Bu çalışmada, iç mekânlarda yaygın olarak kullanılan üç farklı geometrik formun (daire, üçgen ve kare) kullanıldığı duvar panellerinin katılımcıların algısal değerlendirmeleri üzerindeki etkilerinin ...belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, insanların günlük yaşamının yaklaşık 1/3’ünü geçirdiği yatak odası mekânı araştırma ortamı olarak seçilmiştir. Daha sonra üç farklı geometrik form kullanılan sanal deney mekânları modellenmiş olup, katılımcıların bu sanal mekânların fiziksel çevre faktörlerini algısal değerlendirmeleri ayrıntılı bir anket yardımıyla ölçülmüştür. Sonuçta, katılımcılar tarafından dairesel formlu duvar panelinin kullanıldığı yatak odası mekânının, üçgen ve kare formun kullanıldığı mekânlara oranla daha sıcak, aydınlık, çekici, ferah, samimi, yakın, iyi planlanmış, özgür, sade, huzur verici ve seyrek olarak algılandığı belirlenmiştir. Ayrıca, 25-35 yaş grubunun genel itibariyle sanal yatak odası mekânlarının fiziksel çevre faktörlerini 36-45 yaş grubuna göre daha olumlu yönde algıladıkları belirlenmiştir.
Backgroundː In this study, we aimed to examine the effect of Sodium Glucose Cotransporter 2 inhibitors (SGLT-2i) on routine laboratory test results at 12 weeks of follow-up among type 2 diabetes ...mellitus (T2D) patients using empagliflozin and dapagliflozin.
Methodsː Three hundred ten patients with a diagnosis of T2D (over 18 years of age) with SGLT-2i added to stable triple combination therapy were included in this study. Patients who received either empagliflozin (25 mg once daily) (n:170) or dapagliflozin (10 mg once daily) (n:140) in addition to their current treatment regimen were divided into two groups. Laboratory findings of all patients were recorded before treatment and during follow-up in the 12 weeks.
Resultsː Both empagliflozin and dapagliflozin had similar profiles of improvement of mean fasting blood glucose, and HbA1c. High improvement in lipid profiles and spot urinary parameters were detected in dapagliflozin group compared to empagliflozin group. At 12-week follow-up, change in other laboratory parameters did not differ significantly between the groups. In terms of total side effects, no difference was observed between treatment groups.
Conclusionsː Empagliflozin and dapagliflozin had similar effects on fasting blood glucose and HbA1C at 12-week follow-up, while greater improvement in lipid profiles and urinary parameters was detected in those treated with Dapagliflozin.
Amaç: Bu çalışmada, Tip-2 Diyabetes Mellitus (T2D) ile takipli ve empagliflozin veya dapagliflozin kullanan hastalarında 12 haftalık süreçte Sodyum Glukoz Kotransporter 2 inhibitörlerinin ( SGLT-2i) rutin laboratuvar test sonuçları üzerindeki etkisini incelemeyi amaçladık .
Gereç ve Yöntem: T2D (18 yaş üstü) ile takipli ve üçlü kombinasyon tedavisine SGLT-2i eklenen üç yüz on hasta bu çalışmaya dahil edildi. Mevcut tedavi rejimlerine ek olarak empagliflozin (günde bir kez 25 mg) (n : 170 ) veya dapagliflozin ( günde bir kez 10 mg) (n: 140) alan hastalar iki gruba ayrıldı. Tüm hastaların laboratuvar bulguları tedavi öncesi ve 12 haftalık takip sonrasında kaydedildi .
Bulgular: Hem empagliflozin hem de dapagliflozin grupları , ortalama açlık kan şekeri ve HbA1c'de benzer iyileşme oranlarına sahipti. Empagliflozin grubuna kıyasla dapagliflozin grubunda lipid profillerinde ve spot idrar parametrelerinde yüksek düzeyde iyileşme saptandı . 12 haftalık takipte diğer laboratuvar parametrelerindeki değişiklik gruplar arasında anlamlı farklılık göstermedi. Toplam yan etkiler açısından tedavi grupları arasında fark gözlenmedi .
