Amaç:Bu çalışmanın amacı Cukurova University Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi tarafından 2015-2017 yılları arasında tedavi edilen mandibula kırıklarının prevalansı, tedavisi ve ...komplikasyonlarını incelemektir. Gereç ve Yöntem:Mandibula kırıkları etiyolojiye ve kırıkların lokalizasyonuna göre sınıflandırıldı. Açık redüksiyon ve internal fiksasyon 2.0mm veya 2.4mm fiksasyon sistemleri kullanılarak yapıldı. Kapalı redüksiyonda ark-bar, intermaksiller fiksasyon vidaları veya tel-kompozit splint kullanıldı. Aşağıdaki komplikasyonlar kaydedildi: Geçici parestezi, kalıcı parestezi, maloklüzyon, enfeksiyon, temporomandibular eklem bozukluğu,fiksasyon materyalinin açığa çıkması ve kök hasarı.Bulgular:Ortalama hasta yaşı 32,8±(13,8) idi. Erkekler, çalışmaya dahil edilen vakaların %77.4(n = 65), kadınlar ise % 22.6(n=19) 'sını oluşturdu. Bu çalışmada mandibula kırıklarının nedenleri sırasıyla kişilerarası şiddet(27 olgu,%32,1), trafik kazaları(22 olgu,%26,2) ve düşme (21 olgu,% 25) olarak bulundu. Kırıkların en nadir nedeni spor kazasıydı (6 olgu,% 7,1). En yaygın kırık lokalizasyonu sırasıyla kondil(27,%24.5), ardından angulus (24,% 21,8), korpus (19,%17.3), simfiz / parasimfiz (18,% 16,4) ve alveolar kemik (17, %15,5) idi. Elli hasta açık redüksiyon (% 59,5) ile tedavi edilirken, 29 hasta kapalı redüksiyon (%34.5) ile tedavi edildi. Üç hasta (%3,6) tedavi görmedi. Hastaların 25'inde (%29,7) değişen derecelerde komplikasyonlar gözlendi. Bu çalışmada en sık rastlanan komplikasyon geçici parestezi (%13,1) olmuştur. Bunu temporomandibular eklem rahatsızlığı (%6,0) izlemiştir. Diğer komplikasyonlar seyrek görülmüştür.Sonuç:Farklı merkezlerin hastalarını farklı sosyo-ekonomik bölgelerde ve farklı klinik imkan / kaynak düzeylerinde nasıl yönettiğini anlamak ve güncel tedavi yöntemlerini takip etmek önemlidir. Mandibular kırıkların görülme sıklığı ve nedenleri, toplum içindeki travma modellerini yansıtması açısından daha iyi sağlık politikası stratejileri yürütmek için yol gösterici olabilir.
Bifosfonatlar pirofosfatların sentetik analogları olup; malignensilere bağlı olarak gelişen hiperkalsemi, multipl myeloma, kemik metastazı tedavisin yanında osteoporöz tedavisi için kullanılan ...ilaçlardır. İlacın uygulanması iskeletsel anomalilere bağlı olarak gelişen riskleri minimuma indirerek ağrı kontrolünü sağlasa da, ilacın kullanımına bağlı olarak çene kemiklerinde gelişen osteonekroz gibi yan etkileri de görülebilmektedir. Bu vakada 60 yaşında kadın hastada oral bifosfonat kullanımı ve diş çekimi sonrasında sol mandibula premolar bölgesinde gerçekleşen osteonekrozun teşhisi ve tedavi yaklaşımı anlatılmakta, ayrıca bu tür vakaların diş hekimliği alanındaki önemi güncel literatür bilgisi altında tartışılmaktadır.
An earthflow near Cenes de la Vega (southern Spain) was first observed after a heavy rain in January 2010 in an area where a spring had existed. Initially, the landslide affected only the lower part ...of the slope. Displaced materials accumulated over terraces and the river course, damming it. A year later, a new rainy period reactivated (or increased the activity of) the instability. It progressed in two ways: by sliding and involving progressively higher parts of the slope with the head scarp approaching the top of the slope, and by widening in the central part of the body. Near the top of the slope, there is a pipeline that supplies water to the city of Granada. The most probable triggering factor of the landslide seems to be a combination of persistent water leakage from the pipe, which has saturated the materials, and intense rainfall.
İntraoral periapikal radyografi (IOPA) dişhekiminin vazgeçilmez bir tanı yöntemidir. Bu makale, IOPA'nın birbiriyle tıkanan (öpüşen) birbirine bitişik etkilenen iki azı dişinin ilginç nadir bir ...bulguunu gözlemlemeye yardımcı olduğu bir durumu vurgulamaktadır.
