O RADU ALEKSANDRA IZ TRALLESA Panagiota, Kripouri; Dimitrios, Filippou
Acta medico-historica adriatica : AMHA,
12/2019, Volume:
17, Issue:
2
Journal Article
Peer reviewed
Open access
Bolest helmintijaza poznata je još od antičkog doba, ali je i danas značajan javnozdravstveni problem. U davnim su vremenima, u potrazi za učinkovitim lijekom, mnoge biljke iskušane kao mogući ...terapeutik. Ovaj rad istražuje drevna vjerovanja vezana uza zarazu parazitskim crvima. Štoviše, raspravlja se o prijedlozima Aleksandra iz Trala (525. – 605.) vezanim uz liječenje ovog stanja, koji su izneseni u njegovu manje poznatom djelu Pismo o helminthima, zajedno s komentarima o upotrebi tih biljnih lijekova u suvremenoj medicini.
Kök yara nematodları, Pratylenchus spp. bitkilerin kökünde beslenir ve toprak kökenli patojenlerin bitkiye girişinisağlayan yaralanmalara sebep olur. Buğday yetiştiriciliğinde nematodlara karşı en ...etkin mücadele yöntemi dayanıklı/tolerant çeşitlerin kullanımı olarak bilinmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’de yetiştiriciliği yapılan 82 adet ekmeklik buğday çeşidinin kök yara nematodları, Pratylenchus thornei ve P. neglectus’a karşı in vitro koşullarda dayanıklılıkları araştırılmıştır. Çalışma sonucunda denemeye alınan buğday genotiplerinden P. thornei ve P. neglectus’a karşı dayanıklı çeşide rastlanılmamıştır. Bununla birlikte, P. thornei’ye karşı 29 çeşit orta dayanıklı, 44 çeşit orta hassas ve 9 çeşidin hassas olduğu ve P. neglectus’a karşı ise 37 çeşit orta dayanıklı, 38 çeşit orta hassas ve 7 çeşidin hassas olduğu saptanmıştır. Ayrıca, 14 adet buğday çeşidi hem P. thornei’ye hem de P. neglectus’a karşı orta derecededayanıklı bulunmuştur. Denemeye alınan çeşitler içerisinde Uzunyayla, Atlı, Yayla 305 ve Harmankaya buğday çeşitleriCROC_1/AE. SQUARROSA(224)//OPATA) buğday çeşidine göre daha yüksek performans gösterdiği için ulusal ıslahprogramlarına dahil edilmesi önerilmektedir.Anahtar Kelimeler: Kök yara nematodu; P. thornei; P. neglectus; Buğday; Dayanıklılık
Root lesion nematodes, Pratylenchus spp. feeds on plants root and causes wounds provide a means of entry for soilborne pathogen. It is known that the using of resistant/tolerant wheat varieties is the most effective method in order to control nematodes in wheat cultivation. In this study, the resistance of 82 bread wheat varieties grown in Turkey were investigated against root lesion nematodes, Pratylenchus thornei and P. neglectus, in-vitro conditions. At the end of this study, no resistant wheat genotype against Pratylenchus thornei and P. neglectus was found. However, it was found that 29 varieties moderately resistant, 44 varieties moderately susceptible, 9 varieties susceptible against P. thornei and 37 varieties moderately resistant, 38 varieties moderately susceptible, 7 varieties susceptible against P. neglectus. Additionally, 14 wheat varieties were moderately resistant against both P. thornei and P. neglectus. Among the tested wheat varieties, Uzunyayla, Atlı, Yayla 305 and Harmankaya showed higher performance than CROC_1/AE. SQUARROSA(224)//OPATA) variety, therefore it is suggested that these varieties should be incorporated into national wheat breeding programs
Brycon cephalus, Günther, 1869 (Characidae: Bryoconinae) je socioekonomski važna vrsta u Amazoni te je posljednjih godina počela njezina polu-intenzivna i intenzivna proizvodnja za ljudsku prehranu. ...Neophodna su stoga dodatna istraživanja u akvakulturi radi njenog razvoja, a naročito istraživanja populacija parazita koji utječu na prinose proizvodnje. U tom smislu ovo istraživanje prati parazitske infekcije u uzgoju B. cephalus u ribogojilištu peruanske Amazone. Istraživanjem je utvrđena visoka zaraza jednostaničnim Jainus amazonensis u polu-intenzivnom uzgoju ribe B. cephalus. Vrijednost prevalencije bila je 100%. Srednji intenzitet i zastupljenost parazita bili su 230 parazita po jedinki. Ovo je prvi izvještaj o visokoj zarazi parazitom J. amazonensis u uzgojenoj vrsti B. cephalus iz peruanske Amazone.
