Bu çalışmada Sistematik İşlevsel Dilbilim (SİD) teorisinin temel kavramları sunularak Türkçe okul dilinin dil bilgisel özellikleri betimlenmektedir. Okul dili ile ilgili sunulan betimlemeler eğitim ...müfredatlarına dair Basil Bernstein tarafından ortaya atılan yeniden bağlamsallaştırma ve gizli müfredat kavramları çerçevesinde değerlendirilmiştir. Çalışmada ayrıca okul ortamına has dil kullanım usullerinin ana okulu, ilk öğretim, orta okul ve lise kademelerindeki öğrenciler için önemi genel hatları ile ortaya konulmuştur. Çalışmada orta okul kademesine odaklanılarak, bu kademenin okul başarısında ve öğrencilerin anadil gelişimindeki önemi tartışılmıştır. Ortaokul kademesinin bilim dallarının dil kullanım usullerinin öğrenciler tarafından ediminde önemli bir dönem olduğu savı ders kitaplarından örneklerle açıklanarak savunulmuştur. Ortaokul kademesinde okutulan dört adet fen bilgisi ve dört adet Türkçe ders kitabı üzerinde yapılan dil bilgisel betimleme ve analiz sunularak halihazırda kullanımda olan kitaplardaki metinlerin dil bilgisel özelliklere sahip olduğu ortaya çıkarılmıştır. Elde edilen veriler ışığında, MEB ders kitaplarındaki metinlerin hangi dil bilgisel özelliklere sahip olması gerektiğine dair değerlendirmeler ve öneriler yeniden bağlamsallaştırma, gizli müfredat ve SİD’din sunduğu kavramlar çerçevesinde sunulmuştur.
Bu araştırmanın amacı örtük programın, resmi programın ve okul dışı etmenlerin (aile, medya, okul dışı sosyal çevre) değerleri kazandırma etkililiğini öğretmen ve öğrenci görüşlerine göre ...incelemektir. Betimsel araştırma kapsamındaki genel tarama modeli uygulanan araştırmanın çalışma grubunu 155 öğretmen ve 740 öğrenci oluşturmuştur. Verilerin analizi için Manova (çok değişkenli varyans analizi) ve Two-way Anova (iki yönlü varyans analizi) yapılmıştır. Araştırmayla hem öğretmen hem de öğrenci görüşlerine göre değerlerin kazanılmasında en etkili faktör okul dışı etmenler (aile, medya-sosyal çevre) olarak belirlenmiştir. Örtük program özellikle kişisel-evrensel değerlerin kazanılmasında resmi programın önüne geçmiştir. Değerlerin kazanılmasında öğrenciler örtük programı resmi programdan daha etkili görürken öğretmenler resmi programı örtük programdan daha etkili bulmuşlardır.
Bu araştırmanın amacı ilkokul resmi İngilizce öğretim programı ile uygulamadaki program arasındaki uyumunun incelenmesidir. Bu amaçla karma araştırma yöntemiyle yürütülen bu çalışmada eşit statülü eş ...zamanlı desen temel alınmıştır. Araştırma verileri anket, yarı yapılandırılmış ve yapılandırılmamış görüşmeler, yansıtma günlüğü, araştırmacı günlüğü ve belgeler aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmanın katılımcıları ise 2016-2017 eğitim-öğretim yılında Kütahya il merkezine bağlı ilkokullarda İngilizce derslerini yürüten öğretmenlerdir. Araştırmadan elde edilen nicel veriler betimsel istatistik analizi, nitel veriler ise tümevarımsal analiz ile çözümlenmiştir.Araştırmanın sonucunda ilkokul İngilizce öğretim programı ve ünitelendirilmiş yıllık planlar arasında uyum olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Programın amaç ve içerik öğeleri açısından İngilizce öğretmenlerinin program uyumunu gerçekleştirdikleri ancak programın öğrenme-öğretme süreci ve değerlendirme öğeleri açısından uyumun gerçekleşmediği noktalar olduğu belirlenmiştir. Program uyumunun sınıf öğretmenleri tarafından kısmen gerçekleştirildiği, birleştirilmiş sınıf öğretmenleri tarafından ise büyük oranda gerçekleştirilemediği sonucuna ulaşılmıştır. Teknolojik donanım ve materyal eksiklikleri, birleştirilmiş sınıfların kendine özgü yapısı, öğretmenlerin mesleki yeterlikleri ve inançları uygulanan programı etkileyen etmenler arasında yer almaktadır.
