Bir ülkenin mali sistemi iktisadi büyüme ve yapılanmada anahtar rol oynamaktadır. 1980 sonrasında sermaye hareketlerinin serbestleşmeye başlamasıyla birlikte mali sistemin kırılganlığı da artmıştır. ...Küresel mali piyasalarda eklemlenme sürecinin hız kazandığı 1990'lı yıllar ise, Türkiye ekonomisinde krizlerin döngüsellik gösterdiği yıllardır. Söz konusu dönemde Türkiye ekonomisinin, kamu finansmanının sürdürülmesini sağlamaya yönelik politikalar çerçevesinde şekillendiği görülmektedir. Çalışmanın amacı öncelikle 1980 yılında başlayan mali serbestleşme aşamalarının ortaya konularak, yaşanan krizlerin ve kriz sonrası istikrar programlarının ana hatlarını belirlemektir.
Türkiye, stratejik konumu bakımından farklı krizlerle karşılaşma olasılığı yüksek bir ülkedir. Turizmde yaşanan krize karşı alınan önlem olarak devlet ve işletme politikalarının yanı sıra turizm ...sektörünün en önemli aktörlerinden olan turist rehberlerinin de mesleklerine karşı olumlu tutum geliştirmeleri önemlidir. Bu anlamda turist rehberi yetiştiren kurumlara önemli görevler düşmektedir. Bu noktadan hareketle, çalışmada Türkiye’de yaşanan ve turizm sektörünü etkileyen krizlerin turist rehberliği öğrencilerinin mesleki tutumları ile ilişkisinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Araştırmada karma yöntem benimsenmiş olup veriler, Türkiye’de turist rehberi yetiştiren yükseköğretim kurumlarındaki 424 öğrenciye anket uygulanarak, 19 öğrenci ile de yüz yüze görüşme yapılarak elde edilmiştir. Çalışma sonucunda krizin, turist rehberliği öğrencilerinin mesleki tutumları ile düşük düzeyde olumsuz ilişkisi olduğu belirlenmiştir. Özellikle turist rehberliği öğrencilerinin, yaşanan krizlerden ders çıkardıkları, kendilerini geliştirmek, donanımlı, tercih edilen bir turist rehberi olmak ve mesleği icra etmek istedikleri, geleceğe umutla baktıkları ve meslekte başarılı olacaklarına inandıkları tespit edilmiştir. * Bu çalışma, Anadolu Üniversitesi tarafından yürütülen 1705E135 no.’lu “Turizmde Yaşanan Krizin Turizm Rehberliği Öğrencilerinin Mesleki Tutumlarına Etkisi” adlı proje kapsamında hazırlanmış ve ABD-Orlando’da 11-18 Aralık 2019 tarihleri arasında gerçekleşen "5th World Research Summit for Tourism and Hospitality" kongresinde bildiri olarak sunulmuştur.
Türkiye, stratejik konumu bakımından farklı krizlerle karşılaşma olasılığı yüksek bir ülkedir. Turizmde yaşanan krize karşı alınan önlem olarak devlet ve işletme politikalarının yanı sıra turizm ...sektörünün en önemli aktörlerinden olan turist rehberlerinin de mesleklerine karşı olumlu tutum geliştirmeleri önemlidir. Bu anlamda turist rehberi yetiştiren kurumlara önemli görevler düşmektedir. Bu noktadan hareketle, çalışmada Türkiye’de yaşanan ve turizm sektörünü etkileyen krizlerin turist rehberliği öğrencilerinin mesleki tutumları ile ilişkisinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Araştırmada karma yöntem benimsenmiş olup veriler, Türkiye’de turist rehberi yetiştiren yükseköğretim kurumlarındaki 424 öğrenciye anket uygulanarak, 19 öğrenci ile de yüz yüze görüşme yapılarak elde edilmiştir. Çalışma sonucunda krizin, turist rehberliği öğrencilerinin mesleki tutumları ile düşük düzeyde olumsuz ilişkisi olduğu belirlenmiştir. Özellikle turist rehberliği öğrencilerinin, yaşanan krizlerden ders çıkardıkları, kendilerini geliştirmek, donanımlı, tercih edilen bir turist rehberi olmak ve mesleği icra etmek istedikleri, geleceğe umutla baktıkları ve meslekte başarılı olacaklarına inandıkları tespit edilmiştir. * Bu çalışma, Anadolu Üniversitesi tarafından yürütülen 1705E135 no.’lu “Turizmde Yaşanan Krizin Turizm Rehberliği Öğrencilerinin Mesleki Tutumlarına Etkisi” adlı proje kapsamında hazırlanmış ve ABD-Orlando’da 11-18 Aralık 2019 tarihleri arasında gerçekleşen "5th World Research Summit for Tourism and Hospitality" kongresinde bildiri olarak sunulmuştur.
