Bu çalışma; haber çerçeveleme yaklaşımı ekseninde dilenci ve dilencilik stereotipini ele alarak, onların haber içeriklerindeki konumunu ortaya koyma amacı taşımaktadır. Bu bağlamda, çalışmada ...dilencilere yönelik stereotiplerin saptanması amacı ile Türkiye’de en çok okunan ilk 3 haber sitesi olan Sabah, Milliyet, Hürriyet gazetelerinde yer alan haber ve köşe yazıları çerçeveleme ve içerik analizi ile incelenmiştir. Yapılan araştırmada gazetelerin sıklıkla “Sahtekar”, “Tehlikeli ve Rahatsız Edici”, “Duygu Sömürücü” çerçevelerini kullandıkları saptanmıştır. İncelenen gazetelerde ayrıca dilencilere yönelik “Hırsız, Katil, Sahtekâr, Duygu Sömüren, Suriyeli, Zengin” nitelemelerine yer verildiği görülmüştür.
Bu çalışma; haber çerçeveleme yaklaşımı ekseninde dilenci ve dilencilik stereotipini ele alarak, onların haber içeriklerindeki konumunu ortaya koyma amacı taşımaktadır. Bu bağlamda, çalışmada ...dilencilere yönelik stereotiplerin saptanması amacı ile Türkiye’de en çok okunan ilk 3 haber sitesi olan Sabah, Milliyet, Hürriyet gazetelerinde yer alan haber ve köşe yazıları çerçeveleme ve içerik analizi ile incelenmiştir. Yapılan araştırmada gazetelerin sıklıkla “Sahtekar”, “Tehlikeli ve Rahatsız Edici”, “Duygu Sömürücü” çerçevelerini kullandıkları saptanmıştır. İncelenen gazetelerde ayrıca dilencilere yönelik “Hırsız, Katil, Sahtekâr, Duygu Sömüren, Suriyeli, Zengin” nitelemelerine yer verildiği görülmüştür.
Bu çalışmanın amacı, Türk Pop Müziğinde "popüler/idol/star" olmuş kadın sanatçılar üzerinden, toplumsal cinsiyet ayrımcılığına yönelik oluşturulan stereotipleri tespit etmektir. Bu nedenle, Hürriyet, ...Star ve Akşam gazetelerinin magazin sayfaları ele alınmaktadır ve 1998-2002 yılında popüler olan ses sanatçıları; Sibel Can, Seda Sayan, Hülya Avşar, Gülben Ergen, Nez ve Petek Dinçöz olmak üzere toplam 6 sanatçı örnekleminde "kadın star stereotipleri" incelenmektedir. Araştırmada, haberin sunuş biçimi (gazete manşet yapıları, manşet uzunlukları, sıfat kullanımı, önerme ve ad öbeği kullanımı, zaman dağılımı) anlambilimsel olarak incelenmekte, göstergeler yok sayılmaktadır. Bu doğrultuda haber metinleri üzerinden yaratılan stereotipler ve kimlik yapıları tespit edilmeye çalışılmaktadır.
Bu çalışmanın amacı, Türk Pop Müziğinde "popüler/idol/star" olmuş kadın sanatçılar üzerinden, toplumsal cinsiyet ayrımcılığına yönelik oluşturulan stereotipleri tespit etmektir. Bu nedenle, Hürriyet, ...Star ve Akşam gazetelerinin magazin sayfaları ele alınmaktadır ve 1998-2002 yılında popüler olan ses sanatçıları; Sibel Can, Seda Sayan, Hülya Avşar, Gülben Ergen, Nez ve Petek Dinçöz olmak üzere toplam 6 sanatçı örnekleminde "kadın star stereotipleri" incelenmektedir. Araştırmada, haberin sunuş biçimi (gazete manşet yapıları, manşet uzunlukları, sıfat kullanımı, önerme ve ad öbeği kullanımı, zaman dağılımı) anlambilimsel olarak incelenmekte, göstergeler yok sayılmaktadır. Bu doğrultuda haber metinleri üzerinden yaratılan stereotipler ve kimlik yapıları tespit edilmeye çalışılmaktadır.
