Sulu çözeltilerden Fe(III) iyonunun giderimi için çörekotu posası adsorban olarak kullanılmıştır. Çözeltinin başlangıç pH’sı, sıcaklık, çalkalama süresi, adsorban miktarının adsorpsiyon verimi ...üzerindeki etkileri kesikli yöntemle deneysel olarak incelenmiştir. pH 4’te adsorbanın yüksek verimle Fe(III) iyonlarını giderdiği bulunmuştur. Adsorban miktarı ile giderme verimi arasındaki ilişki incelenmiş ve en yüksek giderme verimi 10 mg adsorban miktarı için elde edilmiştir. Adsorpsiyon izoterm modelleri (Langmuir, Freundlich ve DubininRadushkevic) uygulanmış ve adsorpsiyonun Langmuir izoterm modeline uyduğu bulunmuştur. Termodinamik çalışmalar sonucunda adsorpsiyonun ekzotermik, istemli ve kendiliğinden gerçekleştiği anlaşılmıştır.Adsorpsiyonun ikinci dereceden yalancı kinetik modele uyduğu bulunmuştur. Adsorbanın rejenerasyon ve karakterizasyon çalışmaları yapılmıştır.
Bu çalışmada; biyokütle olarak seçilen nar posasından kimyasal aktivasyonla aktif karbon üretimi gerçekleştirilmiştir. Aktif karbon üretiminde sıcaklık, emdirme süresi, emdirme oranı parametrelerinin ...etkisi araştırılmıştır. Aktivasyon deneyleri, kimyasal (KOH) kullanılarak, 500 °C ve 700 °C’de 0.5/1; 1/1; 2/1 emdirme oranlarında, 24 ve 48 sa. emdirme süresinde gerçekleştirilmiştir. Elde edilen aktif karbonlar BET, FTIR, elementel ve SEM analizleri yapılarak karakterize edilmiştir. En yüksek yüzey alanına sahip aktif karbon (668.98 m2/g) seçilerek, sulu çözeltiden boyar madde giderimi araştırılmıştır. pH, adsorban miktarı, çözelti başlangıç derişimi ve çözelti sıcaklığı gibi parametrelerin, adsorpsiyon üzerindeki etkileri gözlemlenmiştir En yüksek giderim pH 1’te, 10 g/L adsorban varlığında, 50 ppm başlangıç derişiminde, 25 °C’de %96.60 olarak bulunmuştur.
Bu çalışmada; biyokütle olarak seçilen nar posasından kimyasal aktivasyonla aktif karbon üretimi gerçekleştirilmiştir. Aktif karbon üretiminde sıcaklık, emdirme süresi, emdirme oranı parametrelerinin ...etkisi araştırılmıştır. Aktivasyon deneyleri, kimyasal (KOH) kullanılarak, 500 °C ve 700 °C’de 0.5/1; 1/1; 2/1 emdirme oranlarında, 24 ve 48 sa. emdirme süresinde gerçekleştirilmiştir. Elde edilen aktif karbonlar BET, FTIR, elementel ve SEM analizleri yapılarak karakterize edilmiştir. En yüksek yüzey alanına sahip aktif karbon (668.98 m2/g) seçilerek, sulu çözeltiden boyar madde giderimi araştırılmıştır. pH, adsorban miktarı, çözelti başlangıç derişimi ve çözelti sıcaklığı gibi parametrelerin, adsorpsiyon üzerindeki etkileri gözlemlenmiştir En yüksek giderim pH 1’te, 10 g/L adsorban varlığında, 50 ppm başlangıç derişiminde, 25 °C’de %96.60 olarak bulunmuştur.
Bu çalışmada; biyokütle olarak seçilen nar posasından kimyasal aktivasyonla aktif karbon üretimi gerçekleştirilmiştir. Aktif karbon üretiminde sıcaklık, emdirme süresi, emdirme oranı parametrelerinin ...etkisi araştırılmıştır. Aktivasyon deneyleri, kimyasal (KOH) kullanılarak, 500 °C ve 700 °C’de 0.5/1; 1/1; 2/1 emdirme oranlarında, 24 ve 48 sa. emdirme süresinde gerçekleştirilmiştir. Elde edilen aktif karbonlar BET, FTIR, elementel ve SEM analizleri yapılarak karakterize edilmiştir. En yüksek yüzey alanına sahip aktif karbon (668.98 m2/g) seçilerek, sulu çözeltiden boyar madde giderimi araştırılmıştır. pH, adsorban miktarı, çözelti başlangıç derişimi ve çözelti sıcaklığı gibi parametrelerin, adsorpsiyon üzerindeki etkileri gözlemlenmiştir En yüksek giderim pH 1’te, 10 g/L adsorban varlığında, 50 ppm başlangıç derişiminde, 25 °C’de %96.60 olarak bulunmuştur.
