Amaç: Bu çalışmanın amacı, futsal sahasının üç standart bölgesinde kazanılan toplarla gerçekleştirilen ve sonuçlanan hücumların sonuçlanma kriterleri, sonuca etki ve organizasyon yapısı ...bakımından farklılıklarının belirlenmisidir. Gereç ve Yöntem: Avrupa Üniversiteler Arası Futsal Şampiyonası’nda 3 (EUC), Dünya Üniversiteler Arası Futsal Şampiyonası’nda 3 (WUC) ve Türkiye Üni- versiteler Arası Futsal Süper Lig’inde 3 (TUSF) maç olmak üzere toplam 9 maç analiz edildi. Analiz kriterleri; hücum başlangıç bölgesi, hücum şekli, hücum bölgesi, pas sayısı ve hücum süresi olarak belirlendi. Değerlendirmeler için notasyonel analiz tekniği kullanıldı. Çalışmanın istatistiksel analizi SPSS 21,0 paket programında Pear- son ki-kare ve Fisher’s exact test analizi uygulanarak yapılmıştır. Bulgular: Futsalda, hücum sonuçlanma kriterleri açısından başlangıç bölge- sine, hücum şekline ve hücum bölgesine göre anlamlı farklılık bulundu. (p<0,05) Or- ganizasyonlar arasında ise birinci bölgeden olumlu sonuçlanan hücumların şekli bakımından anlamlı farklılık saptandı. (p<0,05). Birinci bölgeden yapılan kurgulu ve üçüncü bölgeden yapılan hızlı hücumların sonuca etkisinin anlamlı olduğıu saptandı. Sonuçlar: Sonuç olarak, çalışmada elde edilen verilerin, taktik antrenman planlamasında kullanılmasının başarıyı artıracağı düşünülmüştür. Ayrıca, taktiksel planlama doğrultusunda fiziksel performans öğeleri de planlamaya dahil edilebilir. Savunma ve hücum planlamaları, uygulanan stratejilere göre taktiksel antrenmanlarda değişkenlik gösterebilir.
Spor yüzyıllar boyunca insan yaşamının bir parçası olmuştur. Önceleri amatör bir ruhla yapıla spor giderek profesyonelleşmiştir. Küreselleşme, yaşanan ekonomik gelişmeler, teknolojik ilerleme spora ...maddi boyut kazandırmıştır. Sporun başlı başına bir endüstri olduğu düşüncesi yaygınlaşmış ve bugün milyon dolarlarla ifade edilen dev bir sektör haline gelmiştir. Tam da bu noktada mal ve hizmet üreten her firma, kurum vs. için hayati önem taşıyan pazarlama spor endüstrisinde de önemli bir konuma gelmiştir. Spor pazarlaması sporla doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili olan kurumların ilgi odağı olmuştur. Ancak devamlı büyüyen spor endüstrisinde özellikle Türkiye'de pastadan en büyük payı başta futbol olmak üzere belli başlı spor dalları almaktadır. Bu sert rekabet koşullarında diğer daha az popüler olan spor dallarının daha fazla kişiye ulaşması, takip edilip, gelirlerinin arttırılması için yürütülmesi gereken tutundurma stratejileri vardır. Yapılan ve yapılması gereken tutundurma stratejilerinin belirlenmesi bu tezin konusunu oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında ön çalışma olarak Türkiye Bisiklet Federasyonu ve Salcano Sakarya Pro-Team ile yüz yüze görüşme gerçekleştirilmiş daha sonra 669 kişi ile anket çalışması yapılarak, Türkiye'de bisiklet sporunu geliştirmek ve daha geniş kitlelere yaygınlaştırmakla görevli kurum ve kuruluşlara öneriler getirilmesi amaçlanmıştır.
