In today’s world, renewable energy sources are in great demand due to the negative effects
of fossil fuels on the environment. Wind power plants are an important renewable
energy source alternative ...to fossil fuel consumption. Offshore wind farms established in
coastal areas and seas are used effectively in many parts of the world. The wind power
plants, especially in the Northwest region of Turkey and the Aegean coasts, constitute
an important potential. This study selects suitable sites for offshore wind farms in the
Marmara Sea and North Aegean Coasts of Turkey by integrating the Bayesian Best-Worst
method (BWM) and GIS. Bayesian BWM improves the traditional BWM integrating the
preferences of multiple experts. In the study, 17 sub-criteria were determined under
four main criteria of “technical”, “socio-economic”, “environment,” and “location”. Experts’
judgments through the filled enabled the criterion weights to be obtained. The
criteria weights found using the Bayesian-BWM model were integrated into the GIS, and
suitable locations for the offshore wind farm were determined. Accordingly, the study
area off the coasts of Aliağa, Bozcaada, and Gökçeada on the North Aegean coast, and
the part south of the Marmara Sea and the area around Kapıdağ Peninsula are suggested
as suitable areas for wind power plants.
Günümüz dünyasında fosil yakıtların çevreye olan olumsuz etkilerinden dolayı
yenilenebilir enerji kaynakları büyük talep görmektedir. Rüzgâr santralleri, fosil yakıt
tüketimine alternatif önemli bir yenilenebilir enerji kaynağıdır. Kıyı bölgelerinde ve
denizlerde kurulan offshore rüzgâr santralleri dünyanın birçok yerinde etkin bir şekilde
kullanılmaktadır. Rüzgâr santralleri dikkate alındığında özellikle Türkiye’nin Kuzeybatı
bölgesi ve Ege kıyıları önemli bir potansiyel oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı,
Bayesian Best-Worst yöntemini (BWM) CBS’ye entegre ederek Türkiye’nin Marmara
Denizi ve Kuzey Ege Kıyılarında açık deniz rüzgâr santralleri için uygun yer seçimini
belirlemektir. Bayesian BWM, birden çok uzmanın tercihlerini etkili bir şekilde entegre
ederek orijinal BWM’yi optimize eder. Çalışmada BWM modeli kullanılarak “teknik”,
“sosyo-ekonomik”, “çevre” ve “konum” olmak üzere dört ana kriter altında 17 kriter
belirlenmiş, kriterleri içeren anketler uzmanlar tarafından doldurulmuş ve son ağırlıkları
verilmiştir. Bayesian-BWM modeli kullanılarak bulunan kriter ağırlıkları CBS’ye entegre
edilmiş ve açık deniz rüzgâr çiftliği için uygun yerler bulunmuştur. Buna göre, Kuzey Ege
kıyılarındaki Aliağa, Bozcaada ve Gökçeada açıklarındaki çalışma alanı ile Marmara
Denizi’nin kısmen güneyi ve Kapıdağ Yarımadası çevresi rüzgâr santrali için uygun alanlar
olarak önerilmektedir.
Cilj većine proizvodnih organizacija jest povećanje dobiti i smanjenje troškova u skladu s konkurentnim i promjenjivim tržišnim uvjetima. Točnost predviđanja prodaje nesumnjivo je uspješan način ...postizanja navedenih ciljeva. Istodobno, to povećava zadovoljstvo korisnika, učinkovito smanjuje izgubljenu prodaju i omogućuje bolje planiranje proizvodnje. U proizvodnji namještaja, industriji koja se u Turskoj sve jače razvija, bilježi se povećana potražnju proizvoda, u skladu s nedavnim rastom građevinskih i srodnih industrija, s povećanjem broja urbanog stanovništva i s rastom osobnih prihoda. Stoga precizni sustavi predviđanja prodaje u industriji namještaja više pozornosti usmjeravaju na posebne i kalendarske čimbenike poput indeksa povjerenja potrošača, indeksa proizvođačkih cijena, doba godine i broja dana odmora u godini. U ovom je radu predložen model predviđanja na temelju umjetne neuronske mreže (ANN) uz pomoć MATLAB-a za obradu podataka ukupne mjesečne prodaje proizvođača uredskog namještaja koji se nalazi u Crnomorskoj regiji u Turskoj. Metoda je komponenta ANN-a, tj. Bayesova regulacija. Predloženi se model primjenjuje na podatke o mjesečnoj prodaji tvrtke za proizvodnju uredskog namještaja. Zaključno, rezultati mjerenja uspješnosti pokazuju da je primjena ANN modela utemeljenoga na Bayesovim pravilima dobar izbor za prognoziranje mjesečne prodaje promatrane tvornice namještaja.