Glutamate is the most widely distributed and a major excitatory neurotransmitter in the CNS. It has been found to play a critical role in various physiological functions in which increased glutamate ...or its subsequent stimulation is thought to have a role in pathophysiological mechanism of various CNS diseases like epilepsy, stroke, depression and pain. Early attempts to develop glutamatergic antagonists failed in clinical studies due to nonselective or competitive antagonism and have a lot of safety issues like loss of cognitive functions, psychomimetic effect and sedation. Neuropathic pain can be described as pain associated with damage or permanent alteration of the peripheral or central nervous system. At present, there are very few effective therapies for neuropathic pain. The current approach includes targeting specific or alternate binding sites of glutamate receptors, resulting in reduced CNS liabilities. Targeting the glutamatergic system shows a better efficacy and fewer side effects, compared with classical drugs for the treatment of neuropathic pain. This review discusses the various targets on glutamatergic system, which includes the receptors, transporters and enzymes, for the treatment of neuropathic pain and their advantages over classical glutamatergic antagonists. The review also highlights the newer drugs in clinical trials for neuropathic pain.
We present an improved method for determining the mass of neutron stars in eclipsing X-ray pulsar binaries and apply the method to six systems, namely, Vela X-1, 4U 1538-52, SMC X-1, LMC X-4, Cen ...X-3, and Her X-1. In previous studies to determine neutron star mass, the X-ray eclipse duration has been approximated analytically by assuming that the companion star is spherical with an effective Roche lobe radius. We use a numerical code based on Roche geometry with various optimizers to analyze the published data for these systems, which we supplement with new spectroscopic and photometric data for 4U 1538-52. This allows us to model the eclipse duration more accurately and thus calculate an improved value for the neutron star mass. The derived neutron star mass also depends on the assumed Roche lobe filling factor Delta *b of the companion star, where Delta *b = 1 indicates a completely filled Roche lobe. In previous work a range of Delta *b between 0.9 and 1.0 was usually adopted. We use optical ellipsoidal light-curve data to constrain Delta *b. We find neutron star masses of 1.77 ? 0.08 M for Vela X-,0.87 ? 0.07 M for 4U 1538-52 (eccentric orbit), 1.00 ? 0.10 M for 4U 1538-52 (circular orbit), 1.04 ? 0.09 M for SMC X-1, 1.29 ? 0.05 M for LMC X-4, 1.49 ? 0.08 M for Cen X-3, and 1.07 ? 0.36 M for Her X-1. We discuss the limits of the approximations that were used to derive the earlier mass determinations, and we comment on the implications our new masses have for observationally refining the upper and lower bounds of the neutron star mass distribution.
Amaç: Van-Karagündüz Höyüğü birinci yapı katında yer alan ve Ortaçağ Döneme tarihlendirilen mezarlık alanından çıkarılan diş ve çenelere sahip 188 erişkin bireye ait iskelet kalıntıları; dişlerde ve ...çenelerde iz bırakan patolojik lezyonları incelemek amacıyla araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışma materyalimizi 81 kadın (% 18,62) ve 107 erkek (% 24,60) olmak üzere toplam 188 erişkin bireye ait 2734 daimi diş ve 283 çene oluşturmaktadır. Bulgular: Erişkinlerin daimi dişlerinde, diş aşınması % 95,54, diş çürüğü % 6,36, hypoplasia % 24,91, diştaşı % 25,90, apse % 1,86, periyodontal hastalıklar içinde değerlendirilen alveol kaybı % 40,64 ve ölüm öncesi (premortem) diş kaybı % 18,73 oranında görülmektedir. Sonuç: Genel olarak tarım ve hayvancılığa dayalı bir yaşam biçimine sahip olduğu düşünülen Karagündüz Ortaçağ toplumunun beslenme rejimini, genellikle iyi öğütülmüş, fakat biraz lifli ve sert besinler oluşturmaktadır.
Midyat Aktaş Mevkii iskeletleri, 2013 yılında Mardin ili Midyat ilçesi Aktaş Mevkii Mor Hobil-Mor Abrohom manastırının kuzeyinde yer alan ve Roma Dönemine tarihlendirilen dört adet oda mezardan ele ...geçirilmiştir. Çalışmanın amacı, Midyat, Aktaş Mevkii Bizans Dönemi bireylerinin diş, üst ve alt çenelerine ait patolojileri incelenerek, bireylerin yaşam biçimi, ağız sağlığı, beslenme alışkanlıkları ve demografik yapısını tahmin etmektir. Çalışmada, Midyat, Aktaş Mevkii oda mezarlardaki 319 adet üst ve alt çenelerinden elde edilen veriler kullanılmıştır. Sonuç olarak, toplumda 319 adet birey olduğu (% 9,09’u bebek, % 20,06’sı çocuk, % 5,64’ü kadın, % 14,42’si erkek, % 50,78’i cinsiyeti bilinmeyen) saptanmıştır. Aktaş Mevkii bireylerinin diş ve çene patolojileri, % 6,19’u çürük, % 9,29’u apse, % 42,95’i ölüm öncesi diş kayıplarından oluşmaktadır. Toplumun beslenme diyetinin hayvansal proteine yönelik olduğu söylenebilir.
