İktisadi literatürde, para politikasının ekonomik aktiviteyi etkileme gücü konusunda farklı argümanlar ortaya atılmıştır. Bu çalışmada 1983-1989 döneminde Türkiye'de uygulanan para politikaları ...incelenmektedir. Çalışmada 1983-1989 dönemini ele alınmasının nedeni, ekonomi politikalarında yapısal kırılmanın neden olduğu politika değişikliğidir. Bu dönemde daha önceki yıllarda, ekonomik büyümeyi hedef alan Kredi Kontrolleri, Faiz Tavanları ve Selektif Krediler gibi doğrudan para politikası araçlarının yerine, ekonomik büyüme ile birlikte para arzını kontrol altına almayı hedef alan Açık Piyasa İşlemleri, Zorunlu Karşılıklar ve Reeskont gibi dolaylı para politikası araçlarının uygulanmasıdır.
Türkiye ekonomisinde 1963’ten 2015’e yapılan hane halklarına ait %’lik GSMH’den alınan paylar ve ilgili Gini 1 ve alternatif Gini 2 katsayıları incelendiğinde, bazı nispi sapmalar ve bazı Gini 1 ve ...Gini 2 katsayı hesaplamalarındaki farklılıklar ile birlikte, ve özellikle küresel krizin yaşandığı 2009 yılı hariç, 2011 yılına kadar gelir dağılımında bir iyileşmenin yaşandığı ve fakat, 20112015 dönemi için ise ortalama olarak dağılımda bir bozulmanın tecrübe edildiği görülmektedir. Bu süreçte Türkiye ekonomisine ait coğrafik bölgeler farklı değerler almaktadırlar. 2006-2015 dönemi için İstanbul, Batı Marmara, Orta Anadolu ve Kuzey Doğu Anadolu bölgelerinde Lorenz eğrisinin tam eşitlik doğrusundan uzaklaştığı ve fakat Ege, Doğu Marmara ve Doğu Karadeniz bölgelerinde ortalama olarak Lorenz eğrisinden eşitlik doğrusuna doğru bir yakınsama olduğu anlaşılmaktadır. Üç bölgemizde ise, Batı Anadolu, Akdeniz ve Batı Karadeniz bölgelerinde, Gini katsayıları ortalama olarak iyileşmektedir. Gini katsayıları Orta Doğu Anadolu’da 2006-2011 döneminde artmakta, 2015 yılında ise düşmektedir. Güney Doğu Anadolu Bölgesinde ise 2006-2011 döneminde bir iyileşme yok ise de, 2015 yılında gelir dağılımında bir düzelme olduğu gözlemlenmektedir
Bu araştırmanın genel amacı, 2015 genel seçimlerinde seçim barajını aşan partilerin seçim bildirgelerinde eğitim yönetimi, denetimi, ekonomisi ve finansmanı ile ilgili görüş ve vaatlerini ...değerlendirmektir. Çalışma, doküman analizi türünde bir araştırmadır. Araştırmaya konu edilen dört siyasi partinin seçim bildirgelerindeki eğitim boyutları, eğitimi yönetimi ve denetimi ile bütçe ve eğitim ekonomisi bağlamında iki tema altında değerlendirilmiştir. Kategoriler dört siyasi partinin görüşlerini kıyaslamaya olanak tanıyacak şekilde tablolar halinde verilmiştir. Bulgular araştırmanın amacı doğrultusundaki kategoriler çerçevesinde ele alınmış ve içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Sonuç olarak, Ak Parti daha muhafazakâr, piyasa yönelimli ve pratik öneriler ortaya koymaktadır. CHP’de istihdam, demokratikleşme, kamu yönetimin tarafsızlığı, bütüncül bakış ve “birey-yurttaş” yetiştirme konularını öne çıkmaktadır. CHP, özlük haklarının yasayla güvence altına alınmasını ve ‘kamusal’ eğitimi savunmaktadır. MHP’de ise millilik, milli bütünlük temaları daha çok öne çıkmakta ve eğitim dilinin Türkçe olmasını özellikle vurgulamaktadır. HDP ise yerelleşme ve demokrasi anlayışlarından sentez oluşturmaya çalışmaktadır. HDP ayrıca anadilde eğitim, eğitimin yerelden yönetiminin teşviki, eğitime ilişkin kararların yerel eğitim meclislerince alınması ve kamu tarafından finans edilmesini önermektedir. Araştırma sonuçlarına dayalı öneriler şu biçimdedir. Benzer temalar parti programlarında nitel araştırma ile incelenebilir. Parti yöneticilerinin eğitim politikalarına ilişkin görüşleri araştırılabilir. Partilerin bildirgelerde ağırlık verdikleri ya da değinmedikleri konulara, ağırlık verme ve değinmeme nedenleri araştırılabilir.
Kitle fonlama ekosistemini; girişimciler, melek yatırımcılar, sponsorlar, kitle fonlama
web siteleri, teknoparklar, hobiciler ve çevrimiçi teknoloji takipçileri arasında
şekillenen bir ...üretim-iletişim-tüketim ağı yapısı olarak tanımlamak mümkündür.
Çok sayıda paydaşın aynı etkileşim kurgusu dahilinde etkilenmesi söz konusu olduğu
için, ekosistemin doğal olarak demokratik bir iletişim ve etkileşim ortamı yarattığı
düşünülmektedir. Ekosistem sayesinde; girişimciler herhangi bir etkin sermayenin
yönlendirmesine maruz kalmadan, projelerini üretim ve dağıtım düzeyine, kurumsal
bir ölçeğe sahip bir marka değerine ulaştırabilmeleri mümkün olmaktadır. Böylelikle
oldukça demokratik ve açık bir üretim döngüsü ortamı yaratılmaktadır. Bu yapısal
özellikler bağlamında, kitle fonlama projelerinin bütçesel anlamda kaynaklanması
için ilgili paydaşlara sunulduğu ve bu paydaşlar ile etkileşimli bir iletişim ortamının
yaratıldığı web siteleri de özel bir önem kazanmaktadır. Bu nedenle, Türkiye’de
varlık gösteren kitle fonlama web siteleri (buluşum, crowdfon, fongogo ve arıkovanı)
sistem kullanılabilirlik ölçeğinden (System Usability Scale) adapte edilen web
kullanılabilirlik ölçeği (Web Usability Scale) ile kullanıcı etkileşimi ve kullanılabilirlik
düzeyinde ölçümlenmekte ve çalışma özelinde yaratılan tasarım değerlendirme
şablonu (TDŞ) ile görsel iletişim tasarımı özellikleri üzerinden değerlendirilmektedir
(n=10). Böylelikle kitle fonlama projelerinin ilgili paydaşlara sunulabildiği tek
kanal olan bu iletişim köprülerinin, üzerlerine düşen etkileşim sorumluluğunu ne
ölçüde yerine getirebildikleri, kullanılabilirlik fonksiyonu ile görsel iletişim tasarımı
standartları bağlamı ilk kez bir araya getirilerek tartışmaya sunulmaktadır.
Low productivity firms are forced to withdraw from the market or changed their technology to decrease costs. As a result the average costs of a sectors or country on the whole decreases like the ...Turkish case. Consequently Turkish economic structure has been changed after Customs Union and liberal policy applications
Yeni Yeni Ticaret Teorileri firma heterojenitesi kavramı üzerine kurulmuştur ve teorinin kurucusu olan Melitz dış ticaret kazançlarının yeni kaynakları üzerinde durmuştur. Bu kaynakların çıkış nedeni liberal politika uygulamalarıdır. Çalışma liberal ticaret politikalarının uygulanması çerçevesinde Türk Ekonomisini ele almaktadır. Türk dış ticaret sektörü tıpkı Yeni Yeni Ticaret Teorileri’nde belirtildiği gibi bir gelişme göstermiştir. Firma düzeyinde yapılacak mikroekonomik analizlerin temelindeyse rekabet bulunmaktadır. Rekabet kısa veya orta dönemde verimlilik, büyüme, gelir dağılımı ve istihdam gibi parametreleri uyarmaktadır. Düşük verimlilikteki firmalar ya piyasadan çekilmeye ya da teknolojilerini değiştirerek maliyetlerini düşürmeye zorlanmaktadırlar. Türkiye örneğinde de görüldüğü gibi sektörel olarak ve ülke düzeyinde ortalama üretim maliyetleri düşmektedir. Sonuç olarak Türk Ekonomisi’nin yapısı Gümrük Birliği ve liberal politika uygulamaları sonucunda değişmiştir
Economic systems affect people's thinking and behavior in several ways. In general, despite the long history and practice of economic systems that have been classified as capitalism and socialism, ...the idea that they cannot find solutions to today's economic problems but rather a source of socio-economic problems are widespread
İktisadi sistemler insanların düşünce yapılarını ve davranışlarını çok boyutlu olarak etkilemektedir. Genelde kapitalizm ve sosyalizm olarak tasnif edilen bu iktisadi sistemlerin sahip oldukları uzun geçmişe ve uygulama alanına karşın günümüz iktisadi sorunlarına çözüm üretemedikleri bilakis bu sosyoekonomik sorunların kaynağı oldukları düşüncesi yaygınlaşmaktadır. Çalışmada iktisadın tanımının Ricardo merkezinde bölüşüm odaklı olarak ele alınarak, iktisadi sistemlerin düşünce temellerine, işleyişlerine ve bölüşüm yapılarına değinilmiştir. Devamında da günümüz temel iktisadi sorunlarına sistematik bir çözüm önerisi olarak kavramsal ve kurumsal yapısı ile ortaklık ekonomisi ve ortaklık ekonomisinde bölüşüm meselesi ele alınmıştır.
