ŠTO SADA Radić, Jure
Služba Božja,
01/1966, Volume:
16, Issue:
1
Web Resource
Open access
Naš je list ne samo pastoralni nego i liturgijski. Stoga u ovaj list spadaju rasprave i članci ne samo o prvoj koncilskoj konstituciji nego i o svim drugim odredbama koncila.
Kur'an-ı Kerim indiği dönemdeki ilk muhataplarına mesajını ulaştırmayı hedeflerken öncelikle onların dilleri olan Arapça’yı en etkileyici ve anlaşılır bir biçimde kullanmıştır. Bunu yaparken de dilin ...anlam ve kurallar yelpazesinin izin verdiği her türlü imkânı kullanmıştır. Kur'an, muhataplarına mesajını iletirken bazen sözü uzun ifadelerle gerçekleştirmiş kimi zaman da oldukça öz bir biçimde hatta yerine göre bir kelime veya edatla bunu yapmıştır. Dilin yapısı gereği onun anlam ifade eden en küçük parçası olan kelimeler ve hatta Arapça’nın morfolojik yapısı nedeniyle ona özgü olarak edatlar ve harfler, anlamı büsbütün etkileyen unsurlardır. Bu çalışmada ele alınan “إنْ”edatı Arapça’daki diğer pek çok harf ve edat gibi anlam üzerinde hiç kuşkusuz önemli bir etkiye sahiptir. “إنْ”edatının dildeki en temel anlamı olan şart manasında kullanımı genel olarak Kur'an’daki pek çok âyette de kaşımıza çıkmaktadır. Bu anlamın yanı sıra Kur'an'ın bütünlüğü ve âyetlerin bağlamına göre nefiy, tekit ve sebep manaları da bu edatın Kur'an’daki diğer kullanımlarıdır. “إنْ”edatının Kur'an'da asli manası olan şart manası dışında sebep/ta‘lîl manasının dilde olup olmadığı ve buradan hareketle bu anlamın Kur'an'da kullanılıp kullanılmadığı konusu temelde Basra ve Kûfe dil ekollerinin tartıştığı bir mesele olmakla birlikte anlama etkisi nedeniyle bu husus müfessirler arasında da tartışılan bir konu olmuştur. “إنْ”edatının Kur'an'da geçtiği yerlerde anlama olan etkisini tespit edip bağlama uygun olan manayı vermek Kur'an'ın doğru anlaşılması noktasında oldukça önemlidir. Bu çalışma da söz konusu edatın anlama olan etkisini tartışmalı yaklaşımların bulunduğu âyetler ve “إِنْ كُنْتُمْ”şeklinde fiil formundaki kullanımı özelinde ele almayı amaçlaması bakımından önemlidir. Çalışmada üzerinde problematik yaklaşımların olduğu âyetlere müfessirlerin yaklaşımları erken dönemden modern döneme kadar kaleme alınmış olan belli başlı tefsirlerden aktarılmış ve analitik bir bakışla birtakım değerlendirmelere yer verilmiştir. Basra dil ekolü ve onların çizgisindeki kimi müfessirler “إنْ”edatının sebep manasının dilde olmadığını söyleseler de Kûfeli dilciler ve bu çizgideki müfessirler uzun izahlarla bu anlamın söz konusu edatın anlamları arasında bulunduğunu ifade etmişler ve bu edata Kur'an'da kimi bağlamlarda şart manası vermenin doğru olmadığına dair âyetlerdeki ve hadislerdeki kullanımlardan örnekler göstermişlerdir. Mesela el-Bakara sûresi 2/31. âyette melekler hakkında kullanılan “إِنْ كُنْتُمْ”ifadesine “Eğer doğrulardansanız” şeklinde şart manası verilmesi onların doğru sözlü olup olmadıkları konusunda şüphe uyandıracağını ve bunun onların melek olma vasıflarına ters düşeceğini ileri sürmüşlerdir. Diğer taraftan “Ey iman edenler” hitabıyla başlayan ya da hitabın müminlere yönelik olduğu el-Bakara sûresi 2/278, Âl-i İmrân sûresi 3/139 vb. âyetlerin sonundaki “إِنْ كُنْتُمْ” ifadesine “Eğer müminlerseniz/inanıyorsanız” şeklinde şart anlamı vermenin âyetin başı ve sonu arasında bir çelişki doğuracağı ve bu üslubun Allah hakkında itikadi zeminde bir probleme neden olacağını söylemişlerdir. Aynı şekilde birtakım dilciler bazı âyetlere şart manası vermenin bağlam ve Kur'an üslubu açısından problem teşkil ettiğini ileri sürerek bu durumu el-Bakara sûresi 2/23. âyet ve benzeri âyetler üzerinden açıklamaya çalışmışlardır. Zira onlara göre söz konusu âyette müşriklerin Kur'an hakkında şüphe ettikleri kesin olduğu halde “Kur'an hakkında şüphe içindeyseniz haydin onun benzeri bir sûre getirin” denilmesi hem bağlama hem de vakıaya uygun düşmemektedir. Kur'an'da çoğunlukla âyet sonlarında yer alan “إِنْ كُنْتُمْ”ifadesinin fiil formundaki bu kullanımlarını tefsir ederken şart manası veren ve çoğunluğu oluşturan Basra dil ekolü ve onların çizgisindeki bazı müfessirler ise sistematik bir biçimde söz konusu edatın geçtiği âyetlerden bu çalışmada ele alınanların hepsine şart manası vermişler ve bağlam açısından şartın sorunlu olduğu ya da birtakım itirazlara konu olduğu durumlarda da hazif, takdim-tehir ve mecaz gibi çeşitli dilsel izahlara başvurmuşlardır. Kimi müfessirler ise bağlama göre şart ya da sebep/ta‘lîl manası vermiş ve daha serbest hareket ederek dilin bütün imkânlarını kullanmışlardır. Ancak bunların aynı bağlamda gelen benzer âyetlerde de farklı yaklaşımlar sergileyerek problematik bir yorum tarzı ortaya koydukları da dikkatlerden kaçmamıştır.
