Tradicionalna teorija zaštite na radu imala je važnu ulogu u promicanju razvoja zaštite na radu. Njegova uporaba učinkovito je smanjila broj stradalih i spasila tisuće života. Međutim, pokazalo se da ...je "efekt marže" postajao sve očitiji. Svjetska statistika pokazuje da je broj nesreća na radnom mjestu pao na određenu razinu i da se više ne može svesti na nulu. To znači da je potrebno u teoriji tražiti nove metode koje bi pomogle smanjiti broj nesreća. Pregled najnovijih članaka s ovog područja pokazuje nove trendove u razvoju zaštite na radu.
Kinesko istraživanje proučavalo je blagodati Analize sigurnosti na radu (JSA) u građevinskoj industriji. Podaci povezani sa sigurnošću (SRD) važni su čimbenici za donošenje sigurnosnih odluka (SDM) u tvrtki.
Sustavni pristup procjeni rizika u području zaštite na radu povezan je s novim postupkom utvrđivanja čimbenika rizika zajedno s mjerenjem utjecaja tih čimbenika. Za težinu čimbenika u štetnim događajima koristi se višekriterijski model za analizu analitičke hijerarhije.
Korištenjem odgovarajuće obrade velikih podataka može se postići učinkovitije predviđanje kriznih događaja koji dovode do nesreća na radu.
Kamu mali yönetimi, 1980 sonrası Türkiye’de kamu idarelerinin yeniden yapılandırılması sürecinde hayata geçirilen reformun ana unsurlarından birisidir. Kamu mali yönetimi sistemiyle kamusal ...faaliyetlerde, hesap verilebilirlik, şeffaflık, yönetişim ve mali disiplin sağlanması gibi amaçlar öngörülmektedir. Yeni sistemde gelir tahminlerinin isabetli yapılması ise politika yapıcılara yol göstermesi açısından önemli hale gelmiştir. Bu çalışmada, Türkiye’deki vergi gelirlerinin tahmininde yeni geliştirilmiş bir model olan çok değişkenli gri tahmin modeline başvurulmuştur. Gri sistem teorisinin bir modeli olan bu model, istatistiksel varsayımlara ihtiyaç duymadan çok sayıda değişkenle tahmin yapılmasını sağlamaktadır. Bu modelin örneklem setinde bağımlı değişken olarak vergi gelirleri, bağımsız değişkenler olarak gelir, mülkiyet, dâhilde alınan mal ve hizmet vergileri ile dış ticaret üzerinden alınan vergiler kullanılmıştır. Örneklem setinin 2006-2016 dönemine ait verileri çok değişkenli gri tahmin modelinin simülasyonunda, 2017-2019 dönemine ait verileri ise modelin tahmininde değerlendirilmiştir. Deneysel sonuçlara göre, gri tahmin modelinin hem simülasyon hatalarının hem de tahmin hatalarının oldukça düşük olduğu görülmüştür. Bu sonuçların, vergi gelirlerinin tahmininde anlamlı ve etkin bir tahmin modeli oluşturulmasına temel sağlayacağına inanılmaktadır.
Public finance management is one of the main elements of the reform that was implemented after 1980 in Turkey. The objectives such as accountability, transparency, governance, and fiscal discipline in public activities are envisaged with the public finance management system. In the new system, accurate estimations of income have become important in terms of guiding policymakers. In this study, a new multivariable grey prediction model was used to predict tax revenues in Turkey. This model, which is a model of the grey system theory, enables prediction with many variables without the need for statistical assumptions. In the sample set of this model, tax revenue was used as dependent variable, income taxes, property taxes, domestic taxes on goods and services, and taxes on foreign trade were used as independent variables. The data for 2006-2016 period were evaluated in the simulation of the model, and 2017-2019 period were evaluated in the prediction of the model. According to the experimental results, it was seen that both the simulation errors and the prediction errors of the grey prediction model were quite low. It is believed that these results will provide the basis for a meaningful and effective model for predicting tax revenues.
