21. yüzyılda endüstrileşme ülkelerin ekonomik özgürlüğü ve istikrarlılığı için bazen yeterli olamamaktadır. Ülkelerin ihraç ettikleri ürün veya hizmetlerin yüksek teknolojili ve özel tasarlanmış ...olması bazen yeteri kadar rekabet gücü sağlayabilmemektedir. Bu aşamada devletlerin milli markalaşaması ülkelerin kendi imajlarını, marka değerlerini artıracağı gibi, ülke menşeli markalı ürün ve hizmetlerinin de ek katma değer kazanmasına yardımcı olacaktır. Dolaylı olarak katma değerli ihracat ürünleri artacağı için ülkenin ekonomik özgürlüğü ve ekonomik istikrarlığı olumlu yönde etkilenmiş olucak. Nitekim milli markalaşma Azerbaycan gibi gelişmekte olan devletler için rekabet gücü oluşturan faktörlerdendir. Ülke markalarının güçlenmesi, katma değer yaratabilir hale gelmesi üretim maliyetlerin düşürülmesine ve istihdamın artmasına, ekonominin büyümesine yardımçı olabilmektedir. 2016 yılında Azerbaycan yetkilileri milli markalaşmanın önemine varmış ve süreci başlatmıştır. Tez çalışmasında Azerbaycan`ın markalaşma süreci detaylı şekilde incelenmiştir.
Bireylerin kaliteli bir yaşam sürdürebilmeleri için yaşamlarına devam ettikleri ülkenin; ekonomik ve siyasi yapısı, toplumsal ve çevresel yapısının yaşamını sürdürecek kişinin hayat koşullarını ...destekleyecek nitelikte olması gerekir. İşsizlik oranının düşük olması, kişi başı gayri safi milli hasıla (GSMH) ve gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) oranlarının yüksek olması, enflasyon oranının düşük olması, bireylerin yaşadıkları ülkede sosyal olarak toplam yeşil alanın fazla olması, yaşam süresinin uzun olması, okur-yazar oranının fazla olması ve suç oranının düşük olmasını yaşanabilirliği belirleyen etkenler arasında verebiliriz. Çalışmada Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)'nde yer alan ülkelerden 34'ü dikkate alınarak ülkelerin yaşanabilirlik düzeyleri değerlendirilmiştir. Çalışmada kriter olarak; GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla), Nüfus, Ortalama Yaşam Süresi, İnsani Gelişmişlik Endeksi (İGE), İşsizlik Oranı, Vergi Oranı, Kişi Başına Düşen Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH), Yeşil Alan, Enflasyon (TÜFE), Elektrik Tüketimi(Kişi Başı), Doğurganlık Oranı, Kentsel Nüfus ve Yüksek Teknoloji Ürünü İhracatı baz alınmıştır. Birden çok ülkeyi ve kriteri bir arada ele alırken, çok kriterli karar verme (ÇKKV) yöntemlerinden faydalanılmıştır. Kriterlerin ağırlıklandırılmasında ise elemanın üye olma ve olmama derecelerinin yanında hassasiyetini de dikkate alan pythagorean bulanık küme tabanlı olan aralık değerli AHS (Analytic Hierarchy Process) yönteminden yararlanılmıştır. Ülkelerin yaşanabilirlik düzeylerinin sıralanmasında ise belirsizliği dikkate alan bulanık TOPSIS (Technique for Order Preference by Similarity to Ideal Solution) yönteminden yararlanılmıştır.