Bu çalışmada; biyokütle olarak seçilen nar posasından kimyasal
aktivasyonla aktif karbon üretimi gerçekleştirilmiştir. Aktif karbon
üretiminde sıcaklık, emdirme süresi, emdirme oranı parametrelerinin
...etkisi araştırılmıştır. Aktivasyon deneyleri, kimyasal (KOH)
kullanılarak, 500 °C ve 700 °C’de 0.5/1; 1/1; 2/1 emdirme oranlarında,
24 ve 48 sa. emdirme süresinde gerçekleştirilmiştir. Elde edilen aktif
karbonlar BET, FTIR, elementel ve SEM analizleri yapılarak
karakterize edilmiştir. En yüksek yüzey alanına sahip aktif karbon
(668.98 m2/g) seçilerek, sulu çözeltiden boyar madde giderimi
araştırılmıştır.
pH, adsorban miktarı, çözelti başlangıç derişimi ve çözelti sıcaklığı gibi
parametrelerin, adsorpsiyon üzerindeki etkileri gözlemlenmiştir En
yüksek giderim pH 1’te, 10 g/L adsorban varlığında, 50 ppm başlangıç
derişiminde, 25 °C’de %96.60 olarak bulunmuştur.
Bu çalışma, Japon bıldırcını (Coturnix coturnix japonica) yemlerine katılan öğütülmüş kuru üzüm posasının performans, karkas ve iç organ özelliklerine etkisini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Ç ...alışmada 5 günlük yaştaki toplam 375 adet Japon bıldırcını canlı ağırlık farklılıkları en az olacak şekilde 5 gruba 5 tekrarlı olarak ayrılmıştır. Hayvanlar % 0 (kontrol grubu), 1, 2, 4 ve 6 (deneme grupları) oranında kurutulmuş üzüm posası ve 1g/kg Kavimi x Safizyme GP 60®ihtiva eden izonitrojenik ve izokalorik karma yemlerle 4 hafta boyunca beslenmişlerdir. Canlı ağırlık (CA) tartımları 5., 19. ve 33. günde bireysel olarak ve yem tüketimi (YT) grup bazında 19. ve 33. günlerde yapılmıştır. Elde edilen CA ve YT değerlerinden canlı ağırlık artışı (CAA) ve yemden yararlanma oranı (YYO) hesaplanmıştır. Çalışma sonunda kesilen hayvanlarda barsak kısımları (duodenum, jejunum ve sekum) uzunlukları, bazı iç organ (karaciğer, böbrek ve taşlık) ağırlık ve oranları ile karkas (sıcak ve soğuk) ağırlığı ve randımanı belirlenmiştir. Çalışmada % 1, 2, 4 ve 6 oranında öğütülmüş üzüm posası ihtiva eden karma yemleri tüketen gruplar ile kontrol grubu arasında CA, CAA, YT, YYO ve karkas randımanı bakımından istatistiki olarak önemli seviyede bir farklılık belirlenmemiştir (p>0.05). Üzüm posasının karkas ve iç organ ağırlık ve oranlarına önemli bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir (p>0.05). Çalışmada, % 2 üzüm posası ile beslenen grupta jejunum uzunluğunun kontrol (%0), % 4 ve 6 üzüm posası içeren gruplardan (p<0.05) ve % 4 ve 6 üzüm posası ile beslenen gruplarda sekum uzunluğunun kontrol ve % 1 üzüm posası içeren gruplardan önemli düzeyde düşük (p<0.001) olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak, enzim ilave edilmiş bıldırcın yemleri ne % 6 oranına kadar kurutulmuş üzüm posası ilavesinin ölçülen performans, karkas ve iç organ özelliklerine olumsuz bir etki yapmadan kullanılabileceği kanısına varılmıştır
Çalışma, bazı nohut çeşitlerine (Aydın 92, Azkan ve Gökçe) organik (gül posası, ahır gübresi ve bakteri aşılama) ve kimyasal gübre uygulamalarının verim ve verim öğeleri üzerine etkilerini belirlemek ...amacıyla Dinar/Afyonkarahisar' da 2011 yılında yürütülmüştür. Deneme tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme düzenine göre 3 tekerrürlü olarak kurulmuştur. Araştırmada bitki boyu, ilk bakla yüksekliği, bitkide dal, bakla ve tane sayısı, bitki tane ağırlığı, biomas verimi, tane verimi, hasat indeksi, 100 tane ağırlığı ve protein oranı özellikleri incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, bitki boyu 38,87-44,23 cm, ilk meyvenin yüksekliği 17,37-21,43 cm, bitki dal sayısı 2,70-3,53 adet, bitkide bakla sayısı 30,37-50,37 adet, bitkide tane sayısı 29,43-48,47 adet, bitki tane verimi 10,50-18,30 g, bitki ağırlığı 20,87-42,50 g, yüz tane ağırlığı 34,67-40,43 g, tane verimi 128,1-188,6 kg/da, hasat indeksi %32,10-53,08 ve protein oranı %22,67-25,67 arasında değişim göstermiştir. Sonuç olarak organik (gül posası, ahır gübresi ve bakteri aşılama) ve kimyasal gübre uygulamalarının nohut çeşitleri üzerindeki etkisi verim özellikleri yönünden önemli olmuştur. Tüm çeşitler içerisinde Gökçe çeşidi ve uygulamalar içerisinde ahır gübresi, kimyasal gübreleme ve gül posası ön plana çıkmaktadır.