KELAMi İSTİDLALİN PROBLEMATİGİ Metin ÖZDEMİR
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dergisi,
12/2001, Volume:
5, Issue:
2
Journal Article
Open access
Bu çalışmamızda, asıl amacımız keliiml problemierin çözümünde önerilen ve kullanılan istidliil metodlarının, Keliiın'ın gaye ve hedeflerine ne derece uygun düştüğünü ve bu hedeflerin ...gerçekleştirilmesinde ne ölçüde yararlı olduğunu gösterıneye çalışıııaktır. Gerçekten de problem çözmek için ortaya konan metodların bizzat kendilerinde bir problem olup olmadığının araştırılması, sözkonusu problemierin bu metodlar ışığında ne kildar doğru ve tatminkar bir tarzda çözülebildiklerini ya da çözülebileceklerini görebilmemiz açısından son derece önemlidir. O halde, burada iki şeyin sorulması gerekir. Birincisi, kullanılan metodlar Keliiın'ın gaye ve he<.letlerine ne derece uygundur? İkincisi, bu metodlar doğru olarak kullanılmışlar mıdır?. Bu nedenle bu çalışmaınıza, önceli~le Keliim'ın gaye ve bedetlerini kısaca belirttikten sonra, İstidiiili ve istidliil yöntemlerini ortaya koyarak başlayacak ve ardından mümkün olduğu ölçüde bu yöntemlerin problematik yönlerine değinıneye çalışacağız.
Il est des problèmes d'histoire qui, par l'ampleur des questions qu'ils soulèvent, aiguisent la modestie du théoricien et l'incitent à s'en détourner, par peur de tomber dans la construction ...intellectuelle grandiose, réfractaire à toute vérification empirique. Si Ton s'en tient à la civilisation occidentale, trois mutations majeures tombent dans cette zone d'ombre de la réflexion: l'apparition du système de la cité, la chute de l'Empire romain d'Occident et surtout les origines du système capitaliste. L'explication de cette retenue est simple et tient à la nature de la raison historienne. Celle-ci fonde sa démarche sur l'élaboration de schémas intellectuels qui découpent le flux infini des sociétés humaines en unités isolables, susceptibles d'une saisie conceptuelle. Il s'ensuit que les systèmes d'explication fonctionnent éventuellement bien pour chaque unité prise en sa singularité (puisque c'est le système qui constitue son objet), mais achoppent sur les mutations profondes qui peuvent affecter une société. En effet, toute réflexion sur les ensembles historiques les plus vastes (la société antique, la société féodale d'Occident…) sous peine de se perdre dans la juxtaposition éclectique d'exposés partiels, est condamnée à construire et à percevoir ces ensembles à partir d'un point de vue unique, dégagé par un procès de développement unilatéral d'un de leurs aspects majeurs (la cité, l'empire, le capitalisme, le sous-développement…). On aboutit forcément, à l'issue d'un tel cheminement, à la construction de la structure de cet ensemble, c'est-à-dire au système logique qui rend compte de ses composants et de leurs liens nécessaires; or une structure est nécessairement statique (1), même si l'analyse dégage les possibilités de variation d'une structure donnée. Il s'ensuit que la nouveauté radicale dans le devenir des sociétés humaines, par nature et par définition placée à la jointure de deux ensembles distincts, cette nouveauté n'apparaît pas et ne peut pas apparaître dans le champ de la conscience historienne. L'on masque le problème, en négociant la mutation qualitative en modifications quantitatives et, pour peu que Ton ait entendu parler de Hegel, le tour est joué.
Provider: - Institution: - Data provided by Europeana Collections- Paginarea: 45-68- All metadata published by Europeana are available free of restriction under the Creative Commons CC0 1.0 Universal ...Public Domain Dedication. However, Europeana requests that you actively acknowledge and give attribution to all metadata sources including Europeana
Provider: - Institution: - Data provided by Europeana Collections- Paginarea: 15-21- All metadata published by Europeana are available free of restriction under the Creative Commons CC0 1.0 Universal ...Public Domain Dedication. However, Europeana requests that you actively acknowledge and give attribution to all metadata sources including Europeana