Bu araştırmada, akademik tartışma modelinin 8. sınıf öğrencilerinin konuşma kaygılarına ve sözlü anlatım öz yeterlik algılarına etkisini incelemek amaçlanmıştır. Araştırmada, karma araştırma yöntem ...desenlerinden biri olan açımlayıcı sıralı desen kullanılmıştır. Bu bağlamda araştırmanın nicel boyutunda, “ön-test ve son-test kontrol gruplu” yarı deneysel desene; nitel boyutunda ise olgubilim desenine başvurulmuştur. Araştırmanın çalışma grubunu 49 öğrenci oluşturmaktadır. Bu öğrencilerden 24’ü deney grubunda, 25’i ise kontrol grubunda yer almaktadır. Araştırmanın nicel verileri, Gündüz (2020) tarafından geliştirilen “Konuşma Kaygısı Ölçeği” ve Demir (2020) tarafından geliştirilen “Sözlü Anlatım Öz Yeterlik Algısı Ölçeği” ile; nitel verileri ise araştırmacılar tarafından hazırlanan “Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu” ile toplanmıştır. Araştırmanın nicel veri analizinde, SPSS 20 analiz programı kullanılarak t-Testi ve iki yönlü ANOVA yapılmış; nitel veri analizinde ise NVivo 12 analiz programına başvurulmuştur. Araştırmanın sonuçlarına göre akademik tartışma modeliyle ders işlenen deney grubu öğrencilerinin, mevcut programla ders işlenen kontrol grubu öğrencilerine göre konuşma kaygılarının anlamlı derecede düştüğü, sözlü anlatım öz yeterlik algılarının ise anlamlı derecede arttığı gözlemlenmiştir. Ayrıca öğrencilerle yapılan görüşmeler sonucunda öğrenciler, bu tartışma modeliyle işlenen derslerden sonra konuşma özgüvenlerinin arttığını, konuşma kaygılarının düştüğünü, daha güçlü iletişim kurabildiklerini, birbirlerine daha saygılı olduklarını, etkili konuşabildiklerini belirtmişlerdir.
Bireylerin sanal tur kullanım niyetini etkileyen faktörlerin Teknoloji Kabul Modeli’ne güven dış değişkeni eklenerek geliştirilen bir modelle belirlenmesi amaçlanmaktadır. Veriler mobil internet ...kullanıcısı olan ve en az bir kere sanal tur uygulamasını kullanmış olan 511 kişiden çevrimiçi anket yöntemi ile toplanmıştır. Verilerin tanımlayıcı istatistikleri, güvenilirlik analizi için IBM SPSS Statistics 21 paket programı kullanılmıştır. Yapısal Eşitlik Modeli için AMOS 21 paket programı kullanılarak analiz gerçekleştirilmiştir. Analiz sonuçlarına göre; güvenin algılanan kullanım kolaylığı ve algılanan fayda üzerinde anlamlı ve pozitif yönde bir etkisinin olduğu, algılanan kullanım kolaylığının algılanan fayda ve tutum üzerinde anlamlı ve pozitif yönde bir etkisinin olduğu, algılanan faydanın tutum üzerinde anlamlı ve pozitif yönde bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Fakat algılanan faydanın niyet üzerinde doğrudan anlamlı ve pozitif bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Dijital turizm çağında şehirler ve destinasyonlar hakkında bilgi edinmede sanal tur kullanımının önemi ve gerekliliği vurgulanmıştır.
Bu çalışmada, bulanık mantık modeli kullanılarak ağırlıkça % 60 Ni ve %80 Ni içeren borlanmış Fe-Ni ikili alaşımların radyasyon koruma özellikleri borlama parametreleri olan sıcaklık ve zamanın ...fonksiyonu olarak incelenmiştir. Bunun için, borlanmış numunelerin doğrusal zayıflama katsayıları hesaplanmış ve bu değerlere bulanık mantık modeli uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar, bulanık mantık modelinin test edilmemiş şartlar içinde bile borlanmış Fe-Ni alaşımlarının radyasyon koruma özelliklerini tahmin etmek için kullanılabileceğini göstermektedir.
Harris tarafından 1913 yılında ilk önerildiği günden bugüne Ekonomik Sipariş Miktarı modeli temel ve etkin bir model olarak literatürde, endüstride ve ders kaynaklarında hak ettiği yeri edinmiştir. O ...günden bugüne çok farklı Ekonomik Sipariş Miktarı modelleri önerilmiştir. Dünya ekonomisi, endüstri ve bilimsel dünyanın son dönemdeki eğilimlerine bağlı olarak sürdürülebilir Ekonomik Sipariş Miktarı ve Ekonomik Üretim Miktarı modelleri önemli bir konu haline gelmiştir. Bu çalışmada sürdürülebilir bir Ekonomik Sipariş Miktarı modeli önerilmiş ve sipariş verme ve stokta tutma maliyeti, emisyon maliyeti, kusurlu ürünler, taşıma ve atık yok etme bileşenleri üzerinden bir model tasarlanmıştır. Modelin bileşenlerinin optimal çözüm üzerindeki etkileri analiz edilmiştir. Modelin çözümleri sembolik hesaplama ile elde edilmiştir.