Üretim merkezinden temin edilen yaş bira posas ı tesadüfi olarak 4 muamele grubuna da ğı t ı lm ışt ı r. Muamele gruplar ı n ı ; K kontrol, I mikrobiyal katk ı 3x101° LAB cfu.g-1 , T tah ı l k ı ...rmasi, I+T mik ı•obiyal katk ı -tah ı l kı rmas ı uygulamalar ı oluşturmuştur. Tah ı l kı rmas ı materyal ya ş ağı rl ığı n ı n % 3'ü düzeyinde kullan ı l ı rken, mikrobiyal katk ı ilavesinde firma önerileri dikkate al ı nm ışt ı r 3.3 g.t-1 TM . örnekler katk ı uygulamaları n ı takiberı laboratuvar tip ı PVC silolara doldurulmu ş ve 90 gün boyunca bekletilmi şlerdir. Analizler sonras ı nda ham protein % , ham sellüloz % , pH, NH3-N g.kg-1 KM , laktik asit %TM , asetik asit % TM ve LAB yo ğ unluğ u clu.g.' TM s ı ras ı ile K grubu için; 22.38±0.545, 16.77±0.051, 3.59±0.011, 0.30±0.110, 0.45±0.760, 0.93±0.520, 74x103, I grubu için 22.16i0.683, 16.54±0.030, 3.64±0.070, 0.20±0.063, 0.50t0.015, 0.24±0.067, 50x102, T grubu için 21.99±0.444, 15.65±0.387, 3.95±0.015, 0.58±0.038, 0.54±0.036, 1.02±0.079, 142x103, I+T grubu için de 22.31±0.086, 15.61±0.138, 3.94±0.017, 0.68±0.038, 0.50±0.038, 1.73±0.811, 69x102 olarak tesbit edilmittir. pH, ham sellüloz ve NI-13-N içerikleri bak ı m ı ndan gözlenen farkl ı l ı klar önemli bulunmu ştur p< 0.05 .
Bu çal ışma, yaş bira posas ı YBP ve m ı s ı r M karışı mlar ı ndan yap ı lan silajlarda baz ı kalite özelliklerinin ve aerobik dayan ı kl ı l ığı n incelenmesi amac ı ile yürütülmü ştür. Çal ışmada ...ayr ı ca, farkl ı katk ı maddeleri AIV, mikrobiyal katk ı maddesi kullan ı m ı n ı n anaerobik fermantasyonun ba şlang ı ç faz ı nda karışı mlarda pH değ iş imi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çal ışmada deneme gruplar ı n ı YBP, mı s ı r, karışı m 1 K1 ve karışı m 2 K2 olu şturmuştur. YBP ve mı s ı r materyalleri ya ş ağı rl ı klar ı baz ı nda K1 grubunda 1/1 oran ı nda, K2 grubunda da 1/3 oran ı nda karış t ı rı larak silolanm ış t ı r. Deneme gruplar ı na ait materyallerin 75 gün süre ile laboratuvar tipi PVC silolarda sakland ığı çal ışmada, aç ı mlar sonras ı 7 gün süre ile aerobik dayan ı kl ı l ı k izlenmiştir. Ham protein, NH3-N, laktik asit içerikleri ve pH de ğerleri YBP, M, K1 ve K2 gruplar ı için s ı ras ı ile, %19.92 ± 0.033, 9.50 ± 0.009, 14.71 ± 0.103, 12.30 ± 0.048; 15.17 ± 0.033, 31.63 + 0.219, 23.68 ± 0.015, 19.69 ± 0.035 g/ kg TN; % 0.89 ± 0.035, 3.18 ± 0.035, 2.36 ± 0.035, 2.45 ± 0.035; 3.57 + 0.034, 3.46 ± 0.034, 3.29 ± 0.034 ve 3.40 ± 0.034 olarak tespit edilmiştir. Tüm özellikler bak ı m ı ndan gruplar aras ı nda gözlenen farkl ı l ı klar önemli bulunmu ştur P< 0.01 , Çal ışman ı n aerobik faz ı nda, gruplarda tespit edilen s ı cakl ı k değ iş imleri aras ı ndaki farkl ı l ı kları n önem taşı d ığı saptanm ışt ı r P