Amaç: Dünyada ve ülkemizde bağırsak parazitlerinin görülme sıklığı farklılıklar gösterir. Nüfus hareketleri, yetersiz altyapı, mevsimsel özellikler, geleneksel hijyenik kurallar, toplumun ...sosyo-ekonomik durumu ve eğitim düzeyi bağırsak parazitlerinin dağılımını etkileyen faktörlerdir. Çalısmada Malatya Devlet Hastanesi çalışanlarına portör bakısının yapılması amaçlanmıstır. Bu doğrultuda laboratuar çalısanları, mutfak personeli, temizlik isçisi ve hemsirelerde bağırsak parazitlerinin oranının belirlenmesi hedefl enmistir. Gereç ve yöntem: Malatya Devlet hastanesi personelinden selofanlı bant yöntemi ile perianal bölge materyali ve dıskı örnekleri toplanmıstır. Örnekler nativ-lugol, çöktürme, Trichrome ve asit-fast boyaları ile incelenmistir. Bulgular: İncelenen 76 dıskının %40.8\'inde pozitifl ik saptanmıstır. Parazitlerin görülme oranları %17.1 Entamoeba coli, %6.6 Iodamoeba butschlii, %19.7 Blastocystis hominis, %1.3 Chilomastix mesnilii, %5.3 Giardia intestinalis ve %1.3 Enterobius vermicularis\'dir. Sonuç: Çalısmaya katılan personelin sağlık çalışanları olması göz önüne alındığında, hastalarla yakın temasta çalısan personelin enfeksiyonlar açısından riskli bir grup olması nedeniyle paraziter açısından da düzenli aralıklarla sağlık kontrolünden geçmesi ve hizmet içi eğitimlerinin yapılması sonucuna varılmıstır.
Objectives: The prevalence of intestinal parasites isdifferent in our country and the world. Population movements, inadequate infrastructure, seasonal features, traditional hygienic rules, the society\'s socio-economic status and education level are factors that affect the distribution of intestinal parasites. In the study, it was intended to conduct porter analysis on Malatya State Hospital employees. So, we aimed at determining the rate of intestinal parasites in the laboratory workers, kitchen staff, cleaners and nurses. Materials and Methods: From Malatya State hospital staff, perianal area materials and stool samples with cellophane tape method were collected. Examples were examined with native-Lugol, precipitation, and acid-fast trichrome stains. Results: In 40.8% of 76 stools that were examined was found to positivity. The prevalences of parasites are 17.1 Entamoeba coli, 6.6% Iodamoeba butschlii, 19.7% Blastocystis hominis, 1.3% Chilomastix mesnilii, 5.3% Giardia intestinalis and 1.3% Enterobius vermicularis. Conclusion: In the study, the studied staffs are health workers. Therefore, since the staffs working close contact with patients were risk group in terms of infections, it was recommended that health staff susceptible to parasites should have a medical examination regularly and receive in-service training.
During a survey of plant parasitic nematode biodiversity in vegetable fields of Tabriz, East Azerbaijan province, Iran
between 2004 and 2005, 25 species belonging to 16 genera of nematodes were ...identified from 88 soil and root samples, among
which a large population of the cyst nematode, Heterodera cruciferae, was found in most of the sampling regions. Cysts, males, and
second-stage juveniles were extracted from field soils, and from the infected roots of kohlrabi (Brassica oleracea L. var. gongylodes)
and white cabbage (Brassica oleracea L. var. captita alba). The morphology of the cysts, second-stage juveniles, and males established
the identity of Heterodera cruciferae Franklin, 1945. Morphological characters used for accurate identification included cyst shape,
characteristics of the cyst terminal cone, including the nature of fenestration, and cyst wall pattern. Second-stage juvenile characters
critical to the identification were body and stylet length, shape of stylet knobs, and shape and length of the tail and tail terminus;
for males the important characters were stylet and spicule length. Comparison to other closely related species is also presented.
Photomicrographs and SEM images of external and internal parts of the cysts are shown. This is a new record for H. cruciferae on
cabbage in Iran.