Bu araştırma ile Kaynak Temelli Görüş KTG ekseninde örgütsel yapının maliyet liderliği stratejisi üzerindeki etkisini yapısal eşitlik modeli yardımıyla ortaya koymak amaçlanmaktadır. Yönetim ve ...organizasyon bilimsel disiplinine ait alanyazın incelendiğinde örgütsel yapının stratejiyi ve stratejinin de örgütsel yapıyı takip ettiğine yönelik araştırmaların mevcut olduğu görülmektedir. Disiplinin alt alanlarından biri olan stratejik yönetim alanında KTG, geleneksel örgüt yapısı stratejiyi takip eder görüşüne stratejinin örgütsel yapıyı takip ettiği yönünde yaklaşmaktadır. KTG’nin bu savından hareketle araştırmada yapı-strateji arasındaki etkileşim örgütsel yapının strateji üzerindeki etkisi dikkate alınarak incelenmiştir. Yapı kavramı birçok bilimsel disiplininde kendine yer bulmuş bir kavramdır. Yönetim ve organizasyon bilimsel disiplini içerisindeki örgütsel yapı kavramı da bunlardan biridir. Örgütsel yapı, örgüt içerisindeki iş bölümü, yetki ve karar verme mekanizmaları, hiyerarşik seviyeler, rol ve pozisyonlar, kural ve prosedürler ve uzmanlaşma derecesi gibi birçok unsuru kapsamaktadır. Ancak ilgili alanyazında dikkat çeken üç temel örgütsel yapı alt boyutu: merkezileşme, biçimselleşme ve uzmanlaşma olarak ifade edilmektedir. Kar amacı güden bir örgütün iş birim düzeyinde uyguladığı stratejiler rekabetçi stratejiler olarak tanımlanmaktadır. Bu stratejilerden biri de maliyet liderliği stratejisidir. Maliyet liderliği stratejisi örgütün rakipleri ile rekabet etmek için tüm iş süreçlerinde etkin ve verimli olması anlamını taşımaktadır. Araştırmanın amacı doğrultusunda araştırma örneklemini, İstanbul Sanayi Odası’nın İSO belirlediği Türkiye’nin ilk 1000 büyük sanayi firmasından tam sayım yöntemi ile ulaşılan 213 firma oluşturmaktadır. Araştırmada örgütsel yapının ölçümünde Örgütsel Yapı Ölçeği ÖY-Ö ve maliyet liderliği stratejisinin ölçümünde Maliyet Liderliği Stratejisi Ölçeği MLS-Ö kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan ölçeklerin geçerlik ve güvenirlik analizleri keşfedici faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizi ve Cronbach Alfa değerleri incelenerek gerçekleştirilmiştir. Ölçüm modellerinin ardından oluşturulan yapısal model iyi düzeyde uyum iyiliği değerlerine sahiptir X2/df = 1.403; RMSEA = .044; GFI = .922; CFI = .952; NFI = .854; TLI = .942; IFI =.953 . Elde edilen bulgular örgütsel yapının merkezileşme boyutunun maliyet liderliği stratejisi üzerinde pozitif yönde yordayıcı olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu çalışmada fiziksel sistem simülasyon programı Simscape kullanılarak aktif süspansiyon sisteminin modeli kurulmuş ve analizi yapılmıştır. Bu sistem için çeyrek taşıt modeli kullanılmıştır. Sistem ...tasarımı yapılırken literatürden alınmış başka bir çalışmayla (http://ctms.engin.umich.edu) aynı fiziksel model ve parametreler kullanılmış ve alınan sonuçlar karşılaştırılmıştır. Sistemin ilk olarak açık döngü modeli daha sonra kapalı döngü modeli kurularak analizler yürütülmüştür. Sistemin geribeslemesi öncelikle süspansiyon mesafesinden, sonra şasi dikey ivmelenmesinden alınmış ve bu sonuçlara göre yolcu konforu ve üretilebilirlik değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonucunda Simscape ile modellenen sistemin matematik modelle aynı davranışı gösterdiği görülmüştür. Bunun yanında ivme geribeslemeli sistemin diğer sistemlerden daha iyi sonuçlar verdiği anlaşılmıştır. Ayrıca Simscape kullanımı ile gerçek sisteme benzer bir arayüzde çalışma imkanı yakalanmış, model üzerindeki değişiklikler kolaylıkla yapılmıştır.
Purpose: The main purpose is to understand the microeconomic foundations of the South Korean miracle through careful analysis and a realistic equilibrium model.
