Polypropylene, which is one of the most used polymers in machine carpet production as pile yarn, has some disadvantages need to be developed, such as lower resilience, flattening, matting etc. For ...this reason, there are so many studies in order to improve the inferior properties of polypropylene in carpet industry. In this study, eight carpet samples were produced by polypropylene BCF yarns with two filament fineness (3.7 and 9.5 dpf) and four ratios of slip additive (0 wt%, 0.5 wt%, 1 wt%, 2 wt%). In order to determine the effects of different filament fineness and additive percentage on thickness loss and resilience, carpet samples were exposed to short-term static loading test. According to the results, samples with 9.5 dpf filament fineness had lower thickness loss values compared to those of samples with 3.7 dpf filament fineness. Besides, the resilience behaviours of samples with 9.5 dpf filament fineness were also obtained to be better than samples with 3.7 dpf filament fineness. In consideration with slip additive percentages, although a trend was not observed between the increased additive ratio and mechanical responses of carpets, a difference was obtained between pure and 2 wt% additive blended samples. The blended samples with 2 wt% additive had shown lower thickness loss and higher resilience compared to neat samples.
Bu çalışmada; NAFILean-PF2 555 (%20 kenevir katkılı PP) ticari ismi ile üretilen polipropilene Afyonkarahisar/Sinanpaşa ilçesinden temin edilen haşhaş sapları %20 oranında katılmıştır. Uyumluluk ...maddesi olarak maleik anhidrit aşılı polipropilen (MAPP) %5-10 ve 15 oranlarında katılarak çift vidalı ekstruderde karıştırılmış ve granül halinde üretilmiştir. Mekanik ve morfolojik özelliklerine değişik oranlarda MAPP ilavesinin etkisi araştırılmıştır. Ekstrüzyon makinesinde elde edilen granüller kurutulmuş ve enjeksiyon makinesinde standartlara uygun şekilde test numuneleri basılmıştır. Elde edilen polimer kompozitinin mekanik değerlerinin belirlenmesi için elastiklik modülü, çekme mukavemeti, kopma mukavemeti, kopma uzaması, darbe mukavemeti ve sertlik testleri yapılmıştır. Ayrıca kenevir ve haşhaş saplarının dağılımlarını belirlemek için taramalı elektron mikroskobisi (SEM) ile fotoğrafları çekilmiştir. Analizler sonucunda %20 kenevir katkılı PP (NAFILean-PF2 555) içerisinde haşhaş ve MAPP ilavesiyle; elastiklik modülü, çekme mukavemeti, kopma mukavemeti, kopma uzaması, darbe mukavemeti ve sertlik değerlerinin nasıl değiştiği belirlenmiştir. SEM incelemesi sonucunda kenevir ve haşhaş partiküllerinin homojen dağıldığı tespit edilmiştir.
The purpose of this work is to improve mechanical properties of rigid polyurethane (RPU) composites used in traditional ceramic casting industry. Therefore, monofilament (mono) and fibermesh (fibril) ...polypropylene (PP) fibers with various lengths (3, 6, 12 and 18 mm) were incorporated to polymer matrix at different rates (0.5, 1.0, 1.5 and 2% by weight). Effects of fiber type and content on flexural strength, bending strength and compressive strength of composites were investigated. Surface morphology and thermal characteristics of composites were evaluated by SEM and TGA analysis, respectively. Bulk densities of specimens with and without PP fibers vary between 72,15-146 kg/m3. Compared to pure rigid polyurethane foam, bulk density of monofilament PP reinforced composites significantly increased and the highest density value (146,86 kg/m3) was reached in M6/2.0 sample. On the other hand, incorporation of fibrilmesh caused a decrease in bulk density. While the increase in percentage of mono PP increased flexural strength, the presence of fibril PP had a negative effect on strength. Compressive strength of all mono PP reinforced composites is higher than that of pure RPU, except for M6/0.5 sample. Besides, SEM analysis revealed that the presence of PP fibers generally reduced number of closed cells in composite structure. Experimental findings indicate that fiber type, content and length affect mechanical performance of RPU composites. In addition, it is possible to use mono PP fiber reinforced RPU composites as support apparatus in ceramic casting industry.