Avrupa Birliği ülkeleri son yüzyılın en önemli göç destinasyonlarından birini oluşturmaktadır. Göçe dair meseleler eskiden devletlerin kendi egemenlik alanında iken AB projesinin gelişimi ile bu ...alanlarda Birliğin ulus-üstü organlarının yetkileri artmıştır. Yani AB göç politikalarında uzun bir süre hükümetler arası bir yaklaşım tercih edilirken zamanla kısmi bir ortak politikanın gelişiminden de söz edilmektedir. Güvenlik perspektifinden göç politikalarını oluşturan AB, özellikle son otuz yıldır göçü “dışsallaştırarak” yönetmeyi tercih etmektedir. Suriye İç Savaşı’nın neden olduğu göç krizinin bir sonucu olarak Türkiye ile iş birliği yapmak AB’nin göç politikalarının dışsallaştırılmasında önemli bir yere sahip olmuştur. Bu çerçevede, 2015 yılındaki göç krizi sırasında Avrupa’ya göç akışını önlemek için iki tarafın üzerinde anlaşmaya vardığı 18 Mart 2016 tarihli AB-Türkiye Göç Mutabakatı bir başarı olarak sunulmuştur. Ancak bu açıklamanın yasal niteliği ve çeşitli yönleri birçok tartışmaya yol açmıştır. Gayri resmi yöntemler kullanılarak gerçekleştirilen bu iş birliği AB göç politikalarının dışsallaştırılması açısından önemli bir örnek niteliğindedir.
Finansal krizler dünya ekonomik düzenini sarsan afetlerdir. Bu afetler toplumlarin yasam standartlarini da etkilemektedir. 18. yy.'dan itibaren ulus devletlerin ortaya çikisi ulusal ekonomileri de ...birbirine yakinlastirmistir. Karsilikli ticaret ve buna bagli finans iliskilerin de artmasi ulusal para ve finans kurumlarini da birbiri ile olan baglantilarini hizlandirmistir. Fakat dönemin Klasik ögreti anlayisi par ve finans piyasalarini düzenleyecek ve denetim altinda tutacak yetkili kurumlari olusturamamistir. Bu yüzden 20. yy. kadar finansal krizler daha sik araliklarla yasanmistir. 1930 sonrasi Büyük Depresyon ve Keynesyen Devrim yetkili ulusal para kurumlari olan Merkez Bankalarina müdahale yetkilerini vererek ulusal para ve finans sahalarini düzenlemeleri için tecrübe kazanmalarina olanak saglamistir. 20 yy. içinde yasanan finansal krizler ise agirlikli iki nedenden dolayi ortaya çikmaktadir. Birincisi küresel para ve finans sistemine hakim ülkenin hatali para ve finans politikalari sonucunda çevresindeki ülkeleri de içine alacak sekilde ortaya çikmaktadir. Ikincisi ise serbest dolasimli küresel finans akimlarinin düzensiz dagilimi ve yükselen Pazar ekonomilerindeki kontrolsüz dalgalanmayla krizlerin çikmasidir. Çalismanin hedefi finansal krizler öncesinde yasanan iktisadi süreçlerin incelenmesi ve bu krizlere ne tür toplum ekonomisi hareketlerinin neden olabilecegini ortaya çikarmaktir. Olasi finansal krizlere karsi nasil hazir olunabilecegi konusu da ayni zamanda tartisilacaktir.
