Bu çalışmada, fen öğretiminde yaygın olarak kullanılan 5E öğretim modeli temelli öğretimin hafif düzey zihinsel yetersizliği olan öğrencilere kavram öğretimi üzerine etkisi araştırılmıştır. Çalışma ...grubunu, ortaokul altıncı sınıfta öğrenim gören hafif düzey zihinsel yetersizlik tanılı üç kaynaştırma öğrencisi oluşturmaktadır. Bu çalışmada fen bilimleri dersi altıncı sınıf “Madde ve Isı” ünitesinde bulunan “Maddenin tanecikli ve boşluklu yapıda olduğunu ifade eder.” kazanımına odaklanan ve 5E öğretim modelini temel alan ders planı hazırlanmıştır. Ders planı hazırlanırken alanyazına bağlı ihtiyaçlar ile öğretmen, öğrenci ve veli görüşmeleri sonucunda ortaya çıkan ihtiyaçların yanı sıra farklı öğretim yöntem-tekniklerine de yer verilmiştir. Araştırmada öğrenci ihtiyaçları ve farklı öğretim yöntem-teknikleri dikkate alınarak hazırlanan 5E öğretim modeli temelli öğretimin öğrencilere kavram öğretiminde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Görme yetersizliği olan öğrenciler gören akranlarıyla aynı zihinsel yetenek yelpazesine sahiptirler. Fakat görme yetersizliği olan öğrenciler görme duyusunu yeterince kullanıp bilgiyi işleyemediği ...için özellikle görsel temaların baskın olduğu derslerde akademik başarısızlık yaşarlar. Görme yetersizliği olan öğrencilerin en çok zorlandığı derslerden biri fen bilimleri dersidir. Çünkü bu ders çok fazla görsel materyal içermektedir. Bu çalışmada görme yetersizliği olan öğrencilerin haptik duyularını öne çıkaran dokunsal dokümanlarla ses yalıtımı kavramını öğrenebilmeleri amaçlanmıştır. Çalışma bir devlet görme engelliler ortaokulunda uygulanmış ve hazırlanan etkinliğe görme yetersizliği olan (kör) 4 öğrenci katılmıştır. Etkinlik boyunca tüm öğrencilerin aktif katılım gösterdiği gözlenmiştir. Genel anlamda öğrenciler etkinliğin eğlenceli, öğretici ve hedeflenen kavramın öğretimine uygun olduğunu ifade etmişlerdir.
Gösterişçi tüketim, tüketici davranışlarının en eski konularından bir tanesidir. Veblen’den günümüze araştırmacılar; kişilerin, arzuladıkları kimliklere ve karakterlere seçtikleri ürünlerle ...ulaştıklarını söylemektedir. Bu çalışmada; tüketicilerin gösterişçi tüketimleri, Veblen’in Aylak Sınıfın Teorisi bağlamında ele alınarak, kuşaklar arası bir kıyasa gidilmiştir Araştırmanın amacı, gösterişçi tüketimin temel motivasyonlarını ve bu motivasyonlar arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak, bu yapının kuşaklara göre değişimini anlamaktır. Araştırma kapsamında; online ve yüz yüze anket yöntemleri ile 20 Temmuz- 15 Ekim 2019 tarihleri arasında 477 kişiden anket toplanmıştır. Elde edilen veriler; kikare analizi, frekans analizi, bağımsız t-testi, MANOVA testi, keşfedici faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizi ve yol analizleri kullanılarak, SPSS ve AMOS paket programları yardımıyla analiz edilmiştir. Yapısal eşitlik modellemesi ile tüketicilerin sosyal kabul ihtiyacının ve statü arayışının gösterişçi tüketimlerini pozitif yönde etkilediği; prestij duyarlılıklarının ise gösterişçi tüketimlerini negatif yönde etkilediği belirlenmiştir. Gösterişçi tüketim eğiliminde tüketicilerin cinsiyeti ve gelirine göre anlamlı bir farklılık görülmezken yaş değişkenine ilişkin anlamlı sonuçlar elde edilmiştir. Araştırmanın sonuçları, ulaşılan bulgular çerçevesinde tartışılmış, araştırmacılara ve uygulamacılara birtakım öneriler sunulmuştur.
