19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren çok sayıda yabancı şirket ve müessesenin yayılmasına sahne olan Osmanlı coğrafyasında yaşanan rekabet, muhtelif milletlere ait birçok yeni kurumun açılmasını ...ve çekişmesini de beraberinde getirdi. Eski ticari alışkanlıklar etrafında şekillenen münasebetler Sanayi Çağı’nda yerini yeni kurumlara bıraktı. Bu önemli kurumlardan biri de başta İstanbul olmak üzere birçok Osmanlı liman kentinde açılan yabancı ticaret odaları oldu. Müteşebbislerinin beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamak, sahip olduğu sermayenin örgütlü ve koordinasyonlu bir şekilde yayılmasını sağlamak amacıyla Osmanlı Devleti’ndeki ziraat, ticaret, sanayiye dair tüm bilgi kaynaklarını bünyesinde toplayan yabancı ticaret odaları Osmanlı ekonomisinin şekillenmesinde doğrudan rol oynadı. Bu noktada Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne kadarki süreçte İstanbul’da kurulan ve teşkilatlanan Fransız İstanbul Ticaret Odası çalışmaya konu olmuştur.
Osmanlı coğrafyasında yetişen bir bitki olan meyan kökü, Osmanlı toplumu tarafından bilinmekteydi. Şifa ve keyif verici olarak istifade edilen bu bitkinin Batı endüstrisi tarafından keşfedilmesi, ...binlerce yıllık geleneksel kullanımını değişime uğrattı. Böylelikle meyan ve yetiştiği
coğrafya için yeni bir dönem açıldı. Endüstriyel kapitalizme entegre edilen meyan kökünün kullanım alanı olabildiğince genişledi, bitki bir anda olağan üstü değer kazandı. Bunun neticesinde meyan kökünün yetiştiği Osmanlı memleketleri bilhassa Aydın ve civarı, meyan kökü ticareti ile ilgilenen yabancı şirketler için cazibe merkezi haline geldi. Evvela İngiliz MacAndrews ve Forbes olmak üzere birçok yabancı ve yerli şirket bu işi yapabilmek için sıkı bir rekabete giriştiler. Bu bağlamda Osmanlı memleketlerinde yetişen meyan bitkisi üzerine yaşanılan emperyalist rekabet ve neticesinde ahalinin, arzın, nebatat ve hayvanatın nizam ve intizamının bozulması çalışmamıza konu olmuştur.
Bu çalışma, Joinville Prensi olarak bilinen Fransız Kralı (1830-1848) Louis Philippe’nin oğlu François Ferdinand Philippe’nin (1818-1900) 1836 ve 1839 yıllarında Levant kentlerini ziyaret ettiği ...seyahat notlarının tarihsel kritiğe tabi tutulmasından oluşmaktadır. Tecrübeli bir denizci subayı olarak yetişen Joinville Prensi’nin bu seyahatinin asıl amacı Mehmet Ali Paşa’ya destek vermektir. Seyahatini Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı’nın çalkantılı sürecinde gerçekleştirdiği için bu dönemin önemli olaylarına tanıklık etmiştir. İstanbul ve Mısır’da bulunduğu süre zarfında II. Mahmut, Abdülmecid, Kaptan-ı Derya Fevzi Paşa, İngiliz Büyükelçi Lord Ponsoby, Rus Elçisi Boutinief ve Alman Mareşal Moltke gibi üst düzey devlet görevlileri, askerler ve elçiler ile doğrudan görüşme fırsatı yakalamıştır. Fevzi Paşa’nın Osmanlı Donanması’nı Mehmet Ali Paşa’ya teslim edeceğinin ilk tanıklarındandır. Bu isyan esnasında Anadolu’dan gerek Alevi Bektaşi, gerekse de Sünni zümreler, tarikat ve cemaatlerden Mehmet Ali Paşa safına önemli miktarda katılanlar olmuştur. Dolayısıyla Prens dönemin diplomasisi ve olayları hakkında önemli bilgiler edinmiştir. İzmir, İstanbul, İskenderiye ve Beyrut gibi Levant kentlerini ziyaret ederek bu şehirlerin sosyo-kültürel yapıları hakkında değerlendirmeler yapma imkânına sahip olmuştur. İstanbul’da bulunduğu sırada 1839 Pera yangınına stratejik müdahalesiyle tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış ve Pera’nın büyük bölümünü yanmaktan kurtarmıştır. İyi bir ressam olması dolayısıyla eserinde başta Pera yangını olmak üzere seyahatine konu olan çoğu önemli olayı tuvale aktarmıştır. Bu ise dönemin panoramasının hem yazınsal hem de görsel olarak anlaşılmasına imkân sunmuştur. Joinville Prensi’nin eserinde kaleme aldığı hatıralar ve çizimleri çoğu seyyahın eserinde olduğu gibi oryantalist bakış açısının etkisi altındadır. Böyle olmak birlikte Joinville’nin Levant gezilerine dair notlar ve görsellerin yer aldığı bu seyahatname dönemi değerlendirmek ve anlamak yönünden önem arz etmektedir.