Bu çalışmada, bulanık hedef programlama (BHP) kullanarak mobilya üreten bir firma için bir üretim
planı önerisi getirilmekte ve karar vericinin miktar ve kar amacına ulaşılması hedeflenmektedir. Bu
...hedefler kesin olarak belirlenemediği için bulanık sayılarla ifade edilmiştir. Önerilen modelde, her
bölümdeki işçi sayısı yeniden düzenlenmiştir. Önerilen modelin kullanılması durumunda, şirketin
önceki dönemde olduğundan%8 daha az işçi kullanarak faaliyetlerine devam edebileceği ve üretim
bölümlerinin daha verimli çalışacağı öne sürülmüştür.
Üretim planlaması gelecekteki imalat veya hizmet faaliyetlerinin düzeylerini ve limitlerinin belirleyen fonksiyon olarak tanımlanır. Bu çalışmada, Türkiye’nin Doğu Karadeniz bölgesinde mobilya ...üretimi yapan bir firmanın üretim planlama ve kontrol faaliyetlerinin işletme verimliliği üzerindeki öneminin ortaya konulması ve bu faaliyetlerde bilimsel metotların kullanılma zorunluluğunun ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. İşletmedeki mevcut problemler; işletmenin kapasite planlaması yapamaması ve üretimdeki dar boğaz yaratan iş istasyonlarını tespit edememesi politikası uygulayamamasıdır. Bu çalışma, bir üretim planlamamın en önemli (gerekli) unsuru olan zaman etüdü çalışmasıyla başlanmıştır. Geçmiş dönemin üretim miktarları doğrusal programlama kullanılarak belirlenmiştir. İş istasyonlarının geçmiş dönemde ne kadar çalışması gerektiği hesaplanmıştır. Bu verilerle geçen yılın gerçek verileriyle karşılaştırılmıştır. Gelecek dönem için iş istasyonlarının daha etkin kullanılacağı, daha yüksek karın elde edilebileceği hedef programlama modeli önerilmiştir. Üretim hedefinin pozitif ve negatif sapma miktarlarını ve kar hedefinden negatif sapma miktarının minimize edileceği model oluşturulmuştur.
Amaç: Sunulan çalışmada bir halk sağlığı sorunu olarak tanımlanan ve etkilenen bireyde abdominal obezite, hiperglisemi, hipertansiyon, insülin direnci ve dislipidemi ile birliktelik gösteren ...metabolik sendrom konusunda, gelecekte bu hastalarla doğrudan etkileşimde bulunma potansiyeli taşıyan tıp fakültesi öğrencilerinin farkındalık düzeylerinin incelenmesi amaçlandı. Bu sayede klinik öncesi ve sonrası dönemler arasındaki farkındalık düzeylerinin tespiti hedeflendi. Yöntem: Bu amaçla görece yeni bir risk skoru anketi olan JAMRISC, klinik öncesi ve sonrası olarak gruplandırılan tıp fakültesi öğrencilerine uygulandı. Çalışmaya toplam olarak yaşları 17-29 arasında değişkenlik gösteren (kadın:68 (%41,7), erkek:95(%58,3)) 163 tıp fakültesi lisans öğrencisi dahil edilmiştir ve bu öğrencilerin tümüyle anket gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Çalışmanın sonuçlarına göre pre-klinik ve klinik öğrencilerinin demografik verilerine göre yaş ve cinsiyet bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık görülmüştür (sırasıyla; p