Problem upravljanja financijskim rizicima u suvremenom okruženju u kojem poduzeća i financijski subjekti posluju, postao je važan čimbenik prilikom utvrđivanja i vođenja poslovne politike ...financijskih i nefinancijskih poslovnih subjekata, koji su kroz obavljanje djelatnosti svakodnevno izloženi brojnim rizicima s naglaskom na tržišne rizike. Oni nastoje upravljati i ograničiti izloženost tržišnim rizicima na različite načine, a kao prikladni i učinkoviti instrumenti upravljanja financijskim rizicima prepoznati su financijski derivativi. Uz primjenu u upravljanju i zaštiti od tržišnih rizika, financijski derivativi su i važan instrument špekulativnog trgovanja i arbitraže.
Rezultati istraživanja ukazuju na nedovoljnu primjenu postojećih financijskih derivativa u upravljanju tržišnim rizicima od strane domaćih poslovnih subjekata, a koja se trenutno temelji na najosnovnijim instrumentima, valutnim zamjenama i unaprednicama. Na prednosti i profitabilnost trgovanja derivativima ukazuju i rezultati ostvareni u svjetskoj praksi.
U ovom se članku analiziraju inovativni financijski proizvodi iz područja izvedenica odnosno derivativa – (engl. capped bonus i capped twin-win certificates). Analiza pruža uvid u stvaranje ovih ...certifi kata temeljem kombinacije tradicionalnih financijskih instrumenata i derivativnih proizvoda naročito tzv. egzotičnih opcija. Iskazane su također i formule njihovog cjenovnog vrednovanja. Izvedena analiza je robustna u odnosu na različite vrijednosne papire isključujući novčane dividende. Polazeći od teorijskih modela cjenovnog određivanja izvedeno je osamdeset certifi kata oba tipa na Googleovim dionicama s različitim parametrima. Uvjet pod kojim se ostvaruje profi t prvenstveno je tržišni. Radom je identifi cirana profitabilnost za investitora kao i dani dospijeća.
Finans dünyası, geçmişten bugüne hızlı bir gelişim ve değişim göstermektedir. Bu gelişim ve değişimi etkileyen faktörlerin başında, insanlar ya da kurumların ilgili dönemlerdeki ihtiyaçları ve ...istekleri gelmektedir. Dolayısıyla günümüz finans sorunlarının daha iyi anlaşılması, geçmiş örnekler üzerinden değerlendirmeleri ve sorgulamaları kapsayan finans tarihinin özümsenmesine bağlıdır. İslamî finans anlayışının temeli, ticareti teşvik etmek ve üretim sürekliliğini sağlamaktır. Özellikle paranın ticari amaçlar doğrultusunda kullanımı ve faiz yasağı anlayışı, İslamî finans anlayışının temel çizgilerini oluşturur. İslamî finans ürünleri geçmişten günümüze çok çeşitli isimlerle var olagelmiştir. Örneğin sukuk, murabaha, mudaraba, müşareke, tekafül ve selem bunlardan ilk akla gelenlerdir. Bu çalışmada İslamî finans ürünlerinden selem akdi, Osmanlı dönemi âlimlerinden Darendeli Hamza Efendi tarafından kaleme alınan “Ticaret ya da Finans Risalesi” diyebileceğimiz eserinde selem ilkeleri kapsamında değerlendirilmiş ve günümüz türev piyasa ürünleri ile karşılaştırılmıştır. Böylece türev piyasaların geçmişten bugüne gelen amaç, kurum, kullanım, işlem ve ilkeler bazındaki değişimi ve gelişimi gösterilmeye çalışılmıştır. Günümüz dünyasında türev piyasa ürünleri; forward, futures, opsiyon ve swap olmak üzere dört temel finansal üründen oluşmaktadır. Özellikle 1980’li yıllardan sonra dünya genelinde kullanım yoğunluğu artan bu ürünler, çok farklı isim ve işlemlerle kendisine yer bulmaktadır. Bu ürünlerden daha çok selem akdi ile ilişkilendirilen forward sözleşmeler, sadece tezgâh üstü piyasalarda işlem görürken; futures sözleşmeleri sadece borsalarda; opsiyonlar hem borsalarda hem de tezgâh üstü piyasalarda ve swaplar ise sadece tezgâh üstü piyasalarda işlem görürler. Bu noktadan hareketle forward dışındaki ürünlerin İslamî finans alanındaki karşılığı “İstisna akdi” olarak da ifade edilebilir. Selem akitleri, Osmanlı dönemine dayanan ve kendi döneminde bazı âlimlerin eserlerine konu olan anlaşmalardır. İlgili dönemde yapılan diğer işlemlerde olduğu gibi Selem’in de amacı, ribâya düşmemek ve yapılan işlemin hukuken uygun olmasıdır. Darendeli Hamza Efendi’nin risalesini kaleme almasındaki asıl amacı ise Osmanlı dönemi ticaretin