Bu çalışmanın amacı, geleneksel seramik döküm endüstrisinde kullanılan sert poliüretan kompozitlerin mekanik özelliklerini iyileştirmektir. Bu nedenle, çeşitli uzunluklarda (3, 6, 12 ve 18 mm) monofilament (mono) ve fiberağ (fibril) polipropilen (PP) elyaflar polimer matrisine farklı oranlarda (ağırlıkça %0.5, 1.0, 1.5 ve %2) dahil edildi. Elyaf tipi ve içeriğinin kompozitlerin eğilme mukavemeti ve basınç mukavemeti üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Kompozitlerin yüzey morfolojisi ve termal özellikleri sırasıyla SEM ve TGA analizi ile değerlendirildi. Saf poliüretan ve PP lif içeren numunelerin kütle yoğunlukları 72,15-146 kg/m3 arasında değişmektedir. Saf poliüretan kompozite kıyasla monofilament PP takviyeli kompozitlerin kütle yoğunluğu önemli ölçüde artmış ve M6/2.0 numunesinde en yüksek yoğunluk değerine (146,86 kg/m3) ulaşılmıştır. Öte yandan, fiberağ (fibril) ilavesi, yığın yoğunluğunda bir azalmaya neden oldu. Mono PP yüzdesindeki artış eğilme mukavemetini arttırırken, fibril PP'nin varlığı mukavemeti olumsuz etkilemiştir. Mono PP takviyeli kompozitlerin basınç dayanımı (M6/0.5 numunesi hariç) saf polüretandan daha yüksektir. Ayrıca SEM analizi, PP liflerinin varlığının genellikle kompozit yapısındaki kapalı hücre sayısını azalttığını ortaya koymuştur. Deneysel bulgular, elyaf tipi, içeriği ve uzunluğunun sert poliüretan kompozitlerin mekanik performansını etkilediğini göstermektedir. Ayrıca, mono PP elyaf takviyeli rijit poliüretan kompozitlerin seramik döküm endüstrisinde destek aparatı olarak kullanılması mümkündür.
Maleik anhidrit aşılı polipropilen (MAPP) oranı ve UV (Ultraviyole) yaşlandırma işleminin polipropilen (PP)/cam küreler (GS) polimer kompozitlerinin mekanik ve morfolojik özellikleri üzerindeki ...etkileri üzerine bir araştırma yapılmıştır. UV yaşlandırma, 70 C sıcaklıkta 0, 15, 30 gün olacak şekilde üç farklı bekletme süresinde gerçekleştirilmiştir. Polipropilen matris içerisine %1, 5, 10 ve 15 oranlarında katılan cam küre parçacıkları ekstrüderde karıştırılarak homojen bir karışım elde edilmiştir. Ekstrüderde elde edilen karışım kırıcıdan geçirilerek granül formuna getirilmiştir, ardından enjeksiyon makinesinde standartlara uygun şekilde test numuneleri kalıplanmıştır. MAPP ve UV tutma süresinin, PP/cam küreler kompozitlerinin elastik modülü, akma mukavemeti, kopmadaki çekme mukavemetleri, %uzama, İzod darbe mukavemeti, sertlik, yoğunluk ve morfolojik özelliklerine etkileri araştırılmıştır. MAPP ve UV tutma süresinin, kompozitlerin elastiklik modülü ve yoğunluğu gibi mekanik özellikleri üzerinde marjinal etkileri vardır. Sonuçlar, artan MAPP içeriğinin ve UV tutma süresinin elastiklik modülü ve yoğunluğunun artmasına neden olduğunu, buna karşın UV tutma süresi arttıkça İzod darbe dayanımı ve %uzamanın azaldığını göstermiştir. MAPP içeriği kompozitin termal davranışına etki ederek vicat yumuşama sıcaklığı ve ısıl çarpılma sıcaklığı-HDT değerlerinde önemli derecede artışa sebep olmuştur. Ayrıca, bu deneylerde cam küre parçacıklarının mikro yapısını ve malzeme dağılımını değerlendirmek için taramalı elektron mikroskobu (SEM) incelemesi yapılmıştır.
Özet: Bu
çalışmada polipropilenin zincir
uzunluğuna (n) bağlı olarak kimyasal reaktifliği
ya da kararlılığı, global reaktiflik parametreleri ve bazı spektral sonuçlar
yardımıyla araştırıldı. Bu ...maksatla, molekülün optimizasyonları (n=1-12) B3LYP/6–311++G(d,p)
seviyesinde yapıldıktan sonra global reaktiflik parametreleri yani; EHOMO,
ELUMO, ELUMO - EHOMO enerji farkı, iyonlaşma
enerjisi, elektron ilgisi, kimyasal potansiyel, elektronegatiflik, sertlik, yumuşaklık,
elektrofilisiti ve nükleofilisiti indeks değerleri ve spektral sonuçlar yani;
IR, 1H NMR ve 13C NMR spektrumları hesaplanarak
yorumlandı. Molekülün reaktifliğinin zincir uzunluğuna bağlı olarak artığı
fakat n=10’dan sonra hemen hemen sabit kaldığı görüldü. Bulunmuş bu zincir uzunluğunun
bu molekülün kimyasal özelliklerinin teorik olarak araştırmada yeterli olduğu
kanaatine varıldı.