Amortisörler, otomotivden beyaz eşya sektörüne, motosikletlerden yük taşıyan ağır vasıtalara kadar oldukça geniş bir yelpazede ve birçok uygulama alanında kullanılmaktadırlar. Amortisörlerden hem ...güvenlik hem de konfor sağlaması beklenir. Birbirine zıt olarak çalışan bu sınır şartların optimum değerde buluşabilmesi için amortisörlerin ana görevini üstlenen ve sönümleme kuvvetini belirleyen valflerin tasarımı oldukça önemlidir.Ağır ticari araç üreticilerinin süspansiyon sisteminden beklentileri, yol şartlarının iyileşmesi ve teknolojideki ilerlemelerle zamanla değişmektedir. Gelişen rekabet şartlarında birçok parçada olduğu gibi amortisör parçalarının da hem daha ucuz hem de daha yüksek performans gösteren ürünler olmasını talep etmektedirler. Bu amaçla amortisörün çalışma prensibinin ve özellikle sönümleme kuvvetini oluşturarak ana görevi üstlenen valf gruplarının daha iyi anlaşılması gerekmektedir.Bu tez çalışmasında amortisörün çalışma prensibi ve ana görevi üstlenen valfler açıklanmıştır. Ağır vasıtalara yönelik yüksek sönümleme kuvvetleri oluşturan amortisör valflerinin tasarım parametrelerinin etkileri ve valflerin alt parçalarının sönümleme kuvvetine olan etkisi üzerinde durulmuştur. Çalışma kapsamında sönümlemeye doğrudan etkisi olan valf parçalarının detayları anlatılmıştır. Bu parçalarda yapılacak parametre değişiklikleri ve sönümleme kuvveti ölçüm metodu belirlenmiştir. Çalışma kapsamında prototip parçalarla yapılan testler sonucunda valf parametrelerinde yapılan değişikliklerin sönümleme kuvvetine olan etkileri gözlemlenmiş ve buradan elde edilen değerler ve oluşan grafikler sunulmuştur.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 118. maddesinde düzenlenerek mevzuatımıza ilk kez girmiştir. Yapılan bu yasal düzenleme ile Anayasa ve özel ...kanunlardaki mevcut güvencelerin yanı sıra sendika özgürlüğünün kullanılmasının daha etkin şekilde korunması amaçlanmıştır. Öyle ki, ilgili hükmün ilk fıkrası ile bireysel sendika özgürlüğü, ikinci fıkrası itibariyle ise kollektif sendika özgürlüğü korunan hukuki değer olarak dikkate alınmıştır. Bu çalışmada, öncelikle sendika ve sendika özgürlüğü kavramları bakımından gerekli tanımlar aracılığıyla sendika ve unsurları, hak ve özgürlük kavramları, müteakiben sendika özgürlüğü izah edilmeye çalışılacaktır. Çalışmanın üçüncü ve son bölümünde ise sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçu, suç genel teorisi çerçevesinde suçun maddi ve manevi unsurları, hukuka aykırılık unsuru, kusur, suçun özel görünüm şekilleri başlıkları altında detaylı şekilde incelenmeye çalışılacaktır.
Şirketlerin; el değiştirme, yabancı kaynak temini, yeniden yapılandırma, özelleştirme, halka arz, birleşme ve satın alma gibi özellikli işlemlerinde değerleme, bu süreçlerin en önemli sürecini ...oluşturmaktadır. Bir şirket veya girişim, etkin bir şekilde faaliyetlerini yürütmesinin yanında ortaya bir değer çıkarma amacı taşımaktadır. Ortaya çıkan bu değerin ölçülmesi ise şirket değerleme yaklaşımları ve yaklaşımların içerdiği yöntemler kullanılarak belirlenmektedir.Çalışmada, öncelikle değerlemeye ilişkin temel kavramlar geniş bir literatür taraması sonucunda açıklanmış ve diğer disiplinlerle olan ilişkisi incelenmiştir. Sonrasında ise şirket değerleme süreci ve bu süreç içerisinde hangi analizlerin kullanılarak sürecin yürütülmesi gerektiği konusu açıklanmaktadır. Yapılan bu tez çalışmasında şirket değerlemesinde kullanılan yaklaşım ve yöntemler doğrultusunda şirketler topluluğu, startup ve zarar eden şirketlerin değerlemesinde karşılaşılan ve özellik arz eden durumlar incelenmektedir. Bu incelemelerde tez yazım tarihi itibariyle analiz edilen şirketler gerçek şirketler olup çalışmamızda isim ve finansal verileri senaryolaştırılmıştır. Bu şirketlerin uygulama sonuçları ve öneriler son bölümde açıklanmıştır.
