Biskra est célèbre pour ses dattes qui représentent la principale production agricole. Au milieu des années 1980, des serres sont apparues en marge des oasis, ouvrant la voie a de nouvelles ...dynamiques agraires. Ces dynamiques sont portées par des arrangements entre différents acteurs qui mettent en commun leurs facteurs de production. L’objectif de l’article est d’analyser les fondements constitutifs de ces dynamiques agricoles. Pour ce faire, nous avons analysé le fonctionnement des exploitations agricoles, à partir de 77 enquêtes réalisées dans la commune d’El Ghrouss. Nous montrons que le boom agricole dans la région est porté par deux principales logiques d’acteurs ayant deux ambitions distinctes : celles des propriétaires visant à investir à moyen terme dans la phoeniciculture, et celles de locataires maraîchers associes à des métayers visant une ascension socioprofessionnelle. La culture sous serre et les arrangements entre acteurs autour du maraîchage sont les moteurs de l’expansion territoriale et de l’ascension socioprofessionnelle des agriculteurs.
Bu makalede İbn Arabî’nin bir hadisi anlama ve yorumlaması ele alınmıştır. İbn Arabī’nin raf‘ul-yedeyn/namazda ellerin kaldırılması hadisine bakış açısı meşhur eseri el-Fütūhātü’l-Mekkiyye adlı eseri ...ekseninde izah edilmiştir. İbn Arabī, hadisi yorumlarken fıkıh ve hadisin yanında tasavvuf ilmini ve özel yöntemlerini de işin içine katmaktadır. Onun diğer bilginlerden farklı olarak bir hadisi izah ederken bu üç sacayağını birlikte kullandığı ve bu üç ilmi mezcederek külli bir bakış açısıyla meseleye yaklaştığı görülmektedir. İbn Arabī’nin özel rivāyet metotlarından ve tasavvufī bilgi kaynaklarından olan rüyanın işlevi bir hadis yorumu özelinde nazara verilmektedir. İbn Arabī, hadisi rüya yoluyla alırken aynı zamanda hadis kaynaklardaki yerini ve durumunu belirtmektedir. Bunların yanında ilgili hadisleri kritiğe tabi tutarak çeşitli sonuçlara ulaşmaktadır.
À travers une brève histoire de la contention et de son usage actuel en psychiatrie, il s’agira de questionner les implications de cet usage, de revenir sur son effet néfaste d’un point de vue ...clinique et éthique et de discuter les possibilités et les conséquences d’une pratique sans contention.
Ce texte s’appuie sur des publications scientifiques et les dernières études européennes sur l’usage de la contention physique ainsi que sur l’expérience clinique dans un Centre hospitalier spécialisé du sud-est de Marseille.
L’usage de la contention physique ravive des controverses et ne présente pas d’effets thérapeutiques avérés. Plusieurs études mettent en avant que les stratégies les plus efficaces pour éviter le recours à la contention sont en lien avec l’environnement institutionnel mais aussi avec la formation et le nombre suffisant de personnels soignants par rapport au nombre des patients ainsi qu’avec une politique de unité ouverte.
Suite à un abandon progressif de son usage en psychiatrie dans les années 1960, au fil des réformes en Europe et particulièrement en France, le soin psychiatrique est entré insidieusement dans un processus sécuritaire. Dans ce climat de raidissement, les pratiques d’isolement et de contention se banalisent dans les hôpitaux psychiatriques. Selon les dernières « recommandations » son usage doit être « limité », au risque d’une aggravation de la situation. Voici le paradoxe, on préconise une pratique dont on reconnaît les effets délétères.
Les injonctions sécuritaires ne sont certainement pas seules en cause, et la résurgence de la contention mécanique peut également s’interpréter comme l’une des conséquences fatale du glissement de la psychiatrie vers une médecine objective sans sujet, évacuant la relation et la parole.
Via a brief history of mechanical restraint and its current use in psychiatry, we discuss its implications, its negative impact and the scope for and the consequences of non-restraint in clinical practice.
