Biz burada akut batın tablosu gibi prezente olan iki epiploik apandisit olgusunu sunduk. Ayrıca literatür eşliğinde primer epiploik apandisitin patoloji, klinik, tanı ve tedavisini tartıştık.
We ...reported two patients with epiploic appendagitis presented with acute abdominal pain. Reviewing the literature, we also discussed the pathology, clinical features, diagnosis and treatment of the primary epiploic appendagitis.
Retroperitoneal leiornyosarkom, sigmoid kolon adenokarsinomu ve renal hücreli karsinomdan oluşan senkron primer triple tümörü olan 67 yaşında bir erkek olgu sunulmaktadır. Olguda sigmoid kolon ...rezeksiyonu gerçekleştirildikten bir ay sonra retroperitoneal kitle eksizyonu ve sol nefrektomi uygulandı. Olgu onüç aydır klinik takiptedir ve nüks veya metastazla uyumlu bulgu tespit edilememiştir. Yazımızda, cerrahi uygulamada ender görülen bir olgu olması nedeni ile triple veya daha çok sayıdaki primer malign tümörler gözden geçirildi.
Synchronous triple primary malignant neoplasms, including retroperitoneal leiomyosarcoma, sigmoid colon adenocarcinoma and renal celi carcinoma in a 67-year-old male is reported. First, sigmoid colon was resected, followed by rertoperitoneal tumor resection and left nephrectomy one month later. The patient has been folloWed for thirteen months and neither recurrence nor metastasis has been detected. Due to its rarity in daily surgical practice, in this article, we have revieWed the synchronous cases with triple or more primary malignant tumors.
A patient with multiple brain metastases was referred to University of İstanbul Institute of Oncology for emergency treatment of multiple brain metastases. Excisional biopsy of an inguinal ...lymphadenopathy showed small cell carcinoma with neuroendocrin differentiation. The patient was then received cranial irradiation and chemotherapy. Thirteen months later after initial treatment, he developed metastases of iris and choroid region of the right eye and was referred to the same clinic. After application of palliative radiotherapy to the right orbit, metastases have been regressed quickly and palliation has been obtained successfully.
Beyinde multipl metastaz ön tanısı ile acil radyoterapi için İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstütüsü'ne sevk edilen hastanın yapılan tetkiklerinde multipl lenfadenopatiler (LAP) saptandı. İnguinal LAP'dan biri eksizyonla çıkarıldı. Yapılan histopatoloji incelemesinde nöroendokrin differansiasyonlu küçük hücreli karsinom tanısı konuldu. Kraniyal radyoterapi sonrası sistemik kemoterapi uygulanan hasta, tedaviden 13 ay sonra sağ göz iris ve koroid bölge metastazı ile yeniden kliniğimize başvurdu. Sağ orbitaya palyatif radyoterapi uygulanan hastada radyoterapiye hızlı bir yanıt alınarak başarılı palyasyon sağlandı.
Amaç: İdiyopatik venöz tromboemboli (VTE) tanısı almış olgularda yüksek sıklıkta gizli kanser de saptanmıştır. Gizli kanser, VTE riskini bütün yaşlar için 2-7 kat, fakat 45 yaş üstü hastalar için 19 ...kat arttırmaktadır. Bu çalışmada VTE ile gizli jinekolojik kanserler arasındaki ilişkinin boyutlarını ve tanı esaslarını literatür bilgileri ışığında irdeledik. Materyal ve Metod: Ocak 1997 - Ocak 2003 tarihleri arasındaki 6 yıllık dönemde Alsancak Devlet Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Polikliniğine alt ekstremitelerinde ilk kez oluşan venöz tromboembolizm yakınması nedeniyle toplam 198 kadın hasta başvurdu. Yaş ortalaması 49.3±5.8 idi. Hastalarımızın tamamında venöz tromboembolizm tanısı venöz Doppler ultrasonografık inceleme ile doğrulandı. Hiçbir olguda primer etyolojik faktörün habis bir hastalık olduğu ilk başvuru anında bilinmiyordu. Tüm hastalarda akciğer radyografileri, laboratuvar incelemeleri ve abdomino-pelvik USG'den yararlanıldı. Bulgular: İleri incelemeleri sonucu 198 kadın olgunun 9'unda (%4.54) gizli kalmış ve ilk olarak tanıladığımız genito-üriner sistemlerine ait kanserleri saptadık. Bu 9 olgudan 6'sında (%66.6) över Ca tanılandı. Tüm olgular yaşamlarında ilk kez VTE tanısı almıştı. Tüm olgulara acil başlan-gıç tedavisi olarak düşük moleküler ağırlıklı heparin (LMWH) başlanarak bir büyük merkezin Jinekolojik Onkoloji Kliniği'ne ileri inceleme ve tedavileri açısından yönlendirildiler. Sonuç: İdiyopatik kökenli ve ilk olarak VTE tanısı almış kadın hastalarda, jinekolojik gizli kanserden kuşkulanılması gerekmektedir. Primer patolojinin klinik belirtilerinden önce gelişebilen VTE'de dikkatli klinik muayene ve temel araştırmaların gerçekleştirilmesini öneriyoruz.
Aim: Occult malignancy is frequent in cases with idiopathic venous thromboembolism (VTE). Occult malignancy increases VTE risk 2 to 7 fold in all elderly people but this risk is 19 fold for the patients over 45 years. In this study we evaluated the relation of VTE and occult gynecologic malignancies and their diagnosis principles under the light of literature. Material and Method: Totally, 198 (women) patients with lower extremity venous thromboembolism for the first time, adimitted to Alsancak State Hospital Cardiovascular Surgery Outpatient Clinic between January 1997 and January 2003. Average age was 49.3±5.8 years. In all cases venous thromboembolism diagnosis was confirmed with venous Doppler ultrasonography. At first admission we didn't know that primary etiologic factor was a malignant disease. Chest X-rays, laboratory tests and abdominopelvic USG were held in all patients. Results: Further investigations showed that 9 of (4.54%) 198 women had occult genito-urinary system carcinomas. In 6 of them malignancy was ovarian carcinom (66.6%). For all cases VTE diagnosis was established for the first time. We gave low molecular weight heparin for initial therapy and for further investigation and treatment they were referred to a Gynecologic Oncology Clinic of an other center. Conclusion: It is necessary to suspect from gynecologic occult malignancy in the women with idiopathic VTE diagnosis. We proposed a careful clinical examination and basic tests in VTE to determine the primary pathology.