Bu çalışmada, ticari araçlarda kullanılmakta olan yolcu kapılarının mekanik sistemleri incelenmiştir. İncelenen mekanik sistemler içerisinden Elektrikli Dışa Açılır Çift Kanatlı Yolcu Kapısı ile ...ilgili olarak yol testleri, bench testleri, CAE Analizleri ve tork-amper ölçüme testleri yapılmıştır. Yapılan testlerden elde edilen sonuçlar CAD ortamında modellenerek, CAE analizleri yapılmış ve test sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Yolcu kapısı çalışması esnasında ölçülen tork değerlerine göre dişli malzeme kontrolleri ve elektrik motoru tork-amper ölçümleri test edilmiştir. Testler sonucunda elde edilen verilerin analizi ile yolcu kapısı bağlantı braketinde sehim miktarları azaltılarak, yolcu kapısı çalışmasında rijitlik artışı sağlanmış ve mekanik sistemde iyileştirmeler yapılmıştır.
Teknolojiden beklentinin artması ile endüstriyel sistemlerin tasarımında hassas yüklerin kullanımı da artmıştır. Enerjinin güç kalitesi ve verimliği dağıtım hatlarının önemli problemleri haline ...gelmiştir. Tüketici sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Mevcut hatlar farklı hassasiyetlere sahip tüketicilerle yüklenirken bir diğer taraftan dağıtık yenilenebilir enerji üretim sistemleri de yaygınlaşmaktadır. Dağıtım hatlarında kısa devre arızaları, büyük güçlü yüklerin devreye girip çıkmaları, reaktif güç akışları kısa süreli gerilim düşümlerine sebep olmaktadır. Gerilim düşümleri kontrol elemanlarının kararlı çalışma sınırları dışında kaldığı zaman endüstriyel tüketicilerde büyük ekonomik kayıplara sebep olabilir ve düşük değerde bağlantı gücüne sahip tüketicilerde ise konforsuz tüketime sebep olmaktadır. Bu problemlerin giderilmesi için sistem dinamiklerindeki değişikliklere hızlı cevap veren Esnek Alternatif Akım İletim Sistemleri (FACTS) cihazları yaygın olarak kullanılmaktadır. Dağıtım Sistemi Statik Senkron Kompanzatör (D-STATCOM) dağıtım sistemlerinde kullanılan FACTS cihazlarından biridir. Bu çalışmada FACTS cihazlarından biri olan D-STATCOM radyal bir orta gerilim şebekesinde farklı senaryolarda oluşabilecek kısa süreli gerilim düşümlerine karşı bir önlem olarak kullanılmıştır. Matlab/Simulink programı ile modellenen radyal şebekede oluşturulacak kısa devre, ani yük artışı ya da gerilim yükselmesi gibi örnek olaylarda D-STATCOM devrede olduğu ve D-STATCOM devrede olmadığı durumlar simüle edilmiştir. Simulasyon sonuçları osilografik olarak sunulmuş ve sistem davranışları değerlendirilmiştir. Radyal şebeke üzerinde belirlenen noktalarda elde edilen simülasyon sonuçları, D-STATCOM cihazının bara gerilimlerini nominal değerde olmasını sağladığını göstermiştir.
Günümüzde giderek büyüyen ve önem kazanan perakende sektörü son yıllarda market markalı ürünlerin pazardaki gücünün artması nedeniyle daha fazla gündeme gelmeye başlamıştır. Tez çalışmasının amacı, ...market markalı ürünler ve bu ürünlerin gelişim sürecini incelemek ve Bursa ilindeki süpermarketten alışveriş yapan tüketicilerin market markalı ürünler hakkındaki görüş ve tercihlerini belirlemektir.Çalışmada 2018 yılında Bursa ili merkez ilçede yaşayan 148 tüketiciye hanehalkı anketi uygulanmıştır. Anket sonuçlarına göre market markalı ürün satın alan tüketicilerin oranı %86’dır. Market markalı ürün satın almayan tüketicilerin oranı %14 olup, söz konusu tüketicilerin bu ürünleri almama nedeni “kalitesiz” olarak değerlendirmeleridir.Tüketicilerin market markalı ürün alma nedenlerinin başında fiyatının diğer ürünlerden daha uygun olması gelmektedir (%43). Bu ürünlerin hem ekonomik hem de kaliteli olduğunu düşünen tüketicilerin oranı ise %23’dür. Market markalı ürünlerde %52 oranı ile en fazla gıda ürünleri ve %40 oranı ile temizlik maddeleri tercih edilmektedir. Tüketicilerin market markalı ürünler alırken dikkat ettikleri kriterler ürün kategorilerine göre değişiklik göstermektedir. Gıda ve kozmetik ürünlerinde kalite ön plana çıkarken, tekstil ve temizlik ürünlerinde fiyat ilk sırada gelen faktördür.Tüketicilerin demografik özelliklerinin market markalı ürün aldıkları yere göre değiştiği de tespit edilmiştir ve bu verilerden hareketle, tüketicilerin en fazla market markalı ürün satın aldığı marketlere göre tüketici profilleri çıkartılmıştır.Günümüzde market markalı ürünlerin hızlı gelişimi, tüketiciler açısından fiyat – kalite algısı dengeli olduğu sürece avantaj teşkil etmekle birlikte, ulusal markalara zarar vermesi ve satıcı tekeli yaratması açısından riskli görülmektedir.