This paper aims to critically examine the travel notes of François Ferdinand Philippe (1818-1900) who is known as the Prince of Joinville, and the son of the French King Louis Philippe (1830-1848), ...during his visits to Levant cities in 1836 and 1839. The main purpose of this trip of the Prince of Joinville, who grew up as an experienced naval officer, is to support Mehmet Ali Pasha. The Prince, witnessed the significant events of Mehmet Ali Pasha’s revolt on his travels. The prince, when he was in İstanbul and Egypt, had the opportunity to directly meet with high-ranking state officials, military figures, and diplomats such as Mahmud II, Sultan Abdulmejid II, Admiral in Chief Fevzi Pasha, British Ambassador Lord Ponsoby, Russian Ambassador Boutinief, and German Marshal Moltke acquiring information about the diplomacy of the period. He is one of the first witnesses that Fevzi Pasha will surrender the Ottoman Navy to Mehmet Ali Pasha. During this revolt, a significant number of people from Anatolia, from both Alevi Bektashi and Sunni groups, sects and communities, joined the side of Mehmet Ali Pasha. The Prince of Joinville, also, had the opportunity to visit Levant cities like İzmir, İstanbul, Alexandria, and to observe these cities socio-cultural. Prince of Joinville even attracted attention with his strategic intervention in the Fire of Pera in 1839 saving a significant portion of Pera from burning. Prince Joinville depicted many significant events, notably the Fire of Pera, that were the subject of his travels in his artwork making it possible to see the panorama of the era both literarily and visually. Even though the memoirs and drawings of Prince Joinville are influenced by the Orientalist perspective, much like many other travelers’ works of the time, Joinville’s travelogue which contains notes and visuals from his Levant journeys is significant for evaluating and understanding the era.
The attempt and competition of the Industrial Revolution to find new markets brought the Danube River and its hinterland into the world capitalist system. Danube governments such as Serbia, ...Wallachia, and Moldavia followed a balanced policy between Ottoman-Austria and Russia in the 18th and 19th centuries. However, following the Crimean War, the region has become an area of economic, political, and military competition between France and England. After the Crimean War, the liberalization of commercial shipping on the Danube and its branches to all nations made these waters attractive to Western shipping navigation companies. The big Powers like Austria, Russia, France, and Great Britain initiated competition and risks which deeply affected the region. The research setup is on a new technology entering the region and the French capital investments and competition spreaded fort he first time through this technology. In this context this study attempts to explore the rivalries of French merchants and investors to expand in the Danube River and its hinterland. It especially deals with the steamship management attempts of the ambitious and adventurous naval officer Captain Michel André François Bonerin Magnan (Aubagne 1819-Paris 1866).
