Mnogobrojne predaje i legende koje tvore tzv. martinski legendarij,
posebno važan u irskoj i francuskoj srednjovjekovnoj književnoj
baštini, imaju svoje ishodište u pretkršćanskom vremenu, a u nekim
...elementima dotiču daleka keltska vjerovanja i rituale. Rasprava ima
za cilj otkrivanje nekih elemenata keltske mitologije koji su
izravno ušli u tradiciju slavljenja sv. Martina na Zapadu, te odraz
istih elemenata u hrvatskoj martinskoj tradiciji.
Bu çalışma 60 ay ve üzeri okul öncesi çocuklarının en sık kullandıkları ilk 1000 kelime ile derlem temelli çeşitli listeleri karşılaştırarak, okul öncesi çocuklarının dil edinim sürecinde ...kullandıkları kelimelerin bu listelerden ne ölçüde farklılaştığını ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Çocukların kelime hazinesini tespit etmek için sekiz hafta süreyle etkileşimli okuma yöntemiyle kitap okunmuş, çocuklar konuşturularak söyledikleri her söz kayıt altına alınmış ve kelime havuzu oluşturulmuş böylece sıklık listesi elde edilmiştir. Bütüncül çoklu durum deseni kullanılan çalışmada okul öncesi çocuklarının kelime sıklık listesi ile genel bir derlem olan A Frequency Dictionary of Turkish’in, Hedef Kelime Listesi’nin, çocuk kitaplarının, 1. Sınıf Türkçe ders kitabının ve ilkokul öğrencilerinin ilk 1000 kelimesi karşılaştırılmıştır. Araştırmanın sonucunda okul öncesi çocuklarının ilk 1000 kelimesi ile A Frequency Dictionary of Turkish’in ilk 1000 kelimesi ve 1. Sınıf Türkçe Kitabının ilk 1000 kelimesi arasında farklılaşma oranının daha fazla; Hedef Kelime Listesi, çocuk kitapları ve ilkokul öğrencilerinin ilk 1000 kelimesi arasında farklılaşma oranının daha az olduğu tespit edilmiştir.
The aim of this study, comparing 60 months and older pre-schoolers’ first most frequently used 1000 words with various corpus-based lists, is to reveal the extent to which the words used by preschool children in the language acquisition process differ from these lists. To determine the vocabulary levels of the children, interactive reading method was applied for eight weeks, any vocabulary produced by the children was recorded, a word pool was created, and thus a frequency list was obtained. In the study in which a holistic multi-case design was used, the frequency list of preschool children and the first 1000 words of A Frequency Dictionary of Turkish, which is a general corpus, the first 1000 words of Target Word List, the first 1000 words of a children's book, the first 1000 words of 1st grade Turkish textbooks, and the first 1000 words of primary school students were compared. As a result, the rate of differentiation between the first 1000 words of preschool children and the first 1000 words of the A Frequency Dictionary of Turkish, and the first 1000 words of the 1st Grade Turkish Book was found to be quite high while it was seen that there was less differentiation between the Target Word List, children's books, and the first 1000 words of primary school students.
Uzayı keşfetme arzusu ile uzay teknolojilerinin gelişmesi birçok şirketi uzay ve uzayda bir hayat kurabilme üzerine çalışmalar yapmaya itmektedir. Uzay çalışmalarının oldukça maliyetli olduğu ...düşünüldüğünde bu maliyetlerin karşılanması için turizm oldukça önemli bir gelir kapısı olabilmektedir. Uzay turizmi henüz pahalı ve yaygınlaşmamış olması sebebiyle çok az kişi tarafından deneyimlenen ancak gün geçtikçe daha fazla kişi tarafından deneyimlenmek istenen bir turizm çeşidi olduğu görülmektedir. Bu araştırmanın amacı potansiyel turistlerin uzay turizmine yönelik algılarını metafor yöntemi ile belirlemektir. Araştırma kapsamında potansiyel turistlere uzay turizmine ilişkin algılarını hangi metafor aracılığıyla açıklamakta oldukları sorulmuştur. Veri toplamak için “Uzay turizmi…………gibidir. Çünkü………” ifadesinin yer aldığı anket formu kullanılmıştır. Toplam 104 potansiyel turistten elde edilen cevaplar kodlanarak, söz konusu kodların ortak özellikleri ve gerekçeleri dikkate alınarak kategorilere ayrılmıştır. Bu kategoriler: Öğrenme, gizem, duygu, olumsuz, yeni yaşam alanları ve kurgu olmaktadır. Katılımcıların cevaplarına yönelik kodlamalar ve kategorilendirmelerden sonra kategorilerde yer alan kodlar “WordArt” kelime bulutu programı ile görselleştirilmiştir.