Sonuçː Empagliflozin ve dapagliflozin , 12 haftalık takipte açlık kan şekeri ve HbA1C üzerinde benzer etkilere sahipken , Dapagliflozin ile tedavi edilen grupta lipid profillerinde ve idrar incelemelerinde daha fazla iyileşme saptandı .
Bu çalışmada, fiziksel hasarlı güneş paneli tarafından farklı yönlerde ve açılarda üretilebilen toplam güç miktarları gösterilmiştir. Ayrıca, incelenen panelde yaşanan ısınmanın tanımlanması için ...termal görüntüye yer verilmiştir. Panelin performansının belirlenmesi amacıyla iklimsel veriler de eşzamanlı olarak ölçülmüştür. Güney yönde en yüksek güç üretimleri gerçekleşirken, kuzey yönde %34,13, batı yönde %17,07, doğu yönde ise %14,92 azalma belirlenmiştir. Tüm yönlerde açının artırılması ile güç çıkışının artmasına rağmen, güney yönde 70°’den sonra düşüş tespit edilmiştir. Panel en verimli çalışma konumunda (güney yön - 72°) toplam kapasitenin %9,34'ünü dönüştürmüştür. Diğer taraftan, en sıcak ve fiziksel hasarlı noktaları sırasıyla 43,2 °C ve 41,3 °C sıcaklıklara ulaşmıştır. Panel yüzeyinde ise ortalama 38,6 °C homojen olmayan dağılım belirlenmiştir.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de gelişen sanayi enerji tüketim talebini artırmaktadır. Enerji tüketimindeki artış iklim değişikliğine sebep olmaktadır. Güneş Enerjisi Santralleri (GES) hem iklim ...değişikliği hem de ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltıcı etkiye sahiptir. GES’nde güneşten en üst seviyede yararlanmak amaçlanmaktadır. Literatürde; yıllık ve mevsimsel olarak eğim açılarının değişim ile ilgili çalışmalarda mevcuttur. GES’nden konut ve endüstrinin birçok alanında faydalanılmasına karşın yat limanlarında kullanılmamaktadır. Bu çalışmada, bir yat limanı elektrik ihtiyacının GES ile karşılanması için amaçlanmıştır. Bu amaç için GES’nde, güneş panelinin aylık optimum eğim açısının değiştirilmesi ile elektrik üretim veriminin artırılması analiz edilmiştir.
Çalışma kapsamında Fethiye İlçesindeki bir yat limanı elektrik ihtiyacının kurulu gücü 1500 kW olan GES ile tedarik edilmektedir. Hesaplamalarda Fotovoltaik Coğrafi Bilgi Sistemi (PVGIS) simülasyon programı kullanılmıştır. GES güneş panelinin yıllık optimum eğim açısı (0° ve 3,17°) ile aylık optimum eğim açısı (8°, 13°, 19°, 24°, 31,7°, 35°, 40°, 49°, 50°, 59°) elektrik üretimi aylık bazda ayrı ayrı bulunmuştur. Akabinde GES’nde kullanılan güneş enerji panelleri aylık optimum eğim açıları yılda 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 defa değiştirilecek şekilde farklı aylarda birden fazla kombinasyon oluşturularak gruplandırma yapılmıştır. Çalışma sonucunda, yat limanına kurulacak 1500 kW kurulu güce sahip GES’nde sadece aylık panel eğim açısının değiştirilmesi karşılaştırılmıştır. Karşılaştırma sonucunda; 3,17°’lik eğim açısına göre 8’li gruplandırmada 129 MWh ve %5,24 oran ile verimde en yüksek, 2’li gruplandırmada ise 95 MWh ve %3,86 oran ile verimde en düşük artışın olduğu tespit edilmiştir.