Amaç: Bu
çalışmanın amacı dişsiz mandibular molar ve premolar bölgelere bilgisayar
ortamında planlama programı kullanılarak konik ışınlı bilgisayarlı tomografi
(KIBT) görüntüleri üzerinde ...yerleştirilen implantların sebep olduğu lingual
perforasyon prevalansının değerlendirilmesi ve kretin morfolojik yapısı ile
lingual plakanın perforasyon riski arasındaki ilişkinin belirlenmesidir.Gereç ve Yöntemler: İzmir
Katip Çelebi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi arşivindeki KIBT görüntüsü
alınmış hastalardan 543’ünün tomografi görüntüleri tarandı ve dahil edilme
kriterlerine uyan 107 hastanın görüntüleri üzerinde, Simplant®
implant planlama programı kullanılarak 179 adet sanal implant yerleştirildi. Kretler
kesitlerine göre P tipi, C tipi ve U tipi olmak üzere 3 gruba ayrıldı.
Panoramik radyografide inferior alveolar kanala 2 mm uzaklıkta olacak şekilde
uzunlukları hesaplanan dental implantların lingual kemikle olan ilişkisi
değerlendirildi.Bulgular: Lingualde
oluşan perforasyonların büyük çoğunluğu U tipi kretlerde (%87.5) görülürken,
perforasyon riskinin 8 mm uzunluktan sonra arttığı görülmüştür. C tipi
kretlerde dört (% 8.3) implantda perforasyona rastlanırken, P tipi kretlerde
14mm uzunlukta sadece iki (% 4.2) hastada lingual perforasyon görülmüştür.Sonuçlar: Bu
çalışmanın sonuçları implant uygulamalarında, osteotomi yapılacak alanın
anatomik oluşumlara olan komşuluğunu değerlendirmede KIBT’nin değerini bir kez
daha ortaya koymaktadır. Alt çenede, implant cerrahisi öncesi kret tepesinden
mandibular kanala olan mesafenin ölçülmesi rutin yapılan bir hazırlıktır. Bunun
yanında sagittal düzlemde mandibulanın anatomik yapısının değerlendirilmesi bu
yapılamıyorsa ameliyat sırasında kret morfolojisinin palpasyonla muayenesi
ameliyat sırasında ve sonrasında gelişebilecek komplikasyonların önlenmesi
açısından önem arz etmektedir.Anahtar Kelimeler: Alt
çene, Diş implantı, Konik ışınlı bilgisayarlı tomografi, Sublingual kanama.
Background: The aim of this study was to determine the risk of
lingual perforation related with structure of the crest and evaluate the
prevalence of lingual perforation in virtually inserted dental implants to premolar
and molar area with the using of computer aided planning program on cone beam
computerized tomography (CBCT) images.Material and Method: CBCT images of 543 patients from
the archives of Izmir Katip Çelebi University, Faculty of Dentistry were
scanned and 179 implants were virtually inserted on CBCT images of 107 patients
who met inclusion criteria using a virtual implant placement program (Simplant®).
Crests were classified according to sections as P, C and U types. Proximity of
lingual plate to implants, inserted 2 mm apart from inferior alveolar canal,
was evaluated.Results: The majority of lingual perforations were seen in
U-type crests (% 87.5) and risk of perforation tends to increase after 8 mm of
length. Four (% 8.3) perforations were
encountered in C-type crests and lingual perforation was seen in only two
(%4.2) patients in 14 mm length in P-type crests.Conclusion: The results of this study once again demonstrated the
importance of CBCT in assessing the proximity of anatomical structures to the
area of osteotomy in implant applications. The measurement of the distance from
the alveolar crest to the mandibular canal is a routine pre-implant surgery
preparation. Mandibular anatomic structure should be assessed on sagittal plane,
if it’s not possible, examination with palpation of crest structure is
important in prevention of the pre-operative and post-operative complications.
Keywords: Mandible, Dental implant, Cone Beam Computerized
Tomography, Sublingual bleeding