Provider: - Institution: - Data provided by Europeana Collections- Age-dependent macular degeneration (AMD) is an eye disease that results in the loss of vision in the area of the sharpest vision, ...the macula (also called\ "yellow spot\"). Everyday activities such as reading, watching TV, driving or recognizing faces always become impossible with advancing illness.- Bei der altersabhängigen Makuladegeneration (AMD) handelt es sich um eine Augenerkrankung, die zum Verlust der Sehkraft im Bereich des schärfsten Sehens, der Makula (auch "gelber Fleck" genannt) führt. Alltagsbeschäftigungen wie Lesen, Fernsehen, Autofahren oder das Erkennen von Gesichtern werden mit fortschreitender Erkrankung immer unmöglich.- All metadata published by Europeana are available free of restriction under the Creative Commons CC0 1.0 Universal Public Domain Dedication. However, Europeana requests that you actively acknowledge and give attribution to all metadata sources including Europeana
Age-related macular degeneration (AMD) is a main causes of severe visual impairment in the elderly in industrialized countries. The pathogenesis of this complex diseases is largely unknown, even ...though clinical characteristics and histopathology are well described. Because several aging changes are identical to those observed in AMD, there appears to exist an unknown switch mechanism from normal ageing to disease. Recent anatomical studies using elegant innovative techniques reveal that there is a 30% rod loss in normal ageing, which is increased in early AMD. Those and other observations by Curcio and co-workers indicate that early rod loss is an important denominator of AMD (Curcio CA. Eye 2001; 15:376). As in retinitis pigmentosa (RP), rods appear to die by apoptosis. Thus it seems mandatory to study the regulation of rod cell death in animal models to unravel possible mechanisms of rod loss in AMD. Our laboratory investigates signal transduction pathways and gene regulation of rod death in our model of light-induced apoptosis. The transcription factor AP1 is essential, whereas other classical pro- and antiapoptotic genes appear to be less important in our model system. Caspase-1 gene expression is distinctly upregulated after light exposure and there are several factors which completely protect against light-induced cell death, such as the anesthetic halothane, dexamethasone and the absence of bleachable rhodopsin during light exposure. A fast rhodopsin regeneration rate increased damage susceptibility. Our data indicate that rhodopsin is essential for the initiation of light-induced rod loss. Following photon absorption, there may be the generation of photochemically active molecules wich then induce the apoptotic death cascade.
Provider: - Institution: - Data provided by Europeana Collections- Göttingen, Georg-August Universität, Diss., 2012- All metadata published by Europeana are available free of restriction under the ...Creative Commons CC0 1.0 Universal Public Domain Dedication. However, Europeana requests that you actively acknowledge and give attribution to all metadata sources including Europeana
Provider: - Institution: - Data provided by Europeana Collections- All metadata published by Europeana are available free of restriction under the Creative Commons CC0 1.0 Universal Public Domain ...Dedication. However, Europeana requests that you actively acknowledge and give attribution to all metadata sources including Europeana
Provider: - Institution: - Data provided by Europeana Collections- Felsorol több női szerzőt, alkotót, jeles személyt, és munkásságukról is szól röviden.- In: Magyar Musa. - , 1(1787:06.02.) p.1-6.- ...All metadata published by Europeana are available free of restriction under the Creative Commons CC0 1.0 Universal Public Domain Dedication. However, Europeana requests that you actively acknowledge and give attribution to all metadata sources including Europeana
Giriş: Diyabetik makula ödemi (DMÖ), görme bozukluklarına ve körlüğe sebep olan bir hastalıktır. Kötü yönetilen diyabetin, retinopati komplikasyonu riski yüksektir. Diyetle glisemik kontrolü ...iyileştirmenin, diyabetik retinopatinin önlenmesinde etkili olduğu belirtilmiştir. Amaç: Bu çalışma, serum ileri glikasyon son ürünleri (AGEs), ileri glikasyon son ürünleri reseptörü (sRAGE) ve bireylerin diyet AGE (dAGE) alımları ile DMÖ hastalığı arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda takip edilen DMÖ tanısı alan ve almayan toplam 90 diyabetli bireyin katılımıyla yapılmıştır. Bireylerin serumunda toplam antioksidan seviye (TAS), toplam oksidan seviye (TOS) ve ELISA yöntemiyle AGEs (karboksimetil lizin (CML)), sRAGE düzeyleri analiz edilmiştir. Ayrıca bireylerin besin tüketim kayıtları alınarak diyet AGEs alımı ve diyet glisemik indeksi/yükü hesaplanmıştır. Bulgular: DMÖ grubunun yaş ortalaması 62.6±8.4 ve kontrol grubunun yaş ortalaması 58.7±7.8 olarak belirlenmiştir. DMÖ grubunun AGEs düzeyleri ve diyet AGEs alımları kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0,05). DMÖ grubunun sRAGE düzeyleri daha yüksek bulunmasına karşın bu fark istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır (p>0,05). Vaka grubunun TOS değerleri ve oksidatif stres indeksi (OSİ) ortalamaları kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0,001). Grupların diyet glisemik indeks ve glisemik yük ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Vaka grubunda serum AGE ve sRAGE düzeyleri arasında pozitif yönde orta derecede korelasyon (p<0,001) bulunurken sRAGE ile TOS ve OSİ arasında negatif düşük derecede korelasyon saptanmıştır (p<0,05). Sonuç ve Öneriler: Bu çalışmada, DMÖ ile AGEs, dAGE, TOS, OSİ arasında pozitif ilişki bulunmuştur. Bu sonuçların geçerliliği için kontrollü beslenme müdahalelerini içeren çalışmalara gereksinim vardır.
