Amaç:Bu çalışmanın hedefi mevcut YND verilerini kullanarak, biyoinformatik araçlar yardımı ile yeni miRNA’ların doğru olarak tanımlanması, tanımlanan miRNA’ların farklı türler arasındaki ...korunmuşluğunun incelenmesi, korunmuş miRNA’ların hedef genleri üzerindeki etkilerinin ve metabolik yolaklardaki rollerinin belirlenmesidir.Yöntem: Gerek duyulan tüm genom ve küçük RNA dizileme verileri mevcut olduğu için, Citrus (Narenciye) çalışmamızda model organizma olarak kullanıldı. Ön işlem ve filtreleme basamaklarından geçen veriler, The UEA sRNA Workbench yazılımı kullanılarak miRNA değerlendirmesine tabi tutuldu. tRNAscan-SE ve NOVOMIR yazılımları ile yanlış pozitif olarak değerlendirilen miRNA’lar çalışmadan çıkarıldı. 34 farklı Citrus türüne ait genom dizileme verileri ve TNV verileri kullanılarak, bu türler arasında ortak olan ve dizisi korunmuş miRNA’lar tespit edildi. Yeni Citrus miRNA’larının tespiti için dizisi korunmuş olan miRNA’lar, veri tabanlarından ve literatür taraması sonucunda elde edilen miRNA’lar kullanılarak filtrelendi. Korunmuş miRNA’ların hangi genlerin ifadelenme seviyesini düzenlediği ve bu hedef genler üzerindeki etkileri psRNAtarget yazılımı kullanılarak belirlendi. Korunmuş miRNA’ların metabolik yolaklardaki rollerinin incelenmesinde, hedef genler ve CitrusCyc veri tabanından elde edilen iki farklı Citrustürüne ait metabolik yolaklar kullanıldı.Bulgular: Çalışmamızda toplamda 1504 miRNA tespit edildi. 270 miRNA’nın 34 farklı Citrus türleri arasında ortak ve 111 miRNA dizisinin bu türler arasında korunmuş olduğu tespit edildi. 111 miRNA’nın 36 tanesi ilk kez bu çalışma ile literatüre azandırıldı. Başka bir araştırma grubu tarafından literatüre kazandırılan Citrus isomir’lerinin, çalışmamızın filtreleme basamaklarında elimine edildiği saptandı. Citrustürleri arasında korunmuş miRNA’ların, farklı türlerde farklı hedef genlere ve dolayısıyla da farklı metabolik mekanizmalara etki ettiği tespit edildi.Sonuç:Bir biyoinformatik uygulaması olan bu çalışmada, miRNA dizi analizine genomik veriler dahil edilerek miRNA alanındaki çalışmalara ve tanımlara farklı bir bakış açısı getirilmiştir.
In this study, natural mortality factors of Citrus Leafminer, Phyllocnistis citrella Stainton (Lepidoptera: Gracillariidae) were investigated under field conditions. The studies were carried out in a ...lemon orchard in Adana, Turkey during 2007-2008. Ten trees were selected and weekly one shoot from each tree, and a total of ten shoots, were collected randomly during May-November. In the laboratory, the first 15 leaves were checked using a binocular microscope. All biological stages of the pest and the parasitoids, dead or infected individuals, and empty mines, were counted. According to the method and symptoms of predation, the mortality factors of the pest were recorded. In 2007 and 2008, large numbers of larvae were parasitized (46.25% and 48.12%, respectively). The larval parasitoid Citrostichus phyllocnistoides Narayanan (Hymenoptera: Eulophidae) was the abundant species in both years. The third instar of the host had the highest percent of parasitized individuals. In the first year, 15.33% of the pest were consumed by spiders, 10.07% by Chrysoperla carnea (Stephens) (Neuroptera: Chrysopidae) and 3.14% by ants, whereas in the second year these ratios were 16.61%, 8.57% and 3.78%, respectively. Second instar larvae were the most preferred stage for predation. In 2007, in 13.66% of the mines no pests were recorded, whereas the mortality source of 5.19% of the larvae and pupae was not detected. In 2008, these ratios were 10.21% and 6.87%, respectively. It was determined that predators are as effective as the parasitoids in the biological control of the pest.
