenomen haline gelmiştir. Tarihleri boyunca Hristiyanlar da Hindular gibi salgın hastalık dönemlerinde salgından korunmak ya da kurtulmak için müracaat edebilecekleri ilahi olmakla birlikte somut merciler aramış ve bu mercileri azizlerde bulmuşlardır. Zira şifa söz konusu olduğunda dinin kendisi kadar eski bir gelenek ve pratikler silsilesi mevcuttur. İsa Mesih’ten havarilere ve onlardan da azizlere intikal ettiğine inanılan özel bir yetenek kapsamında değerlendirilen şifa, pek çok defa tıbbi değil dinî pratiklerden ve özellikle de mucizelerden beklenen bir netice olmuştur. Bu inançla hareket eden Hristiyanlar, çeşitli salgın zamanlarında, daha önceden aziz ilan edilen bazı kimselere o anki salgından koruyucu oldukları kabulüyle müracaat etmişler ve onlardan şifa yahut koruma beklemişlerdir. Bu köklü inanç ve pratik, çok uzun bir zaman önce yaşadığı kabul edilen ve salgının adaşı olması hasebiyle ilgi uyandıran bir azizeyle, yaşadığımız salgın sırasında da kendini göstermiştir. Bu azize, St. Corona adında, hakkında farklı kaynaklarda farklı detaylar bulunsa da miladi ikinci asırda yaşadığı kabul edilen, kadın bir figürdür. Zaman içinde oduncular, kasaplar, mezar kazıcıları, hazine avcıları, mali sıkıntı çeken ya da bol paraya kavuşmak isteyenler, piyango, kumar ve bahis oyuncuları gibi farklı grupların, onu koruyucu (patron) azize olarak gördüğü ve adı etrafında bir kültün oluştuğu bilinmektedir. Covid-19 salgını ile birlikte, salgına sebep olan virüsle aynı adı taşıması sebebiyle yeniden gündeme gelmiş ve kendisinin ‘zaten’ salgın hastalıklardan koruyucu azize olduğu iddia edilmiştir. Ancak tarihte böyle bir koruyuculuk işlevinin olduğu açık bir şekilde doğrulanamamaktadır. St. Corona, tarihte değilse bile, ‘artık’ salgınlardan ve özellikle de koronavirüs salgınından koruyucu bir azizedir. Bu çalışmada St. Corona’nın salgından koruyucu bir azize haline geliş süreci dijital medyanın verileri üzerinden takip edilecek ve ardından onun tarihî kişiliği tanıtılmaya çalışılacaktır.
Bu çalışmada yeni korona virüs salgını kapsamında Türkiye turizm endüstrisinin 2020 yılının ilk çeyreğinde izlenecek yolun somutlaştırılarak ortaya çıkarılabilmesi amaçlanmıştır. Konun derinlemesine ...irdelenebilmesi için nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi yapılması uygun görülmüştür. Bu doğrultuda Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY’un Nisan ayında turizmde normalleşme faaliyetlerine ilişkin yapmış olduğu beş kamuoyu bilgilendirmesi deşifre edilerek ham veri haline getirilmiştir. Bu veriler MAXQDA Analytics Pro-v.18.2.4 vasıtasıyla içerik analizine tabi tutulmuştur. Sonuç olarak; turizm hareketliliğinin canlandırılabilmesi için vaka sayılarındaki belirgin düşüşün ve salgının kontrol altına alınmasının temel odak olduğunun, bu çerçevede Mayıs ayı sonundan itibaren iç, Haziran ayıyla birlikte de, doğudan/Asya’dan batıya/Amerika’ya doğru, kısmi ve kademeli bir şekilde dış turizmin açılmasının öngörüldüğü belirtilmiştir. Temelinde hijyen olan sertifikasyon sisteminin yerleşik hale getirilmesine ek olarak, finansman ve istihdam desteklerinin ön planda tutulduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte korona sonrası dönemde hijyen odaklı uygulamaların ve düşük yoğunluklu mekân tasarımlarının yaygınlaşması beklentisi de elde edilen sonuçlar arasındadır.