Methodology: The paper constructs a ...simple equilibrium model where productivity growth is endogenous to (i) human capital, (ii) the country’s distance to the global technology frontier, and (iii) the level of urban agglomeration. The paper identifies and calculates unobserved productivity terms using various observed variables from South Korean national accounts for the post-1960 period. The paper then presents the structural estimates of the model parameters and the results of the decomposition analysis.
Findings: While the South Korean economy was initially using a backward technology, it became an innovation economy in the early 1980s. Structural estimates show that urban agglomeration is not statistically significant in the South Korean case. Finally, a decomposition analysis shows that, in the early 1960s, human capital and distance to the frontier made similar contributions to productivity growth.
Originality: The model economy has two sectors. Technology in the modern sector exhibits Constant Returns to Scale, but traditional technology is constrained by Decreasing Returns to Scale. In addition, both the technology adoption regime and the innovation regime can be represented by the same mathematical function, and the article is therefore theoretically original.
Amaç: Ana amaç, özenli bir analiz ve gerçekçi bir denge modeli ile Güney Kore mucizesinin mikroekonomik temellerini anlamaktır.
Yöntem: Makale, verimlilik büyümesinin, (i) beşerî sermayeye, (ii) ülkenin küresel teknoloji uç sınırına olan uzaklığına ve (iii) kentsel yığılma düzeyine içsel olduğu basit bir denge modeli inşa etmektedir. Makale, 1960 sonrası dönem için Güney Kore ulusal hesaplarından çeşitli gözlemlenen değişkenleri kullanarak, gözlemlenmemiş verimlilik terimlerini belirlemekte ve hesaplamaktadır. Makale, daha sonra, model parametrelerinin yapısal tahminlerini ve ayrıştırma analizinin sonuçlarını sunmaktadır.
Bulgular: Güney Kore ekonomisi başlangıçta geri bir teknoloji kullanırken, 1980’lerin başında yenilikçi bir ekonomi haline gelmektedir. Yapısal tahminler, kentsel yığılmanın Güney Kore örneğinde istatistiksel olarak anlamlı olmadığını göstermektedir. Son olarak, bir ayrıştırma analizi, 1960’ların başında beşerî sermayenin ve teknoloji uçsınırına olan uzaklığın verimlilik büyümesine benzer katkılar yaptığını göstermektedir.
Özgünlük: Model ekonominin iki sektörü vardır. Modern sektördeki teknoloji, Ölçeğe Göre Sabit Getiri sergilemektedir, ancak geleneksel teknoloji, Ölçeğe Göre Azalan Getirilerle kısıtlanmıştır. Ek olarak hem teknoloji benimseme rejimi hem de yenilik rejimi aynı matematiksel fonksiyonla temsil edilebilmektedir ve bu nedenle makale teorik olarak orijinaldir.
Günümüzde rekabet edebilirlik için tedarikçilerle entegrasyon son derece önemlidir. Firmaların tedarikçileri ile entegre olabilmeleri için ise tedarik zincirinde bilgi teknolojilerinin kullanımına ...önem vermeleri ve bilgiyi yönetmeleri gerekmektedir. Bu amaçla bu çalışmanın sorunsalı tedarik zinciri bilgi yönetiminin tedarik zinciri performansı üzerindeki etkisinde tedarikçi entegrasyonunun aracılık rolünü araştırmaktır. Bu amaçla ihracatçı ilk 1000 firma içerisinden seçilen 96 firmadan anket ile veri toplanmıştır. Araştırmada öncelikle ölçeklerin yapı geçerliği ve güvenilirliği test edilmiştir. Bu amaçla keşfedici ve doğrulayıcı faktör analizleri ile güvenilirlik analizi yapılmıştır. Veriler yapısal eşitlik modeli ile analiz edilmiştir. Analiz neticesinde tedarik zinciri bilgi sistem altyapısının tedarik zinciri bilgi teknolojileri kullanımını anlamlı olarak etkilediği ve bilgi teknolojileri kullanımının da tedarik zinciri bilgi yönetimini anlamlı olarak etkilediği tespit edilmiştir. Ayrıca tedarik zinciri bilgi yönetiminin ve tedarikçi entegrasyonunun tedarik zinciri performansını anlamlı olarak etkilediği bulgusuna ulaşılmıştır. Yapılan aracılık testi sonucunda tedarik zinciri bilgi yönetiminin tedarik zinciri performansı üzerindeki etkisinde tedarikçi entegrasyonunun aracılık rolü bulunduğu bulgusuna ulaşılmıştır.