Adil yargılanma hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde ve 1982 Anayasası’nın 36. maddesinde yer alan bir temel haktır. Bu sebeple de hukuk alanına getirilen düzenlemelerin, adil ...yargılanma hakkının gereklerini gözetmesi gerekmektedir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na, 18.06.2014 tarihli ve 6545 sayılı ‘‘Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’ ile getirilen değişikliklerle, idari yargılama hukukundaki genel yargılama usulünden farklı olarak bazı usul kuralları (ivedi yargılama usulü) getirilmiştir. Bu değişiklikler ile belirli konulardaki davalar için; üst makamlara başvuru yolunun kapatılması, yargılama sürelerinin kısaltılması, dilekçelerin teatisi aşamasının daraltılması, yürütmenin durdurulması talepleri hakkında verilen kararlara karşı başvuru yolunun bulunmaması, istinaf kanun yoluna başvurulamaması, Danıştay’ın temyiz aşamasında esas incelemesi yapabilmesi, temyiz sonucunda verilen kararların kesin olması gibi pek çok yenilik öngörülmüştür. Getirilen yeniliklerin, adil yargılanma hakkına etkileri ise incelemeye muhtaç bir konudur.
Adil yargılanma hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde ve 1982 Anayasası’nın 36. maddesinde yer alan bir temel haktır. Bu sebeple de hukuk alanına getirilen düzenlemelerin, adil yargılanma hakkının gereklerini gözetmesi gerekmektedir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na, 18.06.2014 tarihli ve 6545 sayılı ‘‘Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’ ile getirilen değişikliklerle, idari yargılama hukukundaki genel yargılama usulünden farklı olarak bazı usul kuralları (ivedi yargılama usulü) getirilmiştir. Bu değişiklikler ile belirli konulardaki davalar için; üst makamlara başvuru yolunun kapatılması, yargılama sürelerinin kısaltılması, dilekçelerin teatisi aşamasının daraltılması, yürütmenin durdurulması talepleri hakkında verilen kararlara karşı başvuru yolunun bulunmaması, istinaf kanun yoluna başvurulamaması, Danıştay’ın temyiz aşamasında esas incelemesi yapabilmesi, temyiz sonucunda verilen kararların kesin olması gibi pek çok yenilik öngörülmüştür. Getirilen yeniliklerin, adil yargılanma hakkına etkileri ise incelemeye muhtaç bir konudur. Anahtar Kelimeler: İdari Rejim, Adil Yargılanma Hakkı, Makul Sürede Yargılanma, Hak Arama Özgürlüğü, İvedi Yargılama Usulü. Abstract The right to a fair trial is a fundamental right included in article 6 of the European Convention on Human Rights and article 36 of the 1982 Constitution. For this reason, the regulations introduced in the field of law should take into account the requirements of the right to a fair trial. With the amendments introduced to the Administrative Trial Procedure Law No. 2577, with the `` Law on the Amendment of the Turkish Penal Code and Certain Laws '' dated 18.06.2014 and numbered 6545, some procedural rules (Immediate Trial Procedure) different from the general trial procedure in the administrative procedure has been brought. With these changes, for lawsuits on certain issues; many innovations such as the closure of the application to higher authorities, shortening the trial periods, narrowing the stage of the exchange of petitions, the absence of a remedy against the decisions made on the request for suspension of execution, the failure to apply to the appeal legal remedy, the fact that the Council of State can make a fundamental examination during the appeal stage, and the final decisions made as a result of the appeal are foreseen. The possible effects of these innovations to emerge on the right to a fair trial is an issue that needs to be examined.