Hisse senedi getirilerindeki değişimi açıklayan faktörlerin neler olduğunun ortaya koyulması, finans literatüründeki önemli araştırma konuları arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, Fama ve French, ...piyasa, büyüklük ve değer faktörlerinden oluşan üç faktörlü varlık fiyatlama modeline (FF3F), kârlılık ve yatırım faktörlerini de ekleyerek beş faktörlü bir varlık fiyatlama modeli (FF5F) geliştirmişlerdir. Bu model, ABD başta olmak üzere, çeşitli gelişmiş ülke piyasalarında test edilmiş ve modelin getirilerdeki değişimin açıklanmasındaki başarısı kanıtlanmıştır. Ancak bu modelin, gelişmiş ülke piyasalarından farklı dinamiklere sahip olan gelişmekte olan ülke piyasalarında geçerli olup olmadığı ile ilgili araştırmalarda eksiklikler vardır. Bu çalışmada, Türkiye hisse senedi piyasası için, FF5F’nin geçerli olup olmadığının incelenmesi ve FF5F’nin CAPM ve FF3F başta olmak üzere diğer alternatif modellere göre ne kadar başarılı performans gösterdiğinin test edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, Ocak 2005 - Haziran 2017 tarihleri arası 150 aylık dönemde, 18 adet kesişim portföyünün getirileri üzerinden analizler yapılmıştır. Regresyon analizlerinden elde edilen sabit terimlerin mutlak değerlerinin ortalaması, ortalama düzeltilmiş R2 değerleri, GRS–F test istatistik ve p-değeri sonuçları değerlendirildiğinde, FF5F’in Türkiye hisse senedi piyasasında diğer alternatif modellerden daha iyi performans gösterdiği bulgusuna ulaşılmıştır.
Tradicionalna teorija zaštite na radu imala je važnu ulogu u promicanju razvoja zaštite na radu. Njegova uporaba učinkovito je smanjila broj stradalih i spasila tisuće života. Međutim, pokazalo se da ...je "efekt marže" postajao sve očitiji. Svjetska statistika pokazuje da je broj nesreća na radnom mjestu pao na određenu razinu i da se više ne može svesti na nulu. To znači da je potrebno u teoriji tražiti nove metode koje bi pomogle smanjiti broj nesreća. Pregled najnovijih članaka s ovog područja pokazuje nove trendove u razvoju zaštite na radu.
Kinesko istraživanje proučavalo je blagodati Analize sigurnosti na radu (JSA) u građevinskoj industriji. Podaci povezani sa sigurnošću (SRD) važni su čimbenici za donošenje sigurnosnih odluka (SDM) u tvrtki.
Sustavni pristup procjeni rizika u području zaštite na radu povezan je s novim postupkom utvrđivanja čimbenika rizika zajedno s mjerenjem utjecaja tih čimbenika. Za težinu čimbenika u štetnim događajima koristi se višekriterijski model za analizu analitičke hijerarhije.
Korištenjem odgovarajuće obrade velikih podataka može se postići učinkovitije predviđanje kriznih događaja koji dovode do nesreća na radu.
Kamu mali yönetimi, 1980 sonrası Türkiye’de kamu idarelerinin yeniden yapılandırılması sürecinde hayata geçirilen reformun ana unsurlarından birisidir. Kamu mali yönetimi sistemiyle kamusal ...faaliyetlerde, hesap verilebilirlik, şeffaflık, yönetişim ve mali disiplin sağlanması gibi amaçlar öngörülmektedir. Yeni sistemde gelir tahminlerinin isabetli yapılması ise politika yapıcılara yol göstermesi açısından önemli hale gelmiştir. Bu çalışmada, Türkiye’deki vergi gelirlerinin tahmininde yeni geliştirilmiş bir model olan çok değişkenli gri tahmin modeline başvurulmuştur. Gri sistem teorisinin bir modeli olan bu model, istatistiksel varsayımlara ihtiyaç duymadan çok sayıda değişkenle tahmin yapılmasını sağlamaktadır. Bu modelin örneklem setinde bağımlı değişken olarak vergi gelirleri, bağımsız değişkenler olarak gelir, mülkiyet, dâhilde alınan mal ve hizmet vergileri ile dış ticaret üzerinden alınan vergiler kullanılmıştır. Örneklem setinin 2006-2016 dönemine ait verileri çok değişkenli gri tahmin modelinin simülasyonunda, 2017-2019 dönemine ait verileri ise modelin tahmininde değerlendirilmiştir. Deneysel sonuçlara göre, gri tahmin modelinin hem simülasyon hatalarının hem de tahmin hatalarının oldukça düşük olduğu görülmüştür. Bu sonuçların, vergi gelirlerinin tahmininde anlamlı ve etkin bir tahmin modeli oluşturulmasına temel sağlayacağına inanılmaktadır.
