Empirical data from a qualitative study of tourism industry by a local development zone in a China county is analysed in the context of the theories of McDonaldization, consumer society, and ...postemotional society. Tourism industry in China appears to run on the principles of 'McDonaldized Consumer Society', with notable differences from Western countries. We found that the central status of consumers has given way to governments at multiple levels including county and village. What Baudrillard calls the symbol system is established by local development zones in China by means of, Administrative Priority and Market Affinity mechanisms, and are implemented through the Project System and the Agent System with a process of Industry Planning, Administrative Simplification, Non-Market Translation, Selective Demarcation and Zoning Technology. The end result is an unsustainable, low quality, industrial development characterized by indifference on the part of bureaucrats and protests by villagers. We propose the implementation of non-government organizations (NGO's) as a way to remedy some of the issues we discovered in our research.
AVM’ler, Türkiye’nin hemen her şehrinde bulunan, bireylerin yoğun olarak tercih ettiği, içerisinde kalabalıkların oluştuğu, modern yaşamın önemli sosyal ve tüketim mekânları arasında yer almaktadır. ...Bu mekânlar modern yaşamın pek çok unsuruna ev sahipliği yapmasıyla yaşam merkezi ve modern dünyanın birçok nimetini tüketicilere sunmasıyla da cazibe merkezi haline gelmiştir. Modern yaşamın unsurlarını kompleks bir bütün şeklinde sunan bu mekânlar, bireyleri ve toplumları yönlendirme ve etkileme gücüne sahip olup bireylerin tercihlerinde ve karar verme süreçlerinde etkili rollere sahiptir. Bireylerin sosyal dünyalarını, insanlar arası ilişkilerini, tüketim, ihtiyaç, statü, kimlik, boş zaman değerlendirme, eğlence, zaman ve mekân gibi birçok kavrama yükledikleri anlamları değiştiren AVM’ler, farklı tür kültürel biçimler, cemaatsel formlar, simgesel kodlar ve anlam evrenleri üretmektedirler. Bu mekânların içerisinde oluşan kalabalıklardan, sahip olduğu niteliklerden ve sosyal derinliklerinden ötürü bilimsel araştırma ihtiyacı ve sosyal yaşama ilişkin bilimsel nitelikli bir analiz yapabilme imkânı ortaya çıkmaktadır. Bu mekânların günümüz sosyal yaşamındaki konumundan ve rollerinden yola çıkan bu araştırmanın problemi tüketicilerin bu mekânlara ne tür sosyal, sembolik, imgesel ve metaforik anlamlar yüklediğidir. Bu çalışmanın amacı, AVM’lere giden bireylerin bu merkeze yükledikleri farklı anlamları keşfetmek ve bireylerin bu mekânlarda tecrübe ettiği deneyimlerindeki anlamın özünü fenomenolojik sosyolojik bir yaklaşımla ortaya koymaktır. Bu çalışma, Türkiye’deki şehirlerde sayıları her geçen gün artan ve kent hayatında önemli bir sosyal konumu olan AVM’leri, tüketici söyleminden hareketle anlamayı amaç edinmiştir. Araştırma ayrıca günümüz tüketim toplumlarına AVM’ler üzerinden sosyal bilimsel bir yaklaşım sunmayı hedeflemektedir.AVM’lerin pek çok paramatere üzerinden okunabilen mekânlar olmasından dolayı literatüre bakıldığında pek çok alanda AVM’lere ilişkin çeşitli çalışmalara rastlanmaktadır. AVM’lere yönelik sosyoloji alanında yapılan çalışmalarda ise bu mekânlar; kamusal mekân, kentsel mekân, boş zaman değerlendirme mekânı, kimlik oluşturma mekânı ve tüketim mekânı olarak ele alınmaktadır. Bununla birlikte araştırmamızla ilişkili olan tüketim-AVM ilişkisi konusunda çeşitli çalışmalar bulunmasına rağmen doğrudan AVM kullanıcılarının bu mekânlara yükledikleri anlamları fenomenolojik desenle inceleyen bir araştırmaya literatürde rastlanmamıştır. Çalışmamız, din sosyolojisi alanındaki ilk çalışma