Bu çalışmada, Turunçgil Yaprak Galerigüvesi, Phyllocnistis citrella Stainton (Lepidoptera: Gracillariidae)’nın arazi koşullarında doğal ölüm faktörleri araştırılmıştır. Çalışma Adana’da bir limon bahçesinde 2007-2008 yıllarında gerçekleştirilmiştir. Bahçede 10 ağaç belirlenmiş, Mayıs-Kasım aylarında haftalık olarak her ağaçtan birer tane olmak üzere tesadüfi toplam 10 sürgün toplanmıştır. Laboratuvarda, sürgünler üzerindeki ilk 15 yaprak binoküler altında kontrol edilmiştir. Zararlının ve parazitoitlerin tüm biyolojik dönemleri, ölü veya zarar görmüş bireyler ile boş galerilerin sayımı yapılmıştır. Predatörlerin beslenme şekillerine ve beslenme simptomlarına göre zararlının ölüm nedenleri kaydedilmiştir. Buna göre 2007 ve 2008 yıllarında sırasıyla, larvaların büyük bir bölümü (% 46.25 ve % 48.12) parazitlenmiş olup her iki yılda da larva parazitoiti Citrostichus phyllocnistoides Narayanan (Hymenoptera: Eulophidae) en yoğun tür olarak gözlenmiştir. Parazitlenme oranı en yüksek üçüncü dönemdeki larvalarda olmuştur. İlk yıl zararlının %15.33’ü örümcekler, % 10.07’si Chrysoperla carnea (Stephens) (Neuroptera: Chrysopidae) ve % 3.14’ü de karıncalar tarafından tüketilirken bu oranlar ikinci yıl sırasıyla % 16.61, % 8.57 ve % 3.78 olmuştur. Avlanmada ikinci dönem larvalar diğer dönemlerden daha çok tercih edilmiştir. 2007’de galerilerin % 13.66’sında zararlı saptanmazken, larva ve pupaların % 5.19’unun ölüm nedeni belirlenememiştir. 2008’de bu oranlar sırasıyla % 10.21 ve % 6.87 olmuştur. Zararlının biyolojik mücadelesinde predatörlerinde parazitoitler kadar etkili olduğu belirlenmiştir.
Dans les suites de l’ingestion d’un jus de fruit pressé composé de carotte et de citron, Mathieu, quatre ans, a présenté une réaction anaphylactique sévère, manifestations de type nausées associées à ...des douleurs abdominales intenses et à une crise d’asthme, apparition secondaire de vomissements répétés, puis d’une urticaire généralisée une heure plus tard. L’intensité des symptômes a motivé une admission en service d’urgences.
Following ingestion of homemade pressed lemon and carrot fruit juice, 4-years-old Mathieu developed a severe anaphylactic reaction, with nausea, intense abdominal pain and an asthma attack followed by repeated vomiting and then generalized urticaria 1 hour later. The severity of his symptoms required an emergency hospital admission.
Résumé
Fruits accessibles et largement consommés, les agrumes sont d’excellentes sources de micronutriments — et notamment de vitamine C, alors que leur apport calorique reste modéré. Ils sont très ...pratiques, faciles à déguster et peuvent se consommer nature, à tout moment de la journée. Mais la richesse de leur saveur en fait des ingrédients particulièrement intéressants à intégrer dans les recettes sucrées et salées.
GİRİŞ VE AMAÇ: Bu çalışmada çay ağacı ve portakal esansiyel yağlarının hem ayrı ayrı hem de bu iki yağ kombinasyonunun %10-100 aralığında 10 farklı dilisyon hazırlanarak bazı mikroorganizmalar ...üzerindeki antimikrobiyal etkinliğinin incelenmesi amaçlanmıştır.GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmada mikroorganizmalardan bakteri grubunda Escherichia coli ATCC 8739, Salmonella typhimurium ATCC 14048, Pseudomonas aeruginosa ATCC 9027, Staphylococcus aureus ATCC 6538, Bacillus subtilis ATCC 6633; patojen mantar grubundan ise Candida albicans ATCC 10231, Aspergillus brasiliensis ATCC 16404 kullanılmıştır. Bu çalışma için bakterilerde disk difüzyon yöntemi ve sıvı besiyeri makrodilisyon testi, mantarlarda ise yayma plak yöntemi kullanılmıştır.BULGULAR: Disk difüzyon testinde çay ağacı yağının tüm bakteriler üzerinde çalışılan dilisyonların neredeyse tamamında inhibisyon zonu oluşmuştur. Portakal yağı ve çay ağacı-portakal yağı kombinasyonunda zon oluşumu daha azdır. Yayma plak çalışmasında, çay ağacı esansiyel yağının %70 ve üstü konsantrasyonlarda daha iyi antifungal etki göstermiştir. Portakal yağında antifungal etki gözlenmemiştir. Portakal- çay ağacı yağı kombinasyonunun %60'lık konsantrasyonundan itibaren antifungal etki gözlenmiştir. Yapılan makrodilisyon testinde ise çay ağacı yağının MİK bulguları çalışılan tüm bakteriler %0,78 olarak, Portakal yağının ise E.coli'de % 25, S. aureus'da % 1,562'dir. Portakal-çay ağacı kombinasyonunun E. coli, S. typhimurium ve S. aureus üzerindeki MİK değeri % 0,78, P. aeruginosa'da ise %12,5'tir.SONUÇ: Bu sonuçlar çay ağacı ve portakal yağının çeşitli enfeksiyon hastalıklarına neden olan bazı mikroorganizmalar üzerinde inhibe edici etkisi olduğu göstermiştir.