Public finance management is one of the main elements of the reform that was implemented after 1980 in Turkey. The objectives such as accountability, transparency, governance, and fiscal discipline in public activities are envisaged with the public finance management system. In the new system, accurate estimations of income have become important in terms of guiding policymakers. In this study, a new multivariable grey prediction model was used to predict tax revenues in Turkey. This model, which is a model of the grey system theory, enables prediction with many variables without the need for statistical assumptions. In the sample set of this model, tax revenue was used as dependent variable, income taxes, property taxes, domestic taxes on goods and services, and taxes on foreign trade were used as independent variables. The data for 2006-2016 period were evaluated in the simulation of the model, and 2017-2019 period were evaluated in the prediction of the model. According to the experimental results, it was seen that both the simulation errors and the prediction errors of the grey prediction model were quite low. It is believed that these results will provide the basis for a meaningful and effective model for predicting tax revenues.
Bu araştırmada, akademik tartışma modelinin 8. sınıf öğrencilerinin konuşma kaygılarına ve sözlü anlatım öz yeterlik algılarına etkisini incelemek amaçlanmıştır. Araştırmada, karma araştırma yöntem ...desenlerinden biri olan açımlayıcı sıralı desen kullanılmıştır. Bu bağlamda araştırmanın nicel boyutunda, “ön-test ve son-test kontrol gruplu” yarı deneysel desene; nitel boyutunda ise olgubilim desenine başvurulmuştur. Araştırmanın çalışma grubunu 49 öğrenci oluşturmaktadır. Bu öğrencilerden 24’ü deney grubunda, 25’i ise kontrol grubunda yer almaktadır. Araştırmanın nicel verileri, Gündüz (2020) tarafından geliştirilen “Konuşma Kaygısı Ölçeği” ve Demir (2020) tarafından geliştirilen “Sözlü Anlatım Öz Yeterlik Algısı Ölçeği” ile; nitel verileri ise araştırmacılar tarafından hazırlanan “Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu” ile toplanmıştır. Araştırmanın nicel veri analizinde, SPSS 20 analiz programı kullanılarak t-Testi ve iki yönlü ANOVA yapılmış; nitel veri analizinde ise NVivo 12 analiz programına başvurulmuştur. Araştırmanın sonuçlarına göre akademik tartışma modeliyle ders işlenen deney grubu öğrencilerinin, mevcut programla ders işlenen kontrol grubu öğrencilerine göre konuşma kaygılarının anlamlı derecede düştüğü, sözlü anlatım öz yeterlik algılarının ise anlamlı derecede arttığı gözlemlenmiştir. Ayrıca öğrencilerle yapılan görüşmeler sonucunda öğrenciler, bu tartışma modeliyle işlenen derslerden sonra konuşma özgüvenlerinin arttığını, konuşma kaygılarının düştüğünü, daha güçlü iletişim kurabildiklerini, birbirlerine daha saygılı olduklarını, etkili konuşabildiklerini belirtmişlerdir.