Bacillus thuringiensis (Bt) tarafından üretilen toksin proteinleri tarımda en yaygın olarak kullanılan doğal
böcek öldürücülerdendir. Vejetatif ve kristal toksinlerin parazitik nematodları kontrol ...etmek için potansiyel
kullanımını araştırmak amacıyla, Bt toksinlerinin nematisidal etkilerini kök-budak nematoduna
karşılaştırdık. Bt izolatının spor/kristal proteinlerinin (SCP) nematisidal etkileri Meloidogyne incognita nematoduna
karşı in vitro olarak araştırılmıştır. Bt7N, BtDen, Bt18, BtK73, BtSotoveBt7 izolatlarının
spor/kristal proteinleri %86-100 mortalite aralığıyla en yüksek nematisidal aktiviteyi göstermiştir. Ek olarak,
en etkili izolatların (Bt7, Bt7N, BtSoto ve BtDen) amonyum sülfat eşik değeri fraksiyonu vejetatif kültürlerininin
in vitro nematisidal etkileri araştırılmıştır. Bt7N ve Bt7'nin gözlenen mortaliteleri %80 amonyum
sülfat eşik değeri için sırasıyla %100 ve %89.4 bulunmuştur. Her 4 izolatın kültür sıvısı, hücresiz süpernatantı ve hücre-pellet kalıntıları (Bt7, Bt7N, BtSoto ve BtDen) in vivo nematisidal aktiviteleri için
domates bitkileri konak olarak kullanılarak değerlendirilmiştir. Sonuçlar Bt7N izolatının ham süspansiyonunun
(CS) ve hücresiz süpernatantının (CFS) kontrolle karşılaştırıldığında yumurta kitlelerini sırasıyla %78
ve %77 ve yumurta sayısını da sırasıyla %84 ve %76 azalttığını göstermiştir.
The toxin proteins produced by Bacillus thuringiensis (Bt) are the most broadly used natural insecticides in
agriculture. To investigate the potential use of vegetative and crystal toxins to control parasitic nematodes,
we studied the nematicidal effect of Bt toxins against root-knot nematode. Nematicidal effects of
spore/crystal proteins (SCP) of ten Bt isolates were studied in vitro against Meloidogyne incognita nematode.
The spore/crystal proteins of isolates Bt7N, BtDen, Bt18, BtK73, BtSoto and Bt7 showed the highest
nematicidal activities, with the mortality range of 86-100%. In addition, ammonium sulfate cut-off fraction
of vegetative cultures of the most potent isolates (Bt7, Bt7N, BtSoto and BtDen) was examined in vitro for
their nematicidal effects. The observed mortalities of Bt7N and Bt7were 100 and 89.4% for 80% ammonium
sulfate cut-off respectively. The culture fluid (CF), cell-free supernatant (CFS) and cell-pelleted residues
(CP) of each of the four isolates (Bt7, Bt7N, BtSoto and BtDen) were evaluated for their nematicidal activities
in vivo, using tomato plants as a host. The results demonstrate that both crude suspension (CS) and cellfree
supernatant (CFS) of isolate Bt7N reduced the number of egg masses by 78% and 77% respectively, and
number of eggs by 84% and 76% compared to control.
Znanstveni radovi o parazitima divljih mačaka (Felis silvestris silvestris) rijetki su i najčešće rađeni na malom broju uzoraka te je stoga naš cilj bio istražiti učestalost endoparazita divljih ...mačaka u Hrvatskoj. Pregledali smo lešine 34 divlje mačke, stradale u prometu ili u sklopu provedbe lovnogospodarskih osnova. Sve su životinje bile negativne na bjesnoću. Sadržaj želudca i crijeva pregledali smo pod mikroskopom. Izmet iz debelog crijeva pregledan je metodom flotacije pomoću zasićene otopine ZnSO4, dok je dijafragma pregledana pomoću umjetne probave. Upotrijebili smo izravnu imunofluorescenciju za utvrđivanje cista Giardia sp., što je prvo takvo istraživanje kod divljih mačaka. Sve pregledane životinje bile su invadirane barem jednom vrstom parazita, dok je najraznolikija invazija uključivala šest različitih vrsta parazita utvrđenih kod jedne životinje. Sljedeće su vrste parazita identificirane (% prevalencije odraslih parazita i razvojnih stadija u svim analiziranim uzorcima): Taenia taeniaeformis (55,9 %), Capillaria sp. (50 %), Toxocara cati (50 %), Isospora sp. (29,4 %), Strongyloides sp. (23,5 %), Giardia sp. (17,6 %), Ancylostoma tubaeformae (14,7 %), Physaloptera sp. (11,8 %), Hymenolepididae (8,8 %), Alaria alata (5,9 %), Aelurostrongylus abstrusus (5,9 %), Toxascaris leonina (5,9 %), Trichinella sp. (5,9 %), Mesocestoides lineatus (5,9 %), Anoplocephalidae (2,9 %), Dipylidium caninum (2,9 %), Trichuris sp. (2,9 %), Isospora felis (2,9 %), Eimeria sp. (2,9 %) i Sarcocystis sp. (2,9 %). Među njima, Eimeria sp., Trichuris sp., jaja anoplocefalida i himenolepidida su pseudoparaziti, koji potječu od plijena. Četiri roda koje smo identificirali do sada nisu nikada opisani kod divljih mačaka - Giardia sp., Strongyloides sp., Sarcocystis sp. i Dipylidium caninum.
PDF