Bu çalışma, ilköğretim ikinci sınıf öğrencilerinin deyim öğrenebileceği düşünülerek hazırlanmıştır. Ana dili öğretiminde, kelime ve deyim öğretimi için çoğunlukla geleneksel yöntemler ...kullanılmaktadır. Geleneksel yöntemlerin dışında yöntem ve tekniklerle deyimlerin erken yaşlarda öğrenilebileceği varsayımından hareketle görseller ve tahkiyeli metinler aracılığıyla ilköğretim ikinci sınıf öğrencilerine deyim öğretme çalışmanın amacını oluşturmuştur. Bu amaçla deneysel yöntem tercih edilerek Kırıkkale ili Merkez ilçesinde rastgele seçilen bir okulun ikinci sınıf öğrencilerinden deney ve kontrol grubu oluşturulmuştur. Çalışmada programda yer alan “Dünyamız ve Uzay” teması ile alakalı 15 deyim ve “Hayvanlar”ın yer aldığı 15 deyim Metin Yurtbaşı‟nın “Deyimler Sözlüğü”nden seçilmiştir. Bu deyimlerin bilinip bilinmediğini belirlemek için ön test uygulanmıştır. Ön test sonucunda öğrencilerin deyimleri bilmedikleri ortaya çıkmıştır. Bir derste beş deyim öğretileceği planlanarak 6 metin yazılmıştır. Bu metinler için uzman görüşü alınmıştır. Seçilen deyimler deney grubunda kullanılmak üzere bir uzman tarafından deyimin anlamına ve hikâyede geçtiği duruma uygun olarak resmedilmiştir. Deney grubunda görseller ve hikâyeler aracılığı ile öğretim yapılırken kontrol grubunda geleneksel yöntem izlenmiştir. Çalışma sonunda ikinci sınıf düzeyindeki öğrencilerin deyim öğrenebildiği ortaya çıkmıştır. Görsellerin kullanıldığı deney grubunda öğrenme yüzdesi çok yüksektir. Bu çalışma ile kelime öğretimine başlandığı andan itibaren deyim de öğretilebileceği ortaya konmuştur. Kelime ve deyim öğretiminde kullanılan teknik ve tekrarın önemli olduğu belirlenmiştir.
Eğitim, ulaşım, adalet, sosyal güvenlik, savunma vb. toplumun bütününü ilgilendiren ve bireylerin tek başına çözemedikleri sorunlar konusunda devletin ve ona bağlı kurumların sorunun çözümü için ...geliştirdikleri ve uyguladıkları kamu politikaları, toplumsal gelişimin temelini oluşturmaktadır. Kamu politikalarının gelişiminde siyasi iktidarlar ve kamu kurumları başta olmak üzere parlamento, üniversiteler ve bilimsel araştırma kuruluşları, meslek kuruluşları, sendikalar sivil toplum örgütleri gibi toplumun bütün kesimleri rol oynamaktadır. Kamu politikalarının gelişiminde en önemli rolü hiç kuşkusuz medya/sosyal medya oynamaktadır. Sorunun saptanması ve halkın taleplerinin gündeme getirilmesi, kamuoyunun oluşumu, politikaların saptanması ve uygulanması süreçlerinde birey, toplum ve çıkar grupları ile iktidar arasındaki iletişimi medya/sosyal medya sağlamaktadır. Medya/sosyal medya ne kadar özgür ve bağımsız olursa birey ve toplumla siyasi erk arasındaki ilişki o kadar sağlıklı gelişecektir. Ancak gerek siyasi erk, gerekse toplumdaki çıkar grupları, medyayı kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak, kamu politikalarının oluşumunu kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmektedir. Bu da kamu politikalarının sağlıklı gelişimini engellemektedir. Kamu politikalarının oluşumu ve uygulamalarında medya/ sosyal medyanın rolü konulu bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde kamu politikalarının gelişimi, kamu politikasının gelişimini etki eden faktörler ve kamu politikalarının aşamaları ele alınmıştır. İkinci bölümde medya/sosyal medyanın tarihsel süreç içerisindeki gelişimi irdelenmiştir. Üçüncü bölümde ise kamu politikalarının gelişiminde medya/sosyal medyanın rolü araştırılmıştır.
