The Global Climate Observing System and Global Terrestrial Observing Network have identified permafrost as an 'Essential Climate Variable,' for which ground temperature and active layer dynamics are ...key variables. This work presents long-term climate, and permafrost monitoring data at seven sites representative of diverse climatic and environmental conditions in the western Russian Arctic. The region of interest is experiencing some of the highest rates of permafrost degradation globally. Since 1970, mean annual air temperatures and precipitation have increased at rates from 0.05 to 0.07 °C yr−1 and 1 to 3 mm yr−1 respectively. In response to changing climate, all seven sites examined show evidence of rapid permafrost degradation. Mean annual ground temperatures increases from 0.03 to 0.06 °C yr−1 at 10-12 m depth were observed in continuous permafrost zone. The permafrost table at all sites has lowered, up to 8 m in the discontinuous permafrost zone. Three stages of permafrost degradation are characterized for the western Russian Arctic based on the observations reported.
Two new species with forehead processes are described from the east of the European part and Western Siberia. Megalothorax processus sp. nov. has a long cuticular process extended at the tip. The ...cuticular process in M. roseus sp. nov. is formed by a group of four papillae. Two other species, M. potapovi Schneider, Porco & Deharveng, 2016 and M. sanctistephani Christian, 1998, with a "nose" in the frontal part of the head are known from the Far East of Russia and West Europe, respectively. The «noses» probably arise independently in the four species; their function is unclear. Apart from the form of the forehead processes M. processus sp. nov. differs from M. roseus sp. nov. by the shape of sensilla within sensory fields (flame-shaped vs. globular) and the absence of chaeta а0 (vs. present in M. roseus sp. nov.). Chaetotaxy of the frontal part of the head and abdomen is reduced in both species.
Amaç: Transmigrasyongömük dişlerin dental arkın diğer tarafına hareketini tanımlayan nadir bir durumdur. Bu çalışmanın amacı panoramik radyografi kullanarak transmigre maksiller ve mandibular kanin ...dişlerin prevalansını araştırmaktır.Gereç ve Yöntemler:Toplam 34.800 panoramik radyograf retrospektif olarak incelendi. Radyolojik ve klinik veriler yaş, cinsiyet, medikal anamnez, lokalizasyon, taraf(sağ-sol), unilateral veya bilateral, süt kanin dişin varlığı, ilişkili olabilecek patoloji ve tedavi protokolüne göre değerlendirildi.Bulgular:34.800 hastada 26 transmigre kanin diş saptandı (% 0.07). 25 hastanın 17'si kadın, 8 erkekti. Hastalar 15 ile 78 yaş arasındaydı (ortalama yaş 39). Transmigre kanin dişlerin 18'i mandibulada, 8'i maksillada saptandı. Transmigrasyon tek bir hasta dışındaki diğer hastalarda tek taraflı olarak gözlenmiştir. 24 unilateral transmigre kanin dişin 12’si çenenin sağ yarısında, 12'si ise çenenin sol tarafında bulundu. Hastaların 11’inde persiste süt kanin saptandı. Transmigre kanin dişlerin biri komşu diş kökünde rezorpsiyona neden olmuştu.Sonuç:Transmigre kanin dişler hem maksilla hem de mandibulada görülür. Dental arkta kanin diş görülmemesi durumunda mutlaka panoramik radyograf alınarak radyolojik inceleme yapılmalıdır. Panoramik radyografi incelemesi ile olası bir transmigrasyonun erken tespiti, komplikasyonların önlenmesine yardımcı olur.ANAHTAR KELİMELER Gömülü diş, gömülü kanin, transmigrasyon, panoramik radyografi
The territory of the Kanin Peninsula is a part of Nenets Autonomous District (the north of European Russia), and it borders on the south with the Mezen River basin. The Kanin Tundra occupies almost ...the entire area of the peninsula. The Kanin Peninsula is the most western region of traditional inhabitance of the Nenets and Izhma Komi ethnic groups. Historically, the nomadic economy of local reindeer herders was based on combination of reindeer husbandry, hunting and fishing. In this paper, different types of nomadic reindeer herding in the region in the first third of the 20th century and transformations currently occurring in the traditional economy are analyzed. The main research sources are represented by the materials of the Circumpolar Census of 1926/27 and materials of the author’s field studies. In the paper, principal components of nomadic reindeer herding in the region were studied, such as herd size and composition, migrations routes etc. Moreover, the factors determining specifics of the economic structure of the Nenets and Izhma Komi groups are analyzed, namely, the nature of interactions between the nomadic and sedentary populations of the region and the degree of orientation toward the “market” of no-madic economies. Characteristics of three basic types of the nomadic economy (hunting-and-fishing, mixed, and large herding) are given. The economic focus of households was determining the content of all elements of the traditional lifestyle. In the early 1930s, collectivization began in the region, and the nomadic reindeer husbandry started developing within collective and state farms; there existed nomadic reindeer herding. This circumstance greatly affected the no-madic economy of the region. In the early 1990s, collective and state farms were transformed into agricultural coopera-tives. Comparing the nomadic economy of the two selected periods, it is concluded that the role of the reindeer hus-bandry in the occupational structure of the Nenets and Izhma Komi groups is currently increasing due to concentration of the industry within cooperatives. At the same time, the role of other occupations (hunting and fishing) is decreasing along with the loss of the natural foundations of the nomadic economy.