We conducted a literature review to analyze mechanical restraint use in Europe and also made use of clinical experience in a psychiatric hospital in Marseille, France.
The use of mechanical restraint is controversial and its therapeutic benefits remain unsubstantiated. Research suggests that the most efficient strategies to avoid physical restraint include a better working environment, better staff training, improved staff-to-patient ratio, and implementation of an open-door policy.
Despite a gradual reduction in the use of mechanical restraint in psychiatry in the 1960s, as reforms progressed in Europe and particularly in France, psychiatric departments today have to cope with new security issues. In this context, coercive physical measures and isolation strategies have increased. There are even “recommendations” about limiting the use of restraint, so as to avoid aggravating situations. This is a paradoxical situation, since it supports a practice whose deleterious effects are recognized.
The increasing use of physical restraint in the management of psychiatric patients is not attributable solely to security and legal considerations. The phenomenon can also be interpreted as an evolution of psychiatry from a practice based on a relationship and talking therapy to a more objective practice, where subjectivity and the spoken word seem to be ignored.
Bu örnek olay analizi petrol arama, madencilik, turizm ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir aile holdingi olan Pet Holding’in kimlik inşa sürecini ve kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerini ...incelemektedir. Çalışmanın amacı yarı yapılandırılmış görüşmeler ve ikincil verilerin niteliksel incelemesi aracılığıyla, şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin kapsam ve içeriğini belirlemek ve kurumsal sosyal sorumluluğun kurum kimliği inşasındaki rolünü anlayabilmektir. Çalışma sonuçları incelenen örnek olay için kurumsal sosyal sorumluluğun kurumsal kimlik inşasında önemli bir rolü olduğunu ve kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin seçiminde şirket kurucusunun geçmişinden ve değerlerinden etkilendiğini ortaya koymuştur. Buna ilaveten kurucunun kişiliğinin ve önceliklerinin özellikle aile holdingleri için kurumsal kimlik inşasında kritik bir rolü olduğunu ortaya koymuştur.
Yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren değişen toplum yapısı ve ekonomik
rekabet ortamı, kurumlara kâr etmenin ötesinde sorumluluklar yüklemiştir. Bu değişimlerin
bir sonucu olarak ortaya çıkan ...kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) kavramı ile birlikte kurumlar
kâr etmenin yanında toplumun refahını hedefleyen faaliyetleri (veya kampanyaları) de icra
etmeye başlamışlardır. Fakat bu durum KSS kavramının kampanyalarla özdeşleştirilmesi
sonucunu da beraberinde getirmiştir. Carroll’ın KSS Piramidi modeli, KSS’nin bundan çok
daha fazlasını kapsadığını ortaya koymaktadır. Bu bağlamda başarılı KSS kampanyalarına
imzalara atan kurumların, sorumluluklarını ne derecede yerine getirdiklerinin incelenmesi
önem taşımaktadır. Türkiye’de medya sektörünün en güçlü kurumlarından olan Doğan
Holding, “Baba beni okula gönder!” gibi bilinen bir kampanyayı on yılı aşkın süredir
sürdürmektedir. Bu çalışma, başarılı olarak değerlendirilen bir kampanyaya sahip olan
Doğan Holding’in kurumsal sosyal sorumluluğunu Carroll’ın piramidi bağlamında
değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
Bu örnek olay analizi petrol arama, madencilik, turizm ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir aile holdingi olan Pet Holding’in kimlik inşa sürecini ve kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerini ...incelemektedir. Çalışmanın amacı yarı yapılandırılmış görüşmeler ve ikincil verilerin niteliksel incelemesi aracılığıyla, şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin kapsam ve içeriğini belirlemek ve kurumsal sosyal sorumluluğun kurum kimliği inşasındaki rolünü anlayabilmektir. Çalışma sonuçları incelenen örnek olay için kurumsal sosyal sorumluluğun kurumsal kimlik inşasında önemli bir rolü olduğunu ve kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin seçiminde şirket kurucusunun geçmişinden ve değerlerinden etkilendiğini ortaya koymuştur. Buna ilaveten kurucunun kişiliğinin ve önceliklerinin özellikle aile holdingleri için kurumsal kimlik inşasında kritik bir rolü olduğunu ortaya koymuştur.
