Prikazana je ukratko etiologija primarnog i osobito sekundarnog deficita laktaze kao uzroka intolerancije laktoze. Mogući uzroci sekundarne hipolaktacije i eventualno moguće rijetke alaktazije u ...našim su uvjetima češći: kronični alkoholizam, akutni i kronični gastroenteritis, Crohnova bolest, obimnija resekcija crijeva, dugotrajna totalna perenteralna prehrana, infestacija crijevnim parazitima, neki lijekovi i kemijski spojevi, stanja koja patološki ubrzavaju tranzit kroz crijeva, te drugi rjeđi činitelji. Dijagnoza sekundarne hipolaktazije je jednostavna, a terapija još jednostavnija. Važno je poznavati odgovarajuću dijetalnu prehranu kojom se može i liječiti i prevenirati ovo često, ali dosta zanemareno kliničko stanje.
Koroner anjiografi esnasında injekte edilen opak maddenin normal koroner arterlerde yavaş olarak ilerlemesi "koroner yavaş akım" olarak bilinmektedir. Hastalığın patofizyolojisinden mikrovasküler ...arteriollerde artmış rezistans sorumlu tutulmaktadır. Koroner yavaş akım ve miyokard iskemisi arasındaki ilişki halen tartışmalı bir konudur. Bu çalışmada koroner yavaş akımın metabolik açıdan iskemi yaratıp yaratmadığı araştırıldı. Koroner anjiografi esnasında koroner arterlerinde yavaş akım saptanan 10 hasta (7 erkek, 3 kadın; ortalama yaş 48±8 yıl) çalışmaya alındı. Koroner arteryel yavaş akımın tespitinde TIMI frame count metodundan yararlanıldı. Hastalara koroner anjiografi sonrasında Bruce protokolü kullanılarak egzersiz testi yapıldı. Daha sonra hastalar elektif koşullarda hemodinami laboratuarına alındı ve tüm hastaların kalp hızları atriyal pacing ile arttırılarak istirahat ve maksimum kalp hızlarında koroner sinüs ve aort kanından laktat düzeyleri saptandı. Koroner sinüs ve aort kanındaki laktat seviyelerinden yararlanılarak laktat ekstraksiyonu hesaplandı (LAC ao - LAC cs) / (LAC ao). Hastalara yapılan egzersiz testlerinin tümü standart kriterlerle değerlendirildi ve iskemik açıdan negatif olarak saptandı. Hastaların istirahatteki koroner sinüs kanı laktat düzeyi 9.52±1.89 mg/dl bulunurken, maksimum kalp hızında 9.33±1.68 mg/dl bulundu (p>0.05). Hesaplanan laktat ekstraksiyonu istirahat ve maksimum kalp hızında anlamlı farklılık göstermedi (0.12±0.04 vs 0.12±0.04; p>0.05). Koroner arteryel yavaş akımın metabolik açıdan miyokard iskemisi ile ilişkili olmadığı sonucuna varıldı. Bununla birlikte koroner arteryel yavaş akım ve miyokard iskemisi arasındaki ilişkinin varlığı ve bu hastalarda uzun dönem prognozunun araştırılacağı ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.
Slow run-off dye in the coronary arteries during selective coronary angiography is known as slow coronary artery flow (SCAF). A few studies have been performed concerning its etiology and treatment since it was defined. It is accepted that abnormal increase of resistance at the microvascular level causes SCAF. In this study, the question whether coronary slow flow is associated with myocardial ischemia was analyzed by coronary sinus blood lactate screening under atrial pacing. Ten patients with slow coronary flow (7 males, 3 females; mean age 48±8 yrs. were included in the study. TIMI frame count method was used to determine the coronary slow flow. All patients had exercise testing with using Bruce protocol after coronary angiography. We have performed atrial pacing to all patients and coronary sinus, and aortic blood samples was collected for the measurement of lactate levels during rest and peak heart rates. Lactate extraction was calculated using a formula: (LAC ao - LAC cs) / (LAC ao). All exercise tests were negative by using standard criteria. Coronary sinus blood lactate level was 9.52±1.89 mg/dl at rest and 9.33±1.68 mg/dl at maximum heart rate (p>0.05). There was no difference between lactate extraction at rest and maximum heart rate (0.12±0.04 vs 0.12±0.04; p>0.05). In conclusion, there was no metabolic evidence of myocardial ischemia obtained in patients slow coronary flow. However, there is need for further large, studies concerning the relationship betwen myocardial ischemia and coronary slow flow and also to long-term prognosis.