Abstract: In the
present study, the chemical reactivity or stability of polypropylene depending
on the number of chain (n) were investigated via global reactivity parameters
and some spectral results. In this context, after the geometry optimizations of
the molecule (n=1-12) were carried out at B3LYP/6–311++G(d,p) level, the global
reactivity parameters such as; EHOMO, ELUMO, energy gap
between ELUMO and EHOMO, ionization enerjisi, electron
affinity, chemical potential, electronegativity, hardness, softness,
electrophilicity index and nucleophilicity index, and the spectral results such
as; IR, 1H NMR and 13C NMR have been calculated and
commented. It was seen that its reactivity increases with increasing chain
number but, become nearly constant after n=10. We have concluded this found
chain number is enough to investigate its chemical properties as theoretical.
Natural fibres are green materials and have some advantages i.e. are renewable, reasonably cheap, biodegradable and ecologically freindly. Conversely, composites made of natural fibers can be used as ...a reinforcement material either long or short forms or recycled fibres. In the production of this NFC materials are made from a combination of natural fibers and polymeric matrice. In this study, thermoplastic-based polypropylene chips composites were produced by making use of pumice stone with different grain structures and chicken feather as reinforcement. In the composite production process hot-pressing machine was used to develop novel composites. Prior to the production process, the pumice stones were determined in the sizes of 0-1mm, 1-2mm and 2-3mm by passing them through a regular sieve. Later, chicken feathers with 0-1 mm granule structure were chopped in a blender and mixed with pumice stones separately. These mixtures were sewn in between polypropylene nonwoven fabrics. The composite plates were obtained by placing polypropylene chips on top and bottom of the sewn fabric. The samples for thermal conductivity tests were cut with a diameter of 28 mm from these plates. And heat conductivities of these samples were tested on the P.A. HILTON LTD. H940. By reinforcement materials such as chicken feather and pumice stone, it is aimed to improve the heat conductivity properties of the produced composites. Overall results showed that an increas in particle size of pumice stone has negative effect on the thermal conductivity of natural fiber composites.
Maddenin dördüncü hali olan plazmayı kullanan atmosferik basınçlı plazma işlemi otomotivde boyanabilirlik ve yapışma, tekstilde nem tutma, hava geçirgenliği, ağırlık azaltma ve kir iticilik, ...gıdalarda bakteri inaktivasyonu ve tıpta iyileştirme hızlandırma gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Atmosferik basınçlı plazmanın (ABP) polimerler üzerinde kullanılması yüzey modifikasyonu, yüzey aktivasyonu sağlaması, yüzey temizliği gibi avantajlara sahip olması, pek çok kombinasyonu olması ve parametrelerinin (güç, gaz akış debisi vb.) kontrolü ile beklenen özellikleri sağlaması nedeniyle önemli ve popülerliği artan bir konudur. Bu derleme çalışmasında atmosferik basınçlı plazma hakkında genel bilgiler verildikten sonra özellikle polipropilen (PP) malzeme üzerinde atmosferik basınçlı plazma yönteminin uygulamaları örneklenmiş ve benzer alanlarda yapılan çalışmalarla karşılaştırmalar yapılmıştır.
Polypropylene fabrics are one of the most preferred products for outdoor textiles. With the risks posed by the pandemic in the last year, outdoor textiles are expected to have some additional ...features such as antibacterial, antivirus, antimildew properties. Antimicrobial finishing and water repellency treatment may be applied consecutively on polypropylene fabrics. This research aims to investigate the effect of sequential finishing process by applying of different antimicrobial chemical ratio (0, 5 and 10 g/l) and fluorocarbon-based water repelling substance (0, 30 and 50 g/l) on antimicrobial efficiency and water repellency grades of outdoor fabrics. According to the results of statistical analyses, it was determined that antimicrobial efficiency against S. aureus and C. albicans was statistically influenced from process type at significance level of 0.05, while antimicrobial efficiency against E.coli microorganism was not statistically influenced from process type. Antimicrobial activity of outdoor samples was more satisfying against S. aureus microorganism. Water repellency results generally improved as the applied amount of water repellent substance increased for the fabrics treated with the same amount of antimicrobial substance.
