Aydınlanma, coğrafi keşifler, sanayi devrimi ve benzer etkenlerin tesiriyle doğuya hâkim olma ümidine kapılan batı emperyalizmi, istila ettiği toplumları tanıyıp iç dinamiklerini deşifre etmek için ...oryantalist çalışmaları başlatmıştır. 19. yüzyılın ilk yarısından itibaren başlayan ve farklı boyutlar kazanarak günümüzde de devam eden bu çalışmalar çok yönlü ve çeşitlidir. Arap edebiyat tarihi çalışmaları bu çalışmaların önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Her ne kadar Arap şiiri hakkında bazı oryantalist iddialar polemik konusu olmuş ise de oryantalist telif tarzı Arap yazarlar arasında kabul görmüş ve Arap edebiyatı tarihine dair yazılan kitapların genelini şekillendirmiştir. Bu makalenin konusu Mısırlı âlim ve edebiyatçı Mustafa Sadık er- Râfiî’nin Arap edebiyat tarihine dair oryantalist yaklaşıma ve yazım tarzına yöneltiği eleştirileriler ve bu eleştirilerin değerlendirilmesidir. Râfiî’nin bu alanda yazdığı kitabın başlangıç kısmından çıkardığımız bu eleştirileri terim eleştirisi, kalıp eleştirisi, niyet eleştirisi, pratik fayda eleştirisi başlıkları altında topladık. Bu başlıklar altında incelediğimiz eleştirilerin ortak noktası bunların esasında bir paradigma eleştirisi olmasıdır.
3 Nisan 1881 Sakız depremi, Osmanlı Devleti'nin 19. yüzyılda, Sakız Adası'nın ise tarihi boyunca yaşadığı en büyük depremdir. Sakız Adası'ndaki yerleşim birimlerin üçte ikisinin harabeye dönmesine, ...en az 5.000 insanın ölmesine, 30.000'den fazla insanın evsiz kalmasına yol açan bu yıkıcı depremin yaraları, merkezi ve mahalli hükümet tarafından birlikte sarılmaya çalışılmıştır. Arama-kurtarma faaliyetleri, afetzedelerin iaşe ve iskânı, ihtiyaç maddelerinin tedariki ve dağıtımının organizasyonunu, adadan kaçışların önlenmesi önemli meseleler olarak karşımıza çıkmaktadır. Depremin büyük hasar ve kayıplara yol açması afet yönetimindeki zorluğu ve bazı problemleri de beraberinde getirmiştir. Afet yönetiminin başında bulunan Cezâyir-i Bahr-i Sefîd Valisi Sadık Mehmed Paşa bu yıkıcı nitelikli depremin yaralarını sarmak üzere birçok girişimde bulunmuş, ancak bazı hususlarda hem Bâb-ı Âlî hem de başkaları tarafından eleştirilmiştir. Deprem sonrasındaki kargaşa ortamında Sadık Paşa'nın istifasını kabul etmeyen Bâb-ı Âlî, depremden iki ay kadar sonra Valiyi azletmiştir. Kısacası bu makalede, deprem sonrası uygulan afet yönetimi, Vali Sadık Paşa'yı istifaya ve azle götüren süreç ve gelişmeler, deprem sonrasında düzenlenen yardım kampanyaları ve yaşanan bazı önemli olaylar, Osmanlı merkezi ve mahalli yönetimleri ile Osmanlı toplumunun bu büyük deprem sonrasındaki tutumları sorgulanmıştır. Depremin yol açtığı kayıplar ve hasarlar ise başka bir makalede ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.