Increase in the world population, growth in industry and developing technology increase the demand for energy consumption. This increase in energy consumption causes climate change. Solar Power Plants (SPP) have an effect that reduces both climate change and our country's dependence on foreign energy. Solar panels are used for electricity generation in SPP. In SPP, it is aimed to benefit from the sun at the highest level. In the literature; There are also studies on the change of angle of the panel slope annually and seasonally. Although SPP is used in many areas of housing and industry, it is not used in yacht marinas. The purpose of this study is to utilize SPP at the maximum level for the electricity needs of a yacht marina. Within the scope of this purpose, it has been analyzedto increase the production efficiency of solar panels by changing the monthly optimum inclination angle of solar panels in the SPP.For analysis, it has been determined that the electricity requirement of a marina in Fethiye District can be supplied by GES with a power of 1500 kW. In this study, Photovoltaic Geographical Information System (PVGIS) simulation program was used. Likewise, electricity generation of SPP panels was found separately on a monthly basis at optimum inclination angles (0 °, 8 °, 13 °, 19 °, 24 °, 31.7 °, 35 °, 40 °, 49 °, 50 °, 59 Different groupings were made by changing the monthly optimum inclination angles 2, 3, 4, 5, 6, 7 and 8 times a year in the panels used in the SPP. Electricity generation efficiencies in panel inclination angles were compared in groupings. As a result of comparison; According to the inclination angle of 31.7 °, it has been determined that in 8 grouping, the efficiency is the highest with 129 MWh and 5.24%, and in the 2-group grouping it has been determined that the lowest increase is 95 MWh and 3.86%.
Isıl yalıtım günümüz uçaklarında olması gereken önemli bir yapısal unsurdur.Yalıtım esnasında kullanılan yalıtım malzemesinin fiziksel özellikleri, kütlesel artış, yararlı hacimde azalma ve ...kaybedilen ya da kazanılan ısı miktarını etkilemesinden dolayı önemlidir. Yolcuların ısıl konforunu sağlaması, aviyonik elemanların uygun sıcaklıkta tutulması vb. etkilerden dolayı yalıtım malzemesinin ısıl yükler üzerindeki etkisi önemli hale gelmiştir. Vakum yalıtım panelleri (Vacuum Insulation Panel, VIP) ısı kayıplarının engellenmesi amacıyla kullanılmaktadır. VIP, diğer yalıtım malzemelerine göre ısı kayıplarını azaltmayı daha az malzeme kalınlığı ile sunmaktadır. VIP diğer yalıtım malzemeleri ile kıyaslandığında, ısı iletim katsayısı oldukça düşüktür. VIP, günümüzde soğuk depolama, uzay/hava araçları ve binalarda tercih edilmektedir. VIP, genel olarak havası alınmış iç yapı, mukavemet sağlayan yapı elemanı, ışıma ile ısı aktarımını engelleyen yapı elemanı ve sızdırmazlık elemanından oluşur. Çalışma kapsamında yalıtımın gerekliliği, havacılık için önemi, kullanılan yalıtım malzemelerinin kıyaslanması ve VIP hakkında bilgiler verilerek havacılık alanında kullanım alanlarına değinilmiştir. Farklı uçuş yükseklikleri için, belli uzunluğa ve yarıçapa sahip bir uçağın ısıl yükleri, iki farklı yalıtım malzemesi uygulanarak incelenmiştir. Çalışma içerisinde sadece VIP uygulamasının teorik kısmı incelenmiş, uygulama kısmına değinilmemiştir.
Aerodynamics mechanisms on a solar panel were studied using Computational Fluid Dynamics methodology at different wind directions. The wind velocity was chosen as 10 m/s that corresponding turbulent ...flow. The inclination angle of the panel was fixed as 25°, while the wind directions were varied as 180°, 135°, 45°, and 0°. Governing equations were solved by utilizing a finite volume method with a realizable k-ε turbulence model and standard wall functions. The results showed that the recirculation area occurred for the straight wind directions, but it was not observed for the oblique wind directions. The highest pressure coefficients occurred at the leading edges of the solar panel and they reduced to the trailing edge for all wind directions. The maximum drag and uplift coefficient was obtained at the wind direction of 0° and 180°, respectively.