Bu çalışmada Türkiye’de altyapı bazında başarılı olmuş kulüplerinin yapılanmaları ve yönetim şekillerinin incelenmesi hedeflenmiştir. Türk futbolunda bu kapsamda öne çıkan kulüpler olarak Altınordu ...Spor Kulübü ve Gençlerbirliği Spor Kulübü olarak belirlenmiş ve bu çalışmada incelenmiştir. Altyapılarda görev alan yöneticiler ile yapılan röportajlar Türkiye’de uygulanan altyapı yönetim şekilleri ve çalışmaları hakkında bilgi edinmemizi sağlamıştır. Araştırmaya Altınordu Spor Kulübü ve Gençlerbirliği Spor Kulübü bünyesindeki dörder yöneticinin katılımıyla röportaj yapılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Görüşme formu için hazırlanan sorular, kulüplerin altyapı yapılanma ve yönetim şekillerinin araştırılması üzerine olup, 3 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; spor kulüplerin yapısal durumu (4 soru), ikinci bölümde; spor kulüplerinin işletilmeleri (4 soru) ve son olarak üçüncü bölümde de güncel sorunlarına yer verilmiştir. Çalışmaya katılan Altınordu ve Gençlerbirliği Spor Kulübü yöneticilerinin, görüşme formunda yer alan sorulara verdiği cevaplar ve ilgili literatür taraması sonucunda, altyapıda başarı göstermiş kulüplerin, yapılanmaları ve yönetim şekillerinin şekilleri incelenmiştir. Kulüplerin oluşturdukları altyapı modelleri, sporcuya verilen değerler, spora olan profesyonel yaklaşımları, Türkiye’nin en iyi iki alt yapı kulübü olmaları ile doğru orantılı olduğu gözlemlenmiştir.
Araştırmada üç bölümden oluşan anket formu kullanılmıştır. Anket formunun ilk bölümünde katılımcıların kişisel bilgilerinin belirlenmesi için demografik bilgi formu yer almaktadır. İkinci bölümünde ...yöneticilerin yönetim tarzlarına ilişkin çalışanların algısını ölçmek amacıyla Kurt ve Terzi (2005) tarafından geliştirilen Yöneticilerin Yönetim Davranışları Ölçeği yer almaktadır. Ölçek beşli likert tipinde (1: hiçbir zaman, 5: her zaman), 3 boyut ve 29 maddeden oluşmaktadır. Üçüncü bölümde, Weiss ve arkadaşları tarafından geliştirilen Minnesota İş Tatmini Ölçeğini (1967), Türkçeye Baycan (1985) tarafından uyarlanmış ve güvenilirlik ve geçerlilik için onaylanmış, çalışanların iş memnuniyetini değerlendirmek için kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS 21.0 programı kullanılmıştır. Puanların normallik testinde çarpıklık katsayısı kullanılmıştır. Sürekli bir değişkenden elde edilen puanların normal dağılım özelliklerinde kullanılan puanlama katsayısı (Skewness) normal dağılımdan anlamlı bir sapma göstermediği şeklinde yorumlanabilmektedir. Normal dağılım göstermeyen puanların karekök, logaritmik veya ters döndürme yöntemleriyle normal dağılımları sağlanarak parametrik testler kullanılabileceği gibi non-parametrik testler de kullanılabilir (Büyüköztürk, 2011). Ölçek ve alt boyut puanları normal dağılım gösterdiğinden cinsiyet, medeni durum, mezuniyet alanı, çalışma şekli ve kendisine bağlı çalışan olması durumuna göre karşılaştırılmasında bağımsız iki örneklem t testinden; yaş, öğrenim düzeyi, toplam çalışma süresi, kurumdaki çalışma süresi, şu anki yönetici ile birlikte çalışma süresi değişkenlerine göre karşılaştırılmasında tek yönlü varyans analizinden (ANOVA) yararlanılmıştır. ANOVA testinde gruplar arasında anlamlı farklılık görüldüğünde farkın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek amacıyla ikili karşılaştırmalar için LSD post hoc testinden yararlanılmıştır. Ölçek ve alt boyutlar arası ilişki analizi için Pearson korelasyon analizinden yararlanılmıştır. Analizlerde anlamlılık düzeyi 0,05 (p<0,05) olarak belirlenmiştir.