olmasıyla özgündür. Araştırmamız AVM’lere tüketicilerin yükledikleri anlamları sistematik bir şekilde ortaya koymasıyla, bunu doğrudan tüketicilerin bakış açısından hareketle gerçekleştirmesiyle, hem tüketimin sosyal gerçekliğine hem de günümüz toplumlarının sosyal bilimsel gerçekliğine katkı sunmasıyla, sosyoloji ve din sosyolojisi alanlarındaki boşluğu doldurmasıyla ve yeni araştırmalara rehberlik etmesi açısından önem taşımaktadır.Araştırmanın problem durumuna ve amacına uygun şekilde araştırma yöntemi olarak nitel yöntem, araştırmanın deseni olarak ise fenomenolojik araştırma deseni seçilmiştir. Fenomenolojik desen yoluyla tüketicilerin AVM’lere hangi anlamları yükledikleri ve mekân içerisindeki deneyimlerini nasıl yorumladıkları tüketicilerin kendi bakış açılarından hareketle anlaşılmaya çalışılmıştır. Araştırmada çalışma grubu maksimum çeşitlilik örneklemi yoluyla seçilen farklı sosyo-demografik özelliklere sahip 20 katılımcı ile yarı yapılandırılmış görüşme formuna dayalı derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Veriler fenomenolojik çözümleme tekniğinin aşamaları temel alınarak içerik analizine tabi tutulmuştur. Yapılan görüşmeler, önce transkript edilmiş ardından birkaç kez okunarak gözden geçirilmiş sonrasında odak fenomen çerçevesinde anlam birimlerine ayrıştırılmıştır. Kodlanan veriler, ortak öze yoğunlaşarak önce kategoriler sonra ortak temalar çerçevesinde bir araya getirilmiştir. Sonrasında anlam birimleri ilişkilendirilip karşılaştırılmış ve fenomenin genel bir yorumunu sunacak şekilde sentezlendikten sonra veriler fenomenolojik sosyolojik bağlam çerçevesinde okunmaya çalışılmıştır. Araştırma sonucunda AVM’lerin farklı bağlamlarda yorumlandığı görülmüş ve ulaşılan temalar “tüketimin panoraması” ve “hiyerofaninin panoraması”ndan kesitler şeklinde iki temel tema altında sunulmuştur.
In the present thesis the characteristics of current consumer society are presented in the context of female-male relationships and any inter-human relationships. It has been shown that the ideology ...of consumption may have an impact on the changeability of female-male relationships, as well as on the stereotypical division of roles in a relationship. The importance of consumer ethics has here been emphasised. For this purpose, the model of erotic ethos, based on sexual aesthetics, has been discussed in this article. This model is connected with the contemporary consumption model, in which one can compare material product consumption with relationship consumption. It seems that consumer ethics concerning relationships not only should consider current changes, but also, in the context of a relationship, bear in mind life ethos and sexual aesthetics.
Discourses on storage and clutter have become central issues in contemporary domestic space. The anxiety caused by accumulation and disorder are directly related to the progressive entry of goods ...into homes. Now, what happens in the case of some elderly homeowners whose lifestyles have changed little over the past decades and have a much different relationship to current consumer culture and domestic accumulation? Based on an auto-ethnographic approach, this visual essay looks at the home the author’s grandparents have built throughout their life. It argues that, although the house is full of objects that have been accumulating over the decades, these objects can hardly be catalogued as stuff. Material and symbolic stability are favoured by the reduced traffic of objects entering and leaving the house and the importance of care and maintenance practices but, overall, by the ability of the house to provide a specific and differentiated place for each object.