I mezzi di comunicazione si configurano ormai come un oggetto di studio esplorato da svariate prospettive, non ultima quella linguistica. Tra i tratti unanimemente riconosciuti ci sono la grande ...variabilità in conseguenza degli innumerevoli tipi di programma, in un incessante avvicendarsi di toni e registri. Lo stile brillante, espressivo, connotativo è stato spesso accostato ai mass media, che hanno, tra i loro obiettivi, quello di attirare l’attenzione dello spettatore con frasi a effetto, con un lessico comprensibile e facilmente riconoscibile. Questo tipo di lessico può scadere nello stereotipo, nella frase che si ripete uguale nello stesso contesto e nella stessa situazione, meccanismo spesso usato dai giornalisti dei quotidiani o dei telegiornali, che dovendo lavorare in tempi ristretti ricorrono a volte a una fraseologia e a un dizionario preconfezionati; alcuni esempi: scendere in campo, a 360 gradi, luci ed ombre. Il presente lavoro dà conto di alcune espressioni stereotipate che hanno una particolare frequenza nei tg nazionali e sulle pagine dei principali quotidiani online, ne illustra l’uso e il significato con degli esempi salienti, e ne discute l’eventuale elaborazione fatta dai parlanti verificandone l’occorrenza in un corpus di italiano parlato. L’analisi non intende essere esaustiva, ma vuole mettere in evidenza la buona tenuta della lingua di plastica (secondo la definizione data da Castellani Polidori, 1995) nei mass media, ridimensionando invece la sua penetrazione nel parlato comune. L’indagine, oltre a restituire la sensazione di una moderata (e non pedissequa né esasperata) riproduzione della lingua dei media da parte dei parlanti, conferma la complessità del rapporto tra la TV, i giornali e il pubblico, che non si configura più nei termini di un’influenza unidirezionale.
Sosyal psikolojik bakış açısından hareket eden bu çalışmanın konusu değişim ve süreklilik bağlamında İslamofobidir. Bu nedenle ön yargı, stereotip ve ayrımcılık kavramları üzerinden ele alınan ...İslamofobi olgusu tarihsel ve aktüel boyutlarıyla incelenmektedir. Kuramsal temelleri itibariyle sosyal kimlik ve gerçekçi çatışma teorilerine dayanan bu araştırma yöntem itibariyle nitel olup anlayıcı geleneğe bağlıdır. Literatür üzerinde yapılan analizler göstermektedir ki Müslümanlara yönelik ön yargılar İslam dininin ilk yayılış döneminde başlamış, Haçlı Seferleri ile zirveye ulaşmıştır. Günümüzde ise özellikle 11 Eylül terör saldırısından sonra yeni bir boyut kazanan tarihsel ön yargılar, “terör” ile “İslam” ve “Müslüman” kelimelerinin neredeyse eş anlamlı kullanılmasına neden olmuştur. Farklı psikososyal nedenlerden beslenen bu durum tarihten tevarüs eden ön yargıların sürekli güncellenerek yeniden üretildiğini göstermektedir.