Çocukları hayata ve üst öğrenime hazırlayan ilkokul eğitimi temel nitelikte olması vasfıyla önemlidir. İlkokulda verilen Görsel sanatlar eğitimi çocuğun ilerleyen süreçte görsel sanatlara yönelik ...ilgi ve tutumunu belirleyecek niteliktedir. Ayrıca çocuğun yaratıcı yönünü tetikleyecek ilk eğitimler bu süreçte verilmektedir. Görsel sanatlar eğitimi ilkokullarda sınıf öğretmenleri tarafından gerçekleştirilmekte dolayısıyla sınıf öğretmenlerinin Görsel Sanatlar dersine yönelik öz yeterlilikleri önem kazanmaktadır. Görsel sanatlar dersine yönelik öz yeterliğe sahip sınıf öğretmenleri, öğrenciler için dersi sıkıcı verimsiz olmaktan çıkaracak, çocukların yaratıcı yönlerini sağlıklı uyarımlar da bulanacaktır.Araştırmanın amacı, Sınıf öğretmenlerinin Görsel Sanatlar dersine yönelik öz yeterliklerini tespit etmek ve bu düzeylerin cinsiyet, mesleki kıdem yılı, mezun olunan fakülte gibi bağımsız değişkenler tarafından etkilenip etkilenmediğini güncel verile ışığında tespit etmektir. Araştırma yapılış yöntemine göre tarama modelindedir. Veri toplanmasında anket yöntemi kullanılmıştır.Araştırma sonucunda sınıf öğretmenlerinin görsel sanatlar dersine yönelik öz yeterliklerinin iyi düzeyde olduğu, genel olarak kendilerine güvendikleri ve görsel sanatlar dersi konusunda kendilerini yeterli gördükleri belirlenmiştir. Araştırma sonucunda sınıf öğretmenlerinin öz yeterlilik düzeylerinin cinsiyete, mezun oldukları fakülteye ve mesleki kıdem yılına bağlı olarak anlamlı düzeyde farklılık göstermedikleri görülmüştür.
Bu araştırmanın amacı, ortaokul öğrencilerinin iklimle ilgili kavramlara yönelik bilişsel yapılarını kelime ilişkilendirme testi (KİT) aracılığıyla belirlemektir. Tarama modeline göre tasarlanan ...araştırmanın çalışma grubunu iki devlet ortaokulunda okuyan ve kolay ulaşılabilir örnekleme yoluyla seçilen 174 öğrenci (90 kız, 84 erkek) oluşturmaktadır. KİT formunda öğrencilere iklimle ilgili yağış, bitki örtüsü, hava durumu ve sıcaklık kavramları verilmiştir. Elde edilen veriler, betimsel analize tabii tutulmuştur. Araştırmanın sonuçları, öğrencilerin iklimle ilgili kavramları doğru bir şekilde ilişkilendirdiklerini ve konuyla ilgili yeterli bilgilere sahip olduklarını göstermiştir. Böylece öğrencilerin sosyal bilgiler kavramlarıyla ilgili bilişsel yapılarının belirlenmesinde KİT’lerin kullanılabileceği bir kez daha ortaya koyulmuştur.
The present research aims to determine the cognitive structures of middle school students regarding climate-related concepts through the Word Association Test. For revealing the cognitive structures of middle school students regarding climate-related concepts, the survey model was employed in the study. The working group of the research consists of 174 students (90 females, 84 males) attending two public middle schools and selected through convenience sampling method. Students were given four key concepts of climate (precipitation, vegetation, weather condition, and temperature). The obtained data were analyzed to descriptive analysis. The WAT results showed that the students correctly associated the concepts related to climate and had sufficient knowledge about the subject. Thereby, once again, it has been demonstrated that using WATs in social studies courses can be beneficial, especially in revealing students’ cognitive structures regarding abstract concepts.