Prototipler FDM cihazı ile akıtma yöntemi kullanılarak katman şeklinde üretilmektedir. Bu katmanlar arasında bağlar çok kuvvetli olmamaktadır. Tasarımdaki parçanın et kalınlığına bağlı olarak belli ...yükler altında prototip parçaları kırılmaktadır. Parçanın üretim konumu değiştirilerek parçanın mukavemetini azda olsa artırmak mümkün olmaktadır. Prototip parçanın üretiminden sonra belli bir işlemler yapılmaktadır. Bunlar; estetik bir görüntü oluşması için boya yapılması, katmanlar arasındaki gözenek boşluklarının arasından toz kaçakların giderilmesi için yüzeye japon yapıştırıcı veya metil etil keton sürülmesi, yüzeye polyester macun sürülerek boyama yapılmaktadır. Bu çalışmada yüzeye yapılan işlemlerin, parçanın yüzeyinin pürüzlülük ve mukavemete etkisi ile ilgili ölçümler yapılmıştır. Bu sayede hangi yüzey işlemin parçanın yüzey ve mukavemet kalitesini arttırdığı tespit edilmesi hedeflenmiştir. Parça üretimlerinin ölçümlere etkisi olmaması için, yüzey işlemleri aynı anda üretim yapılan prototipler üzerinde denenmiştir. Bu sayede her bir yüzey işleminin mukavemet üzerine etkisinin tespit edilmesi daha kolay olacaktır.
Dırâr b. ʿAmr hicri ikinci asrın en önemli mütekellimi olmasına rağmen maalesef kelâm tarihinde hakkı verilmeyen isimlerden biri olarak yerini almıştır. Dırâr son zamanlara kadar gerek Türkçe gerekse ...yabancı dilde neşredilen kelâmî yayınlarda ismine çok az atıf yapılan, önemi ve konumu hâlâ fark edilmemiş bir mütekellimdir. Nitekim ünlü şarkiyatçılardan Josef van Ess ve W. Montgomery Watt bu trajik gerçeği görmüşler ve çalışmalarıyla bu eksikliği bir nebze de olsa gidermeye çalışmışlardır. Dırâr derken biz Aristoteles’in cevher-araz teorisine reddiye yazan, arazlara dayalı varlık anlayışıyla yeni bir varlık görüşü ortaya atan, kesb nazariyesiyle Eş‘ârî’ye, kelâm birikimiyle Ebü’l-Hüzeyl el-Allâf’a öncülük yapan özgün bir entelektüelden bahsediyoruz. Dırâr’ı önemli kılan hususların başında kuşkusuz İslâm düşünce tarihi açısından ikinci asır gibi erken bir tarihte çağını aşan ve çağdaşlarıyla ters düşmesine neden olan görüşlere sahip olması gelir. Henüz tam manasıyla ana akım mezheplerin oluşmadığı, teşekkül arefesinde bulundukları bir dönemde Dırâr, biri dışında günümüze ulaşmayan eser listesine bakıldığında karşılaştığı, tanıdığı İslâm içi ve dışı akımlarla genellikle eleştirel bir diyalog içinde olmuştur. Bu nedenle onu döneminde adı geçen herhangi bir dinî fırka içine yerleştirmek ve bir fırka üzerinden değerlendirmek neredeyse imkânsızdır. Zira o çoğu zaman pek çok meselede başkalarının fikirlerinin değil, kendi fikirlerinin peşinden yürümeyi tercih etmiştir. Doğal olarak bu da Dırâr’ı belirli bir ekol içine yerleştirmeyi zorlaştırmakta ve onu her türlü bağdan azade kılmaktadır. Evet, kaynaklarda Dırâr’la ilgili Mu‘tezilî olduğundan Cehmî/Cebrî olduğuna, habis fikirlere sahip bir bidatçı olduğundan kellesine ödül koyulacak denli tehlikeli bir kâfir olduğuna değin pek çok iddia, itham ve iftirayla karşılaşıyoruz. Bunların niçinini anlamak Dırâr’ı tanımaya, fikirlerini ortaya koymaya, durduğu konumu saptamaya bağlıdır. Çalışmamız bağlamında söyleyecek olursak gerçekte Dırâr’ın konumu bir konumsuzluk halidir ki biz bu durumu yeni bir yorum içinde en iyi ifade eden kavramın “nevâbit” olduğunu düşünüyoruz. İncelememiz neticesinde bir isim müstesna hem kelâmda hem felsefede nevâbitin olumsuz içerik ve çağrışıma sahip bir kavram olarak kullanıldığını görüyoruz. İstisnaya mevzu kişi İbn Rüşd’ün çağdaşı, Endülüslü meşhur feylesof İbn Bâcce’dir. Kelâmda Mu‘tezile mütekellimleri nevâbiti; aklı, dirayeti ikinci plana atan nakil, rivayet eksenli çizgiyi benimseyen Ehl-i Hadis, Haşviyye gibi zümreleri aşağılamak için kullanırlarken felsefede Fârâbî kurguladığı Erdemli Şehir (el-Medînetü’l-fâdıla) içindeki arıza tipleri, hastalıklı karakterleri tanımlamada kullanır. Bunlardan ayrışan İbn Bâcce ise kendi projesi içinde nevâbit denilen kimseleri “tedbir”ini amaçladığı “mütevahhid”le (yalnız insan) eşdeğer görür, ki bu kullanım kavramın araştırmadaki bağlamıyla örtüşür. Zira araştırmamızda nevâbit bir kimlik değil, bir karakterin temsili olarak ele alınmıştır.