Amaç: Bu çalışmanın amacı, bir Türk popülasyonunda konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (KIBT) görüntülerini kullanarak maksiller ve mandibular kanin dişlerinin kök ve kanal morfolojilerini araştırmak ...ve tespit etmektir.Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada, ortalama yaşları 14 ila 75 arasında değişen 410 kişinin (206 kadın ve 204 erkek) toplam 1640 KIBT (820 maksiller kanin ve 820 mandibular kanin) görüntüsü analiz edildi. Kök kanal morfolojisi Vertucci'nin sınıflaması kullanılarak değerlendirilmiştir. Cinsiyete göre morfoloji dağılımlarının karşılaştırılmasında ki-kare testi kullanılmıştır.Bulgular: Tüm maksiller kanin dişler tek köklüydü (n = 820, % 100). Mandibular kaninlerin çoğu tek köklüydü (% 97.8); sadece % 2.2'sinde iki kök vardı. Bu çalışmada, mandibular kaninlerdeki kanal morfolojileri sırasıyla Tip I (% 90.6), Tip II (% 2.6), Tip III (% 3.7), Tip IV (% 0.7) ve Tip V (% 2.4) olarak belirlenmiştir. Maksiller kaninlerde, Tip I % 99.9, Tip II % 0.5, Tip III % 0.5 oranında tespit edildi. Kanal morfolojisi ve kök sayıları açısından cinsiyetler arasında anlamlı bir fark bulunmadı (p>0.05).Sonuç: Türk popülasyonunda maksiller ve mandibular kanin dişlerde en sık görülen kanal morfolojisi Tip 1 idi. Tip 5, iki kanallı dişin en sık görülen kanal morfolojisi idi. İki köklü ve iki kanallı bir kanin dişin morfolojisin detaylı incelenmesiyle, köklerin aşırı madde kayıpları veya perforasyonu önlenebilir.ANAHTAR KELİMELER İnternal anatomi, kanin dişler, konik ışınlı bilgisayarlı tomografi, pulpa
An overview of the Late Pleistocene and Holocene stratigraphy of the southeastern White Sea region is presented in the paper, based upon the analysis of published data, new results, and correlation ...between marine and terrestrial archives. The Pleistocene stratigraphic record in the southeastern White Sea region begins with Mikulino Horizon, which comprises the whole MIS 5 and is composed of marine sediments – sands, sandy clays and clays – with Boreal, Arctic–Boreal and Lusitanean–Boreal microfauna and mollusc fauna, dated back at 161–77 ka. The Podporozhie Horizon in the southeastern White Sea region comprises the MIS 4 (71–57 ka) complex of marine mostly near-shore sediments. The glaciation during MIS 4 was localized, on one hand, within the Kola Peninsula. On the other hand, the glacier probably overlapped the Kanin Peninsula and the Mezen Bay, however the Gorlo Strait was not blocked and the northward river outflow was preserved. The Leningrad Horizon had been formed also in the marine sedimentation pattern during the MIS 3 (57–29 ka). However, the lack of data in the region allows us to make only the comparative analysis. The Ostashkov Horizon (MIS 2, 29–11.7 ka) is composed of the deposits of glacial paragenetic series: tills, glaciofluvial, glaciomarine, and glaciolacustrine deposits, but also comprises the deglaciation (Late Glacial) sedimentary complex including marginal tills. The Holocene stratigraphic record is subdivided into three stages – 11.7–9.5, 9.5–3.5 and 3.5–0 ka BP, and do not match with new formal stratigraphic subdivision of the Holocene series.