Amaç: Bu çalışmanın amacı; ulusal/uluslararası ve bölgesel taekwondo poomsae yarışmalarında görev yapan hakemlerin görsel dikkatlerinin “Göz Takip Sistemi” ile incelenmesi ve bu inceleme esnasında ...odaklanma sayıları, süreleri ve yerlerinin belirlenmesi sonucu, sporcuların ve hakemlerin bu alanda ki performanslarına katkı sağlamaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya yaşları 45,38±10,50 ve hakemlik deneyimi 10,75±4,83 yıl aralığında değişen ulusal/uluslararası ve bölgesel düzeyde 16 hakem gönüllü olarak katılmıştır. Poomsae Koryo’dan seçilmiş 18 hareketin bir doğru iki yanlış fotoğrafı randomize sırada, ekran da 3 sn kalacak şekilde gösterilmiştir. 125-70 cm’lik ekran ve PUPIL marka; high speed, 200 hz binocular model Göz Takip Sistemi kullanılmıştır. Bulgular: Hakemlerin, doğru ve yanlış fotoğraflara yaptıkları ortalama fiksasyon sayıları sırasıyla; 5,55±0,56 ve 5,09±0,60 olarak tespit edilmiş ve iki grup arasında istatiksel açıdan bir fark bulunmuştur (p<0,05). Doğru ve yanlış fotoğraflara yaptıkları ortalama fiksasyon süreleri sırasıyla; 2106,31±82,01 ve 2247,91±74,66 olarak tespit edilmiş ve iki grup arasında istatiksel açıdan bir fark bulunmuştur (p<0,05). Doğru ve yanlış fotoğrafların standardize edilmiş ortalama fiksasyon süreleri sırasıyla; 383,09±42,87 ve 448,71±71,65 olarak tespit edilmiş ve iki grup arasında istatiksel açıdan anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0,05). Hakemlerin toplam 36 yanlış fotoğraftaki hataları yakalama oranı %82,94±9,46 olarak tespit edilmiştir. Sonuç: Hakemlerin yanlış fotoğraflara daha az foveal fiksasyon yaptıkları ve bu fotoğraflarda daha düşük arama oranlarına sahip oldukları görülmüştür. Hatanın bulunduğu bölgede daha uzun süre fiksasyon yaptıkları tespit edilmiştir. Baş bölgesinde ki hataların yakalanma oranlarının diğer bölgelere oranla daha düşük olduğu ve hakemlerin baş bölgesine daha az fiksasyon yaptıkları ya da hiç yapmadıkları görülmüştür.