Mühendislik teknolojisi, güncel teknolojiler ile tersine mühendislik uygulamaları için yöntem ve cihazlar geliştirmektedir. Bu alanda üç boyutlu tasarım ve imalat teknolojileri gerek malzeme gerekse ...üretim yöntemi anlamında sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. Bu araştırma çalışmasında çeşitli hammadde ve çok boyutlu yazıcı yardımı ile yüzey pürüzlülüğü ve tekrarlı üretimdeki verimlerinin yanı sıra kullanılan materyale bağımlı olarak numune maliyetleri değişkenleri ve baskı süreleri incelenmiştir. Çok boyutlu yazıcılar ile gerek prototip üretiminde kullanılabilirliği gerekse istikrarlı verim alabilme uygulamaları ele alınmış olup yeterli olan malzeme miktarında tasarıma uygun kıyaslamalar açıklanmıştır.
Engineering technology develops methods and devices for reverse engineering applications with up-to-date technologies. In this area, three-dimensional design and manufacturing technologies are frequently used in terms of both material and production method. In this study, surface roughness and efficiency in repetitive production were investigated with the help of various raw materials and multidimensional printers. In addition, sample costs variables and printing times were examined depending on the material used. The use of multidimensional printers in prototype production is discussed. Stable efficiency applications are taken into consideration and appropriate comparisons of design are explained
Disiplinler arası bir alana gönderme yapan ve nihai tanımı olmayan şehrin, değişik açılardan üzerinde durulmuştur. Onu bir prototip olarak okuyan ilk isim Max Weber’dir. Şehir ayrıca din, diyalektik, ...iktisat, coğrafya ve doğal süreç merkezli olarak da ele alınmıştır. Ancak zihniyet-şehir ilişkisi bağlamında fazla çalışma yapıldığı söylenemez. Bu makale şehre zihniyet değişimi açısından yaklaşmaktadır ve kapsam açısından Turgut Cansever’in görüşleriyle sınırlıdır. Turgut Cansever’in çalışma alanı Osmanlı şehirleri olduğu için zihniyet değişiminin şehre etkisi bu çerçevede takip edilmeye çalışılacaktır. Osmanlı şehirciliğinin aşamaları çalışmanın sınırlılıklarını aştığından dolayı konu, şehir prototipi bağlamında irdelenecektir. Sonuç bölümü Osmanlı şehirlerinden günümüz şehirlerine kadar gelen serüvenin genel görüntüsünü sunmaktadır.
The city, which refers to an interdisciplinary area and has no conclusive definition, had been under focus of various point of views. Max Weber was the first to treat it as a prototype. The city is also centered around religion, dialectics, economics, geography and natural process. However, it can not be said that much work has been done in the context of mentality-city relation. This article approaches city in concept of mentality change and is limited to Turgut Cansever's point of view. The study area of Turgut Cansever is the Ottoman cities. Because of the stages of Ottoman urbanism are beyond the limitations, the subject will be examined in the context of the prototype. The conclusion section presents the general view of the adventure from the Ottoman cities up to the present day cities.