Çekimli vakalarda maksiller kaninlerin retraksiyonu ortodontik tedavinin esas safhalarından birisidir. Retraksiyon sonrasında kaninlerin doğru pozisyonda olmaları fonksiyon, estetik ve stabilite için ...önemlidir. Edgewise tekniğinde kaninler iki yolla retrakte edilmektedir. Birinci yöntem sürtünmeli yöntem olarak da adlandırılır, devamlı ark teli üzerinde kaninlere kuvvet uygulanması ile ark üzerinde gerçekleştirilen yöntemdir. İkinci yöntemde ise bölümlü arklar ve springler yardımıyla sürtünmesiz bir şekilde retraksiyon sağlanmaktadır. Sürtünmesiz sistem ile boşluk kapama yöntemi; bukkal segmental looplar veya retraksiyon springlerinin kullanımı yardımıyla bilinen M/F oranları oluşturmaya dayanmaktadır. Ayrıca optimum büyüklükte, nisbeten sabit ve önceden belirlenebilen kuvvetlerin salınımı öngörülmektedir. Çalışmanın amacı prefabrike Ladanyi springin, elde bükümü yapılmış olan reverse closing loop ile kıyaslanması, ankraj dişler ve kaninler üzerinde meydana gelen değişimleri değerlendirmektir. Çalışmaya yaşları 12,51-16,94 yıl arasında ortalama 15,82 yıl olan 9 kız, 3 erkek toplam 12 hasta dahil edilmiştir. Prefabrike Ladanyi spring hastaların sağ taraflarına, reverse closing loop ise sol tarafına yerleştirilmiştir. Seanslar 4 haftada bir yapılmıştır. Her hastadan referans telleri yerleştirilerek sefalometrik radyograflar alınmıştır. Periyotlara göre sağ ve sol fark karşılaştırılmasında 2-bağımsız örnek testi Mann-Whitney U analizi, periyotlar arası kıyaslama için Friedman testi kullanılmıştır. Çalışmamızda kanin retraksiyonu Ladanyi tarafında 5,15±0,75 ay devam etmiştir. Kanin retraksiyonu sonrasında molar dişlerde ankraj kaybı, sellanasion düzlemine göre kaninlerde intruzyon-molarlarda ekstruzyon ve overjette spontan düzelme gözlenmiştir. Ayrıca kaninlerde distale devrilme, molarlarda meziale devrilme gözlenmiştir.
The recent intensification of energy resource exploration and human activities in the Barents Sea (BS) requires a more thorough assessment of the natural and anthropogenic impact of hydrocarbons on ...the environment. We analyzed a wide set of sensitive indicators, including hydrocarbon molecular markers and organic matter (OM) maturity parameters in the Holocene sediments from three regions of the BS: the Kola-Kanin Monocline (KKM), the Svalbard shelf, and the Shtokman gas-condensate field (GCF). An increase in pyrogenic polycyclic aromatic hydrocarbons toward the core surface traces the intensification of anthropogenic contamination in the KKM region during last century. An input of highly mature OM from the eroded coal rocks of Barentsburg were confirmed by comparison of biomarker distribution in sediments and coals. An increase in biogenic hopanes and hopenes content down-core, and a crude-oil stage of OM maturity in surface sediments of the Shtokman GCF attests to hydrocarbons migration from subsurface strata.
•Recent sediments from Svalbard Shelf, Shtokman and Kola-Kanin Monocline areas studied•Significant variation in hydrocarbons genesis in the Barents Sea sediments detected•Svalbard sediments show the highest level of organic matter maturity.•In the Shtokman area, molecular marker distributions indicated hydrocarbon migration•Sediment PAH composition of Kola-Kanin Monocline suggested anthropogenic impact.
In the Trollfjord–Rybachy–Kanin fault zone, the major convergent suture between the East European and West Arctic platforms, on the isthmus of Cape Vestnik located between the Sredny and Rybachy ...peninsulas, in the Riphean terrigenous sequence, massifs of disintegrated granitoids have been identified, primarily belonging to the Archean crystalline basement and which subsequently underwent tectonic extrusion to the upper horizons in the form of protrusions. Petrographic studies of disintegrated rocks from the Vestnik granitoid massif and the surrounding rocks indicate their high permeability and porosity in shattering zones. The positive Eu anomaly and decrease in content of light rare earth elements indicates the reducing nature of the fluids that affected disintegrated rocks, contributing to their formation under decompression conditions. The buried massifs of disintegrated granites may have reservoir properties. U–Pb and Sm–Nd isotopic studies of disintegrated plagiogranites with a model age of 2966 Ma has made it possible to correlate them with the rocks from the Murmansk block of the Baltic Shield. According to Sm–Nd data, the dolerite dike that cuts the plagiogranite massif has an age of 1333 ± 160 Ma (Middle Riphean) on pyrite and plagioclase, which corresponds to fragmentation of the basement at the initial continental rifting stage, which led to the formation of the White Sea paleorift system. East of Cape Vestnik, within the water area of the Barents Sea, a chain of linear–arched contrasting negative anomalies has been recorded in the gravity field. They are interpreted with high probability as reflections of the plate-shaped massifs of disintegrated granitoids included in the Riphean sedimentary sequence along the Trollfjord–Rybachy–Kanin shear zone, which may suggest a promising hydrocarbon potential of this zone under certain conditions.
PDF