Endüstriyel Devrim’in yeni pazarlar bulma girişimi ve rekabeti Tuna Nehri ve hinterlandını da dünya kapitalist siteminin yörüngesine dahil etti. XVIII ve XIX. yüzyıllarda Osmanlı-Avusturya ve Rusya’nın güçler dengesinde yön bulmaya çalışan Sırbistan, Eflak ve Boğdan gibi Tuna idareleri, Kırım Savaşı’ndan itibaren Fransa ve İngiltere’nin de ekonomik, siyasi ve askeri rekabetine yoğun olarak konu olan bir bölge haline geldi. Kırım Savaşı sonrasında Tuna Nehri ve şubelerinde ticari nakliyatın tüm milletlere serbest hale gelmesi, bu suları Batılı vapur nakliyat kumpanyaları için cazip hale getirdi. Bölgede Avusturya-Rusya-Fransa ve İngiltere gibi büyük güçler arasında yaşanan kıyasıya rekabet ve risklerin bu girişimler üzerindeki etkisi kaçınılmaz oldu. Araştırma kurgusu, bölgeye giren yeni bir teknoloji ve bu teknoloji üzerinden ilk defa yayılan Fransız sermayesi ve rekabeti üzerinedir. Bu bağlamda çalışma Fransız tüccar ve yatırımcının Tuna Nehri ve hinterlandında yayılma girişimleri ve rekabetleri ekseninde; III. Napolyon’un muhteris ve maceraperest denizci subayı Kaptan Michel André François Bonerin Magnan’ın (Doğum: Aubagne 1819-Ölüm Paris 1866) buharlı gemi işletme teşebbüslerini ele almaktadır.
Bu çalısmada 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın baslarına kadar, Osmanlı Devleti’nin Suriye ve Lübnan bölgesinden sosyal, ekonomik ve siyasal nedenlerle Avrupa ve Amerika’ya olan Marûni dilenci ...göçü ele alınmaktadır. 19. yüzyılın özellikle son çeyreğinde Marûnilerinin büyük bir kısmı Batı’nın sanayilesmis sehirlerine göç ederek dilencilik yaptılar. Marûni dilenciler, Osmanlı’nın Hıristiyan dünyasındaki kötü imajını daha da pekistirdi. Marûni dilencilerin göçü diplomatik olarak Batılı devletlerle Osmanlı’yı karsı karsıya getirdi. Osmanlı Devlet adamları bu göçü engellemek için çesitli tedbirler alma yoluna gittilerse de bunda basarılı olamadılar.
Cyprien Fabre Kumpanyası, Fransızların Levant limanlarında faaliyet gösteren en etkin iki buharlı nakliyat kumpanyasından biridir. Fransız çıkarlarının Suriye ve Lübnan’da genişlemesi ve kalıcı hale ...gelmesinde önemli rol oynamıştır. Doğu Akdeniz’den New-York ve Güney Amerika’ya kadar doğrudan bir göçmen hattı açan ilk Fransız şirket olan Cyprien Fabre, bu hat ile özdeşleşmiş ve dünya denizcilik tarihinde Fabre Line/Immigrant Line olarak şöhret bulmuştur. Kumpanya’nın Lübnan’dan Suriye, Mersin ve İzmir’e kadar uzanan Doğu Akdeniz havzasındaki faaliyetleri genellikle göçmen ve mülteci taşımacılığı üzerine inşa edilmiştir. Bu bağlamda çalışmada, Fabre Kumpanyası’nın Doğu Akdeniz’den Marsilya ve Amerika’ya kadar uzanan Fabre Line hattındaki faaliyetleri ele alınmaya çalışılmıştır.
The Cyprien Fabre Company is one of the two most active French shipping companies that operating in the ports of Levant. This company played an important role in the expansion and permanence of ...French interests in Syria and Lebanon. Cyprien Fabre Company, the first French company to open a direct immigrant line from the East Mediterranean to New York and South America, has become synonymous with this line and has found fame as Fabre Line / Immigrant Line in the world shipping history. The activities of the Company are generally based on the emigrants and refugees from Lebanon, to Syria, Mersin and Smyrna in the Eastern Mediterranean basin. In this study, was tried to be discussed the activities of the Cyprien Fabre Company on the Fabre Line from the Eastern Mediterranean to Marseilles and America.