The number of connected devices is increasing worldwide. Not only in contexts like the Smart City, but also in rural areas, to provide advanced features like smart farming or smart logistics. Thus, ...wireless network technologies to efficiently allocate Internet of Things (IoT) and Machine to Machine (M2M) communications are necessary. Traditional cellular networks like Global System for Mobile communications (GSM) are widely used worldwide for IoT environments. Nevertheless, Low Power Wide Area Networks (LP-WAN) are becoming widespread as infrastructure for present and future IoT and M2M applications. Based also on a subscription service, the LP-WAN technology SIGFOXTM may compete with cellular networks in the M2M and IoT communications market, for instance in those projects where deploying the whole communications infrastructure is too complex or expensive. For decision makers to decide the most suitable technology for each specific application, signal coverage is within the key features. Unfortunately, besides simulated coverage maps, decision-makers do not have real coverage maps for SIGFOXTM, as they can be found for cellular networks. Thereby, we propose Internet of THings Area Coverage Analyzer (ITHACA), a signal analyzer prototype to provide automated signal coverage maps and analytics for LP-WAN. Experiments performed in the Gran Canaria Island, Spain (with both urban and complex topographic rural environments), returned a real SIGFOXTM service availability above 97% and above 11% more coverage with respect to the company-provided simulated maps. We expect that ITHACA may help decision makers to deploy the most suitable technologies for future IoT and M2M projects.
In diesem Beitrag wird die Einzigartigkeit der Forschungsinnovation vorgestellt, die im Rahmen des Projekts der Kroatischen Stiftung für Wissenschaft (HRZZ) "INNOVATIVE FUNKTIONELLE ...LAMMFLEISCHPRODUKTE" (IP-2016-06-3685) durchgeführt wurde. Wir glauben nämlich, dass unsere Projektinnovation, die in erster Linie das Ergebnis der im Rahmen des Forschungsprozesses des Projekts gewonnenen Erkenntnisse ist, auch ein Instrument zur Steigerung der Wettbewerbsfähigkeit und zur Förderung der Unternehmensentwicklung sein und somit zum wirtschaftlichen und sozialen Wohlergehen Kroatiens beitragen kann.
Questo documento presenterà l’unicità dell’innovazione delle ricerche svolte nell’ambito del progetto HRZZ “Prodotti funzionali innovativi a base di carne di agnello” (IP-2016-06-3685). Siamo, infatti, convinti che la nostra innovazione, che è innanzitutto il risultato delle conoscenze acquisite attraverso il processo di ricerca condotto nel corso del progetto, possa rappresentare anche uno strumento per aumentare la competitività e avviare lo sviluppo delle imprese, contribuendo così al miglioramento economico e sociale del Repubblica di Croazia.
Este documento presentará la singularidad de la innovación investigadora llevada a cabo en el marco del proyecto de la Fundación Científica de Croacia "Productos funcionales innovadores a partir de carne de cordero" (IP-2016-06-3685). Es decir, estamos convencidos de que la innovación de nuestro proyecto, que es principalmente el resultado del conocimiento adquirido a través del proceso de investigación del proyecto, también puede representar un instrumento para aumentar la competitividad e estimular el desarrollo de las empresas, contribuyendo así al bienestar económico y social de la República de Croacia.
U ovom radu predstaviti će se jedinstvenost inovacije istraživanja provedenih u okviru HRZZ projekta “Inovativni funkcionalni proizvodi od janjećeg mesa“ (IP-2016-06-3685). Naime, uvjerenja smo da naša projektna inovacija, koja je prvenstveno rezultat znanja stečenog kroz proces istraživanja projekta, može predstavljati i instrument za povećanje konkurentnost i pokretanje razvoja poduzeća te tako pridonijeti gospodarskom i društvenom boljitku R. Hrvatske.
This paper will present the uniqueness of the research innovation carried out within the framework of Croatian science foundation (CSF) project “INNOVATIVE FUNCTIONAL LAMB MEAT PRODUCTS" (IP-2016-06-3685). Namely, we believe that our project innovation, which is primarily the result of the knowledge gained through the project research process, can also be an instrument for increasing competitiveness and stimulating business development, thus contributing to Croatia's economic and social wellbeing.
Prototip aplikacije predstavljene u radu nastao je tijekom izrade završnog rada prvog autora. U ovom članku su ukratko navedene osnovne trenutno dostupne metode automatskog sažimanja teksta uz ...isticanje izazova korištenja tekstova na hrvatskom jeziku. Dan je vrlo sažeti prikaz izrade prototipa odgovarajuće internetske aplikacije. Uz objašnjenje arhitekture, pojašnjeni su moduli i pokazan krajnji rezultat. U završnom dijelu diskutirani su uočeni izazovi i ponuđene smjernice za daljnji razvoj.
