NUK - logo
E-viri
Celotno besedilo
Recenzirano Odprti dostop
  • Bedia Koçakoğlu

    Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 02/2020 43
    Journal Article

    Milletleşme ve millet oluşturma toplamsal bir süreçtir. Bu evre ulus devlet modeline giden önemli bir zemini de teşkil etmektedir. Sosyo-kültürel ve askeri temelli olmak üzere çeşitli yaklaşımlarla bu dönüşümün, modern Türk devletinin oluşturulmasında kullanıldığı belirlenebilir.Özellikle üzerinde duracağımız kültürel değişimin bir ayağı olarak sanat ve edebiyat verimleriyle iktidarı kutsayan, ulus mantığını yücelten eserlerin ortaya konulduğu gözlenir. Milli kimliğin bilincini meydana getirmek bunun sonucunda da bireylerin kendilerini bir cemaatin ortak mensubu olarak görmelerini sağlamak amacıyla kaleme alınan edebiyat eserlerinin 19. yüzyılın ulus devletlerini inşa etmekte kullanıldığı görülür.Türkiye’nin ulus devlete geçişini sağlamak amacıyla modern kimliğin yaratımı ve yapılan inkılapların yayılması noktasında romanların “projelendirilmiş toplumun ve insanların kullanım kılavuzu” gibi işlev gördüğü söylenebilir. Bu açıdan sanatçılardan da beklenen yeni düzene destek olmalarıdır. Bu destek olma evresinde hem sistemin hem de sanatçıların üzerinden en fazla durdukları husus çocuklardır. “İdeal Türk çocuğu” algısı büyük ölçüde vatandaşlık temelli olarak yeniden formüle edilmiştir. Gerek yurttaş, müteşebbis; gerekse asker olarak bu çocuklar ailesinin, devletinin ve toplumun en önemli unsurudur.Cumhuriyet’le beraber arzu edilen çocuk algısı, Doğululuktan kurtulmuş, Batının yüksek medeniyet seviyesine çıkma ideali taşıyan, Cumhuriyet değerlerine ve inkılâplarına bağlı, “kurucu/koruyucu Gazi imgesine” sahip çıkan, modernleşme ve kalkınma hedeflerine ulaşma yolunda gayretli bireylerden oluşmaktadır.Bu yeni neslin kamusal mekânları nasıl kullanması gerektiğinden giyim kuşam adabına, görgü kurallarından ahlak algısına, temizlikten medeniliği sağlayan tüm unsurlara kadar her şey belirlenmiştir. Bununla birlikte milli bilinç ve Cumhuriyetçi çocuklar yaratma düşüncesinin bir parçası olarak özellikle eğitim hususu üzerinde durulmuştur. İnsanlığın onurunu zedeleyen cehaletten kurtularak okuyan çocukların öncelikle içinden çıktıkları köyleri aydınlatma düşüncesi ağırlıklı işlenen konulardan olmuştur. Tüm bireyler bütün bu gayretleri bir vazife ve sorumluluk olarak telakki edeceklerdir. Bu doğrultuda ortaya konulan romanlarda da yukarıda saydığımız nitelikleri haiz çocuklar dikkati çekmektedir. Bu eserlerden biri de Muallim Cemal tarafından kaleme alınan Küçük Durmuş’ 1933 tur. Çalışmamızda roman, ulus devlet çizgisinin ideal çocuk algısı açısından incelenmeye çalışılacaktır.