Bu araştırmada örtük program algılama düzeyi ile eğitim stresi algılama düzeyi arasındaki ilişki ve bu iki yapı açısından cinsiyet ve sınıf değişkenlerine göre farklılıklar olup olmadığının ...incelenmesi amaçlanmıştır.Araştırmanın çalışma grubunu 2015-2016 öğretim yılında Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim gören 197 erkek 450 kadın olmak üzere toplam 647 üniversite öğrencisin oluşturmaktadır. Araştırmada örtük program algılama ve alt boyutları ile eğitim stresi algılama ve alt boyutları değişkenleri arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Bu ilişkilerin incelenmesinde aşamasında Pearson Momentler Çarpımı Korelasyonu, Kısmi Korelasyon, yöntemleri kullanılmıştır. Algılanan örtük program, algılanan eğitim stresi ve alt boyutları değişkenleri açısından, cinsiyet, sınıf, değişkenlerine göre oluşan gruplar arasındaki farklılıkların incelemesi ise ikili gruplarda t testi; ikiden fazla olan gruplarda Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) kullanılarak gerçekleştirilmiştir. ANOVA sonucunda anlamlı farklılıkların hangi gruplar arasındaki farklardan kaynaklandığını bulmak için Tukey Çoklu Karşılaştırma Testi kullanılmıştır. Bunlara ek olarak değişkenleri betimleyen ortalama, standart sapma, yüzdelik dilim gibi değerler hesaplanmıştır. Araştırmada algılanan örtük program ve algılanan eğitim stresinin birbiriyle anlamlı düzeyde ilişkili olduğu bulgulanmıştır. Araştırmada eğitim stresi algılama düzeyi açısından cinsiyete göre anlamlı bir farklılık olmadığı bulunmuştur. Kadınların örtük program algılama düzeyi ise erkeklere göre daha yüksek düzeyde olduğu bulgulanmıştır. Sınıf düzeyleri açısından iki yapıya ilişkin düzeylerde anlamlı farklılaşmalar 4. sınıflar açısından bulgulanmıştır. Bulgular kavramlarla ilgili alan yazınında edinilen bilgiler ışığında tartışılmıştır ve ileride bu alanda yapılacak olan çalışmalara ışık tutacak nitelikte olduğu düşünülmektedir.
Araştırmanın amacı PAÜTF ve MÜTF 1. sınıf ve 6. sınıf öğrencilerinin hasta-hekim ilişkisine yönelik tutumlarının karşılaştırmasıdır. Araştırma kesitsel olup veriler PAÜTF ve MÜTF’nin birinci ve ...altıncı sınıflarındaki 377 öğrenciden yüz yüze doldurtulan bir anket ile toplanmıştır. Ankette tarafımızdan Türkçe’ye Hasta-hekim İlişkisine Yönelik Tutum Ölçeği (HHYÖ) adıyla uyarlanan, Patient Practationer Orientation Scale (PPOS) kullanılmıştır. HHYÖ 14 maddeden oluşmakta olup paylaşım ve bakım olmak üzere iki alt boyutu vardır. PAÜTF birinci sınıf öğrencilerinin ölçeğin toplamından ve bakım alt boyutlarından aldığı puanlar MÜTF birinci sınıf öğrencilerine göre daha yüksek bulunmuştur (p=0.010). MÜTF altıncı sınıf öğrencilerinin HHYÖ’den aldıkları toplam ve bakım alt boyutu puanları birinci sınıf öğrencilerine göre daha yüksek bulunmuştur (toplam: p=0.003, bakım: p=0.000). Araştırmaya katılan kız öğrencilerin HHYÖ toplam, paylaşım ve bakım puanları erkek öğrencilere göre daha yüksek bulunmuştur (p=0.000). Anne ya da babasından biri hekim olan öğrencilerin aldığı toplam, paylaşım alt boyutu ve bakım alt boyutundan aldığı puanlar ailede hekim olmayanlara göre daha düşük bulunmuştur (p=0.001). Bu bulgular PAÜTF birinci sınıf öğrencilerinin MÜTF birinci sınıf öğrencilerine göre hasta-hekim ilişkisine yönelik olarak daha hasta merkezli tutuma sahip olduğunu düşündürmektedir. Bu durum fakültenin eğitim modellerinin farklılığından kaynaklanıyor olabilir. MÜTF’de son sınıf öğrencilerinin birinci sınıflara göre daha hasta merkezli tutumlara sahip olmaları MÜTF’deki hasta-hekim ilişkisine yönelik formal ya da informal (gizli müfredat) eğitimin hasta merkezli tutumu desteklediğini düşündürmektedir.
