Der Überläufer (The Turncoat, 2016) waited for sixty-five years before being published, two years after the death of its author, Siegfried Lenz. The novel had been submitted to the Hoffmann und Campe ...publishing house as early as 1951, but its content was considered unsuitable for post-war Germany, which was attempting to rise again from the ruins of more recent history by erasing its most controversial aspects. Particularly problematic were the issues related to the double desertion of the protagonist, who betrays his German comrades at the end of World War II and then refuses to yield to the oppressive system of Soviet rule in the GDR. As a member of the Group 47, which fell under American censorship in 1967, Lenz shared the Frankfurt School’s admonition to reflect on history and individual and community responsibilities in the reconstruction of a freer and more democratic Germany, refusing to give in to the publisher’s demands and preferring, on the contrary, to forego publication.
İletişim, duygu ve düşüncelerin paylaşımı açısından sosyal bir varlık olan insan için en önemli araçlardan biridir. Çünkü insan ilişkilerinin tümü iletişimle gerçekleşir. Bugün iletişim, iletişim ...teknolojileri sayesinde geçmişe nazaran daha kolay ve hızlı olmaktadır. Fakat buna rağmen geçmişten günümüze iletişim bir sorun olmaya devam etmektedir. Çünkü insanlar iletişim esnasında birtakım hatalar yapmaktadır ve bu hatalarını görememektedir. Bu yüzden de iletişimde sorunlar yaşamaktadır. İletişimde yapılan hatalar bireylerin çatışmalarına, mutsuz olmalarına yol açar ve psikolojilerini etkiler. Çatışmalara yol açan başlıca etkenler kişilerin kültür seviyesi, yetişme ortamı, kuşak farkı, yaşı, ekonomik durumu ve kişilerin psikolojisi olarak gösterilebilir. Oysa sağlıklı iletişim, kişilerin ve toplumun huzuru için çok önemlidir.Alman Edebiyatı'nın savaş sonrası ve günümüz yazarlarının en önemlilerinden olan Siegfried Lenz, eserlerinde toplumda var olan sorunları ve ikili ilişkilerden doğan çatışmaları ele almıştır. Her zaman ezilen insanın tarafında olmuştur. Lenz, sadece roman değil kısa öyküler, radyo oyunları, tiyatro için oyunlar da yazmıştır. Birçok eseri olan Lenz, kısa öykülere özel bir ilgi duymuştur; çünkü öyküler kişilerin iletişim kurmasında birbirini anlamasına yardımcı olur. Öyküler, kişinin önyargısız olarak öykülerdeki kahramanlara ve olaylara odaklanmamızı sağlar. Kişi öyküdeki kişiyle kendini bağdaştırır, kendine bir pay çıkarır ve kendinde göremediği hataları öykü sayesinde dışarıdan bir gözle görür. Böylece kişi düşünür ve ders alır. Ayrıca öyküler dünyanın neresinde olursanız olun benzerlik gösterirler. Kültür ile birlikte dil, bu benzerliğin oluşmasına katkı sağlar. Bu yüzden öyküler insan hayatında önemli bir yer tutar.Bu çalışmada, 20. yüzyıl Alman Edebiyatı'nın en önemli yazarlarından olan Siegfried Lenz'in kısa öykülerinde kadın-erkek, aile-çocuk ve hükümet-vatandaş arasında geçen iletişimsizlik konusu ele alınarak, kişiler arası iletişime engel olan hataların neler olabileceği gösterilmeye çalışılacaktır.
Karşılaştırma kavramını bilimsel bir metot olarak incelendiği bu çalışmada, karşılaştırma kavramının bilim adamları ve komparatistler tarafından verilen tanımları üzerinde durularak bu kavramın ...tarihsel süreç içerisindeki değişimi ve gelişimi irdelenmeye çalışılmıştır. Kullanım alanı yalnızca edebiyat ile sınırlı olmayan bu kavram, sosyoloji, felsefe, resim, müzik, güzel sanatlar gibi edebiyat ile ilgili olan diğer alanlarda da oldukça önemli bir yer edinmiştir.Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi alanında yapılan çalışmaların, son yıllarda önemli bir yer edindiği görülmektedir. Bu bağlamda değerlendirilecek olursa, 20. yüzyıl Alman Edebiyatının en önemli temsilcileri arasında yer alan Çek asıllı Franz Kafka ile günümüzde yaşamını sürdüren Alman asıllı Siegfried Lenz’in belirli eserlerindeki baba motifini ne şekilde ele aldıkları, aynı zaman diliminin farklı dönemlerinde yaşamını sürdürüp eserler veren iki yazarın bakış açıları ve düşünceleri göz önünde bulundurularak karşılaştırması yapılmıştır. Bu anlamda, 20.yüzyıl dönemine hakim olan temel düşünce ile birlikte aynı motifin farklı yazarlar tarafından ele alınış biçimindeki benzerlikleri ve farklılıkları değerlendirilmiştir.Günümüzde oldukça önemli bir yere sahip olan karşılaştırmalı edebiyat kavramı, kullanım alanları ve hangi yöntem ve metodlar ile birlikte kullanıldığı, bu kavramın edebiyat bilimindeki yeri ve önemi, Siegfried Lenz ve Franz Kafka’nın adı geçen eserleri esas alınarak örneklerle açıklanmıştır.Çalışmamızın son bölümünde, Franz Kafka ve Siegfried Lenz’in eserleri baba motifi açısından değerlendirilerek bu motifin her iki yazarın ele alış biçimindeki benzer ve farklı noktaları incelenmiş ve uygulamalı bir karşılaştırma örneği sunulmuştur.Sonuç olarak, aynı dönemin farklı zaman dilimlerinde yaşamını sürdüren her iki yazarın da eserleri, döneme damgasını vuran düşünceler göz önünde bulundurularak karşılaştırılmış, aynı motifin her iki yazar tarafından yapılan değerlendirilmesindeki benzer ve farklı noktalar vurgulanmak istenmektedir.
For Siegfried Lenz the act of writing requires the use of language to bare or to strip the world. The importance of details for the visual element, especially as it pertains to photography, in Lenz's ...work is discussed.
Arnes Nachla(ss) Adams, Jeffrey
World Literature Today,
07/2000, Letnik:
74, Številka:
3
Book Review
Recenzirano
Siegfried Lenz. Arnes NachlaB. Hamburg. Hoffmann & Campe. 1999. 2o8 pages. DM 29.90. ISBN 3-455-04289-9. t the beginning of this tersely written short novel, the titular legacy appears to consist of ...a few insignificant personal belongings left behind by an emotionally fragile teenager who has recently died under mysterious circumstances.