Özel etiket markası olarak bilinen perakendeci markalı ürünler, tüketiciler tarafından farklı nedenlerle tercih edilmektedir. Sürekli değişen ekonomik çevreye tüketiciler tarafından farklı tepkiler ...verilmektedir. Pazarlamacılar da belirli ürün gruplarında belirli stratejiler geliştirmek, uygulamak ve zamanla değişen ekonomik çevreye uyum sağlamak zorundadırlar. Bu çalışmada, Perakendeci markalı ürün grubunda temizlik ürünlerinin tüketiciler tarafından tercih edilme nedenleri araştırılmıştır. Araştırma verileri Eskişehir ilinde ikamet eden 322 tüketici ile yapılan anket sonucunda elde edilmiştir. Araştırmada elde edilen veriler SPSS programıyla analiz edilmiştir.
Her sistemin değişime hızla uyum sağladığı rekabet ortamının bir sonucu olarak üretim teknolojileri temelli birçok yenilik taklit edilebilir hale gelmiştir. Bu noktada örgütler taklit edilmeyen insan ...kaynağına odaklanmıştır. Çalışanı ile uzun yıllar çalışmaya devam etmek isteyen örgütler, örgütsel bağlılığın yüksek düzeyde olması ile ilgili içeriklere oldukça önem vermektedir.Bu çalışmanın amacı algılanan liderlik tarzı ile örgütsel bağlılık ilişkisinin incelenmesidir. Bu amaçla Konya Ticaret Odası'na bağlı sermayesi 1.000.000 ile 5.000.000 TL arasında olan sanayi işletmelerine anket uygulanmıştır. Algılanan liderlik tarzı olarak Burns ve Bass'ın liderlik süreçlerine kazandırdığı dönüşümcü ve etkileşimci liderlik belirlenmiştir. Bass'ın (1985) oluşturmuş olduğu Çok Faktörlü Liderlik Ölçeği' nin alt liderlik türleri olan etkileşimci ve dönüşümcü liderlik tarzlarını ölçen ölçekler kullanılmıştır. Bu liderlik tarzları astlarına ve motivasyon unsurlarına önem veren liderlik tarzları olmak ile birlikte dönüşümcü lider daha çok yenilik ve değişim odaklı iken etkileşimci lider mevcut yapıyı koruyan veya iyileştirme taraflı bir yaklaşım sergilemektedir. Ayrıca etkileşimci lider örgüt amaçlarının ve bireysel hedeflerin gerçekleşmesi için ödül ve ceza mekanizmalarını kullanarak motivasyonu sağlamaktadır. Örgütsel bağlılık ve boyutlarında Allen ve Meyer'in duygusal bağlılık, devamlılık bağlılığı, normatif bağlılık sınıflandırması dikkate alınmış ölçek olarak Allen ve Meyer'in (1993) örgütsel bağlılık ölçeği kullanılmıştır.Araştırmanın sonucuna göre dönüşümcü liderlik ile duygusal bağlılık arasında güçlü bir ilişki, etkileşimci liderlik ile devamlılık bağlılığı arasında güçlü bir ilişki tespit edilmiştir. Normatif bağlılık ile hem etkileşimci hem de dönüşümcü liderlik algısı arasında pozitif yönde güçlü bir ilişki olduğu sonucuna varılmıştır. Bu liderlik tarzlarının örgütsel bağlılık üzerindeki etkileri incelendiğinde algılanan dönüşümcü liderlik ve etkileşimci liderlik tarzının örgütsel bağlılık üzerinde pozitif etki yaptığı sonucuna ulaşılmıştır.