Bu çalışmada Fen Bilimleri öğretmenlerinin önerilen ölçme ve değerlendirme uygulamalarını gerçekleştirme düzeylerine ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Nicel araştırma yöntemlerinden ...ilişkisel tarama deseninin esas alındığı araştırmanın örneklemini 74 Fen Bilimleri öğretmeni oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak Alkharusi (2007) tarafından geliştirilen ve Türkçeye uyarlama çalışması Baygül ve Buldur (2021) tarafından yapılan “Önerilen Ölçme ve Değerlendirme Uygulamaları Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizinde Önerilen Ölçme ve Değerlendirme Uygulamaları Ölçeği alt boyutlarındaki ilişkileri belirlemek için tekrarlı ölçümler ANOVA ve katılımcıların puan ortalamalarının demografik değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla ise MANOVA testi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda Fen Bilimleri öğretmenlerinin önerilen ölçme ve değerlendirme uygulamalarını gerçekleştirme düzeylerine ilişkin görüşlerinin cinsiyetleri açısından anlamlı olarak farklılaştığı sonucuna ulaşılırken, mesleki kıdemleri açısından anlamlı olarak farklılaşmadığı tespit edilmiştir.
Bu çalışmada teknoloji kabul modeli çerçevesinde Algodoo’ya yönelik algılanan fayda, kullanım kolaylığı ve davranışsal niyet boyutlarının incelenmesine odaklanılmıştır. Çalışma 2019-2020 ...eğitim-öğretim yılının güz döneminde bir devlet okulunda öğrenim gören 23 altıncı sınıf öğrencisiyle gerçekleştirilmiştir. Nitel araştırma desenlerinden biri olan durum çalışması kapsamında yürütülen çalışmada; Algodoo’nun, algılanan faydasına ve kullanım kolaylığına ilişkin öğrencilerin algılarının ne olduğunun ve davranışsal niyetini nasıl etkilediğini belirlemek için on açık uçlu sorudan oluşan bilgi formu kullanılmıştır. Bu form yardımıyla toplanan veriler içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Yapılan çalışmanın sonucunda, Algodoo ile yapılan etkinliklerin günlük yaşam deneyimlerine uygulanabilir oluşu, konunun kavranmasına yardımcı olması ve eğlenerek öğrenmeye imkân tanımasının yanı sıra kullanımının kolay bir program olması yönüyle öğrencilerin ilgili programı tekrar kullanmak istedikleri ve bu programla birlikte farklı konularda materyal tasarlamayı düşündükleri görülmektedir. Bu bağlamda Algodoo ile ilgili farklı konu/kavramlarına yönelik etkinler tasarlanarak genellikle soyut olan fen kavramları somutlaştırılarak öğrenme ortamına entegre edilebilir. Simülasyon programlarının günlük yaşam deneyimlerine uyarlanabilir olması nedeniyle, özellikle laboratuar ortamındaki kısıtlı imkânları gidermek için bu gibi simülasyon programlarının öğrenme ortamlarında alternatif bir araç olarak kullanılması önerilmektedir.
Bilimi ve bilimsel bilginin doğasını anlamanın ön koşullarından biri de bu alanda çalışan bireyleri doğru anlamaktır. Bilim insanlarına ilişkin kalıp yargılardan farklı nitelikler ve davranışlar ...sergileyen bilim insanlarıyla kurulan etkileşimler, bu kalıp yargıların ve inançların değişmesine yardımcı olur. Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı öğrencilerin bir bilim şenliğine katılımlarının bilim insanı algılarına etkisini incelemek ve farklı katılımcı gruplarına göre bilim şenliğinin değerlendirilmesini belirlemektir. Çalışmanın nicel kısmı tek gruplu öntest-sontest deseni ile gerçekleştirilmiştir. Öğrencilerin etkinliklere katılmadan önce ve katıldıktan sonra bilim insanı algılarını belirlemek için Chambers (1983) tarafından geliştirilen DAST (Draw a Scientist Test) kullanılmıştır. Katılımcıların (n=80) gerçekleştirilen bilim şenliğine ilişkin algılarını belirlemek için etkinlikler ve bilim sunumları ile ilgili kısa cevaplı sorulardan oluşan formlardan yararlanılmıştır. Katılımcıların çizimlerini analiz etmek için Finson, Beaver ve Cramond (1995) tarafından geliştirilen Bir Bilim İnsanı Çiz Kontrol Listesi (DAST-C) kullanılmıştır. Öğrenciler tarafından doldurulan formların analizinde ise tümevarımsal içerik analizi kullanılmıştır. Öğrencilerin bilim insanlarına ilişkin algıları etkinliklere katıldıktan sonra önemli ölçüde değişmiştir. Ayrıca katılımcılar projenin bilişsel, duyuşsal ve psikomotor alanlarda ve kişisel gelişimde olumlu katkıları olduğunu belirtmiştir.
