Correction for 'Making the move towards modernized greener separations: introduction of the analytical method greenness score (AMGS) calculator' by Michael B. Hicks
et al.
,
Green Chem.
, 2019,
21
, ...1816-1826, DOI:
10.1039/C8GC03875A
.
Titelbild: Stahlbau 8/2024
Der Stahlbau,
August 2024, 2024-08-00, 20240801, Letnik:
93, Številka:
8
Journal Article
Recenzirano
Zum Titelbild: Viele Membranbauten sind in den 1990er‐Jahren entstanden. Nach über 30 Jahren Nutzung müssen die Membranen nun teilweise erneuert oder saniert werden. Bei einigen dieser Projekte war ...der Autor bereits in die ursprüngliche Planung involviert. Die im Beitrag präsentierten Beispiele zeigen unterschiedliche Gründe für die Sanierung, aber auch verschiedene Herangehensweisen an die Modernisierung (Bildquelle: formTL). Siehe Beitrag: Stimpfle, B., S. 556–561.
Review of:
Radio Modernisms: Features, Cultures and the BBC
, Aasiya Lodhi and Amanda Wrigley (eds)
London and New York: Routledge, 144 pp.,
ISBN 978-0-36736-765-7, h/bk, £120
ISBN 978-0-42935-129-7, ...e-book, £44.99
Osmanlı modernleşme süreci, askeri alandaki zayıflıkların fark edilmesiyle devleti kurtarma temelinde bir araç olarak ortaya çıkmıştır. Askeri alanda başlayan reformlar, Tanzimat döneminde siyasal ve ...hukuki alanları kapsaması bakımından modern Türkiye'nin ortaya çıkmasında önemli bir aşamayı ifade eder. Tanzimat döneminden Meşrutiyet dönemlerine geçişle birlikte modernleşme çabaları padişahın ve devlet adamlarının bireysel etkisinden çıkarak; bu reformların Osmanlı aydın sınıfı tarafından talep edilmesi ile Osmanlı devletinde idari, siyasi ve toplumsal dönüşümleri beraberinde getirmiştir. Tanzimat ve Meşrutiyet dönemleri sürecinden, Cumhuriyet dönemine kadar olan süreçte reform hareketleri askeri, idari ve siyasi alanlarda gerçekleşmiştir. Cumhuriyet'in kuruluşu ile çağdaş esaslara dayalı bütünsel anlamda gerçekleşen ilk modernleşme hareketi meydana gelmiştir. Amaç: Çalışmanın amacı, Osmanlı modernleşme sürecinden Cumhuriyet dönemi çağdaşlaşma hareketine geçişte politik değişim ve toplumsal sürekliliklerin ifade edilmesidir. Yöntem: Çalışmanın amacı doğrultusunda yapılan literatür taraması ile Osmanlı-Türk modernleşme aşamaları karşılaştırmalı analiz çerçevesinde ele alınmıştır. Bulgular: Osmanlı-Türk modernleşme aşamaları kapsamında incelenen çalışmada, Osmanlı modernleşme sürecinden Cumhuriyet dönemi çağdaşlaşma hareketine geçişin bütünsel bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerektiği görülmüştür. Bu doğrultuda çalışmada Osmanlı modernleşme sürecinin, modern Türkiye'nin kuruluşuna siyasal, idari ve toplumsal alanlardaki etkileri incelenmiş ve Osmanlı reform hareketlerinin bir taraftan Cumhuriyet dönemi çağdaşlaşma hareketini etkilerken bir taraftan da modern Türkiye Cumhuriyeti'ni ortaya çıkaran koşulları hazırlaması bakımından önemli bir politik süreci ifade ettiği saptanmıştır. Özgünlük: Osmanlı modernleşme süreci, modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu etkilemesi bakımından önemli bir araştırma alanına sahiptir. Bu çalışma, Osmanlı modernleşme aşamalarının ele alınarak, Cumhuriyet dönemine geçişte ve modern Türkiye Cumhuriyeti'nin ortaya çıkışındaki etkilerinin değişim ve süreklilik bağlamında değerlendirilmesi açısından literatüre katkıda bulunacaktır.
Estudiar los dos modelos significativamente diferentes y bien distinguibles en el espacio y en el tiempo, y además la carrera de estos investigadores, puede presentar nuevos datos y aspectos no sólo ...para los investigadores húngaros menos familiarizados con los resultados y hallazgos españoles sino también para la historia de derecho europeo también. Abstract The study presents the history of Spanish and Hungarian research of legal customs related to the 19-20th century European legal modernization, based on the scientific oeuvre of Joaquín Costa Martínez (1846-1911) and Erno Tárkány Szücs (1921-1984). The examination of the two significantly different models and research careers, which can be clearly distinguished in space and time, can introduce new data and aspects for the research of the European legal development, and even for the regions applying European law more broadly. A partir de principios de siglo XIX, el Estado ruso, reconociendo el derecho de los pueblos conquistados a actuar en sus propios asuntos de acuerdo con sus propias costumbres jurídicas, concedió una importancia cada vez mayor a la recopilación de las costumbres jurídicas en particular.
The Research Group for Hungarian Realms of Memory affiliated to the Institute of Hungarian Literary and Cultural Studies at the University of Debrecen has taken on the thread of a long-running debate ...with its latest research program. Its research results were published in the conference volume entitled “Patterns of Debrecen…”. The studies presented in this volume are extremely inspiring, especially the analysis of Attila Debreczeni, which proves to those approaching the topic from other disciplines that the term ‘Debrecenness’ is not as timeless as it is commonly used. The term was coined at the turn of the 18-19th century by Ferenc Kazinczy, who was calling for the renewal of Hungarian culture and language. Its aim was to draw a deterrent example of a remnant that hinders the catching-up of Western European cultural development. He created his deterrent example from the most backward elements of the urban development peculiarities of Debrecen - this is the term ‘Debrecenness’. Kazinczy’s rhetorical construction became so strong that those who thought about the development of the city, about the special role and identity of Debrecen could not later get rid of the discursive position of defence. Other intellectual workshops examining the history of the city (historians, settlement geographers, church historians, others) can finally find proved the strength and impact of the Kazinczyan discourse and the term he coined as part of the development of the Debrecen mentality and identity. However, based on their research results, they came to the conclusion that the peculiarities of urban history of Debrecen, and its role in Hungarian nationwide development was richer and more diverse than the Kazinczyan term. Therefore, in addition to the ‘debreceniség/Debrecenness’ category, it is also worth examining whether there was a specific urban development path of Debrecen, which can be called ‘debrecenség/Debrecenity’ to avoid misunderstandings. In the light of recent modernization theories and current developments (depletion of traditional resources driving industrial modernization, environmental damages, climate change), the urban development of Debrecen cannot simply be classified as a lagging and receding force compared to the development of the central regions. Moreover, perhaps it can bring lessons and specific (partial) solutions to the interpretation of development that does not absolutize growth at all costs. The re-enacted debate is an intellectual challenge for all scientific workshops dealing with the urban development of Debrecen, their collaboration and the organization of a joint research project promise real scientific progress.
PDF