Turkey belongs to the world’s largest 20 economies and distinguishes from other developing and Islamic countries with its well-educated population, modernity, reconciliation of traditional life and ...modern life, democratic formation and performance and the economic and civil liberties. However, Turkey has still not overcome middle-income or middle technology trap. In this essay, we recommend to use the concept of “average man trap.” In developing countries, the formation of human resources is also in the development stage. Therefore, closing the gap between developed and developing countries necessitates relatively more rapid development rates. Since focusing directly on effects of human resources on income and technology, we argue that “average man trap” is most explanatory factor for developmental issues. Turkey is located between the countries belong to efficiency driven group and the countries belong to innovation -driven group. We argue that without abandoning “average man model” in the decision making and administrative spheres Turkey will suffer from this trap. When the education investments and internationalization of skilled labor trends are taken into account, Turkey would break its shell in 2025, ten years later than now. Since Turkey has a century and half length long term relationship with the Western Block, our ten year prediction would even be longer due to the historical poor performance. Universities and vocational higher schools are functioning in every corner of the country today, we anticipate that this trend would rapidly improve human resources. Because the current human resources engaging in decision-making mechanisms are not ready to feel confident to delegate their authorities. The fear is losing control of the decision making and business. The socio-political and socio-economic backgrounds of the present managing groups are not very confident to face with higher classes. Therefore, the country will wait until the prospective educated children of the managing classes for taking the authority and delegating the duties and participating more talented personnel to the decision making processes without feeling a threat or complexity.
Türkiye dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında olup, eğitimli nüfusu, modernliği, geleneksel yaşamla çağdaş yaşamı uzlaştırma yönündeki başarısı, demokratik formasyonu ve performansı ve ekonomik ve sivil özgürlükler bakımından özel bir yere sahip olmasına rağmen, hala, orta gelir veya orta teknoloji tuzağını aşamamıştır. Biz bu incelemede “ortalama insan tuzağı” kavramının kullanımını öneriyoruz. Gelişmekte olan ülkelerde insan kaynakları formasyonu da gelişme aşamasındadır. Bu nedenle gelişmiş ülkelerle arasındaki farkı kapatması ancak göreli olarak daha hızlı gelişme kaydetmesinde yatar. Gelir veya teknolojinin doğrudan belirleyicisi olarak insanı odağa koyduğu için “ortalama insan tuzağı” yaklaşımının açıklayıcı faktör olarak yeterli olduğunu düşünüyoruz. Competitiveness of the Turkish Economy: Average Man Trap Türkiye Ekonomisinin Rekabetçilik Düzeyi: Ortalama İnsan Tuzağı Prof. Dr. Metin Toprak - Assoc. Prof. Dr. Yüksel Bayraktar Prof. Dr. Metin Toprak, Istanbul University & International University of Sarajevo, metin.toprak@istanbul.edu.tr Assoc. Prof. Dr. Yüksel Bayraktar, Istanbul University, ybayraktar@istanbul.edu.tr Anadolu University Journal of Social