Suriyeli sığınmacıların zorluklar ve şoklar karşında dayanma, direnme ve
toparlanıp eski haline gelme potansiyelleri olarak tanımlanan “dayanıklılığının”
ulusal ve uluslararası düzeyde ...geliştirilmesi, Suriyeli mültecilerin toplumsal, siyasi
ve kültürel entegrasyonuna önemli bir katkı sunmaktadır. Makalenin temel amacı
Türkiye ve Avrupa Birliği’nin Suriyeli mültecilerin “dayanıklılık” kapasitesini
güçlendirmeye yönelik politikalarının ve araçlarının neler olduğu ve söz konusu
araçların etkinliklerini tespit etmektir. Makale Türkiye ve AB’nin Türkiye’deki
Suriye toplumunun dayanıklılığını artırmaya ne ölçüde ve nasıl katkı sunduğunu
ortaya çıkarmayı hedeflemektedir.
Dijital çağda sosyal medya, markaların kampanyalarını yürütmede ve tüketiciler ile etkileşim kurarak kendilerini anlık ifade etmesine olanak sağlayan güçlü bir kriz iletişim aracı işlevi ...üstlenmektedir. Tüketiciler sadece ürün ve hizmetler ile ilgili içerikleri değil toplumsal ve politik meselelerde de markaların iletişimlerini takip etmektedir. Krizlerin bir nedeni olarak doğal afetlerin yaşandığı dönemlerde, iletişim faaliyetlerinin önemi daha da ön plana çıkmaktadır. Bireyler, toplumsal birlikteliği sağlamak ve afet sürecini iyileştirmek adına bireysel çaba göstermenin yanı sıra tüketici kimlikleri ile sektörel bazda beklenti içerisine girmektedir. Bu beklenti onların özellikle markalar özelinde çeşitli tutum ve davranışlara yönelmesine neden olmaktadır. Türkiye’de 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli olmak üzere on ili kapsayan deprem felaketinde, yerel ve küresel düzeyde markaların sürece ilişkin destekleri, afet iletişimine yönelik uygulamaları ve yürüttükleri kampanyalar çalışmanın çıkış noktasını oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında metin analizi yöntemi ile Türkiye’nin en değerli 30 markasının afet dönemine ilişkin ürettikleri içeriklerin etkileşimleri incelenmiş, afet dönemlerinde sosyal medya etkileşim kriterlerinin saptanması ve söz konusu etkileşimlerin tüketici tarafında nasıl değerlendirildiğinin anlaşılması amaçlanmıştır. Çalışma sonucunda yapılan incelemelerde sosyal medya etkileşimlerinde tüketicilerin markalara yönelik olumlu- olumsuz tutumlarını beyan ettikleri, bu kapsamda en fazla etkileşim alan tweeetler ve gönderiler incelendiğinde tüketicinin zihnindekine uygun ve beklentisini karşılayan destekler yapılması marka bağlılığı sağlamada önemli bir etken olarak değerlendirilmiştir. Tüketicilerin bireysel olarak kendilerinin yapamadıklarını markalardan bekliyor olmaları markalara yüklenen sorumluluğa dair önemli bir göstergedir.
Kriz iletişimi yönetiminde kriz ile ilgili olguların tespit edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu olgular kriz çeşidinin sınıflandırılmasına ve dolayısıyla da etkili ‘kriz tepki stratejilerinin’ ...uygulanmasına olanak verir. Bu makalede, Malezya Havayollarının MH370 sefer sayılı uçağının kriz yönetim süreci bir vaka analizi olarak değerlendirilmiştir. Uçak, içindeki 227 yolcu ve 12 mürettebat ile 8 Mart 2014 tarihinde kaybolmuş ve çok-uluslu arama-kurtarma çalışmalarına rağmen sonuç elde edilememiştir. Bu amaçla, Timothy W. Coombs’un ‘kriz yönetiminin üç evresi’ söz konusu vakanın kriz yönetimi sürecine uygulanmıştır. Bu bağlamda, söz konusu krizin yönetilmesinde kullanılan ‘kriz tepki stratejileri’ Coombs’un ‘Durumsal Kriz İletişimi Kuramı’ dâhilinde değerlendirilmiştir. Ayrıca Malezya Havayollarının ve en büyük hissedarı Malezya hükümetinin kriz iletişimi yönetimi uygulamaları ve araçları da analiz edilmiştir. Sonuç olarak, alışılagelenin çok üzerinde bir süre boyunca olgulara ulaşamamanın bir enformasyon vakumu oluşturarak spekülasyonları ve söylentileri içine çektiği ortaya konulmuştur.