Bu araştırmanın genel amacını; Aktif spor yapan ve yapmayan sporcuların sporda şiddet ve saldırganlık davranışlarına ilişkin görüşlerinin incelenmesioluşturmaktadır. Araştırmada, mevcut durumu ...belirlemek adına tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini spor bilimleri fakültesi öğrencileri oluştururken, örneklem grubunu 2018-2019 eğitim öğretim yılında Gazi Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi'nde öğrenim gören, aktif spor yapan ve yapmayan sporcular arasından tesadüfi örneklem seçme yöntemiyle belirlenen 249 n(erkek)=174, n(kadın)=75 sporcu oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama araçları olarak, araştırmacı tarafından oluşturulan "Kişisel Bilgi Formu", Tuzgöl (1998) tarafından geliştirilmiş olan "Saldırganlık Ölçeği" ve Göka, Bayat ve Türkçapar (1995) tarafından geliştirilmiş olan "Şiddet Eğilimi Ölçeği" kullanılmıştır. Verilerin analizinde, katılımcıların kişisel özelliklerini betimleyici frekans ve yüzde dağılımları çıkarılmış, ölçeklere verilen cevapların aritmetik ortalamaları ve standart sapmaları hesaplanarak, şiddet eğilimlerine ve saldırganlık düzeylerine ilişkin dağılımlar belirlenmiştir. Alt problemlere ilişkin bağımsız değişkenlerle; şidet eğilimi ve saldırganlık düzeyleri parametrik testlerle sınanmış, ikili karşılaştırmalar için t testi, üç veya daha fazla küme karşılaştırmaları için Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Katılımcıların şiddet eğilimi ile saldırganlık düzeyleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla ise Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon (r) Katsayısı tekniğinden faydalanılmıştır. Analizlerde anlamlılık düzeyi ise "p<0.05" olarak alınmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; cinsiyet değişkenine bağlı olarak aktif olmayan sporcuların şiddet eğiliminde anlamlı farklılığa rastlanmıştır. Bu farklılık erkek katılımcıların şiddet eğilimlerinin daha yüksek olduğundan kaynaklanmaktadır. Aylık gelir değişkenine bağlı olarak aktif sporcuların şiddet eğiliminde anlamlı farklılığa rastlanmıştır. Bu farklılığa bağlı ortalama puanlar göstermektedir ki, aktif sporcuların aylık gelirleri düştükçe şiddet eğilimleri artış göstermektedir. Aktif olmayan sporcuların yaş ve spor yaşı değişkenleri ile saldırganlık düzeyleri arasında anlamlı düzeyde ters yönlü ilişki olduğu tespit edilmiştir. Son olarak ise aktif olan ve olmayan her iki grubun da şiddet eğilimleri ve saldırganlık düzeyleri arasında ilişki olduğu ve bu ilişkinin pozitif yönlü olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.
Spor, ülkeleri birleştiren en büyük organizasyon faaliyetleri bütünüdür. Ancak bu organizasyonların başarılı ve etkili olmasında temel olarak seyirci ve sporcuların güvenliği ön plana çıkmaktadır. ...Ülkelerin sağladığı güvenlik ölçüsünde değerlendirilen faaliyet raporu güvenliğin ne derece etkin rol oynadığını göstermektedir. Sporda güvenlik; İstanbul Maratonunda OHAL öncesi ve OHAL dönemi özel ve kamu güvenlik birimleri tarafından alınan güvenlik önlemlerinin katılımcı yaklaşımı açısından analiz edilmesini esas almaktadır. Son zamanlarda, spor aktivitelerinde yaşanan güvenlik sorunları ülkenin gündemini meşgul etmektedir. OHAL döneminde ülke genelinde çıkan olaylarda yaşanması muhtemel can ve mal kayıplarının önlenmesi için alınan kamu ve özel güvenlik tedbirlerinin yeterliliği tartışılmaktadır. Bu kapsamda, İstanbul Maratonu için de en önemli problemlerinden biri güvenlik ve güvenlik uygulamalarıdır. Spor organizasyon yöneticileri, İstanbul Maraton’da