Bu araştırmada, öğrenme-öğretme sürecinde örtük programın sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışlarını nasıl etkilediğini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır.Araştırmada nitel durum çalışmasına yer verilmiş ...ve araştırmanın amacına uygun olan iç içe geçmiş tek durum deseni kullanılmıştır. Öğrenme-öğretme sürecinde sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışlarını yönetmede örtük program tek durum olarak alınmıştır. Araştırmanın alt birimlerini sınıf ortamındaki öğrenme-öğretme sürecindeki tüm dersler, sınıf yönetimi ve rehberlik faaliyetleri oluşturmaktadır. Kullanılan yöntemin gücünü artırmak için veri çeşitlemesine gidilmiştir. Yöntem çeşitlemesini sağlayabilmek için “kamera ile gözlem”, “gözlem” ve “görüşme” yöntemleri uygulanmıştır. Veri çeşitlemesi yapabilmek için kamera ile gözlem yapılan sınıflar, öğretmen görüşme, öğrenci görüşme ve amaçlı örneklem görüşmesi farklı veri olarak kullanılmıştır. Çalışmanın evrenini Uşak il merkezinden üç, bir ilçe ve bir köy ilköğretim okulu ile bu okullarda görev yapan otuz öğretmen ile elli öğrenci oluşturmaktadır. Gözlem yapılan sınıflardan, gözlem esnasında sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışı gösterdiği tespit edilen yirmi öğrenci amaçlı örneklemi oluşturmuştur.Sınıflarda en çok görülen sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışları iletişime yönelik davranışlardır. Sınıf öğretmenlerinin iletişime yönelik sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışlarını yönetmede yetersiz kaldıkları sonucuna ulaşılmıştır.Sınıf öğretmenleri, şiddete ve sınıf arkadaşlarına yönelik sınıf içi istenmeyen davranışları fark ederken, kaygıdan kaynaklanan davranışları fak etmemektedirler. Öğretmenler kendilerine yönelik istenmeyen öğrenci davranışlarını ve iletişime yönelik sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışlarını da önemsememektedirler. Sınıf öğretmenlerinin kaygı davranışlarıyla ilgili öğrencilerin verdiği mesajı alamadıkları, iletişime yönelik davranışları da sınıf içi istenmeyen davranış olarak algılamadıkları sonucuna ulaşılmıştır Sınıf öğretmenleri sınıf içi istenmeyen davranışları yönetmede uyarı ve görmezden gelme yaklaşımını daha çok tercih etmektedirler. Ceza verme yöntemini pek kullanmamaktadırlar. Kaygı davranışlara herhangi bir yöntem kullanmamaktadırlar. Sınıf öğretmenlerinin sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışlarını yönetmek için ceza yöntemini kullanmadıkları sonucuna ulaşılmıştır.Sınıf öğretmenlerinin sınıf yönetimiyle ilgili karar alma ve kural belirlemede en çok yarı demokratik bir tutum içinde oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilere göre sınıf öğretmenleri en çok yeri geldikçe karar almaktadır. Öğretmenlerin oluşan şartlara göre yöntem belirlediği sonucuna ulaşılmıştır. Sınıf öğretmenleri kural belirlerken veya karar alırken en çok çevre faktörünü dikkate almaktadır. Sınıflarında alınan kararların kendilerine de danışılması öğrencilerde en çok değerli olma ve güven duygusunu hissettirmektedir.Sınıf öğretmenleri sınıflarında ortaya çıkan sınıf içi istenmeyen davranışları yönetebilmek için onarıcı yaklaşımı tercih ederken, kullanılan yöntemleri belirleyen en önemli faktör yine okulun çevresi olmuştur. Sınıf içi istenmeyen davranışları yönetmek için öğretmenler en çok profesyonel yardımı tercih etmektedir. Bu tercihin oluşmasında okulun çevresi etkilidir. Öğretmenlerin en çok önemsedikleri eşitlik, adalet, sevgi, saygı değerleridir.