Bu örnek olay analizi petrol arama, madencilik, turizm ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir aile holdingi olan Pet Holding’in kimlik inşa sürecini ve kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerini ...incelemektedir. Çalışmanın amacı yarı yapılandırılmış görüşmeler ve ikincil verilerin niteliksel incelemesi aracılığıyla, şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin kapsam ve içeriğini belirlemek ve kurumsal sosyal sorumluluğun kurum kimliği inşasındaki rolünü anlayabilmektir. Çalışma sonuçları incelenen örnek olay için kurumsal sosyal sorumluluğun kurumsal kimlik inşasında önemli bir rolü olduğunu ve kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin seçiminde şirket kurucusunun geçmişinden ve değerlerinden etkilendiğini ortaya koymuştur. Buna ilaveten kurucunun kişiliğinin ve önceliklerinin özellikle aile holdingleri için kurumsal kimlik inşasında kritik bir rolü olduğunu ortaya koymuştur.
En fait on observera que le concile Vatican II est plus évoqué que connu. Dans cette instance capitale pour l’Église, la place et le rôle des responsables de l’Église catholique en Afrique doivent ...faire l’objet d’une rapide évaluation. Tout d’abord, les Africains n’étaient pas toujours considérés comme les bienvenus. On rapporte que parmi les arguments invoqués pour contester la tenue d’un concile était citée l’incapacité des Africains, à peine indépendants, à débattre des défis de l’Église universelle! C’était ouvrir la voie à une problématique soulevée à nouveau lors du premier synode sur l’Afrique : un synode africain ou un synode de l’Église universelle avec une excursion en Afrique.
Depuis 2015 au Canada, la distribution d'images intimes sans consentement constitue un crime. Selon les auteures, il est temps de voir en quoi les plateformes, sites d'hébergement et forums publics ...en ligne permettant aux utilisateurs de publier des images sexuelles alors qu'ils se livrent á des actes criminels ou portent la responsabilité de permettre cette activité illégale. Les méthodes pour rendre les entreprises responsables de promouvoir ou de faciliter chez les utilisateurs ce type d'inconduite devraient varier selon le degré d'engagement et de risque associé aux différents mode'les d'affaires en ligne. Une de ces méthodes concerne les entre-prises qui font le trafic de documents illégaux ; pour ces entreprises de « revanche pornographique », nous devrions imposer la responsabilité directe, comme nous le faisons dans d'autres contextes. Une deuxie'me méthode s'applique lorsque la nature même de l'entreprise risque fortement de favoriser l'activité illégale des consommateurs et quand celle-ci tire profit de telles inconduites, se trouvant ainsi peu encline à dissuader sa cliente'le. C'est dans cette catégorie que se situe généralement l'industrie pornographique amateure en ligne. Dans ces cas, il serait possible d'obliger les entreprises á établir un syste'me de vérification du consentement pour éradiquer le comportement illégal des consommateurs. Une troisie'me méthode concerne tous les sites d'hébergement de contenu généré par les internautes, où il est moins couteux de laisser ceux-ci publier du contenu de fac¸on non réglementée plutôt que de surveiller le contenu et de régler les plaintes, ce qui devient une contre-incitation structurelle á sévir. Ici, on peut délivrer des mandats á la suite de plaintes concernant la porno-graphie non consensuelle. L'article démontre que malgré la liberté d'expression sexuelle, les politiques protégeant l'immunité des intermédiaires et l'anonymat en ligne sont importants et compliquent la mise en œuvre de mesures contre ce trafic lucratif d'images sexuelles, il n'est pas impossible de trouver des solutions éclairées.
PDF