düzenlendiği güzergâhlarda alınan güvenliğin; katılımcı güvenliğini, genel asayişin sağlanması, maratona giriş kontrolü, katılımcı yönlendirme, kalabalık kontrolü, sporcuların ve spor malzemelerinin korunması gibi güvenlik tedbirlerini almak için İstanbul Maraton’da kamu ve özel güvenlik birimlerine ihtiyaç duymaktadır. Önerilen bu projede: Sporda Güvenlik Sistemleri ve İstanbul Maratonun Güvenliğinin yasalar ve kanunlar çerçevesinde; kolluk gücü ve özel güvenliğin müdahale ediş şekillerinin araştırılması amaçlanmaktadır. Bu proje iki ayrı kısımdan oluşmaktadır. 1. Birinci kısım sosyal bölümü spor, sporcu, maraton, katılımcı, seyirci, şiddet ve güvenlik kavramları örnekler ile vurgulanarak anlatılmıştır. 2. İkinci kısım “Yasal Düzenlemeler” başlığı altında mevcut yasalarla, alınan önlemlere değinilerek, yasalarda güvenlik birimlerinin teşkilatlanması, güvenlikle ilgili birimlerin görev ve sorumlulukları oluşturmak. 3. Spor organizasyonlarında kullanılan güvenlik sistemleri ile günümüzde karşılaşıla olayları ve alınan önlemleri anlatılmaya çalışılmıştır. Araştırma bölümünde ise, araştırma nicel araştırma metodolojisi içinde yer alan genel tarama modellerinden betimsel tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonucunda: 1.Katılımcıların güvenlik algısı; yaşa, cinsiyete, medeni durum, eğitim duruma göre farklılaşmakta mıdır? 2.Katılımcıların sporda güvenliğe ilişkin görüşlerinde, sporda şiddetin sorumlusunu tanımlama açısından farklılaşmakta mıdır? 3.Araştırmaya katılan katılımcıların maratonda kendini güvende hissetmekte midir? 4.Kamu güvenlik görevlilerinin almış olduğu güvenlik tedbirleri yeterli midir? Kamu güvenlik görevlileri güvenliğin sağlanmasında etkili midir? 5.Özel güvenlik görevlilerinin almış olduğu güvenlik tedbirleri yeterli midir? 6.Özel güvenlik görevlileri güvenliğin sağlanmasında etkili midir? Toplumları, hatta tüm kıtaları etkileyen spor ve spor organizasyonlarının etkin ve etkili yapılabilmesidir. İstanbul Maratonu’na katılımı artırmak için güvenli ortamlar oluşturmak ve sporda şiddeti en aza indirmek için gerekli ve gereken özen ve dikkatin yanında, yasalar ve kanunların nerelerde hangi şekilde uygulanması gerektiğini; uygulayıcı olan kolluk ve özel güvenliğin hangi koşullarda çalışmasıyla bir rol model geliştirilebileceği; ve daha sonra yapılacak çalışmalara kaynak oluşturması için hazırlanmıştır. İstanbul Maratonu’nda özel ve kamu güvenlik birimleri tarafından alınan güvenlik önlemlerinin yeterliliğinin ve etkililiğinin katılımcıların gözünden değerlendirmektir. Ayrıca çalışma sonucunda elde edilecek sonuçlardan diğer organizasyonlarda faydalanılması, çalışmanın bir geri bildirim niteliği taşıması da amaçlanmaktadır. İstanbul Maratonu’nda özel ve kamu güvenlik birimleri tarafından alınan güvenlik önlemlerinin, organizasyonun güvenliğini üstlenen İBB’nin güvenlikten sorumlu özel kolluk görevlileri, Spor İstanbul’un maratonda güvenliğini sağlayacak olan çalışanları ve çeşitli üniversitelerden gönüllü olarak güvenlik sağlamak üzere katılan öğrenciler, ki bunların tamamı spor organizasyonlarında güvenliğinde görev alan personeller olarak adlandırılacaktır. İstanbul maratonun ne kadar emin ellerde ve güvenli olup olmadığını araştırmak, ülkemizin içinde bulunduğu özel ve stratejik durumundan dolayı daha sonra düzenlenecek yarış ve organizasyonların güvenliğinde önemli bir rol oynamak ve bu organizasyonlarda güvenlik önlemlerine kaynak oluşturmak ve spor bilimlerinde yeni olan bu alana literatür açısından katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Amaç: Bu çalışmanın amacı; katılımcıların kahvaltı yapılan gün ve egzersiz yapılan gün açlık tokluk durumlarına göre besin ve nötr resimlere karşı geliştirdikleri MSS yanıtlarını ortaya koymaktır. ...Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 18 yaş üzeri, haftada en az 10 saat antrenman yapan, BKİ değeri 18-25 kg/m2 düzeyinde olan, karate veya kürek branşına müsabık 21 sporcu dahil edilmiştir. Çalışmada EEG ölçümleri iki aşamadan oluşmuş olup, birinci aşamada katılımcılardan kahvaltı öncesi ve kahvaltı sonrası; ikinci aşamada ise egzersiz öncesi ve egzersiz sonrası aç durumda iken Elektroensefalografi ölçümü alınarak, göz takibi yapılmıştır. Deney sırasında katılımcılara besin ve nötr resimler rastsal bir şekilde bilgisayar ekranında gösterilerek eş zamanlı ölçüm alınmıştır. Elde edilen EEG verileri tekrarlı ANOVA testi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Tekrarlı ölçüm ANOVA testinde; farklı kanallar bazında pozitif 300 dalgasının, zamandan bağımsız olarak resimler arasında ve resimden bağımsız olarak zamanlar arasında anlamlı farklılık gösterdiği bulunmuştur. P300 latansı kanallara göre incelendiğinde zamana göre farklılıklar gözlemlenmiştir. P300 ve Geç Pozitif Potansiyel genlikleri frekans bandı bazında kanallara göre incelendiğinde zamanlar arası veya resimler arası anlamlı farklılık saptanmıştır. Ayrıca katılımcıların göz takibi verilerinden deney süresince uyaranlara dikkat ettikleri gözlenmiştir. Kürekçiler ve karateciler karşılaştırıldığında iki grubun parametreleri arasında anlamlı farklılık gözlenmemiştir. Sonuçlar: Katılımcıların besin resimlerine karşı ürettikleri P300 ve fiksasyon yanıtlarının nötr resimlerden anlamlı derecede yüksek olması; besin resimlerine olan dikkatin yüksek olduğunu yansıtmaktadır. Eletrofizyolojik değişimler göz önüne alındığında submaksimal egzersizin, açlık hissinde ve dikkat düzeyinde azalma yarattığı gösterilmiştir.
Sporsal yetenek seçimi ve sporcuların değerlendirilmesinde son yıllarda veri biliminin analiz metodlarına sıklıkla başvurulmaya başlanmıştır. Sporcu adayların motorik ve fiziksel ölçümlerinden yola ...çıkarak, hangi spor dalına yatkın olduklarının belirlenmesi, eğitim ve kaynak planlanması açısından önem taşımaktadır. Bu çalışma kapsamında, motorik ve fiziksel ölçümlemelerden yola çıkarak, katılımcıların hangi spor dallarında gelişime elverişli olduklarının belirlenmesine yönelik bir sınıflama sistemi önerilmesi hedeflenmiştir. Yedi, sekiz, dokuz yaşlarında olan 5427 katılımcıdan gerçekleştirilen ölçümlemeler ile antropometrik ve motorik özellik değerleri kayıt edilmiştir. Daha önceden uzman görüşüne başvurularak yapılan değerlendirme sonuçları gerçek değer olarak kabul edilerek, gözetimli sınıflandırma sonuçları ile karşılaştırılıp, sınıflandırıcıların başarımları hesaplanmıştır. Bu çalışmadaki sınıflar çabukluk (G), kuvvet (F), boy (E) ve diğer grup (H) olarak belirlenmiştir. C4.5 algoritması ile dört grupta yedi, sekiz ve dokuz yaş verileri ortalama %77.6 başarı oranı ile sınıflandırılırken, çok katmanlı algılayıcılar kullanılarak yapılan sınıflandırmada başarı oranı ortalama %88.6, destek vektör makinalarında ise ortalama sınıflandırma başarısı %87.6 olarak görülmüştür. Bu çalışmada ölçümleri yapılan katılımcıların, fiziksel ve antropometrik özellikleri, veri madenciliği teknikleri kullanılarak sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırma branş özellikleri ve antrenör görüşlerini içerdiğinden dolayı öncü olma niteliği taşıyan objektif modeller ortaya koymuştur.