Sciences Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 34 Competitiveness of the Turkish Economy: Average Man Trap Türkiye hala faktör etkinliği grubundaki ülkelerle yenilik üreten gruptaki ülkeler arasında bir yerde konuşlanmış ve buradan da yaklaşık on yıldır kurtulamıyor. Bizim tezimiz, Türkiye’nin karar alma ve yönetsel mekanizmalarda “ortalama insan” modelini kullanmaya devam ettikçe bu tuzaktan kurtulamayacağıdır. Öngörümüz, en az 10 yıllık bir süre sonunda Türkiye’nin bu açmazı aşabileceği yönündedir. Türkiye’nin birbuçuk asırdır Batı ile çok yakın politik ve ekonomik angajmanı ve buna rağmen nispeten düşük performansı dikkate alındığında, bu sürenin biraz daha uzayabileceği de söylenebilir. Ancak, bugün ülkenin her köşesinde açılan yüksek öğrenim ve mesleki eğitim kurumlarının insan kaynağını hızla iyileştireceğini öngörüyoruz. Halihazırda karar alma mekanizmalarında bulunanların eğitim düzeyi ve ait oldukları sosyopolitik ve sosyoekonomik arkaplanlar itibariyle ortalamanın üstünde vasıflı insanları karar alma ve yönetim noktalarına yerleştirmelerini beklemek çok da rasyonel görünmüyor. Çünkü, görece daha yüksek nitelikli bu kişilerle baş edememe, kontrol edememe, yönetememe ve aldatılma riski kısır döngünün kendisini sürdürmesini de meşrulaştırmaktadır. Gücü elinde bulunduranların eğitimli ve daha kentli çocuklarının işleri devralması durumunda, Türkiye “ortalama insan” modeline bağlı olmaya gerek duymayacaktır. Dolayısıyla, bugün yürürlükte olan kara ...
Bu çalışmamızda İslami bakış açısıyla İslam ekonomisinin büyüme, üretim ve sosyal refah fonksiyonu ile ilgili temelleri incelenmektedir. İddiamız, modern iktisat öğretileriyle analiz edilebilecek ...şekilde İslam ekonomisinin büyüme, üretim ve sosyal refah fonksiyonunun oluşturulabileceğidir. Ekonomi ve İslam dini çerçevesinde yapılan analizlerde çağdaş ve orijinal bir yaklaşımla kapitalist sisteme nazaran Kuran düzeninin ekonomik hükümleri tesis etmedeki farklılıkları özet olarak ortaya konulmaktadır. Buna göre, dünya hayatını merkeze alarak diğer her şeyi dünyadaki maddi kazanımlar açısından araçsallaştıran batı yaklaşımına nazaran dünyayı, geçici dünya hayatını ve bütün gereklerini ebedi olan ahiret hayatını kazanmak için bir araç olarak görerek her iki hayatı da değerleri kadar önem veren İslami yaklaşımın İslam ekonomisinin büyüme, üretim ve sosyal refah açısından iyileştirici fonksiyonu ortaya konulmaktadır. Üretim; insana ve doğaya zarar vermeyecek şekilde ihtiyaca göre, ekonomik büyüme; çevreyi ve gelir dağılımını dikkate alarak sürdürülebilir bir şekilde ve sosyal refah da; sadece güçlü ve zenginlere değil toplumun tüm kesimlerinin bir birisini gözettiği ve gönüllü paylaştığı bir şekilde farklılığını ortaya koymaktadır.
1980’li yılların ortasına kadar sadece bir spor oyunundan ibaret olan futbol 1990’ların başından itibaren kendi ekonomik değerini yaratmıştır. Zorlu ekonomik iklime rağmen gelir artışında süreklilik ...gösteren Avrupa futbol pazarının büyüklüğü 2011/12 sezonunda 19,4 milyar Euro’ya ulaşmıştır. Futbolun yarattığı katma değerin somut etkilerinin hızla yayılması ile yüksek bütçelere sahip futbol kulüplerinin finansal ve yönetimsel analizi ön plana çıkmaktadır. Bu çalışmada, Avrupa’nın önde gelen halka açık futbol kulüplerinin geleneksel finansal performans ölçütlerine göre finansal analizi yapılmıştır. Futbol kulüplerinin başlıca finansal sorunları tespit edilerek çözüm önerileri sunulmuştur.