Ebeveynlik stresi, ebeveynlerin olumsuz davranışlar sergilemelerine neden olabilmektedir. Bu durum, çocuklarda daha fazla sorunlu davranış ile ilişkilendirilebilmektedir. Çocukların sağlığı, esenliği ...ve gelişimlerini iyileştirebilmek amacıyla ebeveyn stresinin bağlamsal faktörlerinin belirlenmesi oldukça önemlidir. Çalışmanın amacı, 0-18 yaş çocuğu olan ebeveynlerin stres düzeylerini ebeveynlerin cinsiyeti, sahip olduğu çocuk sayısı, çocukların yaşları, eşlerin çocukların bakımı ve eğitim sorumluluklarını paylaşım derecesi, çocuk ile ilgili kaygı verici durumlar değişkenlerine göre incelemektir. Bu amaç doğrultusunda araştırma nicel yöntemlerinden ilişkisel tarama deseninde tasarlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 0-18 yaş aralığında çocuğu olan 401 gönüllü ebeveyn oluşturmaktadır. Çalışma verileri “Demografik Bilgi Formu” ve “Ebeveynlik Stres Ölçeği” aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin analizinde SPSS 22.0 programı kullanılarak, çok yönlü ANOVA testi ile istatistiksel sonuçlar elde edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre ebeveynlik stresi puanlarının sahip olunan çocuk sayısı ve çocukların yaşlarına göre anlamlı olarak farklılaştığı görülmüştür. Ebeveynlik stresi ile eşlerin çocuğun bakımı ve eğitiminde birbirlerine sağladığı sosyal destek arasında anlamlı ilişki olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ebeveynlik stresi puanlarının çocuklarla ilgili faktörlerden en çok çocukların dijital araçlarla geçirdiği zaman ve içeriği, en az ise çocuklarının uyku alışkanlıklarına göre farklılaşmaktadır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular literatür doğrultusunda yorumlanmıştır. Ebeveynlere ve araştırmacılara öneriler geliştirilmiştir.
Bu araştırmanın amacı; işbirlikli yöntem ve yapılandırılmış materyalle desteklenmiş kodlama atölye etkinliklerinin okul öncesi dönem çocuklarının bilimsel süreç becerilerinin gelişimi üzerindeki ...etkisini belirlemektir. Araştırmada kontrol gruplu ön test-son test yarı deneysel desen tasarımı kullanılmıştır. Uygulama haftada iki etkinlik saati toplamda 16 etkinlik saati olmak üzere olmak üzere dört hafta gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubunu 2021-2022 eğitim yılı bahar döneminde Sivas il merkezinde yer alan bir anaokulunun iki farklı şubesindeki 60-72 aylık 41 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmanın deney grubunda işbirlikli yönteme uygun olarak planlanan kodlama etkinlikleri, kontrol grubunda ise mevcut öğrenme yöntemi uygulanmıştır. Araştırma verileri “Okulöncesi Dönem Bilimsel Süreç Beceri Testi” uygulanarak elde edilmiştir. Katılımcıların demografik bilgilerinde frekans ve yüzde analizi; ölçekten elde eden verilerde ise tanılayıcı istatistikler, bağımlı gruplar t testi, bağımsız gruplar t testi kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre; deney ve kontrol gruplarının ön test-son test karşılaştırmasında deney grubunda anlamlı farklılık olduğu ancak kontrol grubunda anlamlı farklılık olmadığı belirlenmiştir. Araştırma gruplarının son test karşılaştırmasında deney grubu lehine anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir. Deney ve kontrol gruplarının son test-kalıcılık testi karşılaştırmalarında deney grubunun puanlarında anlamlı farklılık olduğu ancak kontrol grubunun puanlarında anlamlı farklılık olmadığı saptanmıştır. Araştırma gruplarının kalıcılık testi karşılaştırmasında ise deney grubu lehine anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir.