CAFER SADIK'A GÖRE EGiTiMiN ÖNEMi Ali Halil Mustafa Ebu'ı-ayneyn
Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dergisi,
06/2008, Letnik:
13, Številka:
1
Journal Article
Recenzirano
Odprti dostop
Cafer Sadık J:ıayatının büyük bir bölümünü Emevi Devleti döneminde, geri kalan kısmını ise Abbasi Devleti döneminde geçirrniştir. Cafer Sadık'ın eğitim konusundaki görüşleri yaşadığı dönemin akımları ...içinde genel olarak açıklanacaktır. Çünkü kendisi hakkında söylenip tekrarlanan sözlerin çoğu Şii-İsmailiyye kanalı ile gelmiştir. ona iftirada bulunup yalan sözler isnat edilmiştir. Bu nedenle, mevcut bilgiler içerisinde kendisine nispet edilen ve şüphe olmayan;: kesin bir delille ümmetin alimleri tarafından tenkide maruz kalmayan veya dinin zaruretlerine ters düşmeyen sözlere dayanılacaktır
Ademas, subrayo la importancia de abordar el nexo entre el sida y la violencia contra la mujer, no solo desde un punto de vista sanitario, sino social y cultural. Pero las penas de las mujeres no ...terminan aqui. Una vez que adquieren el VIH, se convierten en objeto de discriminacion y violencia. "El miedo las lleva a no buscar informacion ni a hacerse examenes para constatar si tienen VIH y para obtener tratamiento y asesoramiento", explico Sunila Abeysekera. "El matrimonio esta lejos de ser una garantia de seguridad para las mujeres ante el VIH", coincidio O'Keeffe, citando como ejemplos a Camboya, India y Tailandia, donde varios estudios demostraron que los esposos eran la principal fuente de la enfermedad para las mujeres. "Tenemos que fortalecer nuestra resolucion a construir un mundo en el que las mujeres sean capaces de vivir sin ninguna forma de discriminacion, coercion o violencia, incluyendo la sexual", dijo Abeysekera, quien ademas llamo a realizar un completo analisis sobre genero y destinar los fondos necesarios para el empoderamiento de las mujeres.< 2007 NoticiasFinancieras - IPS - All rights reserved
DR. NAFIS SADIK MOTAVALLI, JIM
E (Norwalk, Conn.),
07/1999, Letnik:
10, Številka:
4
Magazine Article
In an interview, Dr Nafis Sadik, executive director of the United Nations Population Fund (UNFPA), discusses the growing world population, family planning, and the impact population growth has on the ...environment.
Bu çalışmada, Tanzimat döneminin önde gelen devlet adamı ve diplomatlarından Mehmed Sadık Rıfat Paşa’nın Viyana elçiliği ve İtalya seyahati Osmanlı ve İngiliz arşiv belgelerine göre analiz edilmiş ve ...değerlendirilmiştir. Sadık Rıfat Paşa, Ahmed Fethi Paşa’nın yerine 1837 yılı sonunda Viyana elçisi olarak tayin edilmiştir. Avusturya İmparatoru I. Ferdinand’ın Venedik ve Milano’da gerçekleşen Lombardiya-Venedik kralı olarak taç giyme törenlerine katılmıştır. Elçiliği sırasında Prens Klemens von Metternich ve Viyana’daki diğer diplomatlarla, özellikle Mısır meselesiyle ilgili, sık sık görüşmeler yapmıştır. Ayrıca Londra Elçisi Mustafa Reşid Paşa’yla yüz yüze görüşmeler ve yazışmalar yoluyla Osmanlı Devleti’nin siyasi, askerî problemleri ve reform konularında istişare imkânı bulmuştur. Tanzimat Fermanı’nın hazırlık sürecinin devam ettiği bir tarihte gerçekleştirdiği bu irtibatlar ve Avrupa’daki deneyimleri, onun tecrübelerini arttırdığı gibi Osmanlı’daki reform sorunu üzerinde düşüncelerinin olgunlaşmasına da yardım etmiştir. Sadık Rıfat Paşa, elçilik görevini başarıyla yerine getirmiştir. Avusturya yetkililerinin onunla ilgili olumlu ifadeleri, elçilik görevini sürdürürken kendisine hariciye müsteşarlığı rütbesi verilmesi ve tüm elçiler geri çağrılmışken görevine bir süre daha devam etmesinin istenmesi bunun bir göstergesidir.