Primjenjujući instrumente teorije prototipova, u ovoj se studiji nastoji utvrditi postoji li pri kreiranju lozinki zajednički kognitivni uzorak na temelju kojega se kategorizira pojam LJUBAVI. ...Analitičku okosnicu rada čini kombinacija metode slobodnog nabrajanja, kojom se izlučilo ključne informacije o riječima koje se općenito vezuju uz pojam i analize rezultata
rangiranja prototipnosti. Dobiveni su rezultati uspoređeni s bazom nasumično odabranih lozinki kako bi se utvrdile semantičke asocijacije pojma LJUBAVI i razjasnili semantički procesi u strukturi lozinki. Rezultati ukazuju na to da u kategorizaciji LJUBAVI korisnici lozinki imaju sukladne konceptualne prikaze koji omogućuju susret umova. Zaključak je studije da LJUBAV djeluje kao svojevrsno sidršte u mentalnoj obradi dotičnog KONCEPTUALNOG PROSTORA te da ga u korisnika lozinki obilježava idealiziran oblik prikaza, a ne, protivno očekivanjima, prikazi temeljeni na pojedinačnim iskustvima. Naš je analitički pristup omogućio prikupljanje podataka o tome na koji način prototipovi LJUBAVI elaboriraju način sintetiziranja i kognitivnih preslikavanja unutar kojih se oni mogu pojaviti.
Cjeloviti konzervatorsko-restauratorski radovi u trajanju od dvije godine na dva stropna medaljona iz 19. stoljeća iz kurije Adamović-Hellenbach-Mikšić u Svetoj Heleni izvedeni su na Odsjeku za papir ...i kožu Hrvatskog restauratorskog zavoda. Dva medaljona sastoje se od ukrasnog drvenog okvira i slike izvedene u tehnici gvaš na industrijski rađenom papirnatom nosiocu koji je dodatno zalijepljen na papirnati nosilac te je sve zalijepljeno i pričvršćeno čavlima na donje drvene daske od pripadajućeg ukrasnog drvenog okvira. Izvođenje svih restauratorskih faza bio je veliki izazov, no rješavanje problema načina montaže crteža od gvaša na papirnatom nosiocu u postojeće drvene okvire nakon restauracije, a pri tome izbjegavanje kontakta dvaju različitih materijala, dovelo je do upotrebe neodimijskih magneta. Osmišljen je prilagodljiv, jednostavan, brz, reverzibilan i lako manipulativan prototip montiranja slike u gvašu na papirnatom nosiocu u drveni ukrasni okvir. Taj se prototip pratio nekoliko mjeseci i nije pokazao nikakve promjene, pa je na osnovi toga odlučeno da se na isti način primijeni jednako montiranje originalnih gvaševa na papiru. Takav financijski pristupačan i prihvatljiv način montiranja, kao i upotreba neodimijskih magneta, prvi put je izveden u Hrvatskom restauratorskom zavodu na Odsjeku za papir i kožu.
Temeljeći se na kognitivnolingvističkome teorijskom okviru, rad zagovara tezu da se cijeli sintaktički i semantički profil EK grama može ujediniti i promatrati kao koherentnu cjelinu njegovim ...modeliranjem kao prikaza različitih, no povezanih odlika. Ovakvo shvaćanje omogućava pristup kako iznimnoj varijabilnosti oblika EK tako i njegovoj unutarnjoj koheziji, bez izjednačavanja te konstrukcije s jednom taksonomskom kategorijom ili postuliranja skupa nepromjenjivih odlika. Sinkronijski dokazi pokazuju da su prototipne odlike poput neprijelaznosti, ne-agentivnosti, rezultativnosti/ statičnosti i modalnosti. Ostale odlike, npr. (polu-)prijelaznost, (polu)agentivnost, sponanost i poticaj manje su prototipne, ili neprototipne. Prva od ovih skupina je psihološki povezana s EK gramom, dok potonja nije dio govornikove predodžbe ovoga oblika. No prava se kohezija EK grama može otkriti jedino dijakronijski. Povijesno središte prikaza oblika EK odgovara ne/detranzitivnom rezultativnom gramu bez agensa. Iz te početne konstrukcije razvijaju se ostale odlike prikazane kao sastavnice prikaza (npr. funkcije koje su prelaznije ili agentivnije te stativna i modalna značenja) vodeći se skupom zajedničkih evolucijskih tendencija zajedničkih jezicima ili smjerova gramatikalizacije.