Görsel sanatlar eğitimi çocuğun estetik ve yaratıcı özelliklerinin gelişimini destekleyen önemli bir öğe olarak bilinmektedir. Yaratıcılığın, çocuğun kendi kendine keşfinin ve doğal yolla ...gelişiminin bir sonucu olduğu kabul edilebilir. Fakat çocuklar, yirmi birinci yüzyılda her gün grafik imgelerle, hazır şekillerle karşı karşıya kalırlar. Gündelik hayatta görülen bu hazır şekillerin dışında, yetişkinler tarafından, çocukların bir nesneyi kolay çizmesine ya da öğrenmesine yardımcı olduğu düşünülen, basit geometrik biçimler ve klişe resimler çoğu zaman çocuğa sunulur. Çocuk resimlerinde görülen klişe resimlerin, aslında yetişkinlerin yapmış olduğu imgeler olduğu görülmektedir. Psikologlar ve eğitimciler çocuk resimlerine uzun yıllardır ilgi göstermiş ve çocuk resimlerini değişik yönlerden incelemişlerdir. Çocuğun klişe resim kullanımıyla, yaratıcılık düzeyi arasında bir ilişkinin olup olmadığı sorusu da sanat eğitimcileri tarafından araştırılan konulardandır. Bu çalışmada, klişe resimlerin 5-8 yaş aralığındaki çocuklarda kullanımı konusundaki çalışmalar incelenmiş, klişe resimlerin çocukların çizgisel gelişimleri ve yaratıcılıkları üzerindeki etkilerine dikkat çekilmiştir.
el-Müddessir sûresi nüzul sırasına göre Kur'an'ın ilk sûrelerindendir. Bu sûrenin 11-26. âyetlerinde Mekkeli müşriklerin Kur'an'a karşı sert muhalefeti Velîd b. Muğîre üzerinden anlatılır. Biz bu ...âyetleri sosyal psikoloji disiplini tarafından geliştirilen sosyal kimlik, gerçekçi çatışma ve stereotip (kalıp yargı) kavramları çerçevesinde anlamaya çalıştık. Bu bağlamda çalışmamız disiplinler arası yardımlaşmayı içermekte olup beşerî disiplinlere müracaat etmenin Kur'an'ı anlamada faydalı olacağını ortaya koymaktadır. Çalışmamız iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda sosyal psikolojinin ilgili kavramlarıyla alakalı teorik bilgi verdik. İkinci kısımda âyetleri bu kavramlar vasıtasıyla açıklamaya çalıştık.
I movimenti anomali secondari rappresentano un vasto insieme semeiologico, che può essere scomposto precisamente in sottogruppi, a seconda della tipologia del movimento anomalo (tic, distonia, ...corea/ballismo, miocloni, atetosi, ecc.), per orientare meglio l’iter diagnostico. Sono caratterizzati da una grande diversità delle loro eziologie, la cui caratteristica comune è che, il più delle volte, derivano da disfunzioni all’interno dei circuiti motori dei gangli della base. L’iter diagnostico generale, di fronte a un movimento anomalo secondario, avviene in diverse fasi. Un primo passo clinico indispensabile nell’indagine eziologica consente di raccogliere informazioni pertinenti (modalità di installazione, indagine sui trattamenti e sui tossici potenziali) e di analizzare la patologia del movimento e le anomalie neurologiche associate. Esso è, poi, rinforzato dalla registrazione video del movimento anomalo in condizioni ottimali (inquadratura, illuminazione, suono, ecc.) e con il consenso del paziente. La diagnostica per immagini morfologica è un momento importante (risonanza magnetica), completato da un bilancio laboratoristico orientato. Le eziologie sono molteplici (ipossia-ischemia, sclerosi multipla, infezioni, autoimmunità inclusi gli anticorpi antineuronali, disturbi metabolici, intossicazioni, effetti indesiderati dei farmaci). La gestione terapeutica dei movimenti anomali secondari, multidisciplinare, si basa sulla loro valutazione e sul loro impatto funzionale. I trattamenti farmacologici sono numerosi e il livello di prova a sostegno della loro efficacia è, generalmente, basso. La tossina botulinica può essere proposta per i movimenti anomali focali e, nei casi più gravi, la neurochirurgia funzionale.
"Cum se poate dovedi supremația în ierarhia genurilor (sexelor)? Stereotipiile feminității sunt contestate de mișcările feministe, care susțin egalitatea de gen. Dar o femeie poate fi și feminină, și ...feministă".
Rubrica: Eseu.