tabi olduğu dilsel uyuşmazlıkların ortadan kaldırılması, yapılan alış verişlerin sahih olmasının, dinen hoş görülmeyen işlerden uzak olmasının sağlanması ve ribâ’dan sakınılmasıdır. Türev piyasaların kullanım amaçları ise birçok kitapta günümüz anlayışıyla açıklanmıştır. Genel olarak türev piyasalar üç amaçla işlem görürler. Bunlar; hedging, spekülasyon ve arbitrajdır. İlk amaç olan hedging ya da korunma amaçlı sözleşmeler, aslında selem anlaşmalarının da temelidir. İkinci amaç spekülasyondur. Spekülasyon bir ürünün gelecekteki fiyatına göre girilen pozisyonla ilgilidir. Türev piyasalarda alım ve satım olmak üzere iki pozisyon alınır. Alım pozisyonları, gelecekteki fiyat artışlarından korunmak; satım pozisyonları ise gelecekteki fiyat düşüşlerine karşı korunmak amaçlıdır. Ancak spekülasyon amacı günümüzde daha çok kazanmak odaklı değerlendirilmiş ve türev piyasaları yoğun kaldıraç anlayışı ile eleştirel kılmıştır. Üçüncü amaç olarak arbitrajda ise daha farklı bir amaç izlenmiş olup, risksiz kazanç imkânı elde edilmektedir. Çünkü bu sözleşmelerde aynı anda farklı bölgelerdeki fiyat değişiklikleri dikkate alınarak pozisyon alınır. Böylece emtia ya da ticaret erbabı, aynı zamanda farklı bölgelerden daha düşük fiyattan aldıkları ürünleri, kendi piyasalarında belli bir kâr ile satarlar. İşlem aynı anda gerçekleştiğinden kâr da bugünden belirli olabilecektir. Bu çalışmada Osmanlı dönemi İstanbul ve Bap Mahkemesi örnekleri üzerinden selem akdi uyuşmazlıklarına ait orijinal karar metinlerinin transkripsiyonu ve Türkçeleştirilmiş içerikleri sunulmuştur. İlaveten bu metin örnekleri üzerinden günümüz katılım bankacılığı anlayışı dikkate alınarak yorumlamalar ve değerlendirmeler yapılmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak selem akdi, geçmişten bugüne taşınan İslamî finans ürünlerinden birisidir. Ancak geçmiş dönemlerden farklı olarak günümüzde uygulama alanı, sadece katılım bankacılığı kapsamında yer almaktadır ve çok daha kısıtlı uygulanabilmektedir.
Türev kavramı yaklaşık 300 yıllık bir geçmişi olan konudur. Türevin kesir dereceli olanı da uzun bir geçmişi olan konudur ve üzerinde çok fazla sayıda çalışma yapılmıştır. Bunun sebebi ise, fiziksel ...sistemlerin kesir dereceli türev ile daha iyi ifade edilebileceği; klasik türevin yerel modellemeye yaradığını, kesir dereceli türevin ise, global modellemeye yaradığının ortaya konulmasıdır. Fakat literatürde yer alan kesir dereceli türev yöntemlerinin eksiklikleri bulunmaktadır. Bu eksiklikler bu çalışmada kısaca gösterildikten sonra Karcı tarafında 2013 yılında kesir dereceli türev için yapılan yeni tanım verilecektir. Ondan sonra bu yeni tanımın klasik türev ile olan ilişkisi ortaya konulduktan sonra türev için verilen yeni tanımın bazı önemli özellikleri üzerinde durulacaktır. Türev işleminin sonucu vektörel büyüklük ve karmaşık sayılar da vektörel büyüklükler olduklarından bu iki kavram arasında bir ilişkinin olması gerekir. Bu çalışmada bu ilişki detaylı olarak ortaya konulacaktır.
Kontrolör tasarım problemi doğrusal matris
eşitsizliklerinin yardımı ile dış bükey optimizasyon problemi olarak ifade
edilmiştir. Kontrolör performansının sürüş konforu, güvenliği ve güç tüketimi
...açısından incelenebilmesi için süspansiyon, koltuk ve sürücü dinamiklerini
içeren beş serbestlik dereceli bir model kullanılmıştır. Önerilen kontrolörün
performansı, klasik durum geri beslemeli LQR kontrolör ile karşılaştırılarak,
ISO2631 standardı sayesinde farklı yol pürüzlülüğü dereceleri ve sürüş hızları
için sınanmıştır.Bu
çalışmada, bir taşıt süspansiyon sisteminin aktif titreşim kontrolü için durum
türevi geri beslemeli LQR kontrolör tasarımı önerilmiştir. Aktif titreşim
kontrolü problemleri özelinde ivme-ölçerler yaygın olarak kullanıldıkları için
durum değişkenlerinin türevleri olan hız ve ivme sinyalleri, durum değişkenleri
olan hız ve konum sinyallerine kıyasla daha kolay elde edilebilmektedir. Bu
yüzden literatürde sıklıkla karşılaşılan durum geri beslemeli aktif süspansiyon
tasarımları yerine durum türevi geri beslemeli kontrol yapısı ele alınmıştır.