Öğrencilere göre sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışlarının en önemli nedeni can sıkıntısıdır. Can sıkıntısının en önemli nedeni öğretmenlerin monoton yöntemlerle ders işlemeleridir. Öğrenciler canları sıkıldığında en çok yanındaki arkadaşıyla sohbet etmektedir. Öğrenciler, can sıkıntısının giderilmesi için en çok etkinlik yapılmasını istemektedir. Öğrenme-öğretme sürecinde yapılan etkinliklerin sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışları engelleyeceği sonucuna ulaşılmıştır.Sınıf içi arkadaşlık ilişkilerini olumlu olarak en çok etkinlik ve paylaşım etkilerken; olumsuz etkileyen en önemli etken öğretmenin ayrıştırıcı tutumudur. Ayrıştırmanın sınıf içi arkadaşlık ilişkilerini olumsuz etkilediği için istenmeyen öğrenci davranışlarını artıracağı sonucuna ulaşılmıştır. Amaçlı örneklemdeki öğrencilerin görüşlerine göre; sınıf içi istenmeyen davranışları kaygıdan kaynaklanan, can sıkıntısı, öğretmen tutumları ve sınıf dışından kaynaklanan nedenlerdir. Etkinliklerin can sıkıntısını gidermede en önemli etken olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Sınıf öğretmenlerinin sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışlarını yönetmede sınıf içi örtük programı doğru olarak uyguladıklarında başarılı olabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu çalışmanın amaçlarından biri, sınıf yaşantısı sürecinde ortaya çıkan örtük program öğelerini belirlemektir. Çalışmanın diğer amacı ise İlköğretim Matematik Öğretim Programı'nın uygulanması ...sırasında sınıflarda oluşan örtük program öğelerini saptamaktır. Araştırmada öncelikle örtük programın okul ve sınıf iklimi boyutlarına yönelik kavramsal çerçeve geliştirilmiştir. Kavramsal çerçeve, hem görüşme sorularının oluşturulmasında hem de gözlem ve görüşmeyle elde edilen verilerin kodlanmasında kullanılmıştır.Nitel araştırma özelliği gösteren çalışma, bir durum çalışması şeklinde yapılmıştır. Araştırma, başarı düzeyleri farklı üç ilköğretim okulunda gerçekleştirilmiştir. Bu okulların yedinci sınıflarından birer şube seçilmiştir. Seçilen şubeler kendi içlerinde birer durum olarak kabul edilmiş ve bunlardan karşılaştırılabilir veriler elde edilmeye çalışılmıştır. Sınıf iklimiyle ilgili örtük program unsurlarını belirleyebilmek için öğretmen ve öğrencilerle görüşmeler ve İlköğretim Matematik Öğretim Programı'nın uygulanması esnasında sınıflarda gözlemler yapılmıştır. Görüşme ve gözlemle toplanan verilerin analizinde betimsel analiz ve içerik analizi yöntemleri kullanılmıştır.Sınıf iklimiyle ilgili elde edilen bulgularda bazıları şunlardır: Başarıda fark yaratan sınıf iklimidir. Öğretmenler sınıfta birer otorite ve güç kaynağı olarak bulunmaktadırlar. Öğrenciler kurallara uymadıkları durumlarda öğretmenlerin güç ve otoritelerini kullanarak kendilerine yazılı olmayan bazı yaptırımlar uygulayabileceklerini öğrenmişlerdir. Öğrenciler kendi bilgi ve düşüncelerini öğretmenlerin bilgi ve düşüncelerine göre daha değersiz bulmakta, öğretmenin düşünceleri karşısında kendi düşüncelerinden vazgeçmektedirler.
Hidden curriculum is a large concept that includes outclasses activities. This study was done for investigating the components of existing covered items of a list that is whether planned or not for ...primary school. For this aim five primary schools were chosen and hidden curriculum were tried to be designated with forms given to the teachers. The results of research show hidden curriculum according to the teachers\' views working at primary school.
Örtük program, ders dışı etkinlikleri de içine alan çok geniş bir kavramdır. Bu çalışma, ilköğretim okulları için planlanmış ya da planlanmamış mevcut örtük müfredat öğelerini açığa çıkararak bunların öğrencilere kazandırılmak istenen davranışlar doğrultusunda reforme edilip edilemeyeceğini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla, Siirt ili merkezinden beş ilköğretim okulu seçilerek öğretmenlere dağıtılan ölçek ile örtük program belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma bulguları, ilköğretim okullarında görevli öğretmenlerin bakış açılarına göre örtük programın varlığını yansıtmaktadır.