Bireylerin sanal tur kullanım niyetini etkileyen faktörlerin Teknoloji Kabul Modeli’ne güven dış değişkeni eklenerek geliştirilen bir modelle belirlenmesi amaçlanmaktadır. Veriler mobil internet ...kullanıcısı olan ve en az bir kere sanal tur uygulamasını kullanmış olan 511 kişiden çevrimiçi anket yöntemi ile toplanmıştır. Verilerin tanımlayıcı istatistikleri, güvenilirlik analizi için IBM SPSS Statistics 21 paket programı kullanılmıştır. Yapısal Eşitlik Modeli için AMOS 21 paket programı kullanılarak analiz gerçekleştirilmiştir. Analiz sonuçlarına göre; güvenin algılanan kullanım kolaylığı ve algılanan fayda üzerinde anlamlı ve pozitif yönde bir etkisinin olduğu, algılanan kullanım kolaylığının algılanan fayda ve tutum üzerinde anlamlı ve pozitif yönde bir etkisinin olduğu, algılanan faydanın tutum üzerinde anlamlı ve pozitif yönde bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Fakat algılanan faydanın niyet üzerinde doğrudan anlamlı ve pozitif bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Dijital turizm çağında şehirler ve destinasyonlar hakkında bilgi edinmede sanal tur kullanımının önemi ve gerekliliği vurgulanmıştır.
Amaç: Bu araştırmanın amacı, hemşirelik alanında yapılan ve Watson İnsan Bakım Modeli üzerine temellendirilen mevcut literatürün gözden geçirilmesi ve çalışmalardan elde edilen verilerin sistematik ...biçimde incelenmesidir.Yöntem: Bu çalışma sistematik derleme niteliğindedir ve Ocak 2009–Ocak 2019 tarihleri arasında Google Scholar, Pubmed, Science Direct, Proquest, Cochrane, EBSCOhost, Clinical Key, Ovid, Web of Science veri tabanlarından Türkçe ve İngilizce dizinler taranarak gerçekleştirilmiştir. İncelemede, “Watson İnsan Bakım Modeli”, “Watson İnsan Bakım Teorisi” ve “hemşirelik” anahtar kelimeleri kullanılmıştır ve tam metni bulunan makaleler dahil edilme kriterleri yönünden değerlendirilerek örnekleme alınmıştır. Sistematik Derlemeler ve Meta-Analizler için Tercih Edilen Raporlama Öğeleri (The Preferred Reporting Items for Systematic Reviews and MetaAnalyses -PRISMA) araştırmanın yönlendirilmesinde ve araştırma raporunun yazımında bir kılavuz oluşturmuştur.Bulgular: Taramalar sonucunda, araştırma kriterlerini karşılayan toplam 48 çalışma incelemenin örneklemini oluşturmuştur. Sistematik incelemede yer alan araştırmalardan 23‟ünde Watson İnsan Bakım Modelinin çalışmanın teorik çerçevesini oluşturduğu, 18‟inde model ile ilişkili bakım gerçekleştirildiği ya da bu model ışığında oluşturulan anket formlarının çalışmaların veri toplama aşamasında kullanıldığı, yedisinde ise modelin olgu çalışmalarının yönlendirilmesinde kullanıldığı tespit edilmiştir.Sonuç: Araştırma sonuçları, Watson İnsan Bakım Modelinin özellikle klinik alanda daha sınırlı kullanıldığını göstermektedir. Bu bağlamda, hemşirelerin bakım davranışını, hemşireler arasındaki iletişimi geliştirdiği düşünüldüğünde ve özellikle klinik yönetimi de güçlendirme boyutları ele alındığında bu modelin daha yaygın kullanılmasının anlamlılığı düşünülmektedir.
Çalışmanın amacı, likidite ve finansal kaldıracın bankaların aktif ve öz sermaye karlılıkları üzerindeki etkisini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda, Türkiye’de faaliyet gösteren mevduat bankaları ...üzerinde bir uygulama yapılmıştır. 2014 – 2019 yıllarını kapsayan dönem için kalkınma ve yatırım bankaları hariç 31 bankanın örneklem olarak seçildiği çalışmada, likidite ölçüsü olarak likidite oranı, finansal kaldıraç ölçüsü olarak borç oranı ve karlılık ölçüsü olarak da aktif ve öz sermaye karlılığı oranları kullanılmıştır. Yapısal Eşitlik Modelinin uygulandığı çalışma sonucunda, finansal kaldıracın öz sermaye karlılığı üzerinde olumlu, aktif karlılığı üzerinde ise olumsuz bir etkisi olduğu tespit edilmişken, likidite oranının gerek aktif gerekse öz sermaye karlılığı üzerinde bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir.