Yetmiş üç yaşındaki bir erkek hasta acil servise şiddetli karın ağrısı şikayetiyle başvurdu. Hastanın anamnezi, fizik muayene ve radyolojik tetkikleri sonucunda kolon perforasyonu olduğu düşünüldü. ...Hastanın anamnezinde; gençliğinden beri, kabız kaldığında rektuma bahçe hortumu sokup hortumun diğer ucunu da çeşmeye bağlayarak çeşme suyu ile lavman yaptığı anlaşıldı. Bu vaka sunumunda, kronik olarak rektuma dönem dönem lavman yapmak amacı ile yabancı cisim penetrasyonu olan hastanın, hortumun penetrasyonu esnasında kolon perforasyonu, peritonit ve sonrasında yaptığımız operasyonu sunmak istedik. Hastamız gecikmiş bir vaka olduğu için hastaya hızlı bir şekilde resüsitasyon, proflaktik antibiyoterapi başladık ve hastamıza operasyonda koruyucu kolostomi açtık. Kolostominin gecikmiş vakalarda mortalite ve morbiditeyi azalttığını düşünmekteyiz.
Amaç: Kolorektal kanserler arasında her evrede sağkalımın en olumsuz olduğu tümörler rektum kanserleridir. Bununla birlikte cerrahi tekniğin optimizasyonu ve neo-adjuvan tedavi yaklaşımı, son ...yıllarda rektum kanserlerinde 5 yıllık sağ kalım sürelerinin kolon kanserinden daha iyi olmasına neden olmuştur. Erken evre rektum tümörlü hastaların tedavisinde küratif tedavinin köşe taşı cerrahidir. Ancak transmural invazyon ve/veya pozitif perirektal lenf nodu olan hastalarda, hastalığın lokal kontrolü ve kürü açısından olumlu sonuçlar elde edebilmek için cerrahi tedaviye radyoterapi ve kemoterapinin eklenmesi gerekir. Kanser kök hücre belirteci olan ALDH1 ekspresyonunun kemoterapiye rezistansta, tümör progresyonunda ve metastazında anlamlı olduğu yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Ayrıca metastatik ve ileri evre meme over, karaciğer, prostat ve kolon kanserlerinde normal dokudan farklı olarak anormal gamma synuclein ekspresyonu varlığı da gösterilmiştir. Gamma synuclein ekspresyonu meme kanser hücrelerinin proliferasyonu, invazyonu ve metastazıyla ilişkili bulunmuştur. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda rektum rezeksiyon materyallerinden rektal adenokarsinom tanısı alan 55 olguya ait tümöral ve normal mukoza örnekleri incelendi. Prognostik parametreler ile ALDH 1 ve Gamma synuclein antikorlarının ekspresyonları arasındaki ilişki araştırıldı. Bu şekilde çalışmamızda rektum kanserinde gamma- synuclein ve ALDH1 ekspresyonu ile tümör agresivitesi ve prognozu üzerine etkilerini belirlemeyi amaçladık.Bulgular: İmmunohistokimyasal olarak Gamma synucleinin rektum kanseri ve normal mukozasında boyanmadığı görüldü. ALDH 1 ile farklı boyanma paternleri saptanarak bulgular literatür eşliğinde yorumlandı. Sonuç: Çalışmamızda rektum kanseri ve normal mukozal dokuda derece, evre, lenf nodu metastazı, Lenfovasküler invazyon ve Perinöral invazyon ile ALDH1 ekspresyonu arasında istatiksel olarak anlamlı olmayan, boyanma kuvveti açısından ters orantılı bir ilişki saptandı. Gamma synucleinin ise rektum kanserlerinde eksprese olmadığı görülmüştür
Expected life-spans increase all over the world and in our clinical experience we see atherosclerotic vascular diseases and malignant neoplasms more commonly. Herein, we want to present a case with ...coexistence of acute myocardial infarction and new diagnosed rectum cancer. Close monitoring is essential in these patients however stent thrombosis can be seen and patient and relatives should be informed about the risks and possible treatment choices in a detailed way.
Beklenen yaşam süresi tüm dünyada uzamaktadır ve klinik pratiğimizde aterosklerotik damar hastalıkları ve malign karakterli neoplazmlar günümüzde daha sık görülmektedir. Bu yazımızda, akut miyokart enfarktüsü birlikteliğinde yeni tanı alan rektum kanseri hastamıza yaklaşımımızı aktarmayı amaçladık. Benzer vakalarda yakın monitörizasyon esastır, bununla birlikte stent trombozu olasılığı her zaman göz önünde bulundurulmalıdır, hasta ve hasta yakınları olası tedavi seçenekleri ve riskler konusunda ayrıntılı şekilde bilgilendirilmelidir.
Purpose: A significant number of the protective stomas temporarily applied in order to reduce the effects of anastomosis complications after rectal cancer surgery cannot be closed and become ...permanent. In this study, the causes that can lead to a permanent stoma were investigated.Materials and Methods: Patients who underwent elective surgery with low anterior resection and protective ileostomy due to rectal cancer were included in the study. Patients whose stoma could not be closed within one year were evaluated as permanent stoma.Results: 66 patients were included in the study. The mean closing time for the stomas were found as 5, 6 +2,5 (1-12)months. The stomas of twelve (18.2%) of the patients could not be closed and became permanent. The presence of metastatic disease at the time of diagnosis, the proximity of the anastomosis to the anal entry, coloanal anastomosis, and the final pathology showing stage IIIC were found to be risk factors for permanent stoma.Conclusion: Some of the stomas applied temporarily due to surgical treatment of rectal cancer became permanent. Before the index operation, the patient and their relatives should be informed that in the presence of certain risk factors, these stomas may not be closed and become permanent.
Amaç: Rektum kanseri cerrahisi sonrası anastomoz komplikasyonlarının etkilerini azaltmak amacı ile geçici amaçla uygulanan koruyucu stomaların önemli bir kısmı kapatılamayarak kalıcı hale gelmektedir. Bu çalışmada kalıcı stomaya neden olabilecek nedenler araştırılmıştır.Gereç ve Yöntem: 2015-2018 tarihleri arasında elektif şartlarda rektum kanseri nedeni ile aşağıanterior rezeksiyon ve koruyucu ileostomi uygulanan hastalar çalışmaya alındı. Bir yıl içerisinde stoması kapatılamayan hastalar kalıcı stoma olarak değerlendirildi.Bulgular: Çalışmaya 66 hasta dahil oldu. Stomaların ortalama kapatılma süresi 5,6 +2,5 (1-12) ay olarak bulundu. On iki hastanın (%18,2) stoması kapatılamayarak kalıcı hale geldi. Tanı anında metastatik hastalık varlığı, anastomozun anal girime yakınlığı, koloanalanastomoz yapılması, cerrahi sonrası patoloji sonucunun evre IIIC olmasıstoma kapatılamaması açısından risk faktörü olarak bulundu.Sonuç: Rektum kanseri cerrahi tedavisinde geçici amaçla uygulanan stomaların bir kısmı kalıcı hale gelmektedir. İndeks operasyondan önce hasta ve yakınlarına, bazı risk faktörü ya da faktörleri varlığında bu stomaların kapatılamayarak kalıcı hale gelebileceği bilgisi verilmelidir.
Anorectal Malformations in Children represents an international consensus in understanding and treating anorectal malformations. Interesting new topics include tethered cord, vaginal reconstruction, ...continent catherizable channels, and the impact on family studies by parents' organizations. The book not only carries on from the three previous editions by Douglas Stephens and Durham Smith (1963, 1971, and 1988) but assembles many new aspects in the broad field of anorectal and genitourinary malformations. Special attention is given to the new surgical techniques posterior sagittal anorectal plasty (PSARP), urogenital sinue advancement, and laparoscopy. A CD-ROM showing the laparoscopic pullthrough procedure is included. It also presents for the first time a series of autopsies performed by Stephens in the 1960s in children with imperforate anus, demonstrating the individual histological anatomy of each malformation. The results of an international workshop of 26 international authorities on congenital malformations of the organs of the pelvis and perineum are presented. The new classification proposed at the Krickenberg Conference will enable future studies comparing the types and the results of treatment of anorectal malformations. The book is an invaluable reference for all medical authorities with a special interest in anorectal and genitourinary malformations.
Amaç: Rektum kanseri için neoadjuvan kemoradyoterapi kullanımı hızla gelişmektedir. Neoadjuvan tedavilerdeki tüm gelişmelere karşın kemoradyoterapi alan hastalarda cerrahi sonrası komplikasyonlar ise ...hala tartışmalıdır. Çalışmamızın amacı rektum kanserinde neoadjuvan tedavi sonrası küratif cerrahi uygulanan hastalarda koruyucu ileostomi gerekliliğinin araştırılmasıdır. Gereç ve yöntemler: Kliniğimizde, neoadjuvan tedavi sonrası low anterior rezeksiyon ve total mezorektal eksizyon uygulanan rektum kanserli 19 hastanın verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Ameliyat süresi, peroperatif ve postoperatif komplikasyonları, morbidite, mortalite ve hastade kalış süreleri ileostomi durumuna göre kıyaslandı. İstatistiksel analizde ki kare ve Mann Whitney U testleri kullanıldı. Bulgular: İleostomi açılan grupta anastomoz kaçağı 2 hastada görülürken açılmayan grupta 1 hastada anastomoz kaçağı gözlendi. Gruplar arasında postoperatif morbidite açısından anlamlı fark gözlenmedi. Komplikasyon ve hastanede kalış süreleri benzerdi. İleostomi açılmayan grupta ameliyat süresi daha kısaydı. Sonuç: Rektum kanserinde neoadjuvan tedavi sonrası küratif rezeksiyon yapılan hastalarda koruyucu ileostominin komplikasyonları ve morbiditeyi artırmadığını düşünmekteyiz. Ancak bu konunun daha geniş serilerde irdelenmesi gerekmektedir
Laparoscopic Colorectal Surgery, Second Edition is fully revised and updated and reflects an authoritative, team-oriented approach to the latest state-of-the-art laparoscopic colorectal procedures ...and surgical techniques. Written by pioneers in the field, this text will supply surgeons with all the information necessary to accomplish advanced laparoscopic procedures. Comprehensive discussions of positioning, instrumentation, cannulas, surgical techniques, special considerations, and considerations in cancer surgery are featured for a wide variety of major operative procedures. This new Second Edition includes updated information on laparoscopic colorectal procedures, including hand-assisted laparoscopic procedures and new chapters on the physiology of pneumoperitoneum, laparoscopic anatomy of the colon and rectum, and evidence-based discussion of outcomes. The text is complemented by over 200 line drawings created exclusively for the textbook.
U zapadnim zemljama najveća je učestalost malignih tumora kolona i rektuma na godišnjoj razini, u odnosu na malignome bilo koje druge lokalizacije. Približna istovjetna incidencija odnosi se na ...malignome pluća. Incidencija počinje rasti u dobi od 40 godina, a najveća je ućestalost u dobi od 60 do 75 godina. Karcinom kolona češći je u žena, a karcinom rektuma u muškaraca. Ukoliko je liječenje počelo u ranoj fazi bolesti krajnji ishodi značajno su bolji, tj. stupanj je preživljenja veći. Zato je za poboljšanje krajnjih ishoda liječenja od velike važnosti provođenje preventivnih pregleda, kao i specifičnih dijagnostičkih pretraga kod populacije u dobi od 50 i više godina. Rano postavljanje dijagnoze maligne bolesti omogućuje pravodobni početak liječenje, te se posljednično povećava preživljavanje uz veći stupanj kvalitete života bolesnika. Liječenje ovisi o stadiju bolesti i općem statusa bolesnika. Indikacije o tijeku liječenja postavlja mutidisciplinarni zdravstveni tim, što uključuje: kirurško liječenje, radioterapiju, te primjenu kemoterapeutika. Obim kirurškog liječenja ovisi o stadiju maligne bolesti. Radioterapija se primjenjuje izolirano i/ili uz kombinaciju s kemoterapeuticima. Kemoterapija je metoda izbora koja se upotrebljava u protokolu palijativne terpije. Parenteralni citostatici, upotrebljavaju se kao monoterapija ili kombinirana terapija. Uz parenteralnu upotrebu dostupna je Xeloda (Kapecitabin), kao peroralni citostatik. Pacijenti kod kojih se kao izbor liječenja primjenjuje Xeloda, imaju viši stupanj kvalitete života jer se lijek jednostavno primjenjuje i ne zahtjeva obavezan boravak bolesnika na bolničkom liječenju.
Even though traumatic rectal injuries are rare, they have increased morbidity and mortality. Treatment options may vary based on the experience of the surgeon experiences. Among tramatic rectum ...injuries, perineum or sphincter injuries are observed, even though their number is small in cases other than those caused by autoeroticism and sexual abuse. In this paper, we present an impalement rectal injury case without perineum and sphincter damage. Since injury was diagnosed by digital rectal examination, we focused the discussion of the diagnosis options on rectal injuries.
Travmatik rektum yaralanmaları nadir görülen, yüksek morbidite ve mortalite oranları ile seyredebilen bir yaralanma türüdür. Tedavi yaklaşımları deneyimlere göre değişebilmektedir. Otoerotizm veya cinsel saldırı amaçlı oluşan yaralanmalar haricinde genellikle tabloya minimal de olsa perine ve/veya sfinkter yaralanmaları eşlik etmektedir. Bu yazıda, yüksekten bir ağaç dalı üzerine düşme sonrası oluşan, perine ve sfinkter yaralanmasının eşlik etmediği ve klinik şüphe üzerine yapılan rektal tuşe ile tanı konulan penetran rektum yaralanması olgusunu sunduk ve bu olgu eşliğinde rektum yaralanmalarının tanı algoritmasını kısaca gözden geçirmeyi amaçladık.