İşletmelerin küresel ortamda rekabet edebilmesi, bilgisayar sistemleri ve üretim yöntemlerindeki yeni gelişmeleri takip edebilmesine bağlıdır. Üretim yapan işletmelerin takip etmesi gereken ...yeniliklerden biride gösterge paneli(dashboard) uygulamalarıdır. Elektronik ortamlarda veri birikmesi ile birlikte, gösterge paneli hızla işletmelerde yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu bağlamda gösterge paneli, özellikle üretim yapan işletmeler için, hızlı ve doğru karar alma noktasında iyi bir karar destek aracı olarak görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, üretim sistemine entegrasyonu sağlanmış bir gösterge paneli uygulama örneğinin, ortaya koyulmasıdır. Gösterge panelinin, tedarik zinciri yönetim sistemine en uygun yaklaşım modelinin oluşturulmasıdır. Çalışmada, ayrıca bir tedarik zinciri yönetim sistemi modelinde, gösterge panelinin iş akışı paylaşılmıştır. Böylelikle, tedarik zinciri yönetim sistemi kullanan tüm işletmeler için, bir yol haritası olacağı düşünülmüştür. Çalışmada, üretim yazılımları kullanan her işletme için, karar alma bağlamında önemli bir karar destek aracı olacağı düşünülmüştür. Dolayısıyla, tedarik zinciri yönetimi yazılımı üzerinde, gösterge panelinin, karar alma ve iletişim çerçevesinde, örnek bir uygulamasını paylaşmış olacağız. Böylece, sonraki adımlarda, gösterge paneli başlığı altında, farklı tekniklerle biriken verilerin analizi yapılabilecektir.
Globalization and rapid developments in science and technology lead to an increase in competition and diffraction in the objectives in the production methods. In order to meet the rapidly changing ...and differentiated needs, manufacturing businesses are left against technological renewal. Especially usage of the data that is collected in electronic media and the ease of access to information forces businesses to review computer systems on point of production management. Visualization of the data analyzed in the databases is a suitable solution in the decision-making processes of the manufacturing companies. In this context, the dashboard is seen as a good support tool especially for the manufacturing businesses, at a fast and accurate decision-making point. This article represents a new model approach to accumulated analysis and its sharing for the manufacturing businesses by using the artificial immune system and data mining techniques under the title of the dashboard. In the model, data is increased and handled with clonal selection algorithm. In the analysis stage, the data is clustered with k-means algorithm. The data are visualized by calculating the weighted average and the performance indicators. The visuals that have been obtained will be shared with an app which supports the decision makers with the dashboard rules. Our approach provides a new approaching model to unite, analyze and visualize the collections of data.
Dünyanın daha sürdürülebilir bir yer
olması ve gelecek nesillere daha temiz bir dünya bırakmak için, kompozit inşaat
malzemelerinin çevresel etkilerinin azaltılması ile ilgili çalışmalar son
...zamanlarda artmaktadır. Bu çalışmada, kompozit inşaat malzemelerinin çevresel etkilerini
azaltmak ve endüstriyel atık kullanımının önemini ortaya koyabilmek için, 50 mm
kalınlığındaki poliüretan dolgulu kompozit cephe paneline (PCP) %25 oranında geri
dönüştürülmüş lastik atık ikame edilmiş ve bu panelin yaşam döngüsü
değerlendirmesi yöntemi ile çevresel performansı hesaplanmıştır. Çalışmanın sonucunda, poliüretan dolgulu
kompozit panelinin çevresel etkisinin azaltılması ve böylece daha
sürdürülebilir bir kompozit panel üretimi için poliüretanın geri dönüştürülmüş
lastik atık ile ikamesinin çevresel açıdan uygun bir seçenek olduğu belirlenmiştir.
Work has recently been ongoing to reduce the environmental impact of composite construction materials to make the world a more sustainable place and leave a cleaner world for future generations. In this study, 25% recycled rubber waste was replaced with a 50 mm thick polyurethane filled composite panel (PCP) to reduce the environmental impact of composite construction materials and to demonstrate the importance of industrial waste. The environmental performance of this panel was evaluated by the life cycle assessment method. As a result of the work, it has been determined that polyurethane recycled rubber waste is an environmentally viable option to reduce the environmental impact of the polyurethane filled composite panel and thus to produce a more sustainable composite panel.