Bu çalışmanın amacı, okul öncesi öğretmenlerinin okuma etkinliklerinde kullandıkları kaynakların seçiminde esas aldıkları ölçütleri araştırmaktır. Betimsel araştırma türlerinden birisi olan genel ...tarama modelinin esas alındığı bu çalışmanın örneklem grubunu aktif olarak görev yapan ve kolay ulaşılabilir örnekleme metodu ile ulaşılan 179 okul öncesi öğretmeninden oluşmaktadır. Çalışmada veriler, araştırmacılar tarafından uzman görüşleri doğrultusunda hazırlanan “Kaynak Seçim Kriterleri Hakkında Görüşler Formu” kullanılarak toplanmıştır. Araştırma süresince elde edilen verilerin analizinde ise Cochran’s Q testi ve Ki-Kare Uyum Testi esas alınmıştır. Araştırma sonucunda; okuma etkinliklerinde hem çocuklar hem de öğretmenler tarafından çoğunlukla hikâye ve masal kaynaklarının okuması tercih edildiği tespit edilmiştir. Okul öncesi öğretmenlerinin okuma etkinliklerinde kullandıkları kaynakları çoğunlukla okul/sınıf kitaplıklarından temin ettikleri belirlenmiştir. Öğretmenlerin kaynak seçiminde en fazla kitabın verdiği mesaja dikkat ettikleri, en az ise kitapta kullanılan kâğıdın yapısını ve yazı stilini dikkate aldıkları tespit edilmiştir. Kitabın yayın dilinin (yerli ya da çeviri kitap) ise öğretmenlerin kaynak seçim kriterleri arasında çoğunlukla dikkate alınmadığı belirlenmiştir.
Covid-19 küresel salgınında 2020’nin başında birçok ülkede ve Türkiye’de ani olarak uzaktan eğitime geçilmiştir. Bu sürece özel eğitim okulları da dâhil olmuştur. Özel eğitim okul müdürlerinin ...kurumun amaçlarından ayrılmadan değişime ayak uydurarak süreci yönetmesi, özel gereksinimli öğrencilerin dezavantajlarının artmaması, dahası ilerlemeleri açısından önemlidir. Bu araştırmanın amacı özel eğitim okul müdürlerinin uzaktan eğitim sürecini nasıl yönettiklerini kendi görüşlerinden hareketle ortaya koymaktır. Olgubilim araştırması olarak tasarlanan çalışmada veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formuyla yüz yüze toplanmıştır. Katılımcılar Sivas İlinde bulunan özel eğitim okullarının (n=6) müdürleridir. Veriler içerik analizine tabi tutulmuştur. Bulgulara göre hazırlıksız yakalanılmasına rağmen sürecin planlanmasına yönelik bazı çalışmalar yapılabilmiştir. Eğitimler canlı derslerle yürütülmüştür. Ders ziyaretleri gibi yollarla süreçte denetleme yapılabilmiştir. Yönetici-öğretmen-veli arasında işbirliği-iletişim sağlamanın önemi, süreçte verilen görevlerin yerine getirilmesi, alınan kararların uygulanması, amaçlara ulaşılması açısından özellikle vurgulanmıştır. Sanal ortamlarda etkin iletişim için teknolojik gereksinimlerin karşılanması gerekmiştir. Yetersizlik türü-derecesi dikkate alınmadığında öğrenciyi ekran karşısında tutamama, öğretimde uygulamalardan yararlanamama gibi zorluklarla karşılaşılmıştır. Ödevlendirme, ders süresi kısaltma gibi yollarla sorunlara çözüm üretilmeye çalışılmıştır. Hibrit eğitim olası bir uzaktan eğitim sürecinin daha etkili yönetimi için sunulan önerilerdendir. Bulgular alanyazın doğrultusunda tartışılmıştır. Sonuçların ileri araştırmalara, uygulamalara katkı sunacağı öngörülmektedir.
Bireyler tolum içinde bir arada ve topluma uyum sağlayarak yaşayabilmek için bazı bilgi, değer, tutum ve becerilere ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaç duyulan becerilerden en önemlisi ise demokratik ...becerilerdir. Bireyin sosyalleşmesini ve toplumun devamını sağlayan demokratik beceriler okullarda sistematik olarak demokratik becerilere sahip öğretmen tarafından verilmelidir. Demokratik değerleri benimsemiş bireylerin yetişmesi okul ortamı içerisinde, ancak bu değerleri benimsemiş öğretmenler ile birlikte mümkündür. Geleceğin öğretmenleri olacak öğretmen adaylarının demokratik eğilimlerini inceleyen çalışmaların sınırlı sayıda olduğu görülmektedir. Bu doğrultuda bu çalışma Sosyal Bilgiler Öğretmenleri temelinde öğretmen adaylarının demokratik eğilimlerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Çalışmada verilerin toplanması için Akbaşlı, Yanpar ve Sünbül, (2010), tarafından geliştirilen 5’li likert tipi “Öğretmen Adayı Demokratik Eğilim Ölçeği” kullanılmıştır. Örneklem olarak 2021-2022 bahar yarıyılında İzmir ilindeki iki devlet üniversitesinin eğitim fakültelerinde öğrenim gören sınıf öğretmenliği, okul öncesi öğretmenliği, Türkçe öğretmenliği ve sosyal bilgiler öğretmenliği öğretmen adayları belirlenmiş ve 423 kişiye ölçek uygulanmıştır. Veriler SPSS 21 programı ile analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda, öğretmen adaylarının demokratik eğilimlerinin cinsiyetlerine, üniversitelerine ve bölümlerine göre anlamlı farklılığa ulaşılmamış üniversitelerin kendi içlerinde ise farklı bölümlerin öğretmen adayları arasında anlamlı farklılığa konmuştur.
Bu araştırmada ilkokul 4. sınıf öğrencilerinin STEM kariyer ilgileri ile STEM’e yönelik tutumlarının, çeşitli değişkenlere göre incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden ...tarama deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2021-2022 eğitim öğretim yılında ilkokul dördüncü sınıfta öğrenim görmekte olan 302 öğrenci oluşturmuştur. Çalışmada veri toplama aracı olarak; kişisel bilgi formu, ilkokul 4. Sınıf öğrencilerinin STEM kariyer ilgilerini belirlemek amacıyla Yerdelen, Kahraman ve Taş (2016) tarafından geliştirilen STEM kariyer ilgi ölçeği ve STEM’e yönelik tutumlarını belirlemek amacıyla ise Yıldırım ve Selvi (2015) tarafından uyarlanan STEM tutum ölçeği kullanılmıştır. Çalışmada veriler SPSS 21 paket programı ile betimsel istatistikler, bağımsız gruplar t-testi pearson momentler korelasyon testi ve ANOVA testleri kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin STEM’e yönelik tutumlarının genel olarak olumlu olduğu, STEM kariyer mesleklerine yönelik ilgi duydukları belirlenmiştir. Ayrıca ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin STEM tutum ortalama puanları ile STEM kariyer mesleklerine yönelik ilgi ortalama puanları arasında olumlu yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Bunların yanı sıra öğrencilerin STEM tutum ortalama puanlarının, anne ve baba eğitim düzeyi, evde internet olup olmama ve evde bilgisayar olup olmama değişkenine göre anlamlı olarak farklılaştığı; STEM kariyer ilgilerinin ise cinsiyet, anne ve baba eğitim düzeyi, evde internet olup olmama ve evde bilgisayar olup olmama değişkenine göre anlamlı olarak farklılaştığı tespit edilmiştir.
Matematik ile edebileşen eserler Doğan,Adem; Yazıcı,Büşra
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Dergisi (CEBED),
Ekim 2022, Letnik:
1, Številka:
2
Journal Article
Recenzirano
Matematik, sayılar, kavramlar, formüller ve hesaplamalardan öte yaşamı içine alan bir bilimdir. Ayrıca matematik, içinde bulunduğu duruma göre amaç ya da araç olabilen çok boyutlu bir yapıdır. Bu ...yapının, hayali ya da kurmaca dünyalar yaratabilen, insana farklı deneyimler sunan bir sanat alanı olan edebiyat ile ilişki kurması kaçınılmazdır. Bu durum insana matematik ve edebiyatla farklı deneyimler sunma imkânı vermektedir. Edebiyatın da matematik gibi kesin sınırları yoktur. Edebiyat, matematiğin zihinde canlanmasını sağlarken aynı zamanda onun sıkıcı ve erişilmez olması fikrini de ortadan kaldırmış olmaktadır. Edebiyat açısından roman ya da hikâye yazarken; yer, zaman, mekân, kahraman, olay gibi unsurların bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu unsurları oluştururken matematiğin dahil edilmesi kurguyu daha üst noktalara taşımaktadır. Bu sebeple araştırmanın amacı; edebiyatın içindeki matematiği incelemek, matematiğin edebiyata yansımalarını keşfetmektir. Bu doğrultuda incelenen eserlerin içindeki matematiksel durumlar, matematikle açıklanabilen olaylar ve matematiğin eserlere etkisi araştırılmıştır. Araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi ile elde edilen bilgiler yorumlanmıştır. Yazarların matematik ile ilişkileri, oluşturdukları kurguda matematiği nasıl yerleştirdikleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışma sonucunda bu eserlerin içinde üst düzey bir matematik bilgisi ve işleyişinin olduğu sonucuna varılmıştır. Bu kurgu ve hikayelerin içine yedirilen matematiğin rastgele değil kasıtlı olarak kurgulandığı söylenebilir. Yazarların matematikle bağları düşünüldüğünde bu durum daha da belirgin biçimde ortaya çıkmaktadır.