Amaç:
Monofilament
paslanmaz çelik tel (TEL), multifilaman paslanmaz çelik halat (HALAT),
polipropilen bant kelepçe (KELEPÇE) ve multifilaman elastan fiber (ELASTAN)
sütürler, deneysel düzenekle in ...vitro olarak kemik hasarı, elastik modül, çekme
dayanımı, uzama ve kopma parametreleriyle karşılaştırılmıştır.Gereç
ve Yöntem: Koyun
göğüs kafesleri median sternotomiyle iki parçaya ayrıldı ve sonrasında ilgili
kapama yöntemiyle bir araya getirildi. Bu haliyle deneysel düzeneğe
sabitlenerek 100-800N çekme testine (Instron, USA) tabi tutuldu. İlk aşamada
sütür parçaları teker teker, sonra halka yapılıp düğümlenerek ve son aşamada
sütüre edilmiş koyun göğüs kafesi şekinde test edildi. Sternumun maksimum
kuvvetteki ayrışma mesafesi, sütürün kopma ve uzaması, elastik-plastik faz
seviyeleri ve akma noktaları her aşamada kaydedildi.Bulgular:Sütür-kemik temas yüzeyi KELEPÇE’de
(3.5 mm: en yüksek), ELASTAN’da (2 mm), HALAT’ta (1.1 mm), TEL’de (0.8 mm: en
düşük) iken, kemik doku hasarı ELASTAN’da hiç olmadı, HALAT’ta %11, TEL’de %29
seviyesinde oldu, KELEPÇE grubunda ise kemik hasarı oluşacak kuvvete erişmeden
kopma gözlendi. Sütürde uzamanın başladığı ortalama seviyeler ise TEL’de 210N
(en dayanıksız), KELEPÇE’de 320N, HALAT’ta (800N: en dayanıklı) ve ELASTAN’da
(800N: en dayanıklı) şeklinde izlendi.800N’luk anlık aşırı kuvvet oluşmasının
simüleedildiğiya aşamada kemik veya sütür hasarı oluşmadan kemiğin bir arada
kalabildiği tek yöntem ELASTAN oldu.
Sonuç: Deney sonuçlarımıza göre sütür
temas alanı ile kemik hasarının ters korele olduğu ve polipropilen materyal
dayanımının bu alanda dayanıksız olduğu görüldü. Daha önemli olarak rijit
sabitleme yerine bizim geliştirdiğimiz, 800N’a kadar rijit, daha üstünde
elastik özellik gösteren ELASTAN yönteminin, anlık aşırı kuvvet altında
dehissens oluşsa bile yeniden anında sternumu eski konumuna getirerek başarı
sağladığı gösterildi.
Bu çalışmada, polipropilen lif ve alçıtaşı kullanımı ile üretilen harçların basınç ve eğilme dayanımına, porozite ve su emme kapasitesine, kuruma büzülmesi davranışına etkisi incelenmiştir. Bu ...bağlamda Türkiye’de üretilmeyen genleşen çimento için alternatif bir yöntem düşünülmüş ve alçıtaşı toplam hacime dahil edilmiştir. Bu yüzden alçıtaşı ilavesi ile agrega miktarı azalmıştır. Agrega olarak silis kumu (doğal agrega) ile lif içeren ve içermeyen olmak üzere 9 tip harç karışımları üretilmiştir. Tüm harç karışımlarında su/bağlayıcı değeri 0,25 olarak sabit tutulmuştur. Dayanım özellikleri ve kuruma büzülmesi davranışlarını geliştirmek amacı ile harç karışımlarına toplam hacmin %1,5 ve %3,0 oranlarında polipropilen lif eklenmiştir. Lif kullanımının harç karışımlarının işlenebilirliğini olumsuz etkilediği bilinmektedir. Bu nedenle lif içeren karışımlarda sabit yayılma değerlerini elde etmek için lif içermeyen karışıma kıyasla daha fazla su ilave edilmesi gerekmektedir. Ancak dayanım azalmasını engellemek amacıyla lif içeren ve içermeyen harç karışımlarında su miktarları sabit tutulmuştur. Kompozitlerin işlenebilirliği için kendiliğinden yerleşme özelliği esas alınmış ve bu kapsamda yüksek oranda su azaltıcı katkı oranı %2,5 olarak kullanılmıştır. Üretilen harç karışımlarının 1, 7 ve 28 günlük basınç ve eğilme dayanımları, 28 günlük porozite ve su emme miktarları, 90 günlük kuruma büzülmesi değerleri belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre lif kullanımı ile istenilen yayılma değerini sağlamak için su azaltıcı katkı gereksinimi artmıştır. Ayrıca dayanım, porozite, su emme ve kuruma büzülmesi değerlerinde ciddi derecelerde iyileşme meydana gelmemiştir.